Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/81 E. 2021/148 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/81 Esas
KARAR NO : 2021/148

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait .. plakalı aracın 01/07/2019 tarihinden beri …. Oto A.Ş. Adresinde motoru sökülmüş vaziyette beklemeye alındığını, ileride açılacak olan tazminat davasında kullanılmak üzere delil teşkil etmesi açısından İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin … D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti davacı açıldığını, davalı şirketin durumu kabullenmeyerek ödeme yapmadığını, davalı şirketin görmüş olduğu hizmetin kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İş bu dava hizmet kusuru sebebi ile uğranılan zararın tanzimi talepli olup,
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Davacının tacir olmadığı ,dosyaya sunulan araç ruhsatından da kamyonet cinsi aracın kullanım amacının yük nakli-hususi olduğu anlaşılmaktadır.Aracın ticari amaçlı kullanıldığına ilişkin de dosyaya delil yansımamakla;

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I

DOSYA NO : 2017/2204
KARAR NO : 2019/3713
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2017
NUMARASI : 2015/1665 E., 2017/503 K.

Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin bulunmaktadır.
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, aracın cinsi kamyonet ise de kulanım amacının yük nakli-hususi oluşuna ve davacının aracı ticari amaçla kullanmakta olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmaması karşısında açılan davada Tüketici Mahkemelerinin görevli oluşuna, hükme esas alınan 30/01/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, araçtaki aynı nitelikte arızaların garanti süresi içinde dava açılana kadar 3 kez, benzer ve daha ciddi arızanın da dava açıldıktan sonra da 2 kez tekrarlamış olmasına, Garanti Belgesi Yönetmeliği’nin 9/1. maddesi gereğince, davacı ücretsiz onarım hakkını kullanmış ise de diğer seçimlik hakları kullanma hakkına da sahip olmasına, araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğunun bilirkişi heyeti raporu ile tespit edilmesine, aynı zamanda bilirkişi raporunda arızaların tekrarlamayacağının garantisi olmadığının belirtilmesine, 25/08/2015 tarihli(dava açıldıktan sonra) iş emrinde aracın önden hasar aldığı belirtilmişse de bu hasarın ne olduğu, hangi parçaları kapsadığı ve boyutu hakkında yetkili servis olan davalı … Ltd. Şti. tarafından herhangi bir belirleme bulunmaması ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 26/04/2016 tarihli yazısı ile dava konusu aracın hasar bilgisi bulunmadığı yönündeki yazısı dikkate alındığında araç bedelinden herhangi bir indirim yapılmadan karar verilmesinin yerinde oluşuna, davalı taraf araç üzerinde bilirkişi tarafından yapılan inceleme sırasında hazır bulunamamış ise de, bilirkişi heyeti raporunun davalı vekillerine tebliğ edilerek itiraz etme hakkı tanınmış olmasına, yapılan itirazların değerlendirilmesi suretiyle hüküm kurulmuş olmasına göre açılan davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı vekillerinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. “
Yukarıda anılan içtihat uyarınca;
Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta ;davacının tacir sıfatına haiz olmadığı, hizmet kusuru sebebi ile uğranılan zararın tanzimi talepli iş bu davanın mutlak ticari davalardan olmadığı ,davacının tüketici sıfatı ile hareket ettiği anlaşılmakla Mahkememiz’in görevsizliğine dair aşağıdaki, şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2021

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.