Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/733 E. 2022/281 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/733 Esas
KARAR NO : 2022/281

Mahkememizin iş bu 2021/733 esas sayılı dosyası yönünden;

DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen 2021/1009 esas sayılı dosyası yönünden;

DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :20/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan yargılanmanın yenilenmesi davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin iş bu ….. esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yargılamanın iadesi talep olunan dosya safahatinde, davacı ….., kendisine ait hisse paylarının rızası ve bilgisi dışında sahtecilikle devredildiğini ileri sürerek, davalılar ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş.(“…..”), ….. ve ….. aleyhine, payların devir işleminin iptali ile davalı şirketteki ortaklığın eski hisseler oranında devam ettiğinin tespitine karar verilmesi talepli dava ikame ettiğini, buna karşılık, ….. ve ….. vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçelerde, …..’ya ait hisselerin usule, kanuna ve şirket ana sözleşmesine uygun şekilde devredildiği, …..’nın şirketin hisselerini devrettiği gün yönetim kurulu üyeliğinden de istifa ettiği, devir ve istifa tarihi olan 28.08.2008 tarihinden, yaklaşık 3 yıl boyunca şirkete hiçbir başvuruda bulunulmadığı, hiçbir genel kurula katılmadığı, hazirun cetvellerinde bulunmadığı, tüm bu hususların hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şirketin %60’lık hisse payının uluslararası firmaya satılmasından hemen sonra yapılan bu talebin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, hisselerin devrinin en büyük sebebinin …..’nın borçları olduğu beyan edildiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi 14.03.2017 t.li ve E….., K. ….sayılı kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin davalılardan ….. aleyhine açmış olduğu davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılardan ….. ve ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş. aleyhine açmış olduğu davanın kabulüne karar verilmiştir. Anılan kararın davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay …. Hukuk Dairesi 28.02.2019 t.li ve E….., K….. sayılı gerekçesiz kararı ile davalıların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. İşbu karara karşı davalıların karar düzeltme istemleri de Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2021 t.li ve E….., K….. sayılı kararı ile reddedilmiş olmakla, yargılamanın iadesi istememize konu Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı 25.02.2021 tarihinde kesinleştiğini, bilindiği gibi, HMK. m.375/1ç uyarınca; “yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” ve m. 375/1h uyarınca; “lehine karar verilen tarafın, karara tesis eden hileli bir davranışta bulunmuş olması” yargılamanın iadesi sebepleri arasında sayıldığını, Aşağıda belirttiğimiz ve ekte tercümesi ile sunduğumuz “yeni delil” yazısı, davacı ….. tarafından, diğer davalı ….. Şirketine gönderilen bir yazı olup, müvekkilimizce işbu yazı, hüküm kesinleştikten sonra, müvekkilimizden …..’e alacağı için müracaat etmesi ile elde edilebilmiştir. davacının vekili aracılığı ile yeni delil içeriğinde beyan ve ikrar ettiği hususlar, kanuna, kamu düzenine ve genel ahlaka aykırılık teşkil etmektedir. davacının yargılamanın iadesini talep ettiğimiz davada da davacının hukuk düzeninin kabul etmediği kanuna ve ahlaka aykırı davranışları ile dürüstlük kuralına aykırı davrandığını ikrar ettiği yeni delil, dava konusu hisse devri sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden ve sonuçlarının gerçekleşmesinden yıllar sonra, davacının kendi yarattığı şekle aykırılıktan istifade ettiği görülmekte ve bu itibarla hakkın kötüye kullanılması yasağı doğrultusunda davanın reddi gerekirken sayın mahkemece davanın hatalı olarak kabul edildiğini ortaya koymadığını, Yargılamanın iadesi davamıza konu Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde görülen davanın kesinleşmesinin akabinde, müvekkil ….., diğer davalı ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’den olan hisse devrine ilişkin alacağını tahsil etme çaba ve görüşmesine giriştiğini, işbu görüşmeler sırasında, ….. şirketi tarafından, ….. tarafından ….. şirketine gönderilen … t.li mektubu/yazılı bildirimde bulunduğu müvekkilimize bildirildiğini, anılan mektup/yazılı bildirim tarafımızca noter onaylı Türkçeye tercüme edilmiş olup, ekte tarafınıza sunulmadığını, ….. vekili tarafından ….. Şirketine, yargılamanın iadesine konu dava sırasında iletilen 20.11.2019 tarihli mektupta/yazılı bildirimde, ….., …’in (yeni unvanı: ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş.) hisselerinin tamamının (?) kendisine ait olduğunu ve ancak o dönemde yetkili merciler (vergi dairesi) nezdinde içinde bulunduğu durum ve koşullar sebebiyle, ….. (kayınbiraderi) ve …..’nın (eski eşi), kendisi adına bu hisseleri elinde tuttuğunu beyan ettiği, bu noktada belirtelim ki, davacı …..’nın buradaki gerçek dışı beyanlarını kabul etmediklerini, taraflar arasında akrabalık ilişkisi bulunmakla birlikte, bahsedildiği gibi şirket hisselerinin tamamının davacıya ait olduğu, müvekkilimizin işi yönetmediği gibi iddialar tamamen gerçek dışında olduğunu, müvekkil ….., gerek davalı şirkette, gerekse hem yurtiçinde hem de yurt dışında başka birçok şirkette çeşitli yatırımlar yapan ve ayrıca, aktif olarak görev alan, profesyonel bir iş adamı, tedbirli bir tacir olduğunu, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi E…., K…. sayılı kararı ile aleyhine hüküm verilen müvekkil ….., yargılama sırasında elde edemediği belgeyi, ….. Şirketinden alacaklarını talep ettiği sırada ve hükmün kesinleşmesinden sonra elde etmiş bulunduğunu, detaylı beyanlarımızdan anlaşılacağı üzere, işbu belge hükmü etkileyecek nitelikte olduğu gibi, lehine karar verilen …..’nın karara tesis eden hileli davranışta bulunduğunu da ispat eder nitelikte olduğunu, ancak kesinlikle kabul etmemekle birlikte, yeni delil olarak zikredilen bu belgede, davacı …..’nın bizzat vekili aracılığıyla davalı ….. Şirketi’ne belirttiği beyanında, gerek Vergi Usul Kanunu’na aykırı davrandığını, gerekse İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen “Alacaklısını zarara sokmak kasdıyla mevcudunu eksiltme” suçunun fiilini gerçekleştirdiğine dair açıklamalarda bulunarak İcra ve İflas Kanunu’na aykırı davrandığını, yine Türk Borçlar Kanununda düzenlenen kanuna, kamu düzenine ve genel ahlaka uyma mecburiyetine aykırı davrandığını üstüne üstlük, kendi kanuna aykırı davranışına dayanarak ve VUK ve İİK’da düzenlenen suçların eylemlerini işlemiş olabileceği anlamına gelen beyanlarda bulunarak, haksız gelir elde ettiğini ve hisse senetlerini sakladığını, başka hukuki sebeplere dayanarak da aslında, haksız kazanç elde etmeye çalıştığının görüldüğünü, şüphesiz ki davacının dava dışı bu beyanları, davadaki iddiaları ile ters düşmekte ve yeniden yargılamanın yapılmasını zorunlu hale getirdiğini ve bu nedenlerle kesinleşen kararının icrasının durdurulmasına, hisselerin el değiştirilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılamanın iadesi istemimiz kabul edilerek Sayın Mahkemenizin 14.03.2017 t.li ve E….., …. sayılı kesinleşen kararının iptali ile ortadan kaldırılmasına ve sunulan “yeni delil”deki davacı tarafın hukuk normlarını ekonomik varlığını korumak amacıyla ihlal ettiğini ve kasten TBK, VUK, İİK ve sair hükümlere aykırı davrandığını beyan ve ikrarının davadaki çelişkili beyanlarıyla ve tüm delillerimizle birlikte değerlendirilerek, yeniden yargılama yapılmasına ve neticede şirkette ortaklığın eski hisseler oranda devam ettiğinin tespiti ile paylara yönelik tasarruf hakkına vaki muarazanın önlenmesi davasının reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizin iş bu … esas sayılı dosyasında davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili dosyanın davalısı ….. tarafından 09.09.2021 ibraz tarihli dilekçe ile yargılamanın iadesi istemi ile mahkemenize başvuruda bulunulduğunu, ilgili davalının ileri sürdüğü iddialar gerek usul gerekse esas bakımından hukuki temele dayanmaktan çok uzak olduğunu, bu nedenle ilgili davalının müvekkilinin kazanılmış hakkını sabote etme saikiyle giriştiği işbu davadaki iddialarının hükme esas alınmamasını ve başvurunun reddine karar verilmesini, davacının yargılamanın iadesi talebi haksız olduğu açık olup, bu talep nedeniyle müvekkilinin dava sonunda hak kazanacağı vekalet ücreti ve maddi- manevi zararının davalıdan tahsili imkanı olmadığından teminat alınmasını, İşbu dosyada davacı olan ve yargılamanın iadesini talep eden …..’nın, HMK’nın 375. maddesinin ç ve h bentlerinde belirtilen nedenlere dayanarak yargılamanın iadesini talep etmiş davacının, yargılamanın iadesi talebi süresinde olmadığını, Yargılamanın iadesine neden olarak sayılan hususlar, HMK’nın 375. maddesinde belirtildiği gibi, yargılama sırasında var olmasının gerektiğini, Sonradan yaratılan bir belgeye veya yapılan bir hileye dayanılarak yargılamanın iadesine başvurulamayacağını, aksi halde kesin hükmün bir anlamı kalmayacağı gibi, hukuki güvenlik de kalmayacağını, davacının ‘yeni belge’ olarak nitelediği şey, iadeye konu ilamın verildiği 14/03/2017 tarihinden yaklaşık üç yıl sonra 20.11.2019 tarihinde, şirkete yazılan ve müvekkilinin haklarının iadesi talebini içeren ihtar olduğunu, Bu ihtarda, şirketin sonraki ortaklarına devir edilen hisselerin bir kısmının ….. tarafından sahte belgeyle kendi adına kayıt edildiğini ve devredildiğini, bir kısım hisselerin de ilk baştan beri, müvekkilinin eşi ve kayınbiraderi olan ve kesinleşen davada davalı olan …. ve …..’ya müvekkili tarafından emaneten verildiğini, hisselerin gerçek sahibinin müvekkili olduğunun beyan edildiğini, hile olarak ileri sürülen bu mektup, kanunun sınırlı sayıda kabul ettiği yargılamanın iadesi nedenlerinden hiç birine uymadığını, yargılama sırasında var olan bir belge de olmadığını, hileyi yapan varsa o da sahtecilik yoluyla şirketi ele geçiren ve yargılamanın iadesini talep eden kişinin kendisi olduğunu, ….. her ne kadar HMK 374/ç bendine dayanmak suretiyle yeni bir delil sunduğunu iddia ederek başvuruda bulunmuşsa da, ileri sürdüğü “yeni delil ” diye bir belge söz konusu olmadığını, davanın konusunun payların devir işleminin iptali için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ve buna bağlı olarak müvekkilinin ortaklığının ilgili şirket bünyesinde devam edip etmediğinin tespit edilmesinden ibaret olduğunu, Yargılama sırasında, müvekkiline ait payların devir işleminin müvekkiline ait olmayan imza ile gerçekleştirildiği tespit edildiğini, davacının, yargılama safhasında bu durumun aksini kanıtlayamadığını, davacının yargılama sırasında ileri sürdüğü esasa dair hususlar gerek mahkemeniz incelemesinden, gerekse temyiz incelemesinden geçmek suretiyle karara bağlanmış, dolayısıyla davacının işbu yargılamada ileri sürdüğü hususlar zaten hüküm safhasında değerlendirmeye alındığını, öncelikle HMK’nın 378. maddesi uyarınca, davaya konu %5 orandaki hisselerin bedeli en az 1,5 milyar Dolar olduğu gözetilerek, müvekkilinin olası zararlarına karşılık davacıdan en az 1.000.000,00TL teminat alınmasına, İade-i muhakeme şartlarını taşımadığı sabit olan davalı ….. tarafından yapılan başvurunun esasa girmeden HMK’nın 379. maddesi uyarınca reddine, yeni bir belge ve hile sabit olmadığı gibi, daha önce yargılama sırasında tartışılan hususların yargılamanın iadesi nedeni kabul edilmeyeceğinden talebin esastan da reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı …..’ya yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin iş bu … esas sayılı dosyasında davalı ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ve Mahkememizin …. esas sayılı davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen …. esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ….., diğer davalılardan …..’nın ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş.’nin [“Şirket”] %5 hissesini sahte imza ile kendisine devrettiği iddiası ile Şirketteki ortaklığının devam ettiğinin tespiti talepli dava ikame ettiğini, sayın mahkemenin, … E. ve … K. sayılı kararı ile ….. ve Şirket yönünden davanın kabulüne karar verdiğini, gerekçeleri aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, iptali istenen “davanın kabulüne” şeklindeki ilam esas itibariyle bir hükmün taşıması gereken temel nitelikleri haiz olmaması itibariyle “yok/etkisiz hüküm” niteliğin olduğunu, davanın taraf teşkili sağlanmaksızın görüldüğünü ve karara bağlandığını, davalı şirketin, geçmişi 1852 yılına kadar uzanan ve Türkiye dahil 23 ülkede faaliyet gösteren çok-uluslu bir şirket olan İsveç merkezli ….. şirketinin Türkiye iştiraki konumunda olduğunu, 1100`e yakın profesyonel personel kadrosu ve 39 şubesi ile faaliyet gösterdiğini, şirketin, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un 5. maddesinde belirlenen şekilde münhasıran özel güvenlik alanında hizmet vermekte olduğunu, bu kapsamda, para ve değerli eşya taşıma, işleme [sayma + ayrıştırma + paketleme] ve kasalama hizmetleri, ATM ikmal ve bakım hizmetleri, değerli küçük paket taşıma hizmeti, uluslararası hizmetler ve mücevher fuarlarına yönelik gümrükleme, taşıma ve kasalama hizmetleri vermenin yanında alternatif hizmetler adı altında akıllı kasa çözümü ve elektronik kilit çözümü hizmetlerini sunmakta olduğunu, şirketin, esasen 2004 yılında …. Güvenlik Hizmetleri Anonim Şirketi adıyla kurulmuş, daha sonra 10.05.2011 tarihinde imzalanan pay devri anlaşması ile müvekkiller ….. AB, …… ve ….. ’nin Şirkete ortak olmasını takiben, 2011 yılında ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş. unvanını aldığını, özetle, müvekkillerinin davalı …..’nın sahte imza ile yapıldığını ileri sürdüğü işlemlerle bir ilişkisi bulunmadığını, sonradan ikrar ettiği üzere payların muvazaalı işlemle davalılardan …..’ya emanet edilmiş olduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını, dava tarihi itibariyle hisseler müvekkil davacılar üzerine kayıtlı olup tesis edilen hükmün davanın tarafı olmayan müvekkillere karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, zira hükmün davanın tarafları hakkında verilmekte ve taraflar hakkında kesin hüküm oluşturmakta olduğunu, gelinen noktada bir yandan “…..’nın davası kabul edilmekle” payların ona ait olduğunu ve şirketteki ortaklığının devam ettiğinin tespit edildiğini, öte yandan bu durumun kabulü, payları …..’dan satın almış olan müvekkillerinin malvarlığından aynı miktarda payın eksilmesi anlamına geleceğini, ne var ki yargılamanın tarafı olmayan müvekkiller yönünden bu tespitin kesin hükmün sonuçlarını doğurması mümkün olmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın kabulüne şeklindeki hüküm bir hükmün taşıması gereken unsur ve etkiden yoksun olduğunu, öncelikle bu hususun tespitini talep ettiğini, görülmekte olan bir davada taraflardan birinin, öteki tarafça ileri sürülen ve aleyhine hukuksal sonuç doğurabilecek bir nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesi ikrar olarak kabul edilmekte olduğunu, asıl davada hileli hareketleri neticesinde lehine hüküm tesis edilmiş olan …..’nın bu beyanının hiç şüphesiz HMK md.188 uyarınca mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu, bu itibarla …..’nın dava konusu Şirket paylarını [eski eşi ve kayınbiraderi] İrem ve …..’ya hukuka aykırı bir amaçla -alacaklılardan mal kaçırma- İrem ve …..’ya emaneten verdiğini, diğer bir ifadeyle iptali istenen yargılamada muvazaalı hareket edilmiş olduğu hususunun çekişmeli olmaktan çıktığının kabulü gerektiğini, Şirketin Pay Defterindeki Haciz Kayıtları, Tanık Beyanları ve …..’nın Borçlusu Olduğu İcra Takipleri Yukarıda Alıntılanan Beyanlarla Bir Arada Değerlendirildiğinde Tarafların Müvekkillerinin Aleyhine Olacak Şekilde Muvazaalı Hareket Ettiği Hususunda Duraksama Kalmadığını, hükmün İptalini Gerektiren Tüm Delillerden Çıkan Sonuç …..’nın Emin Sıfatıyla Zilyet Konumunda Olduğunu ve Müvekkillerin Şirket Hisselerini Geçerli Şekilde İktisap Ettiğini, Müvekkillerin mülkiyet haklarını ihlal eden ve taraf olmadıkları bir davada tarafların muvazaalı ve hileli davranışları neticesinde verilmiş olan anılı … E. … K. sayılı kararın hmk md.376 uyarınca iptaline, hileli davranışları neticesinde lehine hüküm tesis edilmiş olan …..’nın esasa ilişkin talepleri ile Mahkemimizin keşinleşen …. E. sayılı dosyasına konu tüm taleplerinin reddine, Davanın Gelir İdaresi Başkanlığı ile ….. ve …..’nın aleyhine muvazaa yapmış olduğu ve dolayısıyla yine HMK md.376 çerçevesinde dava hakkına sahip alacaklıları …. ve diğer ilgililere ihbarına, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yanlara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen 2021/1009 esas sayılı dosyasında davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen 2021/1009 esas sayılı dosyasında davalı ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın kabulüne ve yargılamanın yenilenmesi istenen kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin iş bu doyası ve birleşen dosyası davalısı …. tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Mahkememizin 14/03/2017 tarih, …. esas ve …. karar sayılı dosyasına ilişkin 6100 Sayılı HMK’nun 374 ve devamı maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi ve yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ….. tarafından davalılar …, …ve ….. GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş. aleyhine davalı şirketteki hisselerinin kendisi tarafından devredilmemesine rağmen sahtecilik yapılarak hisselerinin devrinin sağlandığı iddiası ile dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacı vekilinin davalılardan ….. aleyhine açmış olduğu davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı vekilinin davalılardan ….. ve ….. Güvenlik Hizmetleri A.Ş aleyhine açmış olduğu davanın kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay incelenmesinden geçerek 25/02/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun “Yargılamanın iadesi sebepleri” başlıklı 375. Maddesinde; ” (1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b)Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine 6100 Sayılı HMK’nun “Üçüncü kişilerin hükmün iptalini talep etmesi” başlıklı 376. Maddesinde; (1) Davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı …. vekili tarafından davalı ….. vekilinin ….. Şriketine gönderdiği 20/11/2019 tarihli mektup/yazılı bildirimin yargılamanın yenilenmesi istenen Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı kesinleştikten sonra ellerine geçtiğini, bu belgeye göre …..’nın dava konusu hisseleri kendisinin devretmesine rağmen başkasına imza attırdığını, resmi makamlar nezdinde borçları olması sebebiyle hisselerini … ve …’nın kendi adına elinde tuttuğunu, hisseleri gerçekte devretmesine rağmen Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı dosyasında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu ve bu hususu kendisinin ikrar ettiğini, bu nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ve Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Sarp vekili tarafından 6100 Sayılı HMK’nun (ç) bendinde düzenlenen yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmesi nedenine dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuştur. Bu madde uyarınca yargılamanın yenilenmesine karar verilebilmesi için; bu yazılı belgenin davaya bakıldığı sırada mevcut olması, yeni ele geçirilmiş yazılı belgenin hükmü etkileyecek nitelikte olması, bu yeni yazılı belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, bu yeni belgenin aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilememiş olması gerekmektedir. 6100 Sayılı HMK’nun 377/1-c maddesi uyarınca bu halde yargılamanın yenilenmesini talep etme süresi yeni belgenin elde edildiği tarihten itibaren 3 ay ve herhalde hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Somut talepte elde edilen belgenin onaylı Türkçe tercümesi üzerindeki tarihine bakıldığında Noterlik tarafından 06/09/2021 tarihinin basıldığı görüldüğünden ve bu tarihten önce davacı tarafça elde edildiğine dair bir delil dosyaya yansımadığından davacı vekili tarafından 3 aylık yasal süre içerisinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere hüküm verildikten sonra düzenlenen belgeye dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi istenemez. Davacının dayandığı belge tarihinin 20/11/2019 tarihi olduğu, Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve kararının karar tarihinin 14/03/2017 tarihi olduğu dikkate alındığında bu madde de düzenlenen yargılamanın yenilenmesi koşulu bu yönden oluşmamıştır. Bunun yanında dava konusu belge incelendiğinde belgede davacı vekilinin dava dilekçesinde belgeye yüklediği anlamların ve yorumların belgenin metninden çıkaramadığı görülmüştür. Belgeyi düzenleyen ….. tarafından hisselerinin sahtecilik ile devredildiğini ve Mahkememiz kararı ile hisselerini geri aldığını, bunun dışında diğer haklarını alabilmesi için yasal yollara başvuracağı hususu belirtilmektedir. Ayrıca söz konusu iddialar ve savunmalar Mahkememizin 14/03/2017 tarih, …. esas ve …. karar sayılı dosyasında tartışılmış ve hükme bağlanarak Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Dolayısıyla davacı vekili tarafından ileri sürülen sebepler ve belge Mahkememizce verilen hükmü etkileyecek nitelikte değildir ve bu madde hükmü uyarınca yargılamanın yenilenmesi şartları oluşmadığından davacı … vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Birleşen dosya davacılar vekili tarafından Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve …. karar saylı kararının “davanın kabulüne” şeklinde verilmesi sebebiyle yok hükmünde olduğunu, dava tarihi itibariyle uyuşmazlık konusu payların kendilerine ait olduğunu, ancak yargılama sırasında kendilerinin taraf gösterilmediğini ve savunma haklarının kısıtlandığını, taraf teşkilinin sağlanmadığını, ….. vekili tarafından şirkete gönderilen 20/11/2019 tarihli ihtarnamede …..’nın muvazaalı olarak hisselerini davalılara devrettiğini, tarafların hile yaptığını ve bu nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne karar verilerek Mahkememizin 14/03/2017 tarih, … esas ve … karar sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 Sayılı HMK uyarınca kural olarak yargılamanın yenilenmesi yoluna davanın tarafları ve halefleri başvurabilir. Ancak bu hususun kanunda istisnaları düzenlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nun “üçüncü kişilerin hükmün iptalini talep etmesi” başlıklı 376. Maddesi Davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler.” hükmünü içermektedir. Davacı vekili tarafından bu hüküm uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuştur. Bu hüküm uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunma süresi de 6100 Sayılı HMK’nun 377/1-b maddesi uyarınca hükümden usulen haberdar oldukları hükmü öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay ve herhalde hükmün kesinleşmesinden itibaren 10 yıldır. Davacılar vekilinin hükmü daha önce öğrendiklerine dair bir delil dosyada bulunmadığından süresinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundukları anlaşılmıştır. Ayrıca dava konusu ilam Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden hükmün infaz edilebilirliğine ve taraf teşkilinin sağlanmadığına ilişkin iddiaların bu aşamada dinlenmesi mümkün olmayıp tahdidi olarak sayılan yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında da değildir. Ayrıca tarafların şirkete karşı hile yaptıklarına ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenlerle birleşen davanın da yargılamanın yenilenmesi koşulları oluşmaması sebebiyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Mahkememizin iş bu … esas sayılı dosyası yönünden;
1-Mahkememizin …. esas ve … karar sayılı esas sayılı ilamına yönelik yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu harcın 853,88 TL peşin harçtan mahsubu ile 773,18 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ….. davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …..’ya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
B)Mahkememizin iş bu dosyası ile birleşen 2021/1009 esas sayılı dosyası yönünden;
1-Mahkememizin … esas ve …. karar sayılı esas sayılı ilamına yönelik yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu harçtan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ….. davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …..’ya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı-birleşen dosya davalı …. vekilinin, birleşen dosya davacılar vekilinin ve davalı ….. güvenlik hizmetler A.Ş. vekillerinin yüzlerine karşı, …. ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır