Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/689 E. 2021/1205 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/689
KARAR NO : 2021/1205

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirketin ortağı olduğunu, ciddi sağlık problemleri nedeniyle …. Üniversitesi …. Hastanesinde karaciğer (organ) nakli olduğunu, …. Üniversitesinde bağırsak ameliyatı olduğunu, … Hastanesinde de tedavi gördüğünü, tedavisinin halen devam ettiğini, tedavi gördüğü bir dönemde, şirket sermayesinin arttırılması gündeme geldiğinde, davacının sermaye artırılması için gerekli sebeplerin olmadığını davalı şirket yönetimine bildirdiğini, davalı şirket yetkililerinin ise, teknik iflas vs gibi söylemlerle sermaye artırımının yapılacağını, bu doğrultuda sermaye artırımının ortaklar cari hesabında mevcut olan ve/veya olacak olan tutarın sermaye artırım taahhüt hesabına virman suretiyle yapılacağını, ortakların sermaye artırımı için ayrıca para ödemeyeceklerini belirtmiş olduklarını, müvekkilinin ise, …. Üniversitesi …. Hastanesinde karaciğer (organ) nakli olduğu ağır ve uzun tedavisi sırasındaki bu bilgilendirme çerçevesinde, şahsına ayrıca bir yük getirmeyeceğini düşünmesi üzerine, Ankara … Noterliğinin 19 Mart 2019 tarih, … yevmiye nolu işleminde de açıkça belirtildiği üzere, şirket çalışanlarınca …. Üniversitesi …. Hastanesine getirilen belgeleri hastanede, noter huzurunda imzaladığını, şirket yetkililerinin vermiş olduğu bilgi doğrultusunda belgeleri imzalayan davacıda hiçbir şüphe oluşmadığını, davalı şirket yöneticilerinin, belgelerin imzalanması sırasında vermiş oldukları sözlü taahhütler doğrultusunda bir kısım ödemeler, ortaklar cari hesabında mevcut olan tutarın sermaye artırım taahhüt hesabına virman suretiyle yapıldığını, kalan, ödemelerin de taahhüt edildiği ve önceki uygulamalar doğrultusunda yapılması beklenirken, davalı şirketin, davacıya Kayseri …. Noterliğinin 29.06.2021 Tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiğini, İhtarnamede, davalı Şirket Yönetim kurulunun 21.06.2021 tarih, 2021/003 sayılı kararına istinaden ödenmemiş sermaye taahhüt borcunun 1 aylık süre zarfında işlemiş faiziyle birlikte ödenmesi, aksi taktirde, TTK md 482 ve 483 uyarınca yasal işlemlere devam edileceğinin belirtildiğini, şirket çalışanların belgeleri imzalatırken verdiği bilgiler ile ihtarnamedeki bilgiler çelişmekte olduğunu, şirket çalışanlarınca müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığının anlaşılmakta olduğunu, ihtarnamenin davacıya tebliği üzerine, davacının, Beyoğlu …. Noterliğinin 26.07.2021 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide edilerek, ileri sürülen hususların kabul edilmediğini ifade ettiğini, ihtarnameye rağmen, davalı şirketin, hukuka aykırı işlemlerine son vermediğini, bilakis, bu kerre davacıya Kayseri …. Noterliğinin 16.08.2021 Tarih, …. yevmiye nolu ikinci davet yazısını ihtiva eden ihtarnamesini keşide ettiğini, ikinci kez keşide edilen ihtarnamede de, davalı Şirket Yönetim kurulunun 21.06.2021 tarih, 2021/003 sayılı kararına istinaden ödenmemiş sermaye taahhüt borcunun 1 aylık süre zarfında işlemiş faiziyle birlikte ödenmesi, aksi taktirde, TTK md 482 ve 483 uyarınca yasal işlemlere devam edileceğinin belirtildiğini, geçmiş dönemde diğer ortaklar için yapılan uygulamalar ile şirket çalışanlarının verdikleri sözlü taahhütler nazara alınarak, sermaye artırımı için ödenmesi gereken miktarın, ortaklar cari hesabında mevcut olan ve/veya olacak olan tutarın sermaye artırım taahhüt hesabına virman suretiyle yapılması da istenmesine rağmen, davacının bu yöndeki talebinin de kabul edilmediğini, şirketin değeri düşük gösterilip, davacının paylarına haksız bir şekilde el konulmaya çalışıldığını, davacının ağır hastalığı ve süren tedavisinden faydalanılmaya çalışıldığını, şirketin kuruluşundan bu yana ortak olan ve yapılan işlemler neticesinde payı oldukça düşen davacının, şeklen oluşturulan gerekçelerle, hukuka aykırı olarak tamamen şirket dışına itilmeye çalışıldığını, bu nedenlerle öncelikle, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile, işbu davada verilecek kararın kesinleşmesine kadar, takdiren teminatsız olarak, yönetim kurulu kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına, yapılacak yargılama sonunda ise davanın kabulüyle davalı şirketin yönetim kurulunun 21.06.2021 tarih ve 2021/003 sayılı kararının, 28.06.2018 tarih ve …. sayılı kararının, (ve varsa bu konudaki diğer karaların) TTK’nın 391. maddesi uyarınca batıl yönetim kurulu kararı niteliğinde olduğunun tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …. ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş., bir kısım hissedar ve eski yöneticilerinin, FETÖ/PDY Silahlı terör örgütü mensubu/yöneticisi oldukları gerekçesi ile başlatılan soruşturma neticesinde, davalı müvekkil şirket ve …. Holding A.Ş.bünyesinde bulunan ve çoğunluk hisselerine haklarında soruşturma yürütülen şahısların çoğunluk hissesine sahip olduğu şirketlere, öncelikle Kayseri …. Sulh Ceza Mahkemesini CMK.m.133 hükmü gereğince Kayyım atandığını, daha sonra çıkarılan Olağanüstü Hal Kararnamaleri gereğince, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun mahkemeler tarafından kayyım olarak atanması cihetine gidildiğini, bu kapsamda, davacı şirket ve … Holding A.Ş.grubuna bağlı şirketlere, Kayseri … Ağr ceza Mahkemesinin … E.sayılı dosyasından kayyım olarak TMSF’nin atanmasına karar verildiğini, karar gereğince, TMSF dönem içinde değişiklikler yapmak suretiyle, Kanun Hükmünde Kararname ile tanınan yetki çerçevesinde davalı şirkete Yönetim Kayyımları atamış bulunduğunu, yönetimine TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerle ilgili dava konusu kapsamında yer alan önemli hususlar bulunduğunu ve bu kapsamda davacının taraf sıfatının bulunmadığını, davanın yasal süresinde açılmadığını bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden usulden reddi gerektiğini, davacıların teminat göstermesi gerektiğini, dava dilekçesinde iptali talep edilen kararın sermaye artırımına ilişkin tasarruf mevduatı sigorta fonunun 22.03.2019 tarih ve …. sayılı kararı olduğunu ve işbu kararın iptal talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iptali talep edilen yönetim kurulu kararlarının usule uygun olduğunu, bu nedenlerle davacının davada davacı taraf ehliyetinin bulunmaması sebebiyle davanın esasına girilmeksizin usulden reddine, TTK.m.448/3 gereğince, davacının şirket sermayesinin %20 sinden az olmayacak şekilde nakit veya banka teminat mektubu teminat göstermelerinin istenmesine, bu teminat tutarının dava şartı olarak öngörülmesine, dava şartı teminatın yatırılmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, davacının açtıkları davanın kötü niyetli olarak açılmış olması sebebiyle, TTK.m 451 gereğince, müspet, menfi ve manevi zararların müteselsilen tazminini isteme hakkının saklı tutulmasına, açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirket adına TMSF(Fon Kurulu) tarafından alınan Sermaye arttırıma ilişkin karar ile bu kararın uygulanmasına ilişkin kararının batıl olduğu iddiasıyla hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkin olup mahkememizin yetkili olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HMK’nin 14/2 maddesine göre; özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre şirket ortağının şirkete karşı açacağı genel kurul veya yönetim kurulu kararının iptali davasının HMK 14/2 md gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekir. HMK 14/2 md göre belirlenen bu yetki kuralı kesin yetki kuralıdır ve resen dikkate alınmak zorundadır.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre muamele merkezi daha önce Başakşehir/İstanbul iken, iş bu davanın açılmasından önce 15 Haziran 2020 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde yayımlanan karar ile Sarıyar/İstanbul olarak değiştirildiği saptanmış, davalı şirketin merkez adresi mahkememizin yetki alanı dışında, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri yetki alanında kaldığından iş bu davada HMK 14/2 m. gereğince kesin yetkiye ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu, yetkili mahkemesinin İstanbul ATM olduğu sonucuna varılmış, açıklanan nedenlerle davanın HMK 14/2, 114/1-ç ve 115. maddeleri uyarınca usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki ilk itirazının kabulü ile davanın HMK 14/2, 114/1-ç ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
5-Tarafların diğer taleplerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021 10:28

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip ….
e-imzalıdır.