Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/792 E. 2022/947 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESASA İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/792 Esas
KARAR NO : 2022/947

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :25/11/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin cari ilişkiden doğan alacağının vadesi gelmiş olmasına rağmen, davalı borçlu …. tarafından davacı şirkete herhangi bir bedel ödenmemesi üzerine, davalı borçlu … aleyhine (41.094,26 üzerinden) Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün…. E. Sayılı dosyası üzerinden 13.08.2021 tarihinde saat 10:33’de icra takibi başlatılmış, davalı borçlunun aynı gün saat 15:15’de takibe konu alacağın bir kısmı olan 21.654,00 TL sini davacının banka hesabına ödenmiş, 19.440,00 TL si içinse aynı gün reklamasyon faturası adı altında iade faturası kesmiş olduğunu, kesilen iade faturasında davacı şirketinin adı, vergi numarası hatalı bir şekilde belirtilmiş olmasına rağmen, kesilen iade faturasına ilişkin taraflarınca Bakırköy … Noterliğinin 17.08.2021 tarih, …. yevmiye no.lu 19.08.2021 tebliğ tarihli ihtarnamesi ile gerekli yapılmış davacı şirket aleyhine haksız olarak kesilen bu faturanın iade edildiği ve ticari defterlere işlenmeyeceği bilgisinin davalı borçluya verilmiş olduğunu, her ne kadar davalı borçlu takibin açılmasından sonra takip tutarının bir kısmını ödemiş olsa da, Yargıtay’ın bu husustaki yerleşik içtihadı gereği ve Yargıtay … Hukuk Dairesi …. Esas, …. Karar, 04.11.2015 tarihli kararı gereğince davalı borçlu şirketin takibe sebebiyet vermesi ve takip tarihi ve saati itibariyle temerrüte düşmesi nedeniyle ilk takip tutarındaki vekalet ücreti ve icra giderlerini ödemeye mahkum edilmesi gerekmekte olduğunu, akabinde ödeme emrini tebliğ alan davalı borçlu … tarafından haksız ve kötü niyetli bir biçimde işbu icra takibine itiraz edilmiş, tarafların banka kayıtları ve ticari defterleri incelendiğinden söz konusu durumun ortaya çıkacağını, yukarıda bahsedilen gerekçelerle, davalı yanın Bakırköy … İcra müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla başlattıkları icra takibine yaptığı haksız itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı …ın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalı ….ın takibe sebebiyet verdiğinin ve takip tarihi ve saati itibariyle temerrüte düştüğünün gözetilerek ilk takip tutarındaki vekalet ücreti ve icra giderlerini ödemeye mahkum edilmesine ve yine yargılama giderlerinin, dava şartı arabuluculuk ücretinin ve vekalet ücretinin davalı … üzerine bırakılmasına karar verilmesi taleplerinde bulunmuşlardır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin dava tarihinde şirket merkezinin Sultangazi’de bulunmakta olduğunu, işbu uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dolayısıyla davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddinin gerekmekte olduğunu, davalının, davacı tarafla pantolon dikimi üzerine anlaşmış, anlaşma doğrultusunda davalının, dikimde kullanılacak kumaşların metolaması yapılarak davacı tarafa teslim etmiş olduklarını, metolama ya da numaralandırma konfeksiyonda bir giysinin parçaları arasındaki renk farkını engellemek için üst üste serilerek kesilmiş olan kumaş parçalarının numaralandırılmasına dendiğini, davacı tarafın bir pantolonun tüm bölümlerini aynı numaraya denk gelen kumaşlarla dikmesi gerekirken kumaşlardaki numaralandırmalara riayet etmeden kumaşların karıştırılmasından dolayı aynı pantolonda farklı renk tonlarının olmasına sebebiyet verecek şekilde dikimleri gerçekleştirmiş olduğunu, dolayısıyla da aynı ürünün parçalarının renk tonlarının farklı olmasına sebebiyet verilmesinden dolayı ayıplı üretim yapılmış olup davalıya teslim edilen ürünlerin tamamında bu ayıbın mevcut olduğunu, davalının ürünleri teslim aldığı an ayıbın farkına varmış ve derhal durumu … üzerinden karşı tarafa bildirmiş olduğunu, ayrıca, davacı tarafla telefonla da görüşülerek iletişime geçilmiş olduğunu, yapılan görüşmeler neticesinde karşı tarafın, davalıyı zarara uğratan ayıpları gidereceğini beyan etmiş olduğunu, … yazışmalarında da “Abi bitsin bakalım orana” şeklindeki beyan da zararın giderileceği izlenimini vermekte olduğunu, davalının, üründeki ayıpların giderilmesi için beklemiş ancak sonrasında karşı tarafça bu ayıpların giderilmeyeceğini ve oyalandığını anlamış olduklarını, daha sonra, davacı tarafla yapılan karşılıklı görüşmeler ve hesaplamalar neticesinde, davacı tarafın bu ayıplı dikim işi nedeniyle davalı şirketin uğradığı zararlara karşılık (davalı şirketin gerçek zararı çok daha fazla olmasına rağmen, varılan uzlaşma gereği) 18.000,00 TL + KDV tutarında reklamasyon faturası kesilerek ödemenin bu tutarda eksik yapılması hususunda anlaşılmış olduğunu, davalı şirket de anlaşılan tutarda reklamasyon faturası kesip, buna göre cari hesapta kalan bakiye borç tutarı olan 21.654,00 TL’yi davacı tarafa ödemiş, bu şekilde cari hesabın kapanmış olduğunu, ancak karşı tarafın, haksız ve kötü niyetli şeklide, huzurdaki davayı açmış olduğunu, davalı şirketin, davacı tarafın oyalamaları sebebiyle ödeme yapmamış ve üründeki ayıpların gidermesini beklemiş olduğunu, ürünlerin hepsi ayıplı çıktığı için ve ayıbın giderileceği belirtilmiş olduğundan taraflarca belirli bir gün ödeme günü olarak kararlaştırılmamış ve ödeme yapılamamış olduğunu, davacı tarafla zarar miktarı ve ödeme konusunda anlaşıldıktan sonra ise davalı tarafından reklamasyon faturası kesilip bakiye tutarının ödenmiş olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin icra takibi başlatılmasına sebebiyet vermesinin söz konusu olmayıp, aksine, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli şekilde icra takibi başlatmış olduğunu, açılanan nedenden davacı tarafın ilk takip tutarındaki vekalet ücretinin ve icra giderlerinin ödenmesi şeklindeki talebinin reddedilmesi gerektiğini, arz edilen ve re’sen takdir olunacak sair hususlar nedeniyle, öncelikle yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, yargılama neticesinde davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki pantolon tekstil ürünü dikimi sözleşmesi kapsamında davacının üzerine düşen pantolon tekstil ürünü dikimi edimini yerine getirmesine rağmen davalının ürün bedellerini ödemediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 41.094,26 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı yanın bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü ve davalı yanın bağlı olduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından mahkemeye gönderilen cevap yazısı ekleri olan karşılaştırmalı BA BS bildirimlerine göre, tarafların BA BS mbildirimleri arasında fark olmadığı, davacı tarafından davalı yana düzenlenmiş tüm satış faturalarının davalı BA Bildirimlerinde bildirilmiş olduğu, davalı tarafından davacı …a düzenlenmiş ve taraflar arasında cari hesap farkına sebep olan davalı tarafından davacı yana 13/08/2021 tarihinde düzenlenmiş … numaralı 19.440,-TL’lik reklamasyon faturasının davalının kendisi tarafından ve davacı tarafından tarafların BA BS bildirimlerinde bildirilmemiş olduğu tespit edilmiştir.
… Bankası A.Ş. Tarafından mahkemeye 29/10/2021 tarihinde gönderilmiş cevap yazısına göre davalı tarafından davacı yana toplam olarak 168.254,-TL ödeme yapılmış olduğu,,, işbu ödemelerin hepsinin her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından mahkemeye 04/10/2021 tarihinde gönderilmiş cevap yazısı; “istanbul Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüğü ile Birlik Ajanlık kayıtlarında yapılan tetkikte, davacı … T.C. Kimlik numaralı …’ın Esnaf Kaydına rastlanılmadığı hususunu, bilgilerinize arz ederiz.” şeklindedir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından mahkemeye 04/10/2021 tarihinde gönderilmiş cevap yazısına göre, davacı …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu belirtilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından mahkemeye 05/10/2021 tarihinde gönderilmiş cevap yazısına göre, davalı …. ortağı müdür ve münferiden yetkilisinin …. olduğu görülmektedir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davalı şirkette şirket yönetim müdürü olarak yaklaşık 1 yıldır çalışıyorum. Davacı şirketle aramızda dava konusu ürünlerin dikimi hususunda anlaşma yapılmıştır. Davacı tarafa teslim edilen kumaşlar bize teslim edildiğinde parçalar karıştırıldığı için renk farkı ortaya çıktı. Ürünler bize teslim edilince biz yıkama işlemi yaptık. Teslimden 3 gün sonra yıkama işlemi yaptık. Renk farkı ortaya çıkınca ikinci kalite olarak bu ürünleri ayırdık. Biz renk farkını tespit eder etmez, yıkamadan hemen sonra davacı şirketi aradık. Davacı şirket yetkilisinin kardeşi …. gelip mallara baktı. Tüm iş bitsin, ütü paket yapılsın, oran ve adete göre görelim dedi. Oran ve adet fazla çıkınca karşı taraf bu zararı ödemedi. Zarar 70.000 TL civarında çıkmasına rağmen yarısını istedik. Ancak karşı taraf yarısını ödeyemeyeceğini söyleyince davalı şirket yetkilisi iyi niyetli olarak 18.000 TL + KDV olarak zararı karşı tarafa yansıttı. Ancak karşı taraf bu bedeli ödemedi. Biz ürünleri kesip metolayıp, davacı şirkete teslim ediyorduk. Davacı şirkette metolamaya göre dikim yapıyordu. Davacı şirket metolamadaki numaraları karıştırınca renk farkı ortaya çıktı. Ürünlerdeki renk farkı yıkama işlemi olmadan fark edilemez. Yıkama işlemi ile ortaya çıktı.” demiştir.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalı vekilinin savunmaları, dava konusu faturalar, reklamasyon faturası, dava konusu ayıplı olduğu iddia edilen ürünler tanık beyanları, ihtarnameler, ödemeler, icra dosyası, tarafların BA ve BS formları, taraflar arasından …. yazışmaları, taraflar tarafından sunulan tüm belgeler, tarafların defter ve kayıtları, ve tüm dosya kapkamı birlikte değerlendirilmek suretiyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, tarafların edimleri, tarafların edimlerini eksiksiz ve ayıpsız yerine getirip getirmediği, davacı tarafça ürünlerin eksiksiz ve ayıpsız d avalı tarafa teslime edilip edilmediği, ürünlerde ayıp veya eksik varsa bunların bedeli ve davalı tarafından düzenlenen reklamasyon faturasının rayice uygun olup olmadığı, yerinde olup olmadığı, ayıbın karşı tarafa süresinde bildirilip bildirilmediği, ayıbın gizli mi açık mı ayıp olduğu, ayıp veya eksik olmaması halinde davalı tarafça davacı tarafa para borcunun tam ödenip ödenmediği, ödenmemiş ise davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, faiz oranı, miktarı ve türü, cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soy isim, imza bilgileri kısmını açıkça liste halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şeklide açıkça bilgilerinin yazılması hususunda irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebinin ve tarafların tüm talepleri hususunda rapor düzenlenmesi için dava konusu ayıplı ürünler, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 14/09/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı …. tarafından incelemeye sunulan 2021 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 13/08/2021 tarihi itibariyle, davacı …ın davalı yandan 19.490,26 TL alacaklı oldukları, davalı …ın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 13/08/2021 tarihi itibariyle, davalı yanın davacı yana 50,26 TL borçlu oldukları, tarafların ticari defterlerine göre, (19.490,26 TL – 50,26 ) 19.440, -TL cari hesap farkı olduğu, bu farkın davalı tarafından davacı …a 13/08/2021 tarihinde düzenlenmiş …. Numaralı 19.440,-TL’Lik Reklamasyon faturasının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmış olduğu, …. model 930 adet pantolonun kumaş parçaları arasında (cep-beden, kemer-beneden, sağ-sol bacak, ön – arka beden kumaşı vs.) renk farkı bulunduğundan ayıplı olduğu, pantolonların davacının metolamaya dikkat etmeden dikim yapması nedeniyle ayıplı hale geldiğinden ayıpta kusurun davacıya ait olduğu, dava konusu pantolonların ayıplı olarak dikildiğinin ancak parça boyama sonrası anlaşılabileceğinden boyama aşamasına kadar dava konusu pantolonların gizli ayıplı olduğu, davalının ayıp ihbarının işin olağan akışına göre süresinde olduğu, davalının ayıplı pantolonlar nedeniyle oluşan 19.796,00 TL zararını davacıdan talep edebileceği, davacının cari hesaptan kaynaklanan bakiye dava konusu alacağının 19.440,00 TL olduğu, davalının ayıplı ifadan kaynaklanan zararının ise 19.796,00 TL olarak hesaplandığı dikkate alındığında, davalının ayıplı ifadan kaynaklanan zararı davacının alacağından mahsup edildiğinde, davacının herhangi bir alacağının kalmayacağı, tam aksine davalıya borçlu dahi kalacağı anlaşıldığından, davacının itirazın iptaline ilişkin talebinin yerinde olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafından her ne kadar yetki ilk itirazında bulunmak suretiyle Mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi talebinde bulunmuş ise de; taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı ve davacı ile davalı arasında tekstil ürünü dikimi hususunda eser sözleşmesi olduğu, bu sözleşme gereğince davacının ediminin pantolon dikimi, davalının ediminin para borcu olduğu ve para borcunun götürülecek borç olması sebebiyle sözleşmede ifa yeri belirtilmediği ve ifa yeri belirtilmemesi sebebiyle para borcunun götürülecek borç olması sebebiyle davacı alacaklının ikametgahının ifa yeri olduğu 6100 Sayılı HMK’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı alacaklının adresinin Mahkemesinin de iş bu yargılamada yetkili olduğu ve davacı alacaklının adresinin Mahkememiz yargı çevresi içerisinde olduğu ve Mahkememizin iş bu yargılamada yetkili olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin yetkisizlik kararı verilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Somut davada; taraflar arasında davalının metolama yapıp davacıya teslim edilen kumaşların pantolon olarak dikimine ilişkin eser sözleşmesi bulunmaktadır. Taraflar arasından bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalının dikilen ürünlere karşılık bedelinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı tarafça ise dikilen ürünlerden bedeli ödenmeyen ürünlerin ayıplı olduğu savunulmuştur. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının dikilen ürünlere karşılık davalıdan alacağının kalıp kalmadığı, davacı tarafça dikilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı hususlarındadır.
6098 Sayılı TBK’nun 470. maddesinde; Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleme olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca da somut davamıza konu taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu hususunda kuşku yoktur. Bu nedenle somut olayımıza 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Aynı Kanunun 471 ve devamı maddelerinde yüklenicinin borçları hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca yüklenicinin borçlarından kurtulması için üzerine düşen edimi zamanında, ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirmesi ve bu hususu ispat etmesi gerekmekte olup, somut davamızda ispat yükü davacı üzerindedir.
6098 Sayılı 474. Maddesi uyarınca, işsahibi eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Eserin ayıplı olduğu hususunu ve yasal ihbar sürelerine uyulduğu hususunu ispat yükü bunu iddia eden üzerinde olup, somut davamızda ise davalı üzerindedir.
Davacı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası üzerinden 41.094,26 TL fatura alacağının tahsili için icra takibi başlatmış 13/08/2021 tarihinde saat 10:33’de icra takibi başlatmış ve davalı tarafından 13/08/2022 tarihinde saat 15:15 de davacı alacağının 21. 654,00-TL sini davacının banka hesabına ödenmiştir. Davacı alacağının geri kalan 19.440,00-TL lik kısmı için ise davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ile davacı tarafa reklamasyon faturası düzenlenmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve taraflar lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 19.490,26-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davacıya 50,26-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarına kayıtlı olduğu ve davacı tarafından sözleşme kapsamındaki işlerin yapıldığı ve davalıya teslim edildiği dosya kapsamı ile ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabittir. Bu hususta taraflar arasında da ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf ve tarafların defter ve kayıtları arasındaki fark davalı tarafından davacıya ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ile düzenlenen 13/08/2021 tarihli 19.440,00-TL lik faturadan kaynaklanmaktadır. Davalı tarafından düzenlenen söz konusu fatura davacı tarafından defter ve kayıtlarına kaydedilmemiştir. Tarafların BA ve BS formları arasındaki tek fark da davalı tarafından davacıya düzenlenen 13/08/2021 tarihli 19.440,00-TL lik faturadan kaynaklanmaktadır. Bu fatura dışında tarafların BA ve BS formları birbirleri ile örtüşmektedir. Davalının ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde tekstil mühendisi bilirkişine inceleme yaptırılmış, teknik bilirkişi tespitinde; davalının iade faturası düzenlediği ve ayıplı olduğunu iddia edilen ürünlerde pantolonu oluşturulan kumaş parçaları arasında renk farkı olduğu, söz konusu renk farkının davacı tarafından metolamaya dikkat edilmeksizin dikim yapılmasından kaynaklandığı, ayıbın yıkamadan sonra ortaya çıktığını ve söz konusu ayıbın açık ayıp olduğu, tanık beyanlarından ayıbın karşı tarafa süresinde ihbar edildiği, davacının yaptığı işte olan fire oranı düşüldüğünde davalının zararının 19.796,00-TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava konusu ürünlerde ayıp olmadığı ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddia edilmiştir. Ancak tanık beyanları ile dava konusu ürünlerin yıkanması akabinde davacıya bildirildiği beyan edilmiştir. Eser sözleşmelerinde ayıbın ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususlarının tanık dahil her türlü delil ile ispat edilmesi mümkündür. Davalı tanık beyanlarına göre yıkama işleminden sonra renk farkının ortaya çıkması üzerine ayıp davacı tarafa bildirilmiştir ve ayıp ihbarı süresinde yapılmıştır. Bu sebeple davacı vekilinin ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiasına Mahkememizce itibar edilmemiştir. Davalı tarafından reklamasyon faturası düzenlenen ürünlerin ayıplı olduğu Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Dolayısıyla davalının reklamasyon faturası düzenlemesi yerindedir. Davacı vekili tarafından her ne kadar icra takibinin açıldığı gün reklamasyon faturasının düzenlendiği ve davalının kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de; davalının ayıp ihbarını süresinde yaptıktan sonra reklamasyon faturası düzenlemesinin yada düzenlememesinin önemi bulunmamaktadır.Davalı reklamasyon faturası düzenlememiş olsaydı dahi zamanaşımı süresi içerisinde ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürmesi mümkündür. Bu sebeple davacı vekilinin bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir. Davacının talep ettiği bakiye alacağına karşılık davalıya teslim ettiği ürünlerin ayıplı olması sebebiyle bakiye alacağı talep etmesi mümkün olmadığından bakiye fatura alacağının reddine karar verilmiştir. Ancak davacının alacağının red edilen kısmı dışındaki davalı tarafından ödenen alacağı yönünden davalı davacının icra takibi başlatmasına sebep olduğundan, davalının kabul edip ödediği bedel üzerinden hesaplanan icra harç, AAÜT’nin 11/4. maddesi dikkate alınarak hesaplanan vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden icra takibinin devamına, asıl alacak üzerinden hüküm kurulmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin …esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 985,26-TL tahsil harcı, 59,30-TL başvurma harcı, 2.598,48 TL vekalet ücreti, 36,00-TL icra yargılama gideri üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, asıl alacağa ilişkin talebin reddine,
-Asıl alacak üzerinden hüküm kurulmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 251,31 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 126,53 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 124,78 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 3.679,04 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 126,53 TL peşin harç olmak üzere toplam 185,83 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 560,52 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin kabul ve ret oranına göre 249,744 sinin davalıdan tahsili ile, 1.070,256‬ TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kabul edilen miktar yönünden kesin olmak üzere, red edilen miktar yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır