Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/946 E. 2022/1057 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/946 Esas
KARAR NO : 2022/1057

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :28/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ….. plakalı aracın satışının yapacağı taahhüdü ile müvekkilini dolandırmış olduğunu, araç üzerinde kredi bulunduğunu, kredi kapaması yapabilmeleri için 80.000,00-TL ödemeye ihtiyaçları olduğu şeklinde kandırmak suretiyle ödeme almış olduklarını, sonrasında ise ne araba satışını ne de para iadesi yapmamış olduklarını, bu hususta savcılığa da gerekli şikayetlerin yapılacağını, Davalının ödemeyi iade de etmemesi üzerine taraflarınca Bakırköy …. İcra ünün … E. Sayılı dosyasından davalı aleyhine takip başlatılmış olduğunu, davalı tarafından takibe itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili ile davalı tarafın araç alım satımı hususunda anlaşmış olduklarını, Davalı tarafın müvekkiline kendi adına kayıtlı ….. plakalı 2020 model … marka aracın satışını yapacağını taahhüt etmiş ve aracın ruhsatını da davacıya …. üzerinden göndermiş olduğunu, davalı tarafın, ….. plakalı aracın üzerine kredi olduğunu belirtmesi üzerine müvekkilinin; …bank üzerinden, davalıya ait … iban numaralı hesabına 80.000,00-TL”…. kredi kapama ödemesi” açıklamasıyla, …. işlem referans numarası ile davalı şirket hesabına göndermiş olduklarını, davalı tarafın kredi kapama bedeli için müvekkilinden para almasına rağmen söz konusu aracın hiçbir zaman müvekkiline satılmamış olduğunu, davalı şirket ile hem aracın satışı hem de paranın iadesi için yazışarak ve telefon ile defalarca görüşme yapılmasına rağmen söz konusu bedelin ödenmemiş olduğunu, Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; Bakırköy …. icra Müdürlüğü … E. Sayılı takibe yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve takibin devamına, Haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, davalı vekili duruşmadaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilmesi planlanan ancak akdedilmeyen araç satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya gönderilen araç üzerindeki krediye ilişkin kredi kapama bedelinin iadesine ilişkin alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 80.000,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticaret sicil kayıtları, dava konusu aracın trafik tescil kayıtları, tarafların BA ve BS formları ve banka kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Ben davacı şirkette muhasebe bölümünde çalışıyorum. 7-8 yıldır çalışıyorum. Davalı şirketten 4 tane araç satın almak için anlaştık. 4 araç için 80.000 TL kapora bedeli verdik. Her bir araç bedelinin 190.000 TL olmak üzere anlaştık. Biz 4 aracı da davacı şirket için satın almak için anlaştık. Davalı taraf bir aracın tescilini diğer şirketimiz … verdi. Bunun karşılığında 190.000 TL ödedi. Diğer üç aracın tescilinin verilmesi için davalı taraf bizi sürekli oyaladı. Kaporamızı da ödemedi. Kaporayı istedik. İade etmedi. Verilen araçların yerine başka araçlar teklif ettiler ancak kabul etmedik.” demiştir.

Davacı vekilinin talep ve iddiaları, davalının itirazı, icra dosyası, para transferi, tarafların defter ve belgeleri, BA ve BS formları ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; taraflar arasındaki araç alım satımına dair sözleşme olup olmadığı, davacı tarafından gönderilen paranın tarafların ticari defter ve belgelerine kayıtlı olup olmadığı, hangi ad altında kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalıya gönderilen paranın davacı tarafa geri iade edilip edilmedi taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarının tespiti için rapor alınmasına karar verilmiş, 10/06/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ….ın incelemeye sunulan 2021 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı Ticari defterlerinin HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliği mahkememizin takdirinde olduğu, Davalı tarafından ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olduğu, Davacı ….ın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 13/08/2021 tarihi itibariyle, davacı ….ın davalı …dan 80.000,- TL alacaklı oldukları, Davacı ….. alacağının, davacı tarafından davalı ….. hesabına … Bankası aracılığı ile 27.01.2021 tarihinde … Kredi Kapama Ödemesi açıklaması ile 80.000,-TL ödeme yapılmış olmasından ve davalı tarafından davacı yana geri ödenmemesinden kaynaklanmış olduğu, Türkiye Noterler Birliği tarafından Sayın Mahkemeye 14/01/2022 tarihinde gönderilmiş cevap yazısı ve ekine göre, … Plakalı aracın davalı …a tescil tarihinin 05/08/2020 tarihi olduğu, 28.01.2021 tarihinde … SAN.VE DIŞ TİC.A.Ş.’ne noterlik satış sözleşmesi ile tescil olduğunun görülmekte olduğu, Tarafların bağlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüklerinden Mahkememize gönderilmiş cevap yazısı ekleri olan BA BS Bildirimlerine göre, tarafların birbirine ait herhangi bir BA BS bildiriminin olmadığı, Davacı ….. lehine karar alınması durumunda, Davacı ….. 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 13/08/2021 tarihinden itibaren asıl alacağına, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi 9018,25 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı vekili tarafından davalı ile aralarında dava konusu ….. plakalı aracın davalı tarafından kendilerine satışı konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, bu sebeple aracın üzerindeki kredinin kapanması için davalıya 80.000,00-TL bedel ödediklerini, ancak davalı tarafından aracın davacı şirkete resmi devrinin yapılmadığını ve teslim edilmediğini ve bedelin iade edilmediğini iddia etmiş ve bedelin araç için ödendiğine dair “….. kredi kapama ödemesi” açıklamalı banka dekontu sunmuştur. Davalı vekili tarafından aşamalardaki beyanlarında dava konusu aracın davacının tek yetkili olduğu …. Madencilike devredildiğini, bedelin bir kısmının davacı bir kısmının bu şirket tarafından ödendiğini ve aracı davacının isteği üzerine bu şirkete devrettiklerini ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında 80.000,00-TL bedelin araç satışı için gönderildiğine ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davalı tarafça bu bedel karşılığında davacıya karşı edimin yerine getirilip getirilmediği, aracın davacının yetkilisi olduğu diğer şirkete devri hususunda davacının talebi olup olmadığı, davacının ödenen bedelin iadesini talep edip edemeyeceği hususlarındandır.
2918 sayılı KTK’nın 20/d-son hükmüne göre; “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir.” Bu hüküm uyarınca, KTK hükümlerine tabi bir aracın devrinin noterde resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Noterde resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmesi geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde ise taraflar 6098 sayılı TBK’nun 77-82. maddeleri uyarınca aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermelidir.
Taraflar arasında sözleşmenin varlığı hususunda ihtilaf bulunmadığı hallerde yapılan ödemelerde kapora veya araç bedeli şerhinin varlığı halinde bu ödemeler ihtilafsız olan sözleşme kapsamında yapılan ödemeler olarak kabulü gerekecek olup bunun başka bir borcun ifası kapsamında yapılan ödemeler olduğuna yönelik iddia halinde ispat yükü bunu iddia eden kişide olacaktır. (Emsal Yargıtay HGK’nın 10/06/2009 tarih, 2009/19-206 esas ve 2009/246 karar sayılı ilamı) Ancak taraflar arasında varlığı ihtilaflı olan sözleşme kapsamında araç bedeli olarak ödeme yapıldığına ilişkin havale dekontlarında şerh bulunması sözleşmenin varlığına delalet etmeyeceğinden sözleşmeyi ve yapılan ödemelerin bu sözleşme sözleşme kapsamında olduğu iddiasını ödemeyi yapan, somut olayda davacı ispat etmelidir. (Emsal Yargıtay 13. HD’nin 08/07/2015 tarih, 2015/10719 esas ve 2015/23628 karar sayılı ilamı). Taraflar arasında aracın satımına ilişkin sözleşme olduğuna ve yapılan ödemenin bu sözleşme kapsamında yapıldığına ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasında haricen satım sözleşmesi kurulmuş, satıma konu araç davacıya teslim edilmemiş ve resmi devri yapılmamıştır. Davalı vekili tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamış ve süresinden sonra yapılan davacı vekili tarafından muvafakat edilmeyen savunmasına göre davacının isteği üzerine dava konusu aracın davalının yetkili olduğu şirkete devredildiğini beyan etmiştir ve bu beyanına ilişkin geçerli ve kesin delil dosyaya sunmamıştır. Kaldı ki savunması savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğundan ve davacı vekili tarafından muvafakat edilmediğinden Mahkememizce savunmasına itibar edilmemiştir. Dava konusu icra takibi araç satış sözleşmesi için davacı tarafından ödenen kaparodan kaynaklanmaktadır. 6098 Sayılı 177. maddeye göre “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” Yapılan ödemenin bağlanma parası (pey akçesi) değil de cayma (akçesi) parası olduğunun kabul edilmesi için sözleşme ile kararlaştırılmış olması gerekir. Dolayısıyla, yapılan ödemenin cayma parası olduğu ispat edilmedikçe bağlanma parası olarak kabulü yasa gereğidir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin T. 23.3.2004 E.2003/6039-K. 2004/3240 sayılı kararında, açıkça cayma tazminatı olduğu şart edilmedikçe kaparo, pey akçesi gibi verilen paraların, cayma tazminatı olamayacağından akdi bozmakta haklı olsun olmasın onu veren tarafın istirdada yetkili olduğuna karar verilmiştir. Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin T. 19.1.2017 E. 2016/10641-K. 2017/263 sayılı kararında, avans olarak ödenen paranın TBK madde 178 uyarınca cayma tazminatı olarak öngörülmediği, bu sebeple akdi bozulmasında tarafların haklı haksız olduğuna bakılmaksızın TBK madde 177 uyarınca onu veren tarafın, karşı taraftan istirdada yetkili bulunduğuna karar verilmiştir. Davacı tarafından verilen kaparo bedelinin, araç devrinin yapılmaması sebebi ile sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalı tarafından iade edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafından verilen paranın dava konusu araç için kaparo olarak verildiği ve aracın davalı tarafça resmi devrinin yapılmadığı, bedelin davacı tarafça ödenip davacının yetkili olduğu diğer şirket tarafından ödenmediği, buna rağmen davalı tarafça aracın davacının diğer şirketine devrinin yapıldığı, davacı şirketin aracın devrinin yapıldığı şirketin yetkilisi olmasının sonuca etkili olmadığı, her iki şirketin farklı tüzel kişiliğinin bulunduğu, davacının yaptığı ödeme karşılığında davalının davacıya karşı edimini yerine getirmediği ve sebepsiz zenginleştiği ve bu nedenle davacının ödediğini geri istemeye hakkı olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, alacak likit olduğundan davacı lehine 2004 Sayılı İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 5.464,80 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 966,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.498,60 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.800,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 966,20 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.025,50 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.323,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır