Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/906 E. 2022/362 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/906 Esas
KARAR NO : 2022/362

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
YAZIM TARİHİ : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24/05/2021 tarihinde davalı … firmasından … marka aracı 86.000,00-TL bedelle satın aldığını, tescil işleminin dava dışı … adına yapıldığını, araç bedelinin 56.000,00-TL’sinin … Kuyumculuk Sanayi ve Tic. Ltd. Şti hesabına, 26.000,00-TL’sinin şirket yetkilisi … hesabına EFT aracılığıyla yapıldığını, geriye kalan 4.000,00-TL’nin ise araç devir işlemi sırasında elden verildiğini, bu satış işleminden 20 gün kadar sonra söz konusu aracın şirket yetkilisi …’a … tarafından satış vekaleti verilerek teslim edildiğini, araca karşılık … model … 5.20 model … plakalı aracın takas edilerek üstüne 99.000,00-TL bedel ödenerek satın alındığını, …’ın … hesabına 6.000,00-TL, müvekkili …’ın … hesabına 63.000,00-TL, … hesabına 15.000,00-TL ve …. hesabına 15.000,00-TL EFT yoluyla gönderildiğini, ancak … marka aracın kaydında şerh olması nedeniyle aracın devir işleminin yapılamadığını, bunun üzerine taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile … marka aracın davalı şirkete geri verilerek, bu araç yerine 120.000,00-TL fark ödenerek … plakalı … marka araç alındığını, 120.000,00-TL fark için senet düzenlendiğini, ancak yeni alınan … marka araç üzerinde de tedbir şerhi bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin senet bedelini ödemekten imtina ettiğini, müvekkili tarafından davalılara Ankara …. Noterliğinin 13/10/2021 tarih …. yevmiye sayılı ihtarnamesi ile … Otomotive ödenen 199.000,00-TL’nin ve 120.000,00-TL senedin iade edilmesi halinde … marka aracın kendilerine teslim edileceğinin ihtar edildiğini, davalıların aracın çalındığını iddia ederek aracı Tosya’da bulunan yediemine çektirdiğini, yaşanan tüm bu olaylardan sonra müvekkilinin dolandırıldığını anlayarak Savcılık aracılığıyla suç duyurusunda bulunduğunu beyanla müvekkilinin dava konusu 120.000,00-TL bedelli senetten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin icra takibine konu edilmemesi ve ihtiyati haciz kararı alınması halinde takibin ve ihtiyati haczin durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; … adına tescil edilen araç için davacı tarafın dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacının elden ödeme olarak belirttiği 4.000,00-TL ile … hesabına gönderdiği 26.000,00-TL’nin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacının dava dışı şahıslara yapmış olduğu ödemelerin müvekkilini bağlamadığını, … plakalı aracın satışının herhangi bir takas işlemi yapılmaksızın direk olarak gerçekleştirildiğini, bu araç için sadece 63.000,00-TL ödeme yapıldığını, başka herhangi bir ödeme yapılmadığını, aracın davacı tarafta 3 ay kadar kaldığını, bu zaman zarfında davacının kullanım hatasından dolayı aracın motorunun zarar gördüğünü ve aracın müvekkili şirkete iade edildiğini, ayrıca araç üzerindeki şerh işleminin aracın satışından sonra konulduğunu, … plakalı aracın davacı tarafa kısa kullanım için emaneten verildiğini, aracın satışı konusunda taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, dava konusu edilen 120.000,00-TL bedelle senedin … araçtan kalan bakiye borç ile … plakalı aracın motorunda meydana gelen zarar nedeni, amortisman kaybı, kullanım bedeli vs.bedellerin temini amacıyla davacı tarafça düzenlendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmış, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturma sayılı dosyası UYAP aracılığıyla, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası fiziken dosyamız arasına alınmış ve davacı tarafça taraflar arasında düzenlenen sözleşme UYAP aracılığıyla dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, 06/09/2021 düzenleme ve vade tarihli, 120.000,00-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Borçlu olunmadığının tespiti davasının lehtar ile hamil aleyhine açılması halinde, usul hükümlerine göre davacı-borçlu önce lehtara karşı senedin bedelsiz kaldığını kanıtlayacak, daha sonra hamile karşı bedelsiz senedin bile bile kendisi zararına hareketle kazanıldığını TTK’nin 778/1-a maddesi hükmü yollamasıyla 687. maddesi uyarınca kanıtlaması gerekecektir.
Dava konusu bononun unsurlarını taşıdığı, 06/09/2021 düzenleme, 06/09/2021 ödeme tarihli, lehtar … tarafından beyaz ciro ile ciro edildiği, düzenleyenin davacı …, lehtarının davalı …, hamilinin davalı …, 120.000,00-TL bedelli olduğu anlaşılmaktadır.
Bono, nedenden soyut, kamu güvenine mazhar, kurucu nitelikte bir alacak senedidir. Bono yasal olarak emre yazılı olup, doğumuna neden olan ilişkiden bağımsız ve soyuttur. Bono bir defa düzenlendikten sonra, doğumuna neden olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk bononun geçerliliğine etkili olmaz. Bono aslında belli bir nedene dayanmakla birlikte, bononun düzenlenmesine neden olan asıl borç ilişkisinin bonodan anlaşılmasına olanak bulunmayan kıymetli evraktır. Temel ilişki herhangi bir sözleşme olmakla, bono bu temel ilişkiden doğan alacağı içerdiğinde ona tedavül kabiliyeti vermektedir. Ancak, bonodan bu bononun düzenlenmesine yol açan asıl borç ilişkisinin ne olduğunun bilinmesine olanak yoktur. Bu nedenle, herhangi bir uyuşmazlık durumunda, hamil, hakkını yalnızca bonoya dayandırabilir, yani temelde yatan asıl borç ilişkisinin varlığını ve içeriğini kanıtlamak zorunda değildir. Geçerli bir temel ilişkinin bulunmadığını kanıtlama yükü ve bundan doğacak defilerin ileri sürülmesi borçlu üzerindedir. Bononun lehtarı tarafından devir edilmesiyle, borçlu, asıl borç ilişkisindeki eksikliklerden/aksaklıklardan ve bu ilişkinin tarafları arasındaki işlemin amacına yönelik olarak varılmış bulunan anlaşmalardan kaynaklanan veya bedelsizliğe ilişkin defilerin ileri sürülmesi üçüncü şahıs olan iyiniyetli hamillere karşı, görünüşe güven ilkesi gereği olanaklı olmayacaktır.
Davalı … 02/08/2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği üzere davalı şirkete ortak olmuş, yine 19/11/2021 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde görüldüğü üzere payını şirketin diğer ortağı …’e devrederek ortaklıktan ayrılmış, böylece şirketteki müdürlük görevi sona ermiştir.
Davacı ile davalı şirket arasında süregelen araç alım satım ilişkisi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, son olarak davacının daha önce davalı şirketten almış olduğu … plakalı aracı davalı şirkete geri vermekle birlikte ayrıca 120.000,00-TL fark bedel ile … plakalı araç alındığı iddiası karşısında, davalı taraf samimiyete istinaden … plakalı aracı davacıya İstanbul’dan Kastamonu’ya gitmesi ve orada kısa süre kullanması için emanet olarak verildiğini, söz konusu aracın satışına yönelik taraflar arasında hiçbir sözleşme imzalanmadığını savunmuştur.
Davacı tarafından dosya arasına sunulan 06/09/2021 tarihli sözleşmeye göre, … plakalı …. model … marka aracı 06/09/2021 tarihinde … plakalı … marka araç ile 120.000,00-TL farkla takas yapıldığı, kalan bakiye tamamlandığı zaman satışını almak şartıyla teslim edildiği belirtilmiş, sözleşme davacı ve davalı şirket adına davalı … tarafından imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre, davalı tarafın … plakalı adacın davacıya satılmadığı yönündeki savunmasına değer verilmemiştir.
Diğer yandan 06/09/2021 tarihli sözleşmenin imzalandığı tarihte davalı …, davalı şirketin yetkilisi olup, bu işlemden her iki davalının bilgisinin olmadığı düşünülemeyecektir. Davalı taraf her ne kadar, davacının daha önce aldığı …. marka araçtan kalan bakiye borcu, … plakalı aracın motoruna vermiş olduğu zarar miktarı, amortisman kaybı, kullanım bedeli vs birlikte düşünüldüğünde davacının borcunun altında bulunan bir miktarı temin amacıyla davacı tarafından davaya konu bononun davalı …’na teslim edildiğini ve ciro ile davalı şirkete verildiğini savunmuşsa da, dosya arasında bulunan 06/09/2021 tarihli sözleşme ile dava konusu bononun aynı tarihli olması, tutarının ve taraflarının aynı olması, sözleşmede geri alınan … plakalı araca ilişkin herhangi bir arızadan bahsedilmediği gibi, davalı tarafça bu hususlara ilişkin herhangi bir kanıt sunulmaması karşısında bu savunmaya itibar etmek olanaklı görülmemiştir. Ayrıca davalı taraf bu savunması ile her iki davalının birlikte hareket ettiğini de açıkça ortaya koymuştur. Davalı taraf …. marka araçtan dolayı muhatabın davacı olmayıp, … olduğunu beyan etmesine rağmen, bu araçtan kaynaklandığını iddia ettiği bakiye alacağının da davacının borcu olarak beyan edilmesi, çelişkili olup, itibar edilmemiştir. Sonuç olarak davaya konu bononun 06/09/2021 tarihli sözleşmeye istinaden verildiği kanaatine varılmaktadır.
Her iki davalı taraf da, 06/09/2021 tarihli sözleşmeye rağmen … plakalı aracın davacı tarafından çalındığı yönünde sosyal medyada paylaşım yapmış, davacı hakkında şikayetçi olunmuştur. Davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. soruşturma sayılı dosyasında güveni kötüye kullanma suçundan kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Soruşturma sürerken araç davacıdan alınarak davalıya verilmiştir.
Bu kanıtlar ve saptamalar ışığında, 06/09/2021 tarihli sözleşmeye istinaden … plakalı aracın davalı tarafça davacıya verildiği, bunun karşılığında … plakalı aracın ve sözleşme kapsamında belirlenen tutar üzerinden aynı tarihli davaya konu bononun davalı …’na verildiği, belirtilen tarihte bu davalının davalı şirketin ortağı ve müdürü olduğu, bu davalının da bonoyu davalı şirkete ciro ile devrettiği, davalının beyanlarından davalıların birlikte hareket ettikleri, davalı tarafın şikayeti üzerine yürütülen soruşturma kapsamında … plakalı aracın davacıdan alınarak davalılara verildiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu bononun her iki davalı yönünden de bedelsiz kaldığı, bile bile davacının zararına hareket edildiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davacının davalılara borçlu olmadığı sonucuna varılmakla, dava konusu bonodan dolayı verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına da karar verilerek davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile; 06/09/2021 düzenleme ve vade tarihli, düzenleme yeri İstanbul, düzenleyeni (borçlusu) …, lehtarı …, 120.000,00-TL bedelli bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının saptanmasına,
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş, …. Sayılı kararı ile dava konusu bono nedeniyle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,
2-Alınması gereken 8.197,20-TL harçtan peşin alınan 2.049,30-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 6.147,90-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 2.049,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 13,40-TL vekalet pulu, 152,00-TL posta ve davetiye gideri olmak üzere toplam 233,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 15.350,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan avansın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır