Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/763 E. 2022/971 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/763 Esas
KARAR NO : 2022/971

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında …. tarihli komisyon sözleşmesinde görüldüğü üzere, müvekkili firmanın davalı firma
tarafından gönderilen ürünlerin yurt dışına komisyon bedeli karşılığı ihraç eden mümessillik firması olduğunu, komisyon bedelleri ile ilgili faturalar kesildiği ve e-fatura olarak
davalı şirkete gönderildiği, davalı tarafından da muhasebe kayıtlarına işlendiğini, toplam 472.451,07-TL komisyon faturalarının davalı şirket gönderildiğini, davalı tarafından
ödenmediğini bildirerek, şimdilik 10.000,00-TL’sinin ticari faizi ile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin imalatçı şirket olup, davacı şirkete yurt dışı firmalara gönderilmek üzere tekstil ürünleri sattığını,
sözleşme gereği komisyon bedellerinin eksiksiz fazlasıyla ödendiğini,… yazışmalarından açıkça görüleceği üzere tekstil ürünlerine ilişkin satılan ve faturası kesilen alacak içerisinden komisyon bedelini kestikten sonra müvekkiline ödediğini, davacının kötü niyetli olarak hakkı olan komisyon bedelini aşan oran ve miktarlarda faturalar kestiğini ve müvekkilinin de itiraz ettiğini, yurt dışı firmalarının kesmediği reklamasyon faturalarını müvekkiline keserek mağdur etmeye çalıştığını, davacının ödemeleri zamanında yapmaması sebebiyle ürün teslimlerinde gecikmeler yaşandığı zaman tır ile karayolu ile gönderilmesi gereken malları gecikmeyi telafi etmek için uçak
ile gönderildiğinde davacı tarafın uçak – karayolu nakliye farkını ödemeyi kabul ettiğini, ancak uçak nakliyelerinin tamamını müvekkilinden talep ettiğini, aslında kendilerinin
neden olduğu gecikme bedelinin müvekkiline fatura etme yönüne giderek hukuka ve ticari ahlak dışında davranış sergilendiğini bildirerek, davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmış, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden B formları, …. , … A.Ş, …. ,…. , …. A.Ş. davacı ve davalı şirketin hesap hareketleri getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, faturaya dayanak yapılan taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında ödenmeyen komisyon bedeli ile reklamasyon faturalarına dayanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı firma ile aralarındaki … tarihli komisyon sözleşmesine göre, davalı firma tarafından gönderilen ürünleri yurtdışına komisyon bedeli karşılığında ihraç ettiğini, komisyon bedelleri ile ilgili faturaların kesildiğini ve davalı firmaya gönderildiğini, davalı firma tarafından muhasebe kayıtlarına işlendiğini, ancak dava konusu … tarihleri arasında komisyon, iade ve gecikme cezası nedeni ile düzenlenen faturaların ödenmediğinden bahisle alacağının tahsili yönünde istemde bulunmaktadır.
Taraflara arasında alacak – borç ilişkisinin saptanmasına yönelik, taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmıştır. Dosya arasına alınan … havale tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı ve defterlerin yöntemine uygun olarak tutuldukları saptanmış, davalının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı ve yöntemine uygun olarak tutuldukları saptanmış, her iki tarafın ticari defterlerinin HMK’nin 222/2 maddesi kapsamındaki koşulları taşıdıkları belirlenmiştir.
HMK’nin 222/2 maddesi uyarınca, ticari defterlerin, ticari davalarda kanıt olarak kabul edilebilmesi için, yasaya göre eksiksiz ve yöntemine uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. O halde, bilirkişi raporundaki saptamaya göre, tarafların ticari defterlerinin kanıt niteliği bulunmaktadır.
HMK’nin 222/3 maddesine göre ise, ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin kanıtlarla ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Bu itibarla bilirkişi tarafından davacının defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede, …. tarihi itibariyle davalının davacıdan 171.726,25-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarına göre ise … tarihi itibariyle davalının davacıdan 363.046,34-TL alacaklı olduğu saptanmıştır. Tarafların defter kayıtlarında tutarlar arasında farklılıklar bulunsa da, her iki durumda da davacının davalıya borçlu olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda, taraf kayıtları arasındaki farkın nedeninin davalının 8. ayda düzenlemiş olduğu faturalar ile davacının düzenlemiş olduğu reklamasyon faturalarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Davacı tarafından düzenlenmiş 2019 yılı toplam 145.363,44-TL tutarlı reklamasyon faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından …. tarihinde düzenlenmiş 2 adet faturanın da davacı kayıtlarında yer almadığı saptanmıştır. Yine davacı tarafından dosyaya sunulan komisyon faturalarının davalı kayıtlarında yer aldığı bilirkişi incelemesi ile ortaya koyulmuştur. Sonuç olarak, davacının kendi kayıtlarında yer alan faturalar nedeniyle tarafların ticari kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının davalıdan alacaklı olmadığı belirlenmiştir. Bilirkişi raporu, tarafların ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, gerekçeli ve denetime elverişli olarak düzenlenmiş olup, esasa etkili kanıt olarak değerlendirilmiştir. Davacının iddiasının dayanağı olarak, defter kayıtlarının aksini gösterir kesin kanıt niteliğinde bir kanıt da bulunmadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 170,78-TL peşin harcın indirilmesiyle geriye kalan 90,08-TL fazla harcın davacıya geri verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı ile 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 21,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacı tarafa geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin(e duruşma ile) ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır