Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2021/942 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/578 Esas
KARAR NO : 2021/942

H
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
YAZIM TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı …. tarafından son çalıştığı şirket olması nedeni ile müvekkili aleyhine işçilik alacaklarını tazmin amacıyla Bakırköy …. İş mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, dava neticesinde müvekkilinin işçilik tazminatlarını ödemesine karar verildiğini, müvekkili aleyhine, yukarıda bahsi geçen kararın, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, müvekkilinin, 26.06.2019 tarihinde toplam 20.300-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin, …. Belediye Başkanlığı’na ihale ile güvenlik hizmeti verdiğini, diğer davalıların da yaptıkları hizmet alım ihalesi ile …. Belediyesinde güvenlik hizmeti üstlendiklerini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicilerin, çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından kendi dönemlerine göre sorumlu olduklarını, bu sebeple davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdıkları döneme isabet eden her tür işçilik alacağını ödemekle yükümlü olduklarını, uygulamada ihale yapıldığnı, ihaleyi alan firmaya sözleşmeyi imzalamak için (müzakere değil sadece imza) belli bir süre verildiğini, bu süre içerisinde sözleşmenin imzalanmaması halinde verilen teminatın idareye gelir kaydedileceği ve ilgili şirketin tüm kamu ihalelerine girmekten yasaklanacağının belirtildiğini, bu sürecin hiç bir yerinde müvekkilin iradesi sorulmadığını, bahse konu yasal düzenlemeler ışığında dava dışı işçiye ilişkin sorumlulukların hiç bir şekilde müvekkili ile müzakere edilmediğini, bu yönüyle hizmet alım sözleşmesi neredeyse tamamıyla genel işlem koşullarından ibaret olduğunu, bu yüzden özellikle dava konusu olan dava dışı işçiye ilişkin sorumlulukların sözleşmede hiç yazılmamış sayılması ve yıllarca dava dışı işçiyi belediye bünyesinde çalıştırmış, emir ve talimat vermiş asıl işveren olan belediyenin davaya konu alacakların tamamından sorumlu tutulması gerekirken davaya konu alacakların tamamından davalı taşeronların sorumlu tutulmasının hukuka, hakkaniyete, akla ve vicdana aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin ödemiş olduğu tutar için şimdilik 500-TL’nin , ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan sorumlu oldukları oranda rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından açılan davanın belirsiz alacak davası olmadığını, icra müdürlüğüne ödenen meblağın belli olduğundan davanın hukuki yarar bakımından reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın devamı durumunda taleple bağlılık ilkesi gereği ancak dava değeri üzerinden karar verilmesi gerektiğini, müvekkili belediyeye ait hizmet binalarının güvenlik hizmetlerinin 3. Şahıslara açık ihale usulü ile hizmet alım yöntemi kullanılarak temin edildiğini, dava dışı …. ‘nın bu kapsamda yüklenici firma personeli olarak çalıştığını, en son … Özel Güvenlik Hizmetleri A.Ş. ‘ye ihale edilen “Güvenlik Hizmet Alım İşi ” ‘nde çalıştığını, davacının çalışmış olduğu Güvenlik Hizmeti Alım İşi ‘ne ait idari şartnamenin 25.3.1 maddesi uyarınca işçiye karşı her türlü mali ve hukuki sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, rücuen tazminata konu edilen iş mahkemesi kararında müteselsilen ve müştereken davalılardan alınıp davacıya ödenmesine ilişkin hüküm kurulduğunu, yüklenicinin yaptığı tüm ödemenin idarelerinden geri istenmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Güvenlik Hizmetleri A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafından dava dışı işçiye yapılan ve rücu talep edilen alacak kalemlerinin hangi alacak kalemlerine ilişkin yapıldığı belirtilmediğini, bu hususun davacı tarafından açıklanması gerektiğini, dava zorunlu arabulucuk kapsamında olduğunu, davacı tarafından arabuluculuk yoluna başvurmaksızın dava ikame edildiğini, görev itirazında bulunduklarını, bu davaya bakmakla görevli olan mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkili ile diğer davalı …. Belediyesi arasındaki ilişkinin personel temininden ibaret olduğunu, dava dışı işçinin tek işvereninin idare olduğunu, kavram olarak bir hizmet alımından bahsedilebilmesi için gereken unsurların ilgili sözleşmede bulunmadığını, personelin seçiminde, yürütülmesinde ve iş ilişkisinin sona erdirilmesinde tek söz sahibi olan davacı ile müvekkili şirketin ilişkisi incelendiğinde bu ilişkinin açıkça işçi temini ilişkisi olduğunun görüldüğünü, işbu sebeple idare ile müvekkili arasında bir alt işveren – üst işveren ilişkisi kurulamadığını, dava dışı işçinin sadece ve sadece davacının işçisi olduğunun kabul edilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, işbu sebeple dava dışı işçiye yapılan tüm ödemelerden sadece idarenin sorumlu olduğunu, davacının bu husustaki muhatabının …. Belediyesi olduğunu, sözleşme hükümleri incelendiğinde davacı tarafından ödenen kalemlerin müvekkile rücu edilebileceğine dair bir düzenleme bulunmadığının da açıkça görüleceğini, sözleşmenin davacı kurum tarafından tek taraflı olarak hazırlandığını, işbu sebeple genel işlem koşullarına aykırılıktan dolayı davacı kurum ile davalı müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerde işçilik alacaklarından yalnızca müvekkili şirketin sorumlu olduğuna dair hükümlerin yazılmamış sayılması gerektiğinin kabul edilmesi gerektiğini, İş Kanununun 112. maddesi incelendiğinde kıdem tazminatı ödemelerinden kamu kurumlarının sorumlu olduğuna ilişkin fıkraların yürürlükte olduğunu ve sorumluluğa ilişkin düzenlemenin emredici nitelikte olduğunun görüleceğini, kıdem tazminatından idarenin sorumlu olduğunu, ödenen kıdem tazminatının rücuya konu edilmesinin mümkün olmadığını, yıllık izin alacağının iş akdinin sona ermesiyle muaccel hale geldiğini, dava dışı işçinin, iş akdinin fesih tarihi itibariyle davacı nezdinde çalışmakta olduğunu, yıllık izin alacağı yönünden müvekkili şirkete sorumluluk yükletilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından talep edilen diğer işçilik alacakları, dava dışı işçinin davacı nezdinde çalışmasından doğmuş olup bu alacakların müvekkiline yükletilmesi halinde davacının sebepsiz zenginleşeceğini, dava dışı işçinin açtığı davanın, davacı tarafından müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, dava dışı işçi ile görülen davada eksik savunma nedeniyle ortaya çıkan zarardan davacı yanın sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete sorumluluk yükletilse dahi sadece işçinin çalışma dönemiyle sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiğini, dava dışı işçinin müvekkili şirkette çalıştığı döneme ilişkin tüm hak ve alacaklarının eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkili şirketin rücu davasına konu edilen iş davasının da, icra dosyasının da tarafı olmadığını, dava dışı işçinin kanun yollarına başvurmasına ve yargılama gideri yapmasına sebep olan tarafın müvekkili olmadığını, davacı tarafından bahse konu alacakların dava ve takip konusu yapılmadan ödeme yapmadığından, yargılama giderlerine davacının sebep olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının yaptığı ödemeyi rücu edebileceği ihtimalinde dahi müvekkili şirketin kendi dönemiyle sınırlı olarak yarı oranında sorumlu tutulması gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğunun kabulü anlamına gelmemekle birlikte davacının ödeme yaptığı tarihte müvekkilinin temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceğinden bu tarih itibariyle faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının davalılardan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Dava şartları, HMK’nin 115/1 maddesi hükmünde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan yasanın 114. maddesinin 1. fıkrasında dava şartları sayılmış, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında ise diğer yasalarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamının davacı vekilinin dava dilekçesi ile yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda dava tarihi olan 26/06/2020 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nin 5/A maddesine göre, tazminat davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı vekilince Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …-…. E-K sayılı görevsizlik kararı sonrası dosyanın Mahkememize gönderildiği süre içerisinde arabuluculuğa başvurulduğuna ya da arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla TTK’nin 5/A maddesi hükümleri gözetilerek HMK’nin 114/2 ve 115/2 maddeleri hükümleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Alınması gereken 59,30.-TL karar harcından peşin alınan 54,40-TL peşin harcın indirilmesi ile geriye kalan 4,90-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. tarafından yapılan 7,80-TL vekalet harcı ve 12,30-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 20,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı … Belediyesi vekilinin yüzüne karşı diğer davalı …. Güvenlik Hizmetleri A.Ş vekilinin ve davalı … Güvenlik Hizm. Ltd. Şti.’nin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır