Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/663 E. 2022/288 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/663 Esas
KARAR NO : 2022/288

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
YAZIM TARİHİ : 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin Bakırköy …. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı dosyasında mevcut olmak üzere ekleri ile birlikte, dosyada mevcut borçlu vekiline tebliğ edildiğini ve davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takibinin devamına, yapılan kötü niyetli itiraz neticesinde davalı aleyhine %20’dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebine ilişkin olarak hiçbir somut hiçbir delil sunmadığını, talebini gerekçelendirmediğini, hem icra aşamasında hem de arabuluculuk aşamasında davacı taraf iddia etmiş olduğu alacağının kaynağının ne olduğunu açıklayamadığını, dava dilekçesinde de alacağının neden kaynaklandığına yönelik hiçbir açıklama bulunmadığını, beyan ederek davanın reddi ile davacının haksız ve kötüniyetli işbu davaya konu takibinden dolayı dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin … – …Esas-Karar sayılı kararında; davanın, TTK.nun 4/1. maddesi kapsamında sayılan ticari davalardan olduğu, davacı ve davalı şirketin tacir ve aralarındaki uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olduğu (nispi ticari dava), somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Yapılan yargılamada taraf teşkili sağlanmış, Bakırköy …. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyası UYAP aracılığıyla dosyamız arasına alınmış, İstanbul Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğünden ve İstanbul Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğünden tarafların B formları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Dairesinin ….. Esas sayılı icra takip dosyasında yapılan incelemede; takip alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, borçlunun dosyamız davalısı olduğu, takip tutarının 3.099,11-TL asıl alacak ve 1.562,57-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.661,68-TL olduğu, davalı borçlunun icra takibine 06/07/2020 tarihinde itiraz ederek icra takibinin durdurulduğu, davacı alacaklının 12/11/2020 tarihinde itirazın iptali istemiyle süresinde dava açtığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın, şirket kayıtlarında yapılan incelemede 2016 yılının 1. ayı ile 8. ayı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan söz konusu bu döneme ilişkin cari hesapta alacak olduğunun saptandığını beyan ettiği görülmektedir. Davacı taraf bu iddiasının dayanağı olarak TL ve USD türünden ekstreler sunmuştur. Ekstrelerin yapılan incelemesinde USD hesabı kayıtlarında davalıya ait borç görülmemekle birlikte, bu hesabın TL karşılığında davalının davacıya 2.552,24-TL borçlu olduğu görülmektedir. Davacının sunmuş olduğu TL hesabı kaydına göre ise, davalının davacıya 546,87-TL borçlu olduğu görülmektedir.
Dosya kapsamında alınan ve esasa etkili kanıt olarak hükme elverişli bulunan bilirkişi raporunda, taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmış, her iki tarafın defterlerinin yasada belirtilen yönteme uygun olarak açılış kapanış onaylarının yapıldığı belirtilerek, defterlerin taraflar yararına kanıt niteliklerinin bulunduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda, davacı tarafın sunduğu ekstrelere göre davacının davalıdan USD hesabından 2.552,24-TL ve TL hesabından 546,87-TL olmak üzere toplam 3.099,11-TL alacaklı olarak görünse de, USD hesabın döviz bakiyesi vermemesi nedeniyle USD hesap bakiyesinin kur farkından kaynaklandığı, farkın düzenlenen dövizli faturanın, fatura tarihindeki kurunun, ödeme tarihinde düşmesi sonucu döviz değerlememesi yapılmamasından kaynaklandığı, ticaretin yapıldığı süreçte alıcıdan talep edilmediği, sonradan davacı defterleri üzerinde tek yanlı olarak yapılan çeşitli virman işlemleriyle alacak oluşturulduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
Davacı tarafça sunulan USD hesap kayıtlarına bakıldığında, bilirkişinin raporunda değindiği gibi fatura tarihleri ile ödemenin yapıldığı tarihler arasında kur farkı olduğu, ödeme tarihlerindeki kurların fatura tarihlerine göre düşük olduğu göze çarpmaktadır. Yine davacı vekilinin sunmuş olduğu 06/10/2015 tarihli 51,85-USD(155,44-TL) bedelli fatura, 04/03/2016 tarihli 40,93-USD(119,58-TL) bedelli ve 16/12/2015 tarihli 91,52-USD(271,83-TL) bedelli faturaların, davacı tarafça sunulan TL hesabında kayıt altına alındıkları görülmektedir. Davacının borcun kaynağının 2016 yılının 1. ila 8. ayları arasındaki ticari ilişkiye dayandığı iddiası karşısında söz konusu bu faturaların USD türünden düzenlendikleri göz önüne alındığında USD hesabına da kayıt edildikleri değerlendirilmiştir. Nitekim TL hesabında görünen 04/03/2016 tarihli 50 fiş nolu 119,58-TL’lik fatura aynı zamanda USD hesabında da kayıt altına alınmıştır. Yine USD hesabının 01/01/2016 tarihli açılış fişine göre davacının davalıdan 53.756,10-USD alacaklı olduğu görülmekle ve sonuç olarak USD bakiyesinin “0” olması da gözetilerek 2015 yılına ait faturaların açılış fişi dahilinde cari borç olarak kayıt edildikleri sonucuna varmak gerekmiştir. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davacının sunmuş olduğu ekstreleri doğrular mahiyette davalı tarafın ödemelerinin büyük kısmını USD olarak yaptığı görülmektedir.
Bu değerlendirmelere göre, davacının defter kayıtlarında her ne kadar 3.099,11-TL alacaklı olduğu görülmekte ise de, davacının USD hesabında döviz bakiyesi vermemesi nedeniyle alacaklı görünmediği, davalı tarafın kayıtlarında da döviz hesabının davacının döviz hesabıyla eşit olarak göründüğü, farkın nedeninin davacının sunduğu ekstrede de görüldüğü üzere kur düşüşünden kaynaklandığı anlaşılmakla davacının davalıdan alacaklı olmadığı olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı tarafın davalıya karşı icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğu gösterir herhangi bir kanıt dosyaya yansımadığından, davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin kabulü olanaklı görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 11,50-TL vekalet harcı ile 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 24,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.661,68-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacı tarafa geri verilmesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır