Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/826 E. 2021/1133 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/826 Esas
KARAR NO : 2021/1133

DAVA : Menfi Tespit (Üçüncü Kişi Tarafından Açılan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/01/2022
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Antalya …. İcra Müdürlüğü nün … E. sayılı dosyası ile dava dışı Müflis … Tekstil Otel Mlz. Tur. Tic. San. A.Ş. , … ve … hakkında takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, bu dosyadan dolayı ev hanımı olan müvekkiline 89/1-89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, ev hanımı olan ve tebligatın yapıldığı adreste oturmayan müvekkilinin gönderilen haciz ihbarnamelerinden haberdar olmadığını ve gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz edemediğini, müvekkilinin, borçlular Müflis … Tekstil Otel Mlz. Tur. Tic. San. A.Ş. , … ve …’a hiç bir borcunun olmamasına rağmen haciz ihbarnamelerine süresi içinde itiraz edilemediği için icra dosyanın borçlusu haline geldiğini, müvekkilinin davalıya ve davalının alacaklı olduğu dosya borçlularına herhangi bir borcu olmadığını, ne davalının ne de icra dosyası borçlularının müvekkilinden bir alacakları olmadığını, müvekkili ile davalı ve diğer borçlular arasında ticari bir alışveriş yada borç alacak ilişkisi olmadığını, müvekkilinin, davalıya ve dosya borçlularına borcu bulunmamasına rağmen icra tehdidi altında kaldığını, davalı şirketin tamamen kötüniyetle ve haksız kazanç saikiyle hareket ettiğini, bu durumun hukuken sonlandırılması ve müvekkilin mağduriyetinin giderilmesi için iş bu davayı açma zaruretimiz hasıl olduğunu, müvekkilinin davalıya ve icra dosya borçlularına herhangi bir borcunun olmaması sebebi ile Genel Hükümlere dayanılarak menfi tespit davası açmak zorunlu olduğunu, dava genel hükümlere göre açıldığı içinde harç nispi olarak ödendiğini, Genel Hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılarak müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın kabulü ile müvekkilinin, davalıya Antalya …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası da dahil olmak üzere herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesine ve dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması konusunda TEMİNATSIZ olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı kötüniyetli hareket ederek müvekkilin mağduriyetine neden olduğundan % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dilekçesinde açıkça ev hanımı olduğunu belirttiğini, tacir sıfatını haiz olmadığını, dolayısıyla tacirler arasındaki uyuşmazlıklara bakmakla görevli Asliye Ticaret Mahkemelerinin işbu dava bakımından görevsiz olduğunu, açıkça görev itirazında bulunduklarını, işbu davada Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, İcra ve İflas Kanunun 72/8 maddesinde menfi tespit davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde ya da davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin belirtildiğini, somut olayda takibin başlatıldığı yerin Antalya olduğunu, aynı şekilde müvekkilininin yerleşim yerinin de Antalya olduğunu, açıkça yetki itirazında bulunduklarını, işbu davada Antalya Mahkemeleri yetkili olduğunu, davanın görevsiz mahkeme açılması, işbu davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı ile davanın usulden reddine, Davada Antalya Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle yetkisizlik kararı ile davanın usulden reddine, Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle usulden reddine, Davacının gönderilen haciz ihbarnamelerine yasal süre içerisinde cevap vermemesi / hukuki yollara başvurmaması nedeniyle kanun gereği borçlu kabul edilmesi nedeniyle haksız davanın esastan reddine, vekalet ücreti ile yargılama giderinin davacı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 2004 Sayılı İİK 89. madde kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz edilememesi sebebiyle genel hükümlere göre açılan menfi tespit davasıdır.
Antalya …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine
25/08/2015 vade tarihli, … Seri No lu 100.000 TL bedelli çeke dayalı olarak 109.004,82 TL alacak üzerinden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.
Bodrum Vergi Dairesi Müdürlüğü’ ne, Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğü’ ne, Antalya … İcra Hukuk Mahkemesi’ ne, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’ ne, Genel İcra Dairesi’ ne yazılan yazılara gelen cevabı yazılar incelenmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
2004 Sayılı İİK’nun 89/3. Maddesinde “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin açıkça düzenlenmediği, ancak Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere genel görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekmektedir.
Somut olayda, davalı tacir ise de davacı tacir değildir ve taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmayıp, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK nun 20. maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır.