Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/517 E. 2021/903 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/517 Esas
KARAR NO : 2021/903

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
YAZIM TARİHİ : 05/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağını tahsili için Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından 132.988,60-TL’lik faturaya dayalı olarak icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile sadece … Sağlık Hizmetleri Medikal … Şirketi arasında bir ilişkinin bulunduğunu, davacı ile … Sağlık Hizmetleri Medikal … Şirketi arasındaki ilişkinin müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin iş bu dava dosyasında taraf sıfatının bulunmadığını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; davacı, davalıya fatura etmiş olduğu bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine, davalının itirazının iptal edilerek takibin devamına karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı özetle, davacı ile hiçbir dönemde bayilik ilişkisi ya da ticari bir ilişki kurulmadığını, davacının davalı şirketin ana bayileri altında servis sağlayıcı olarak çalıştığını, davalı şirketin yalnızca kendi ana bayilerinden hizmet alımı gerçekleştirdiğini, davacıdan doğrudan hizmet almadığını, davacının iddiasının dava dışı … firması ile aralarındaki hizmet ilişkisine dayalı olduğunu, uyuşmazlığın esasen davacı ile …. firması arasında olduğunu, davalı şirketin … firmasından bağımsız ve ayrı bir tüzel kişiliği olduğu, davalı şirketin davacıyla olan herhangi bir sözleşmenin yahut ticari ilişkinin tarafı olmadığını belirterek husumet yokluğundan davanın reddini istemiştir.
Dava dilekçesinde ise, özetle, davalı şirketin tüm bayilerle anlaşmaları sona erdirip, … firması ile çalışacağını belirttiğini, davacının sürekli bayinin değiştiğini alt bayi olarak da kendisinin bu durumdan etkilendiğini ve sözleşme yapılmasını istediğini, davalı şirketin … firmasının davacıyla sözleşme yapacağını belirttiğini, davacının 2019 yılı Mayıs ayında … firması ile çalışmaya başladığını, sözleşmenin imzalanamadığını, davacı şirketçe kesilen faturayla komisyon listesi hazırlandığını, komisyon tutarının bayiye aktarıldığını, bayinin davalı şirkete, davacının bayiye fatura kestiğini, bayi komisyonu aldıktan sonra %20’lik kısmını davacıya verdiğini, işleyişin … firmasına kadar bu şekilde olduğunu, … firmasıyla sıkıntılar yaşandığını belirtilmiştir. Dosya arasına alınan, Tıbbi İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun 02/07/2021 tarihli yazısında, ÜTS sistemi üzerinde yapılan incelemelerde davalı şirkete ait bayilik bilgilerinde davacı adına herhangi bir kayda rastlanılamadığı bildirilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş dosyaya yansıyan bir sözleşme olmaması, dava dilekçesinde sözü edilen işleyişe göre davacının bayiye fatura kesmesi, dava dışı … firmasının davalı şirketin bayisi olması, yine davacı ile dava dışı … firması arasında alt bayilik için sözleşme görüşmeleri yapılmış olup, davalı şirketin bu görüşmelerde yer almadığı gibi taraf da olmaması, aslında uyuşmazlığın bayiliğin … firmasına geçildikten sonra davacı ile dava dışı … firması arasında ortaya çıkması, davacı tarafın beyanının aksine ÜTS kayıtlarında davacının davalı şirket bayisi olduğuna ilişkin kayda rastlanmaması, faturaya konu ödemenin … firmasından istenmesi, davacının ilk olarak faturayı belirttiği işleyiş doğrultusunda dava dışı … firmasına kesmesi, dava dışı … firmasının faturayı iade etmesi üzerine bu sefer faturanın davalı şirkete karşı düzenlenmesi gibi hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin sorumlu tutulması olanaklı olmayıp, davalının, davalı sıfatı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenle davalı hakkında husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar harcından peşin alınan 1.577,35-TL peşin harcın indirilmesi ile geriye kalan 1.518,05-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan avansların kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır