Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/70 E. 2022/998 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/70 Esas
KARAR NO : 2022/998

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
YAZIM TARİHİ : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin davalı şirketten kur farkı alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini,
01/01/2019 tarihli 15.257,43-TL bedelli kur farkı
düzenlendiği iddia edilen böyle bir fatura olmadığı, dava
dilekçesi ekindeki cari hesap incelendiğinde de görüleceğini,
davacı tarafın müvekkili aleyhine daha evvelki tarihte
düzenlemiş olduğu 3.212,27-USD (13.044,37-TL) tutarındaki
faturasına yasal süresi içerisinde iade fatura düzenlendiğini,
davacının kur farkı alacağının hiçbir zaman mevcut olmadığını,
kur farkı talep edileceği yönünde sözleşme bulunmadığını,
ödeme planının başından beri TL üzerinden olduğunu, faiz
talebinin de yerinde olmadığını bildirerek, davanın reddine,
%20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, masraf
ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar
verilmesini savunmuştur.
Yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmış, Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyası dosyamız arasına alınmış, tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden B formları getirtilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, kur farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, 4.403,45-USD asıl alacak ile 1.114,53-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.517,98-USD alacak yönünden ilamsız takip yapıldığı, icra takibinin dayanağının 13 adet faturaya dayalı cari hesap olduğu, davalının takibe 25/11/2019 tarihinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edildiğini gösteren bir kayıt bulunmadığından davacının davalı tarafından icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali için süresinde dava açtığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ile davacının davalıdan 4.300,89-USD kur farkı alacağı olduğunu iddia edilmekle, davacı bu alacağının tahsilini etmiş, dava tarihindeki TCMB’nin gösterge niteliğindeki USD efektif satış kurunun 7,4613-TL olduğu görülmekle, davanın bu kur oranı üzerinden açıldığı kabul edilerek, harca esas değerin (4.300,89-USD x 7,4613-TL) 32.090,23-TL olduğu anlaşılmaktadır.
Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında bağıtlanan veya uygulanagelen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. Dosya kapsamında, taraflar arasında kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte dosyada bulunan satış faturalarının incelenmesinde malların döviz karşılığı satıldıkları ve TL karşılıkların gösterildikleri görülmektedir. Esasen davacının düzenlediği faturalar USD cinsinden olmakla, sözleşmesel ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu ve faturaların mevzuat gereği TL cinsinden düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı ödeme tarihlerine göre kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağının ödeme tarihlerindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması, yani davalının TL cinsinden yaptığı ödemelerin ödeme tarihindeki kur dikkate alınarak yabancı paraya çevrilmesi ve fatura tarihindeki yabancı para ile arada bir fark meydana gelmesi halinde bunun kur farkı olarak davacıya ödenmesi gerekecektir. Diğer yandan, çek bir ödeme aracı olup, çekle yapılan ödemelerde ise çek üzerende yazılı bedel dışında herhangi bir kur farkı istenemeyecek, yani çek alınmış olmakla alacağın bu bedel üzerinden ödenmesi kabul edilmiş olacağından çekle yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyecektir. Bu durumda, varsa kur farkı alacağının çek ile yapılan ödemeler düşüldükten sonra geriye kalan ödemeler yönünden hesaplanması gerekecektir. Dosya arasında yer alan 08/05/2018 tarihli faturada; 15/10/2017 tarihli …. nolu, 31/08/2017 tarihli …. nolu, 30/11/2017 tarihli …. nolu, 31/12/2017 tarihli …. nolu, 31/01/2018 tarihli …. nolu, 31/03/2018 tarihli …. nolu, 28/02/2018 tarihli … nolu, 30/04/2018 tarihli …. nolu çeklere istinaden kur farkı alacağının 3.212,27-USD tutarında fatura edildiği görülmektedir.
Bu açıklamalardan sonra, hüküm kurmaya elverişli bulunan 07/10/2022 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının ödeme tarihlerine göre 01/05/2018 tarihinde 1.088,62-USD kur farkı alacaklısı olduğu saptanmış, daha sonra davacı tarafından yukarıda değinilen çeklere istinaden 3.212,27-USD kur farkı faturası düzenlenmiştir. Her iki tutarın toplamı 4.300,898-USD olup, davacının dava dilekçesi ile belirttiği tutardır. Çekler ödeme aracı olup, teslim alınmakla çek bedeli üzerindeki tutar kabul edilmiş olacağından, çeklere istinaden istenen kur farkı alacağı istemi yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporuyla 01/05/2018 tarihi itibariyle saptanan 1.088,62-USD kur farkı yönünden ise, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından düzenlenen faturaların yabancı para üzerinden oldukları ve faturalarda kur tutarının gösterildiği anlaşılmakla davacı tarafça istenebileceği sonucuna varılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporuyla davacının kur farkı alacağı dosya kapsamıyla uyumlu olarak 1.088,62-USD olarak hesaplanmışsa da, raporun sonuç kısmında 904,84-USD olarak belirtilmesi maddi hata olarak değerlendirilmiş, bu hususta yeniden rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın kısman kabulüne, Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının itirazının 1.088,62-USD (fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığı) yönünden iptaline, icra takibinde faiz oranının 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine uygun olarak belirlenerek davacı icra takibinde faiz isteminde bulunduğundan takip tarihinden itibaren kabul edilen alacak tutarına belirlenen faiz oranının uygulanmasına, davalı açısından bilinebilir ve belirlenebilir nitelikte olan alacak tutarına itirazında haksız olduğu anlaşılan kısım üzerinden davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek ve davacının icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğu gösteren dosyaya yansımış herhangi bir kanıt, veri bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı istemi reddedilerek, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasına itirazının 1.088,62-USD(fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığı) yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İİK’nin 67/2 maddesi hükmü uyarınca 1.624,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
2-Alınması gereken 554,85-TL harçtan peşin alınan 551,60-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 3,25-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 551,60-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 13,40-TL vekalet pulu, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 81,00-TL posta ve davetiye gideri, 2,00-TL dosya sarf gideri olmak üzere toplam 964,20-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 244,05-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 850,00-TL bilirkişi ücreti, 8,50-TL vekalet harcı, 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 871,90-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 651,20-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul ret oranına göre 985,89-TL’sinin davacıdan, geriye kalan 334,11-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye verilmesine,
7-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.122,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan avansın karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır