Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/915 E. 2022/1008 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/915 Esas
KARAR NO : 2022/1008

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :15/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Borçlu ….. SAN. Tic. A.Ş. ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmakla birlikte, işbu ticari ilişki sonucu oluşan faturaya dayalı cari hesap alacağının ödenmemiş olduğunu, bu sebeple söz konusu cari hesaba dayalı alacak için icra takibi yapılmış olup; davalı şirketin işbu takibe haksız ve kötü niyetle itiraz ederek icra takibinin durdurulmuş olduğunu, müvekkilinin Tekstil sektöründe faaliyet göstermekte olup, müvekkilinin, davalı borçlunun tekstil ürünlerini ütü paket vs. işlemlerini yaparak teslim etmiş miktarı cinsi ve fiyatının faturalarda belirtilmiş olduğunu, fatura alacağının likit bir alacak olduğunu ve davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yukarıda Arz edilenler ile Muhakemede Ortaya Konulacaklar karşısında; Davalı-Borçlu Şirketin, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas Sayılı Dosyasındaki Haksız ve Hukuki Dayanaktan Yoksun, Uzatmaya Matüf İtirazının iptali ile Takibin Devamına, Anaparanın Takip Tarihinden İtibaren İşleyecek Avans Faizi ile Birlikte Davalıdan Tahsili ile müvekkili Şirkete Ödenmesine, Davalı-Borçlu Şirketin İtirazının Haksız, Kötü niyetli ve Uzatmaya Matüf Olması, Alacağın Likit Olması ve Davalı-Borçlunun Borç Miktarını Bilmesi Gerektiğinden %20’den Aşağı Olmamak Üzere İcra-İnkâr Tazminatının da Davalı-Borçludan Tahsili ile müvekkili Şirkete Ödenmesine, yargılama Giderleri ile Vekâlet Ücretinin Davalı-Borçluya Tâhmiline Karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, dünyaca ünlü …. markasına ait …. markası için büyük ölçekli ve sürekli olarak üretim yapmakta olduğu, bu kapsamda söz konusu tekstil ürününün üretim aşamalarının bazı kısımları için başkaca firmalarla anlaşılmakta ve işin belli bölümlerinin bu başka firmalara, davalı firma tarafından yaptırılmakta olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin, …..tan gelen “…. 16.296 adet” siparişin diğer üretim aşamalarını yerine getirip ütü paket işlemlerinin yapılması ve akabinde direkt yüklemesinin yapılması amacıyla davacı firma ile anlaşmaya varmış olduklarını, Davacı firma tarafından ütü paket işlemleri yapılan lerin direkt yüklemesi yapılması gerekirken ürünlerin istenilen kalitede olmadığı, ütü bakımından ayıplı olduğu müvekkili tarafından yapılan incelemeler sonucunda anlaşılmış ve işbu inceleme tutanak altına alınarak ekte sunmuş oldukları raporun ortaya çıkmış olduğunu, işbu rapor sonrasında tespit edilen ayıpların giderilmesi için sipariş konusu ürünler davacı firmada bırakılmış ve akabinde davacı firmadan direkt olarak, yurt dışı müşterisine teslim tarihinde bir gecikme olmaması için davacı firmanın adresinden direkt olarak yurt dışına müşterisine sevk edilmiş olduğunu, teslimden sonra ise yurt dışı müşterisi tarafından ürünlerde yapılan kapsamlı inceleme neticesinde, ortaya çıkan yine ekte sunmuş oldukları inceleme raporuna göre teslim edilen 15.884 adet ürün de ütü paket işçiliği hataları sebebiyle ürün ve bedel ödemesinin önce durdurulmasına daha sonra da siparişin iptali ile ürünlerin iadesine karar vermiş olduklarını, ürünlerin ayıplı olduğuna dair yurt dışı müşterisinin göndermiş olduğu sipariş iptal yazısı ve e-postası ile yine firmanın pazarlama personeli ile yurt dışı müşterisi firmanın personeli arasındaki …. konuşmalarının iletildiği e-posta çıktısı da ekte sunulmuş olduğunu, bu durumun müvekkiline bildirilmesini müteakip işbu ayıpların davacı şirkete derhal yazılı olarak elektronik posta yoluyla bildirilmiş olduğunu, işbu ayıp bildirimi ve aynı zamanda faturaya itirazın, 30.07.2021 tarihli faturaya ve yurt dışı müşterisinden gelen 29.07.2021 tarihli inceleme raporundaki ayıplara istinaden, 04.08.2021 tarihinde gönderilen e-posta ile yapılmış olduğunu, söz konusu raporlar ve bildirimlere göre siparişler ve ödemelerin durdurulmuş olduğunu, yurt dışı müşterisi tarafından müvekkiline yapılacak ödemeler durdurulmuş buna karşılık da ekte sundukları e-posta da görüleceği üzere müvekkili tarafından davacı şirkete yapılacak ödeme ve siparişin durdurulmuş olduğunu, daha sonra ise davacı firmanın kestiği faturaya karşılık işbu zararlar nedeniyle reklamasyon faturası düzenlenmiş olduğunu, devam eden süreçte ise yurt dışı firmasından gelen bildirim ile siparişin tamamen iptal edildiği ürünlerin iade edileceğinin beyan edilmiş, bu hususta işbu dilekçe tarihi ile ürünler henüz iade ile yurda dönmemiş olup döndüğü anda yurt dışı müşterisinden iade ile ilgili gerekli gümrük evraklarının bilahare sunulacağını, bu noktada ayıp bildiriminin geçerliliği hususunda herhangi bir tereddüt olmayıp usulüne uygun yapıldığının sabit olduğunu, müvekkili tarafından ürünlerin ilk ütü paket işi bittiğinde incelenmesi sonucu ayıpların tespit edilmesi ve tutanak altına alınarak rapor haline getirilmesi sonrası davacı firma ile işbu rapor imza altına alınmak istenmiş ancak davacı firmanın imzadan imtina etmiş olduğunu, Yurt dışı müşterisi tarafından yapılan iadeler neticesinde, davacı şirketin yapmış olduğu hatalı işçilik nedeniyle müvekkilini uğramış olduğu zarar toplamının KDV dahil 1.116.755,15 TL’yi bulmuş olduğunu, müvekkili tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla ilk olarak 13.09.2021 tarih … no.lu KDV dahil 135.579,02 TL reklamasyon e-arşiv faturasını göndermiş olup davacı şirket tarafından işbu fatura iade edilerek icra takibi başlatılmış olduğunu, Devam eden süreçte Bakırköy …. Noterliği aracılığıyla 21.09.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin davacı firmaya gönderilmiş olduğunu, bu ihtarnamede davacı firmanın kusurlu olduğu ve müvekkili tarafından kesilen reklamasyon faturasının haksız şekilde iade edildiğinin ihtar olunmuş olduğunu, buna ek olarak söz konusu ihtarnamenin ekinde davalı firmanın, davacı şirketin hatalı işçiliği neticesinde uğradığı zararların bir. kısmını içeren 21.09.2021 tarihli, … nolu ve KDV dahil 632.950,10 TL bedelli e-arşiv faturasını göndermiş olduklarını, İhtarname ile işbu faturanın davacı firmanın kayıtlarına alınması ve 135.579,02 TL düşüldükten sonra bakiye 497.371,08 TL’nin en geç 3 iş günü içinde davalı şirkete ödenmesi talep edilmiş olduğunu, ancak davacı şirketin işbu haksız itirazın iptali davasını açmış olduğunu, Yukarıda detaylı şekilde arz ve izah ettikleri üzere: fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın esastan reddine, davacı tarafa yükletilmek üzere %20’den aşağı olmamak üzere niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile takip tutarı üzerinden hesaplanacak ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,taraflar arasındaki dava ve takibe konu faturalara konu tekstil ürünlerinin davacı tarafından ütü paket işlerinin yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafından faturalara konu işlerin yapılarak ürünlerin teslim edilmesine rağmen davalı tarafından iş bedellerinin ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası Uyap ortamından celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 135.579,02 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “ben davacı şirkette 7-8 ay gibi çalıştım. Hem ustalık yaptım her şirket yetkilisiydim. Dava konusu davalı ile olan ticari ilişki sırasında davacı şirkette çalışıyordum. Davalı taraf bize dikili ve yıkanmış ürün getiriyor bizde ütü paket işini yapıyorduk. Biz işlemimizi bitirdikten sonra ürünleri davalı tarafa teslim ediyoruz. Davalı tarafta kendi müşterilerine gönderiyordu. Davalı taraf kendi nakliyeleriyle ürünleri bizden teslim alıyordu. Dava konusu ürünlerin ütü ve paketini yapıp ve davalı tarafa teslim ettik. Davalı taraf kontrol edip yurt dışı firmasına gönderdi. Davalı tarafın ürünlerine hatalı olduğundan bahisle iki kere işlem yapıp yapmadığın hatırlamıyorum. Davalı taraftan biz ödemelerimizi istekten sonra davalı taraf ürünlerin ayıplı olduğunu bize söyledi. Davalı taraf bize teslimden sonra bazen 5 gün, bazen 8 gün bazen de 15 gün sonra ödeme yapıyordu. Ayın 25’ine yakın zamanlarda ödeme yapılıyordu. Davalı tarafın ürünlerin ayıp olduğunu bize ne zaman bildirdiğini net olarak hatırlamıyorum. Ancak ödeme talebinden sonra bildirdiği için yukarıdaki sürelerde bildirilmiş olabilir. Biz ürün üzerinde ütü paket yaptıktan sonra davalı taraf ürünleri teslim alırken atölye sorumlularına imza attırıyor bizde bu tutanaklara imza atıyoruz, ürünü eksik ya da ayıplı olup olmadığını ya da ürünün tam olup olmadığına ilişkin tutanaklardır. Davalı taraf sevkiyata onay vermezse biz sevkiyat yapamıyoruz. Dolayısıyla gösterdiği onaylara imza atıyoruz. Gösterdiğiniz forumlarda son kontrol ve yükleme onayıdır. Atölye sorumlusu olarak bu tutanaklara imza atma yetkimiz vardır. Bana göstermiş olduğunuz 08/7/2021, 12/07/2021, 09/07/2021 tutanakları altındaki imzalar bana ait değildir. Ancak bende olsam imza atardım. Ayrıca davalı ürünleri teslim almadan önce kontrol edip alıyordu. Davalı şirket çalışanı ….. ürünleri bizden teslim alıyordu. Ürünlerin …..’ın onayından geçiyordu. Ürünlerde sıkıntı olduğunda davalı taraf bize sıkıntıları söyleyip, sıkıntıları giderdiyordu. Onlar onaylamadan ürünleri teslim edemiyorduk. …. en son dava konusu ürünleri onay verdiğine ilişkin tutanağı bana verdi. Ben imzaladım. Bir örneği de kendisinde vardır. Ancak ben tutanağı kaybettim. ….’ın kaç kere denetime geldiğini bilmiyorum. 2 veya 3 olabilir. Biz ürünleri bitirdikten ve davalı taraf onay verdikten sonra davalının nakli araçları gelerek ürünleri bizden teslim alıyor daha sonra kendileri yurt dışına mı gönderiyor yoksa kendi depolarına mı gönderiyor bilmiyorum. Sevk irsaliyesini biz davalı şirkete düzenliyoruz. …. dava konusu ürünler için şartlı onay vermedi.” demiştir.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” ben davacı şirkette açıldığı tarihten itibaren paket bölümünde çalışıyorum. Davalı tarafça bize verilen ürünlerin ütü paket işini yapıyorduk. Ayrıca fazla parça olması halinde kesim işini yapıyorduk. Davalının ürünlerin gereği gibi ütü ve paket işlemi yapılmadığına ilişkin bildirimi üzerine tekrar işlem yapıp yapmadığımızı hatırlamıyorum. Davalı taraf ürünlerin bitiminde ürünleri inceleyip onay verdikten sonra biz sevk işlemini yapıyoruz. …ın dava konusu ürünleri onayladığını hatırlıyorum. Onaylamasaydı sevk işlemi yapamazdık. Nakliye davalı tarafa aittir. Davalı nakliye araçları gelerek ürünleri yükleyip götürüyor. Ancak nereye götürdüklerini bilmiyorum. Bildiğimiz kadarıyla yurt dışına gönderiyorlar. …. ürünleri gelip kontrol ediyor. Biz tüm ürünlerin ütülerini yapıyoruz ancak keten ürünler olduğu için bekleme sırasında kırışabiliyor. Ancak bunu bize karşı taraf yükleyemez. Bana göstermiş olduğunuz, 08/07/2021, 12/07/2021, 09/07/2021 tarihli tutanakları hatırlamıyorum ancak …’ın onay verdiğini biliyorum. Onay vermezse ürünleri sevk edemeyiz. Dava konusu ürünlerde bu tutanaklara istinaden tekrar işlem yaptığımızı hatırlamıyorum. Ancak normal süreçte davalı tamamen onay vermezse ve düzeltmesini istediği bir durum olursa paketleri açıp düzeltiyoruz. Davalı tüm ürünlerin hepsini kontrol etmiyor ancak her bedenden bir kısım ürün kontrol ediyor. Davalı taraf ürünlerin ayıplı olduğunu ne zaman şirketimize bildirdi bilmiyorum.” demiştir.
Davalı tanığı …. duruşmadaki beyanında; ” ben davalı şirkette 9 yıldır kalite güvence departmanında çalışıyorum. Dışarıda yapılan ürünleri kaliteli güvence işine bakıyorum. Davacı şirket ile aramızda davacıya teslim ettiğimiz dikili ve yıkalı ürünlerin ütü paket ve iplik temizliği işini yaptırdık. Normalde davacı işlerini bitirdikten sonra ben gidip ürünleri kontrol ediyorum. Ürünleri kontrol ettikten sonra bir sıkıntı yoksa onay verip sevkıyatını yapıyoruz. Sevkıyat bizim nakliyat araçlarımızla yapılmaktadır. Biz davacı taraftan ürünleri alıp kendi depomuza getirmeden doğrudan yurt dışı müşterimize gönderiyoruz. Ürünlerde sıkıntı olduğunda ben kontrol edip davacı tarafa düzelttiriyorum. Davacı taraf da düzeltiyor. En son onay verdikten sonra sevkıyat yapılıyor. Dava konusu ürünleri ben kontrol ettim. Ürünlerde iplik temizliği ve ütü de sıkıntı vardı. Düzeltilmesini iki kez istedim. Ancak davacı taraf düzeltmemiş ve ben düzeltmek şartıyla onay verdim. En son davacı düzelttiklerini söyledi. Bizim de yurt dışı firmasına teslimat için zamanımız olmadığından kontrol etmeden sevkıyatı sağladık. Bana göstermiş olduğunuz 08/07/2021,12/07/2021,09/07/2021 tarihli tutanakları ben düzenledim. Hataları tespit edip yazdım. 08/07/2021 tarihli tutanakta stop notu düştüm. Bu ürünü durdurduğumuz anlamına gelir. Diğer tutanaklarda da hataları yazıp düzeltmeleri şartıyla onay verdim. Davacı atölye sorumlusu … bayram haftası diye ve bayramda ürün bırakılmaz diye tutanağı imzalamadı. Bizim de zamanımız olmadığı için ürünlerin en son kontrolünü yapmadan sevki için onay verdim. Biz sevkiyat yaptıktan sonra ürünlerin ayıplı olduğunu yurt dışı firması ürünlerin ayıplı olduğunu ve iade edince öğrendik. Yurt dışı firması bize ayıp ihbarında bulundu. Bizde hemen anında ilgili firmaya bildiriyoruz. Tam tarihini hatırlamıyorum. tutanaklardaki atölye sorumlusu kısmındaki parafı ben attım. Atölye sorumlusu … imzadan imtina etti. Biz ödemeleri ürünleri teslim aldıktan sonra yapıyoruz. Atölye sorumlusu kısmındaki paraf imza değildir, atölye sorumlusunun imza atmaması sebebiyle benim o kısmı çizdiğime ilişkin bir işarettir. Yurt dışı firması dava konusu ürünleri teslim aldıktan sonra 5 adet ürün gönderdi. Ve bizden açıklama istedi. Biz ürünlere baktığımızda hiç ütü yapılmadığını ve iplik temizliği yapılmadığını gördük. Yurt dışı firmasına ürünleri geri gönderin, tekrar ütü paket ile iplik temizliğini yaptıralım dedik. Ancak yurt dışı firması bunları bu şekilde piyasaya süremeyeceklerini imha edeceklerini söyledi. Bizde imha etmemelerini iade etmelerini söyledik ve bu süreç uzun sürdü. Şu anda ürünleri yurt dışı firması bize gönderdi. Masrafları biz ödedik. Ürünler şuan şirket firmamızdadır. Ürünlerde yurt dışı firmasının isminin etiketi vardı. Tüm ürünleri yurt dışı firması açarak etiketlerini söküp bize göndermiş. İsminin bu ürünlerde olmasını istemediklerini söyledi.” demiştir.
Davalı tanığı …. duruşmadaki beyanında; “ben davalı şirkette 8 yıldır fason sorumlusu olarak çalışıyorum. Bizim teslim ettiğimiz ürünleri davacı ütü paket işini yaptı. Ürünlerin teslim almadan önce kalite kontrol çalışanımız kontrol etmektedir. Ve onay verdiği ürünlerin sevkıyatını sağlamaktayız. Dava konusu ürünleri kalite kontrol çalışanımız 2-3 defa stopladı. Ancak ürünlerin tekrar kontrol etme zamanımız olmadığı için onay verip yurt dışına sevkıyatını sağladık. Yurt dışı firması tüm ürünleri geri gönderdi. Yurt dışı firması bize ilk önce 5 tane ürün gönderip kontrol etmemiz istedi. Daha sonrada ürünleri piyasaya süremeyeceklerini söyleyip tüm ürünleri iade etti. İlk 5 tane gönderdikten sonra biz yurt dışı firmasına ürünleri tekrar kontrol edin ürünlerimizin arkasındayız dedik. Yurt dışı firması tekrardan kontrol etti ve kendi isim etiketlerini söküp bize geri iade etti. Ürünler şuan şirket merkezimizdedir. Yurt dışı firması bize mail atınca ben hemen aynı gün sözlü olarak …. ve abisi …..’a bildirdim. Biz ödemelerimizi ürünleri teslim aldıktan sonra davacı fatura düzenleyip bize gönderir. Bizde bedelini öderiz. Dava konusu ürünlerin bedelini yurt dışı firması ürünleri iade ettiği için ödemedik, ürünlerin yurt dışı firmasından ülkemize tam tarih olarak ne zaman geldiğini hatırlamıyorum. Ancak süreç 5-6 ay sürdü, yurt dış firması ürünlerin ütüsünde ve iplik temizliğinde hata olduğu için bize gönderdi.” demiştir.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalı vekilinin savunmaları, taraf tanıklarının beyanları, icra dosyası, taraflar tarafından sunulan faturalar, ihtarnameler, yazışmalar, raporlar, dosya kapsamındaki tüm belgeler ve Uyap ortamındaki belgeler, tarafların ticari defter ve kayıtları, ayıplı olduğu iddia edilen ürünler ile tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, tarafların edimleri, tarafların edimlerini gereği gibi eksiksiz, ayıpsız şekilde yerine getirip getirmediği, davacı tarafça davalıya teslim edilen ürünlerde ayıp olup olmadığı, olması halinde gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının yasal mevzuata uygun ve süresinde yerine getirilip getirilmediği, ayıp sebebiyle bedelde indirim miktarı, davalının ayıp sebebiyle zararı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve tarafların tüm iddia, talep ve savunmaları tek tek irdelenmek suretiyle rapor alınmasına karar verilmiş, 03/10/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı …ın 2021 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Taraflar arasındaki ihtilafın, davalı tarafın 13.09.2021 tarihinde davacı yana düzenlemiş – olduğu … – No.lu – 135.579,02 TL’lik E-Arşiv Reklamasyon bedeli Faturasının davacı tarafından kabul edilmeyip, işbu faturanın ticari defterlerine kayıt edilmesinden sonra, süresinde 16.09.2021 – tarihinde …. No.lu E-Arşiv fatura ile davalı yana tekrar iade edilmesinden ve davalı tarafından işbu iade faturasının kayıtlarına alındıktan sonra davacı yana Ütü Paket işlemlerindeki gizli ayıplardan dolayı müşteri tarafından iptal edilen … Model Pantolona ait kısmi Reklamasyon bedelidir” açıklaması ile …. Numaralı 632.950,10 TL’lik Reklamasyon Faturasının düzenlenmesi ve bu faturanın davacı tarafından kabul edilmeyip, davalı yana iade edilmiş olmasından kaynaklanmış olduğu, Davacının iplik temizleme, ütü ve paketleme işlemi yapmış olduğu 15.884 adet *…. 260 artikel” pantolonun gerektiği gibi ütülenmediğinden kırışık olması ve temizlenmemiş dikiş iplikleri nedeniyle ayıplı olduğu, pantolonda kırışıklık ve temizlenmemiş sarkan dikiş ipliği ayıplarının çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, İşin olağan akışına göre davalının ütüleme ve iplik temizliği yönünden ayıplı pantolonları yurt dışına müşterisine ihraç etmeden önce kabul etmemesi gerekirken kabul ettiği ve ihraç ettiği, müşterisinin kontrolüyle ayıptan haberdar olduğu ve davacıya ayıp ihbarında bulunduğu, Ayıp ihbarının zamanında yapılmamış olması nedeniyle davalının, ticari defterlerde yer alan 135.578,84 TL olan dava konusu bakiye bedelden sorumlu olması gerektiği, dolayısıyla icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; taraflar arasında davacının dava ve takip konusu faturalara konu tekstil ürünlerinin ütü paket işlerinin yapılarak davalı tarafa teslimi ve davalı tarafça bedelinin ödenmesine ilişkin eser sözleşmesi bulunmaktadır. Taraflar arasından bu hususta ve davacı tarafından ürünlerin ütü paket işlerinin yapılarak teslim edildiğine ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalının dikilen ürünlere karşılık bedelinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı tarafça ise davacı tarafından yapılan işlerin ayıplı olduğu savunulmuştur. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının yaptığı işlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davalının zararı, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı hususlarındadır.
6098 Sayılı TBK’nun 470. maddesinde; Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleme olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca da somut davamıza konu taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu hususunda kuşku yoktur. Bu nedenle somut olayımıza 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Aynı Kanunun 471 ve devamı maddelerinde yüklenicinin borçları hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca yüklenicinin borçlarından kurtulması için üzerine düşen edimi zamanında, ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirmesi ve bu hususu ispat etmesi gerekmekte olup, somut davamızda ispat yükü davacı üzerindedir.
6098 Sayılı 474. Maddesi uyarınca, işsahibi eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Eserin ayıplı olduğu hususunu ve yasal ihbar sürelerine uyulduğu hususunu ispat yükü bunu iddia eden üzerinde olup, somut davamızda ise davalı üzerindedir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve taraflar lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 135.578,84-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davacıya borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki bu farkın, davalı tarafından düzenlenen 135.579,02-TL bedelli reklamasyon faturasının davacı tarafından kabul edilmemesi ve davalı tarafa iade edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bunun yanında davalı tarafça davacıya 632.950,10-TL bedelli reklamasyon faturası düzenlenmiş, ancak bu faturada davacı tarafından kabul edilmemiş ve iade edilmiştir. Tarafların defter ve kayıtlarına ve BA ve BS formlarına göre davacının düzenlediği tüm faturalar davalının defter ve kayıtlarına alınmış ve BAlarında bildirilmiştir. Bu sebeple davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme kapsamındaki işlerin yapıldığı ve davalıya teslim edildiği karine olarak ispat edilmiştir. Zaten işlerin yapılması ve teslimi hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve davalının ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde tekstil mühendisi bilirkişine inceleme yaptırılmış, teknik bilirkişi tespitinde; incelemeye karton koliler içerisinde 15.884 adet “stradivarius 260
artikel” pantolon sunulduğu, bütün kolileri temsil edecek şekilde rastgele seçilen kolilerden
çıkartılan pantolonlar incelendiğinde pantolonların
tamamının iyi ütülenmemiş olduğundan kırışık olduğu ve sarkan dikiş ipliklerinin temizlenmemiş
olduğunun görüldüğü, 15.884 adet “…. 260 artikel” pantolon gerektiği gibi
ütülenmediğinden kırışık ve temizlenmemiş dikiş iplikleri nedeniyle ayıplı olduğu, pantolonda
kırışıklık ve temizlenmemiş sarkan dikiş ipliği ayıbı çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık
ayıp olduğu, davacı davalının 16.296 adet stradivarius 260 artikel pantolonuna iplik temizleme, ütü ve
paketleme işlemleri yaparak 196 koli pantolonu 09.07.2021 tarihli …. nolu irsaliyeyle davalı
adına ….’a ve 269 koli pantolonu da 13.07.2021 tarihli …. nolu irsaliyeyle davalı adına
…. Lojistik’e sevk etmiştir. Davacı yapmış olduğu fason işlem bedelini 30.07.2021 tarihli
…. nolu faturayla davalıya fatura ettiği, davacı tarafından ütü paket yapılan stradivarius 260 artikel pantolonlar davalı personeli
….. tarafından kontrol edildiği, …. tarafından düzenlenmiş olan 08.07.2021,
09.07.2021 ve 12.07.2021 tarihli 3 adet kontrol ve yükleme onayı dosyaya sunulduğu, 08.07.2021 tarihli kontrol ve yükleme onayına göre; 50 adet ürün incelenmiş, tamamının
ütüsünün bozuk olduğu, 5 adet üründe iplik temizliği iyi yapılmadığından dikiş ipliğinin sarktığı,
15 adet üründe dikimden kaynaklanan ayıplar tespit edildiğinden stop verildiği, yükleme onayının
verilmediği, pat ucu uzun ve kısa olanların ayrılmasının istendiğinin yazıldığı, 09.07.2021 tarihli kontrol ve yükleme onayına göre; 6.600 adet üründen 200 adet ürün
incelendiği, yapılan kontrol sonucunda ürün kemerleri kontrol edilmek şartıyla kritikli okey
verilerek 6.600 adet ürün kabul edilmiş ve yüklenmesine müsaade edildiği, kontrol formunun
altında davalı personeli …’ın imzası bulunmakta, davacının imzası bulunmadığını, 12.07.2021 tarihli kontrol ve yükleme onayına göre; yaklaşık 9.300 adet ürün incelemeye
sunulduğu, yapılan kontrol sonucunda okey verilerek yaklaşık 9.300 adet ürün kabul edildiği ve
yüklenmesine müsaade edildiği, kontrol formunun altında davalı personeli …..’ın
imzası bulunduğu, davacının imzasının bulunmadığını tespit etmiştir.
Davacı vekili tarafından dava konusu ürünlerde ayıp olmadığı ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddia edilmiştir. Ancak yukarıda teknik bilirkişi tarafından ürünler üzerinde yapılan incelemede ürünlerin ütü ve iplik temizliklerinin gerektiği gibi yapılmadığı ve davacı tarafından yapılan işlerin ayıplı olduğu tespit edilmiş ve ayıp sebebiyle 15.884 adet yüksek sayıda ürünlerin tamamı ayıplı olması sebebiyle davalının yurtdışı müşterisi tarafından davalı tarafa iade edilmiştir. Bu sebeple davacı vekilinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Dava konusu ürünlerin ütü ve iplik temizlikleri yapıldıktan sonra davalı şirket çalışanı tanık ….. ürünleri incelemiş ve ütü paket ve iplik temizliğinin gereği gibi yapılmaması sebebiyle 08/07/2021 tarihli tutanakta belirtildiği üzere sevkine onay verilmemiştir. Yine ….. tarafından 09/07/2021 tarihinde yapılan kontrolde eksiklikler düzeltilmek suretiyle kritikli onay verilmiştir. ….. tarafından 12/07/2021 tarihinde yapılan kontrolde ürünlerin sevkine onay verilerek sevkinin yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı şirket çalışanı tarafından yapılan ilk iki kontrolde davacı tarafından yapılan işlerin ayıplı olması sebebiyle bu husus tutanaklarda belirtilmiş ve çekince konulmuştur. Her ne kadar son tutanakta çekince koyulmamış ve ürünlerin sevkine onay verilmiş ise de tanık beyanlarında belirtildiği gibi yurtdışı firmasına teslim için gecikme yaşandığından kontrol edilmeden onay verilmediği anlaşılmıştır. İlk iki tutanakta da tespit edildiği üzere davacının yaptığı işlerin ayıplı olması ve bunların düzeltilmesi için geçen süre sebebiyle davalının yurtdışı firmasına teslim tarihi gecikmesi sebebiyle kontrol edilmemesine de davacı sebebiyet vermiştir. Kaldı ki dava konusu ürünlerin en son sevkiyata onay tarihi olan 12/07/2021 tarihinden sonra ürünler yurtdışına sevk edilmiş ve yurtdışı firması tarafından ürünlerin ayıplı olduğunu ihbarı ve iadesi üzerine 04/08/2021 tarihinde ürünlerin ayıplı olduğu hususu davacı tarafa mail ile bildirilmiştir. Dava konusu ürün adedi ve incelemesi ve tutanaklara koyulan çekinceler dikkate alındığında süresinde ihbar yapıldığının kabulü gerekmektedir. Bu sebeple davacı vekilinin ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiasına da Mahkememizce itibar edilmemiştir. Eser sözleşmesinde davacının yaptığı işler karşılığı bedeli talep edebilmesi için işlerin eksiksiz ve ayıpsız ve süresinde yaptığını ispat etmesi gerekmektedir. Ancak davacı tarafından dava konusu tüm ürünlere yapılan ütü, paket ve iplik temizliği işleminin tamamının ayıplı olduğu tespit edilmekle davacının dava konusu bedeli talep etme hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple açılan davanın reddine, kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından ve davacının kötü niyeti ispat edilmediğinden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından ve davacının kötü niyeti ispat edilmediğinden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının 1.637,46 TL peşin harçtan mahsubu ile 1.556,76 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 21.336,85 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır