Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/856 E. 2021/1108 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/856 Esas
KARAR NO : 2021/1108

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
YAZIM TARİHİ : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin haksız bir tahkim süreci sonrasında haksız şekilde hisselerini ortağı …..’ya bedelsiz devretmek zorunda kaldığını, tahkim konusunun ortakların şirkete olan alacak borç ilişkisinin tespit edilmesi olmasına rağmen tahkim heyeti ortakları birbirlerine karşı borçlandıracak şekilde süreç yürüttüğünü, hisse devrini de içeren tahkim kararının İstinaf mahkemesince iptal edildiğini, kararın Yargıtayca onandığını, ortak …..’nun dava konusu ….. AŞ.nin mal varlığını diğer şirketlerine kaydırarak şirketin içini boşalttığını, bilirkişiye rüşvet vermek suçundan tutuklandığını, davacı ile davalı ….. arasında davalı ….. Gayrimenkul AŞ.deki ortaklıkları kapsamında yaşanan ticari anlaşmazlıkların çözümü için davalı ….. ile görüştüklerini, aracı olmasını kabul ettiklerini, daha sonra bu sürecin hakem rolüne çevrilerek heyet oluşturulduğunu, usulsüz bir tahkim sözleşmesinin imzalatıldığını, tahkim sözleşmesinin imzasından sonra heyetin asıl maksatının gün yüzüne çıkarak sistematik bir biçimde çeşitli baskı unsurları ve tehditlerle ….. lehine 15.000.000,00-TL ve 880.000,00-Euro bedelli senedin imzalatıldığını, bu senetlerin davacının çocuklarına da imzalatıldığını, devam eden aşamada hakem heyetini noter ihtarı ile redetmesine rağmen 09/07/2018 tarihli tahkim sonuç raporu düzenlendiğinin, tahkim heyeti nihai kararına karşı açılan dava üzerine İstanbul BAM … HD.nin … E-K sayılı ilamı ile hakem kararının iptaline karar verildiğini, kararın Yargıtay …. HD.nin 25/03/2019 tarih, …. Esas- … Karar sayılı kararı ile onandığını, iptal kararı ile tahkim yargılamasındaki usulsüzlüklerin belirlendiği, ….. AŞ.ye davacının 30/09/2014 tarihinde %50 ortak olduğunu şirketin gayrimenkul sektöründe faaliyet yürüttüğünü, sözde tahkim heyetinin davacıya yönelik şirketi zarara soktuğu, şirket mallarını kendisi ve oğulları lehine kullandığı iddiasında bulunarak ticari itibar san ve şöhretini zedelediklerini, toplumda ticaret yapamaz hale getirildiğini, tahkim heyetinin tavrından cesaret alan …..’nun davacı ve çocuklarına hukuka aykırı senetler imzalattırdığı, senetlerin takibe konularak tüm mal varlığının haciz tehdidi altında olduğunu, hukuk dışı kararlarla şirketin tüm mal varlığının ve hisselerinin …..’ya devredildiğini, ….. AŞ.nin tüm mal varlığı davalı …..’ya geçmesinin nedeninin tahkim heyetinin usulsüz işlemleri olduğunu, bu nedenle davalı tahkim heyeti üyelerinden maddi tazminat talep edildiğinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya verdikleri zarar nedeniyle davalılar ….., davalı şirket, davalı ….., davalı …., davalı ….., davalı ….., davalı …..’dan müştereken ve müteselsilen olmak üzere 220.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, davalılar ….., davalı şirket, davalı ….., davalı … , davalı …..’dan 110.000,00-TL maddi tazminata müştereken ve müteselsilen hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ….. ve ….. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen açıklamalara göre belirsiz alacak davasının açılamayacağını, belirtilen bedellere göre eksik harcın tamamlanması gerektiğini, taleplerin somutlaştırılmadığını, şirket hisselerinin usulsüz devri ve bonoların cebren alınmasına dair anlatımlara göre ticari iş mahiyetindeki davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülemeyeceğini, ticari uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurunun zorunlu olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davacının şirketi dolandırması nedeniyle konkordato almak zorunda kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. cevap dilekçesinde özetle; davanın konusu itibariyle mutlak ticari dava olduğunu, Bakırköy Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, arabulucuya başvurmadığından dava şartı eksikliği bulunduğunu, dava dilekçesinde ki iddiaların doğru olmadığını, davacı ile davalı …..’nun ortak olduğu davalı şirketin mali durumu bozulunca ortakların kararı ve rızası ile oluşturulan tahkim heyetinin tarafsız üyesi olduğunu, davacının tahkim sürecine avukatı ile katıldığını, iptal kararının usule aykırılık nedeniyle kabul edildiğini, CBS ye yaptığı şikayet sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ….., …. ve ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği zararlardan müvekkillerinin sorumluluğunun olmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, tarafların kendi iradeleri ile oluşturdukları tahkim komisyonunda yer alan hakemler olduğunu, hakemlerin üzerine düşen görevleri yerine getirerek tahkim yargılamasını sonlandırarak nihai kararlarını verdiklerini, nihai kararın iptal edilmiş olmasının hakemlerin zarardan sorumlu olacağı anlamına gelmeyeceğini, 21/01/2018 tarihinde hakem heyeti komisyon kuralları ve taahhütname başlıklı sözleşmenin 5.maddesinde hakemlerin sorumsuzluğunun imza altına alındığını, davanın esas yönünden de reddi gerektiğini, davacı asilin hisse devirlerini irade serbestisi ile gerçekleştirdiğini, hakem heyetinin reddinin ancak mahkemeden istenebileceğini, hakem heyetinin reddinin beyan ile olamayacağını, dilekçede bahsedilen senetlerin irade serbestisi ile imzalandığını, davalı …..’nun hakem olarak …. ve ….’ı davacının hakem olarak … ve …’ı oy birliği ile seçtiklerini ilk toplantı sonrası 5.üye ve başkan olarak …..’i atadıklarını, hakemlik görevlerini tarafsız ve bağımsız yürüttüklerini, hakemlerin maddi ve manevi sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın şirket ortağının diğer şirket ortağına açtığı tazminat davası olduğunu, davanın mutlak ticari dava olduğunu, görev ve yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret mahkemesi olduğunu, arabulucuya başvuru şartının gerçekleşmediğinin, dava dilekçesinde bahsi geçen ticari ilişki ve ihtilafların tarafı olmadıklarını, husumet yönünden reddi gerektiğini, bahsedilen zarar ile illiyet bağının bulunmadığını, tahkim heyeti içinde yer aldığını, hakem heyetleri ile ilgili görevi kötüye kullanmak ve senedin yağması gibi suçlarla ilgili yaptığı suç duyurusu üzerine tüm hakem heyeti üyeleri ile ilgili takipsizlik kararı verildiğini, hakem heyeti kararının infaz kabiliyeti bulunmadığını davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy .. Asliye Hukuk Mahkemesinin … – ….E-K sayılı kararında; Aynı davada, bir kısım taraf hakkında genel mahkemenin, diğer taraf hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “Yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir. Nitekim Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/7382 K. Sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2020/1130 K. Sayılı ilamları da bu yöndedir. Tüm bu nedenlerle eldeki dava nispi ticari dava olup, davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir, gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Dava şartları, HMK’nin 115/1 maddesi hükmünde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan yasanın 114. maddesinin 1. fıkrasında dava şartları sayılmış, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında ise diğer yasalarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamının davacı vekilinin dava dilekçesi ile yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; dava tarihi olan 09/09/2019 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nin 5/A maddesine göre, tazminat davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı vekilince Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … – …. E-K sayılı görevsizlik kararı sonrası dosyanın Mahkememize gönderildiği süre içerisinde arabuluculuğa başvurulduğuna ya da arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, dosya Mahkememiz esasına girdikten sonra arabuluculuk tutanağının sunulması için verilen yasal süre içerisinde 16/11/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu, bu itibarla dava şartı noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığından eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği sonucuna varılmış, TTK’nin 5/A maddesi hükümleri gözetilerek HMK’nin 114/2 ve 115/2 maddeleri hükümleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken 59,30.-TL karar harcının peşin alınan 5.635,58-TL peşin harçtan indirilmesi ile geriye kalan 5.576,28-TL fazla harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ….. tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı ve 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 21,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı ….. ve ….. Gayrimenkul A.Ş tarafından yapılan 12,80-TL vekalet harcı ve 10,10-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 22,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
7-Davalı ….. tarafından yapılan 6,40-TL vekalet harcı ve 10,10-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 16,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı ….. tarafından yapılan 6,40-TL vekalet harcı ve 10,10-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 16,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davalılar ….., ….., ….. Gayrimenkul A.Ş, ….., ….. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.01/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır