Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2022/908 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/690 Esas
KARAR NO : 2022/908

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
YAZIM TARİHİ : 11/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından trafik poliçesi ile sigortalı ….. plakalı aracın 05/01/2018 tarihinde kazaya karıştığını, gerçekleşen kaza neticesinde ….. ve …. plakalı araç sahiplerine toplam 11.761,35-TL ödeme yapıldığını, kaza tespit tutanağından da görüleceği üzere sigortalı araç sürücüsünün kaza tutanağı düzenlenmeden ve gerekli işlemler yapılmadan olay yerinden ayrıldığını, %100 kusurlu olduğunu, beyanla Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartlarının B4 maddesi f bendinde düzenlenen sigortacının sigortalıya rücu hakkı gereğince araç malikine rücu edilmiş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Büyükçekmece ….. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptalini, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan işbu bu davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, 17/08/2018 tarihinde meydana gelen kazada müvekkiline ait araç sürücüsünün kazaya sebebiyet vermediği, kazanın tarafı olmadığı için yoluna devam ettiği, tutulan tutanakta diğer araç sürücülerinin beyanın kabul edilemeyeceğini, davacı sigorta şirketinin, müvekkile ait aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yaptıran şirket olduğunu, müvekkiline ait aracın üçüncü şahıslara verdiği her türlü zararı, limitler kapsamında, teminat altına aldığını, söz konusu kaza her ne kadar müvekkiline ait araçtan kaynaklı vuku bulmamışsa bile; aksinin kabulünde yani müvekkiline ait aracın kusurlu bulunduğu ihtimalinde dahi müvekkiline rücu edebilmesinin mümkün olmadığını, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmış, Büyükçekmece … İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası UYAP aracılığıyla dosyamız arasına alınmış, Türkiye Noterler Birliği Başkanlığından ….. plakalı aracın tescil kayıtları getirtilmiş, davacı vekilinden rücuya ilişkin ödeme belgeleri istenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, trafik kazası nedeniyle zarar görenlere yapılan ödeme tutarının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartlarındaki olay yerini terk nedenine dayanılarak rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ile davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde, alacaklısının dosyamız davacısı, borçlusunun dosyamız davalısı oldukları, takibin 10.081,00-TL asıl alacak ve 1.680,35-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.761,35-TL alacak için başlatıldığı, takibin borçluya ait sigortalı ….. plakalı aracın karışmış olduğu kazada kusuru nedeniyle zarar görenlere ödenen hasar tutarının rücuen tahsili nedenine dayandığı, davalının icra takibine 30/05/2019 tarihinde itiraz ettiği, icra dosyasında borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı görülmekle ve itirazın iptali istemi için hak düşürücü sürenin tebliğ ile başlayacağı gözetildiğinde davacıya tebliğ edilmemiş itirazın iptali için süresinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın, kazaya karışan karşı araçlar için ödediğini iddia ettiği hasar bedelini sigortalısı olan davalıdan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.f maddesi hükmünde yer alan olay yeri terk nedenine dayalı olarak rücuen tahsili amacıyla icra takibinde bulunduğu, dava dilekçesinden ve dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçelerinden anlaşılmaktadır.
Kaza tarihinde davalıya ait ….. plakalı aracın davacı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya arasında yer alan trafik tescil kayıtlarına göre, 17/04/2018 kaza tarihinde ….. plakalı aracın davalıya ait olduğu görülmektedir.
Davacının iddiasına göre, zarar görenlere yapılan hasar ödemesinin maddi hasara yönelik olduğu ve yine dosya arasında yer alan kaza tespit tutanağına bakıldığında kazanın maddi hasarlı trafik kazası olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak kaza maddi hasarlı trafik kazası olup, taraflarca aksi yönde bir beyan veya iddia ya da savunmada bulunulmamıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda sigortacının, sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız nedenler olup, rücu nedenlerinden herhangi birisinin bulunması duumunda sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından isteyebilir.
Çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen işbu trafik kazası neticesinde olay yerinin terk edilmesinin tek başına rücu nedeni olup olmayacağına ilişkindir.
Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin yasaya veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabildiği gibi, sigortalıya rücu edilebilmesi de olanaklı olmaktadır. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de sigortalıya rücu halleri düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının ” ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f maddesinde düzenlenen “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk nedeninin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal nedenine dayanması gerektiği açıktır.
ZMMS genel şartlarının B.4/f maddesi kapsamında, sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki nedenin bir arada bulunması gerekmektedir.
Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda “bedeni hasar”ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar” ile sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar ve rücu nedenleri istisna olduklarından, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yeri terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması olanaklı değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmemiştir. Tarafların bu yönde bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır.
ZMMS genel şartları B.4/f maddesi düzenlenirken zarar gören 3. kişilere yapılan ödemenin türü ve niteliği dikkate alınmamış, aksine “trafik kazası”nın türü esas alınmıştır.
Rücu için gerekli olan ikinci neden ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk nedeninin ZMMS genel şartları B.4/f maddesi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk nedeninin ZMMS genel şartları B.4/f maddesi kapsamında “tedavi” veya “yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme”, “can güvenliği nedeniyle uzaklaşma” gibi zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk nedeninin yukarıda belirtilen zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmış ise de; yine yukarıda belirtilen ve rücu koşullarından biri olan ZMMS genel şartlarının B.4/f maddesi kapsamında meydana gelen trafik kazasının bedeni hasara neden olmaması, kazanın maddi hasarlı olması, (Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/68-240 E-K sayılı ilamı) davacının rücu hakkı veren başka bir nedene dayanmaması ve buna ilişkin dosyaya yansıyan bir kanıt da bulunmadığı anlaşılmakla, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terki nedeniyle davacı sigorta şirketinin, dava dışı zarar görenlere ödediği maddi hasar bedelini sigortalısına rücu hakkının bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine, davacının takibinde kötü niyetli olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan bir kanıt da bulunmadığından koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı isteminin de reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
-Kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 200,86-TL peşin harçtan indirilmesiyle geriye kalan 120,16-TL fazla harcın istem halinde davacıya geri verilmesine,
3-Davacı tarafından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı ve 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 21,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davaca tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır