Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/548 E. 2022/99 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/548 Esas
KARAR NO : 2022/99

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
YAZIM TARİH : 25/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 27/02/1987 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın onayından geçen ve 27/09/1987 tarihinde yapılan kooperatif genel kurulu ile kabul edilen kooperatif ana sözleşmesine göre davalı kooperatife üye olacak kişilerin niteliklerinin ayrıntılı olarak düzenlendiğini, davalı kooperatife gerekli şartları taşımayan kişilerin üye yapıldığını, bu kişilerin genel kurula katılarak oy kullandığını, kooperatif için önemli kararlara katıldığını, davalı kooperatifin 1997 yılında yapılan genel kurulunda boş arsalar üzerine inşaat yapılmasının karar bağlandığını, … A.Ş. ile inşaat sözleşmesinin imzalandığını, kooperatif yöneticilerinin … A.Ş.’nin kontrolüne ve yönlendirmesine geçtiğini, … A.Ş.’nin kooperatifteki hakimiyetini devam ettirmek için ortalarını, çalışanlarını veya ortakların akrabalarını kooperatife üyelik şartlarını taşımadığı halde kötü niyetli olarak üye yaptıklarını, söz konusu kişilerin gerçek kooperatif üyesi olmadıklarını, muvazaalı üyeler olduklarını, hiç birisinin bugüne kadar kooperatif aidatı ödemediklerini, üyelik vecibelerini yerine getirmediklerini beyanla kooperatif ana sözleşmesine göre ortaklık şartlarını taşımayan üyelerin bu durumunun tespiti ile üyeliklerinin iptaline karara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafın iş bu davadaki iddialarının ve benzer içerikli davasının değerlendirildiğini, davanın kısmen reddedildiğini, dosyanın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, bu nedenle kesin hüküm ve kesin delil nedeniyle davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, ortaklar defterinin ve yönetim kurulu karar defterinin incelenmesi halinde üyelerin ortaklık şartlarını taşıdığının ortaya çıkacağını, söz konusu üyelerin üyelik vecibelerini 22-23 yıldır harfiyen yerine getirdiklerini, davacının başka mahkemelerde aynı taleplerle açtığı davaların reddedildiğini, davacının açmış olduğu bu davanın kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Yapılan yargılamada, Ticaret Bakanlığından davalı kooperatif hakkındaki inceleme raporları, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı kooperatifin ana sözleşmesini içerir sicil kayıtları, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden kooperatif kayıtları getirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, kooperatif ana sözleşmesine göre ortaklık koşullarını taşımamasına rağmen ortak yapılan üyelerin ortaklık koşullarını taşımadığının saptanması ile üyeliklerinin iptal edilmesi istemine ilişkindir.
Kooperatifler Kanunu’nun 8. maddesi ile kooperatif ortaklığına girmek isteyen gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerektiği, ortak olmak isteyen gerçek ve tüzelkişilerin, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvuracakları hüküm altına alınmıştır. Aynı hükümde, yönetim kurulunun ortaklar ile ortak olmak için başvuranların ana sözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak zorunda olduğu belirtilmiş olup, yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısının genel kurulca belirleneceği, yönetim kurulunun, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemeyeceği düzenlenmiştir.
Yasada ortaklığın sona ermesi halleri çeşitli başlıklar altında sayılmıştır. Bunlar; ortağın ortaklıktan çıkma isteği, ortağın ölümü, ortaklığın devri, ortaklık sıfatı bir görev veya hizmetin yerine getirilmesine bağlı ise, bu görevin veya hizmetin sona ermesi, ortaklık sıfatının kazanılması ana sözleşme ile bir taşınmazın mülkiyetine bağlı hakların kullanılmasına veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlanması durumunda taşınmazın ya da işletmenin devir veya temlikiyle ve kooperatif ortaklığından çıkarılma ile ortaklığın sona ermesidir. Davacı tarafın iddiası göz önüne alındığında, bu hallerden ortaklıktan çıkarılma üzerinde durulacaktır.
Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi ile kooperatif ortaklarının çıkarılma esasları düzenlenmiştir. Bu hükme göre, kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren nedenlerin ana sözleşmede açıkça gösterilecek, ortaklar ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen nedenlerle ortaklıktan çıkarılamayacaklar, ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilecek, bu hususta ana sözleşme ile çıkarılan ortağın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere yönetim kurulu da yetkili kılınabilecektir.
Yasanın açık hükmüne göre, kooperatif ortağının ortaklıktan çıkarılması kararı, kooperatif ana sözleşmesinde gösterilen nedenlerle genel kurulca verilebilecek, ancak ana sözleşme ile yetki verilmesi halinde yönetim kurulunca da karar verilebilecektir.
Kooperatifler Kanunu’nun 53 maddesine göre, yönetim kurulu ve üyeleri ile denetçilerin her biri ve yasada belirtilen koşullar dahilinde pay sahipleri, kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler.
Yine Kooperatifler Kanunu’nun 98 maddesine göre, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanacaktır. Bu kapsamda, TTK’nin 391/1 maddesi ile yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitinin mahkemeden istenebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu açıklamalardan sonra, somut olayda, davacı taraf, ana sözleşmenin, üye olacak kişilerin Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’na göre kurulmuş derneklere kayıtlı esnaf ve sanatkar veya Ticaret ve Sanayi odalarına kayıtlı küçük sanayici niteliği taşıması gerektiği gibi ayrıca bilfiil sanatını da icra etmek için müstakil bir işyeri sahibi olması gerekir, hükümlerine aykırı olarak koşulları taşımayan kişilerin kooperatife üye yapıldıklarını ve bu kişilerin üye yapıldıktan sonraki genel kurullara katılarak oy kullandıklarını ve kooperatif için çok önemli kararlara katıldıkları iddia ederek, söz konusu kişilerin bu durumlarının saptanması ile üyeliklerinin iptal edilmesini istemiştir. Davacı taraf ortağı olduğu davalı Kooperatif’in koşulları taşımamasına rağmen ortak yapılan diğer ortakların Kooperatif ortaklıklarının sonlandırılmasını istemektedir. Yukarıda da değinildiği üzere, ana sözleşmede gösterilen ortaklık koşullarını taşıyan kişilerin ortaklık kayıtları yönetim kurulunca yapılmaktadır. Yönetim kurulu kararlarına karşı ana sözleşmeye, yasaya, iyi niyet kurallarına vs aykırı olduğu iddiası varsa, batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilecektir. Diğer yandan aynı şekilde genel kurul kararları da dava konusu yapılıp iptali istenebilecektir. Bir diğer husus da bir ortağın Kooperatif ortaklığından çıkarılması hususunda yetki Kooperatif Genel Kurulunda olup, ana sözleşme ile bu yetki Kooperatif Yönetim Kuruluna da verilebilecektir. Bu durumda, bir ortağın bir başka ortağın Kooperatif ortaklığından çıkarılmasını isteyemeyeceği değerlendirilmekle, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığı kanaatiyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL peşin harcın indirilmesiyle geriye kalan 21.40-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı ile 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 21,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan avansın karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
27/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır