Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/944 E. 2022/828 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/944 Esas
KARAR NO : 2022/828

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :16/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile bilgisayar programlarının kurulması konusunda anlaşıldığı, daha sonra programların kullanımı için ilave kullanıcı eklenilmesi konusunda 5.000,00 TL üzerinde anlaşıldığı ancak davalı tarafın istenilen ilave kullanıcıların sadece yarısını ekleyebildiği, sözleşmesinin akdedildiği sırada 10’dan fazla kullanıcının kullanabileceğini belirten davalının şimdi ise 10’dan fazla kullanıcının kullanamayacağını belirttiği, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı ile aylık bakım anlaşması değil Mikro destek ve danışmanlık anlaşması yapıldığını, anlaşma 11 ay sürdürüldüğünü, 11’inci ayın sonunda bu anlaşma davalı firmaya son 3 aylık ödemelerin yapılmıyor olması, davacının artan personel sayısı ve bu personellerin aktif olarak Mikro yu kullanması ve taahhüt edilen iş yükünün neredeyse 3 katına çıkması sebebi ile, davalı firmanın ücret artış taleplerinin karşılık görmemesi ve yapılan anlasmaya dahil olmayan bir takım sebeplerden, davalı firma olan … tarafından tek taraflı olarak fesih edildiğini, anlaşma yapıldığı tarihte sadece 2 kullanıcı için destek verileceği üzerine anlaşıldığını, dolayısı ile bu anlasma dahilinde herhangi bir program ve herhangi bir yazılım kurulmadığını, 3 sözleşmede ki tüm yükümlülükler davalı firma tarafından eksiksiz şekilde yerine getirildiğini ancak davacı firma gerek ödeme yapma konusunda, gerekse diğer konularda süreci sürekli çarpıttığını, iddiaların tamamen mesnetsiz olduğunu belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

İş bu dava hizmet edimli eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olup,
Eser sözleşmesi, “iş sahibi” ile “yüklenici” arasında yapılan bir anlaşma uyarınca ve önceden kararlaştırılan belli bir bedel karşılığında, (iş sahibinin denetimi ve gözetimi olmaksızın “bağımsız” bir çalışmayla) bir nesnenin “yapımı veya bakımı-onarımı ya da üstlenilen bir işin yerine getirilmesi” edimini kapsamaktadır.
Davacı taraf davalı ile , kendilerine ait bilgisayar sistemine 10 dan fazla kullanıcının giriş yapabilmesi için gerekli alt yapı ve de aylık bakım için sözleşme akdettiklerini davalı tarafa ödemesi yapıldığı halde ilave kullanıcı talebinin yerine getirilmediğini bu sebeple ödenen 5.000 TL ‘nin istirdatını talep etmiştir.
Taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı ,taraf edimlerinin açık olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ;taraflar arasında teklif metinleri ve mailler bulunduğu anlaşılmakla davacının bilişim sistemine davalının yazılım kurma ve aylık bakım sağlanması hususunda sözleşme olup olmadığı var ise bu sözleşmenin nasıl kurulduğu ve hangi edimleri içerdiği, davalının davacıya ondan fazla kullanıcıya sunucu sağlanması ediminin olup olmadığı, davalı edimlerinin neler olduğu, davalının eksik ayıplı ifada bulunup bulunmadığı şayet davalı taraf sözleşmeye aykırı olarak edimini ifa etmiş ise davacının zararının oluşup oluşmadığı ve ne kadar olabileceğinin tespitine yönelik olduğu anlaşılmakla tarafların ticari defterleri üzerinden inceleme yapılmak üzere ara karar kurulmuş ancak bilirkişi ücreti yatırılmamıştır.
4721 Sayılı Medeni Kanun madde 6 gereğince; “Kural olarak herkes, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. “Davacı taraf, delil listesinde bilirkişi incelemesine dayanmış ancak ücretini yatırmayarak; 3.celsede de bilirkişi ve keşif ücreti yatırmayacaklarını ,mevcut deliller ile karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafa delil listesinde yer alan yemin delili hatırlatılmış,usulüne uygun yemin metni davalı tarafa tebliğ edilmiş ,davalı şirket temsilcisi ” 13/07/2022 tarihli yemin metni tarafıma ulaştı, yemin etmem gereken hususlarda davacı taraf ile şirketimiz arasında hizmet sözleşmesi vardı bu hizmet sözleşmesi kapsamında kullanıcı sayısı ile ilgili davacı şirkete herhangi bir taahhüdümüz yoktur, yazılım sisteminin altyapısının ondan fazla kullanıcı tarafından yapılacağı şeklinde bir taahhüdümüz yoktur, ilave kullanıcı taahhüdümüz yoktur, biz davacının dışarıdan satın aldığı bir programa destek hizmeti vermekle yükümlüydük bu sebeple davacı tarafça bize fazladan kullanıcı için fazla ücret ödemesi söz konusu olmadığına namusum, şerefim, kutsal saydığım tüm değerlerim adına yemin ederim,şeklinde yeminini eda ettiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
6100 sayılı HMK’da, hakimin yemin teklif etme müessesi “takdiri delilerle ispatın mümkün olduğu hallerde, hakimin kanaatini(tamamlayıcı) yemin ile değil, diğer delillerle tamamlaması” gerekçesi ile benimsenmemiş ve Kanuna alınmamıştır( Ejder Yılmaz ( Medeni Yargılama Hukukunda Yemin,2.Baskı, Ankara-2012, sayfa 26 ve 42 , Abdurrahim Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku 3.Baskı, sayfa 611). Yemin davanın taraflarınca yerine getirilir, yemin teklif edecek taraf ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Taraf delillerini yemine hasretmedikçe önce diğer delilleri incelenir ve iddianın ispatlanmaması halinde son çare olarak yemin deliline başvurulur. Eğer iddia diğer delillerle ispatlanmışsa, yemin teklifine gerek yoktur ( Yılmaz Ejder, a.g.e, sayfa 116).( HGK 10.06.2015 t. 2014/13-37 E. 2015/1525 K. syl. Kararı)
Davalı taraf yeminini eda etmiş bu hali ile davacı davasını ispat edememekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın 85,39 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 4,49 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 8,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi gereği, hükmün kesinleşmesinden sonra, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım kalması halinde davacıya iadesine,
7-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır