Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/756 E. 2021/840 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/756 Esas
KARAR NO : 2021/840

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
YAZIM TARİHİ : 04/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalının…….. Restoran’ın kiralanarak işletilmesi, elde edilen karın belli oranda paylaşılması olan ……… Sermaye Ortaklığı Şirketi Sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye istinaden müvekkilinin davalıya toplamda 159.251,00-TL para gönderdiğini, davalı tarafın sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin ve ortaklığın feshedildiğini, müvekkili tarafından davalıya gönderilen paranın iadesi için davalıya ihtarname tebliğ edildiği, ihtarnameye rağmen paranın müvekkiline ödenmediğini beyanla davalının banka hesaplarındaki mevduatlarına, menkul ve gayrimenkulleri üzerine tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, taraflar arasında bağıtlanmış adi ortaklık sözleşmesinden dolayı davacı tarafından davalıya ödenen tutarın iadesi istemine ilişkindir.
Taraflara arasında bağıtlanmış ……… Sermaye Ortaklığı Şirketi Sözleşmesi’ne bakıldığında, kurulacak ortaklıkta davacı sermaye sahibi olmak ve davalı, emeği ve deneyimi ile ortaklığa katkıda bulunmak üzere anlaşmışlardır.
TTK’nin 4/1 maddesi hükmünde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan yasanın 5. maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları; mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nin 4/1 maddesi hükmünde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nin 4/1 bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar yasa gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nin 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka bir deyişle TTK’nin 19/2 maddesi hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Çünkü; TTK, yasa gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması, davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’de yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Davacı ortaklığa sermayesi ile katkıda bulunan gerçek kişi tacir olup, TBK’nin 620- 645. maddeleri arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi hükümlerine dayanarak, ortaklığa emeği ve deneyimi ile katkıda bulunacak olan tacir olmayan davalı aleyhine adi ortaklığın feshi nedeniyle ödenen tutarın iadesi istemli dava açmıştır. Bu dava asliye hukuk mahkemelerinde (genel mahkemelerde) görülmesi gereken davalardandır. Davalı tacir değildir, ortaklığa emek ve deneyimini sunmakta ve bu husus sözleşmede de açıkça belirtilmektedir. Dava konusu, TBK kapsamında adi ortaklık sözleşmesi başlığı altında düzenlenmiş olup ticari dava konusu değildir. Bu durumda, eldeki davanın, yukarıda açıklanan ticari dava türlerinden hiçbirine girmediği anlaşılmaktadır. Anılan adi ortaklık TTK’nin 4/1 maddesi hükmünde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin TBK’ye yollamayla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’nin 5/3 maddesi hükmü uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.
Açıklanan nedenlerle, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nin 114/1-c ve 115/2 maddeleri hükmü gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2-Karar kesinleştikten sonra iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususlarının görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 20/1. maddesi gereğince süresinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 22/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır