Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/727 E. 2022/392 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/727 Esas
KARAR NO : 2022/392

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
YAZIM TARİHİ : 05/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … …’in, 26/07/2019 tarihinde araç kiralama hizmeti veren davalı firma ile bir ay için toplam 2.750,00-TL ücret karşılığında … Plakalı … marka aracı kiralamış olduğunu, aracın kiralama ücretinin ekli ekstrede görüleceği üzere aynı gün peşin olarak davacı … … hesabından 1.000,00-TL, 1.000,00-TL, 750,00-TL olarak üç parça halinde ödenmiş olduğunu, davacıya ait banka kart bilgilerinin davalı tarafın bilgisi dahilinde olduğundan nasıl olduğunun anlayamadan kendi hesabından davalı hesabına 500 TL alındığını fark etmiş olduğunu , bankanın yaptığı araştırmada davacıyı haklı bulduğunu ve 29/12/2019 tarihinde “ihtilaf satış” açıklaması yazarak 500,00-TL’yi davacının hesabına iade edildiğini, diğer davacı borçlu …’in kiralık araç ile tescil- sürüş amacına uygun olmayan fiili ile karayolları trafik kanunu gereği aleyhine 5.010,00-TL idari para cezası kesildiğini ve … Plakalı aracın otoparka çekildiğini, idari para cezası tutanağı sürücü davacıya hitaben düzenlenmiş olduğundan davalı firmanın bir zararı olmadığını ancak bir süre trafikten men sebebi ile yediemin otoparkta kaldığından davalı firma teminat amacı ile aldığı açık senedi hukuka aykırı olarak doldurmuş olduğunu ve yasal takip başlamış olduğunu , davacılara borç verilmiş gibi davalı tarafından senet doldurulmasının davacı taraflar tarafından kabul edilemez bir durum olduğunu, ortada 10.000,00-TL borcun da olmadığını, davalı tarafın, davacıların iradesi dahilinde olmadan senedin içeriğini farklı bir şekilde doldurarak haksız ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davanın konusunun kira olduğundan ve ekli Yargıtay kararında izah edildiği üzere Tüketici Mahkemeleri değil, Sulh Hukuk Mahkemelerin görevli olduğunun açık olduğunu, tarafların ikameti olan yer mahkemesinde dava açılmış olduğunu, müvekkilinin daha evvelde bu firmadan araç kiralamış olduğunu, karşı tarafı tanıdığı halde davalı tarafın kötüniyetli hareket ederek senedi farklı şekilde doldurmuş olduğunu ve müvekkillerinin icra takibi yaparak zarara uğratmış olduğunu, kiralama ücretinin peşin ödenmesi sebebi ile ortada borç bulunmadığından teminatsız olarak tedbir kararı verilmesi ve takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek bu davanın neticelenip kesinleşene kadar Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yatan paranın davalı alacaklı tarafa ödenmemesine, davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının iptaline, alacak miktarının yüzde 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı Arabuluculuk yerine getirilmediğinden davanın esastan reddi gerekmekte olduğunu, senede karşı açılan davanın bir ticari dava niteliğinde olduğundan dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna gidilmesinin zorunlu olduğunu, TTK’da düzenlenen tüm hususlarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacıların, dava dilekçesinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icraya konulan 26/07/2019 düzenlenme tarihi, 26/08/2019 ödeme tarihli, 10.000,00-TL bedelli senedin teminat senedi olduğunun iddiasında olduklarını, bu iddianın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacıların, davalı firmadan 26/07/2019 tarihinde davalıdan bir araç kiralamış olduğunu ayrıca davalı şirket yetkilisinin dava dışı …’dan 10.000,00-TL borç istemiş olduğunu, …’ın, müşterisi ve tanıdığı olan …’in ricası ve ısrarları üzerine şirket kasasından alarak 10.000,00 TL nakit parayı elden verdiğini, davacılar … ve eşi … …’in borcun teminatı olarak da takibe konu senedi imzalayarak davalıya verdiğini, …’ın borç parayı şirket kasasından verdiği için davalı şirketin alacaklı olarak senede yazıldığını, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine taraflarınca kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine girişilmiş olduğunu, takibe konu senet kira sözleşmesine istinaden verilmiş bir senet olmadığını, aynı gün davalı şirkete ait … Plakalı aracın davacılardan …’e kiralanmış olduğunu, davacı …’in, teminat olarak sözleşme ekinde yer alan boş senedi de imzalayarak davalıya verdiğini, davacının imzaladığı boş teminat senedinin doldurulmamış olduğunu, davacının dava dilekçesinde davalı şirketle imzalamış olduğu birtakım sözleşme örneğini dosyaya ibraz ederek senedin teminat senedi olduğunu iddia etmekteyse de bu iddiasının mesnetsiz olduğunu, bir senedin teminat senedi sayılabilmesi için taşıması gereken unsurlar olduğunu, davacıların, borçlu olmadığı yahut borcu ödediği iddiasındaysa bu hususu ancak senetle ispatlaması gerektiğini, davacıların bir diğer iddiasının da açık senet verildiği şeklinde olduğunu, bu durumda davacının senet altındaki imzanın kendi eli ürünü olduğunu kabul etmekte olduğunu ve bu senetten kaynaklanan borçtan sorumlu olmayı kabul etmekte olduğunu, eğer davacı- borçlu boş senet verdiğini ispatlayacak olursa dahi TTK’da yer alan açık poliçe hükmüne binaen senedin rızası hilafına doldurulduğunu yine senetle ispat etmek zorunda olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açılması sebebi ile usulden reddine, dava şartı arabuluculuk yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, davacıların %20’den aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında icra takibinin dayanağı olan 26/07/2019 düzenleme, 26/08/2019 ödeme tarihli, 10.000,00-TL bedelli, lehtarı … Turizm İthalat İhracat Şans Oyunları Elektrik Gıda ve Dahili Ticaret Limited Şirketi ve düzenleyeni … olan bonodan dolayı borçlu olunmadığının saptanmasına ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davalı … Turizm İthalat İhracat Şans Oyunları Elektrik Gıda ve Dahili Ticaret Limited Şirketi, borçlusunun davacılar … ve … … olduğu, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 20/12/2019 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin davacılara tebliğ edildiği, davacıların ödeme emrine itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, 31/12/2019 tarihinde işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar, davalı taraftan araç kiraladıklarını, dava konusu senedi teminat senedi olarak davalıya verdiklerini, davalı tarafın senedin içeriğini farklı şekillerde doldurarak haksız ve kötü niyetli olarak işleme konulduğunu iddia etmiştir.
Takip konusu bono, zorunlu unsurları bünyesinde barındırmakla; içerdiği hakkın türüne göre alacak senedi, emre yazılı, kamu güvenine sahip, düzenlenmesine neden olan temel ilişkiden bağımsız olduğundan temel ilişki geçersiz olsa bile geçerliliğini korumasıyla nedenden soyut bir kambiyo senedidir. TTK’nin 645/1 maddesi hükmünde de belirtildiği üzere, bononun içerdiği hak, bonodan ayrı olarak ileri sürülemeyeceği gibi başkalarına da devredilemeyecektir. Bono borçlusu, ancak bononun teslimi karşılığında ödeme ile yükümlü olup, hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, bononun niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.
TTK’nin 778/1-a maddesi hükmü yollamasıyla aynı yasanın 687/1 maddesine göre, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Somut olayda iddianın ileri sürülüş biçimine göre ispat yükü davacı borçlularda olup, kambiyo senetlerine karşı borçlu olunmadığının saptanması isteminde, borçlular kesin kanıtlarla ispat yükü altındadır.
Davacılar her ne kadar icra takibine dayanak bononun teminat senedi olduğu iddiasında bulunmuşsa da, söz konusu bononun lehtarı davalı, düzenleyeni davacılar olup, bononun niteliği gözetildiğinde bu iddiaları ispata yarar herhangi bir kanıt dosyaya yansımamıştır. Davacının bonodaki imzaya karşı da herhangi bir itirazı söz konusu değildir. Aynı şekilde boş olan bonoya imza atıldığı düşünülse bile, bu iddia açısından da aradaki anlaşmaya aykırı olarak bononun doldurulduğunun ispat yükü yine borçlu da olup, iddiasını aynı güçteki kanıtlarla ispat etmelidir. Ancak bu yönde bir kanıt da dosyaya sunulmamıştır.
Davacılar yemin kanıtına dayanmışlar ve iddianın ispatlanması amacıyla davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuşlardır. Davalı taraf temsilcileri HMK’nin 232/2 maddesi uyarınca, davacı taraflarca teklif edilen yemini kabul ederek yöntemine uygun bir şekilde yemini eda etmişlerdir.
Açıklanan nedenlerle davacılar, teminat senedi olduğunu ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddia ederek bonodan dolayı borçlu olmadıklarını iddia etmişlerse de; tüm dosya kapsamına göre, davacının bonoda yazılı borcun istenebilir olmadığı iddiasını uygun yasal kanıtlarla ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılmakla, kanıtlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, davalının alacaklısı bulunduğu dava konusu icra takibine ilişkin tedbir kararı uygulanmadığından davalının tazminat istemi kabul edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
Koşulları oluşmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 182,83-TL peşin harcın indirilmesi ile kalan 102,13-TL fazla harcın istemi halinde davacılara geri verilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 7,80-TL vekalet harcı ve 12,30-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 20,10-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

7-Davacı taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacılara geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı … … …, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır