Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2022/363 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/490 Esas
KARAR NO : 2022/363

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
YAZIM TARİHİ : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigortalı çalışan olduğunu, biriktirdiği paralar ile kendisine ikamet amaçlı bir konut satın almak istediğini, yaptığı araştırmalar sonucu …. ili, … ilçesi, … ada, …. parsel, 31 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın alım satımı konusunda davalı ve davalının ortağı olan … ile görüşmeler yaptığını, görüşmeler kapsamında dava dışı … ile komisyon sözleşmesinin imzalandığını ve sözleşmeye istinaden 10.000,00-TL nakit ile dava konusu 10.000,00-TL bedelli senedi verdiğini, ancak taşınmazın belirtilen nitelik ve nicelikleri taşımadığının anlaşılması üzerine müvekkilinin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davalının ortağı olan dava dışı …’a vermiş olduğu nakit para ile senedin kendisine teslimi için Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, dava dışı …’ın takibe itiraz etmeyerek 10.000,00-TL’yi iade ettiğini, ancak senedin iade edilmeyerek, üzerinde oynama yapılarak Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını beyanla müvekkilinin söz konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı tarafın arabuluculuk görüşmelerini başlatmadığını, bu nedenle davanın esasına girilmeden usulden reddinin gerektiğini, davanın esasına ilişkin olarak müvekkilinin davacıya vermiş olduğu borç paranın karşılığı olarak düzenlenen senedi davacıdan aldığını, senet bedelinin ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın dava dışı …’a yapmış olduğu 10.000,00-TL’lik ödemenin iş bu dava ile bir alakasının bulunmadığını, davacı tarafın bu davayı açarak müvekkiline olan borcunu sürüncemede bırakmaya çalıştığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılamada, Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyaları UYAP aracılığıyla dosyamız arasına alınmış, GSM operatörlerine yazılar yazılarak … nolu telefon numarasının kime ait olduğu sorulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibinin dayanağı olan 18/08/2020 düzenleme, 18/10/2020 ödeme tarihli, 10.000,00-TL bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının saptanması, bononun istirdatı ile kötü niyet tazminatına ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davalı …, borçlusunun davacı … olduğu, takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, davacının birikimi ile ikamet amaçlı konut satın almak istediğini, yaptığı araştırmalar neticesinde … İli … İlçesi … Ada … Parsel 31 nolu bağımsız bölümün alım satımı konusunda davalı ve davalının ortağı … ile görüşmeler yaptığını, davacının taşınmazı satın almak istemesi üzerine dava dışı … ile komisyon sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye istinaden 10.000,00-TL nakit ile dava konusu senedin verildiğini, ancak taşınmazın anılan nitelik ve nicelikleri taşımadığının sonradan anlaşılması üzerine davacının sözleşmeyi feshettiğini, davalının ortağı dava dışı … ile görüşerek kendisi tarafından ödenen komisyon bedelinin iadesini ve verilen senedin kendisine teslimini istediğini, dava dışı … bu talepleri kabul etmeyince aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takipte borcun sebebinin gayrimenkul alımına ilişkin ödenen bedelin iadesi 10.000,00-TL yazdığını, bu hususun davacı tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini ve davalının ortağı olan dava dışı … tarafından bu durumun kabul edildiğini, davacının haklılığına bir itirazlarının olmadığını gösterdiğini, dava dışı …’a verilen senet, defilerden sıyrılmak amacıyla kötü niyetli bir şekilde davalı adına doldurularak Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davacının dava konusu senet nedeniyle davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bedelsiz senedin haksız bir şekilde doldurularak icra takibine konu edildiğini iddia etmiştir.
Bono, nedenden soyut, kamu güvenine mazhar, kurucu nitelikte bir alacak senedidir. Bono yasal olarak emre yazılı olup, doğumuna neden olan ilişkiden bağımsız ve soyuttur. Bono bir defa düzenlendikten sonra, doğumuna neden olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluk bononun geçerliliğine etkili olmaz. Bono aslında belli bir nedene dayanmakla birlikte, bononun düzenlenmesine neden olan asıl borç ilişkisinin bonodan anlaşılmasına olanak bulunmayan kıymetli evraktır. Temel ilişki herhangi bir sözleşme olmakla, bono bu temel ilişkiden doğan alacağı içerdiğinde ona tedavül kabiliyeti vermektedir. Ancak, bonodan bu bononun düzenlenmesine yol açan asıl borç ilişkisinin ne olduğunun bilinmesine olanak yoktur. Bu nedenle, herhangi bir uyuşmazlık durumunda, hamil, hakkını yalnızca bonoya dayandırabilir, yani temelde yatan asıl borç ilişkisinin varlığını ve içeriğini kanıtlamak zorunda değildir. Geçerli bir temel ilişkinin bulunmadığını kanıtlama yükü ve bundan doğacak defilerin ileri sürülmesi borçlu üzerindedir. Bononun lehtarı tarafından devir edilmesiyle, borçlu, asıl borç ilişkisindeki eksikliklerden/aksaklıklardan ve bu ilişkinin tarafları arasındaki işlemin amacına yönelik olarak varılmış bulunan anlaşmalardan kaynaklanan veya bedelsizliğe ilişkin defilerin ileri sürülmesi üçüncü şahıs olan iyiniyetli hamillere karşı, görünüşe güven ilkesi gereği olanaklı olmayacaktır.
Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bir bononun, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulması halinde bunun aksinin ispatı aynı güçteki kanıtlarla olanaklıdır. Yine bonoya karşı bedelsizlik iddiasınında da aynı şekilde kesin kanıtlarla ispatlanması gerekmektedir. Davacı taraf iddiasının dayanağı olarak davalı ile watsapp görüşmelerine ilişkin kayıtları sunmuştur. Görüntülerdeki telefon numarasının kime ait olduğunun belirlenmesi için ilgili yazışmalar yapılmış, telefon numarasının davalıya ait olduğu saptanmıştır. Davacının dayandığı watsapp yazışmaları HMK’nin 202/2 maddesi uyarınca delil başlangıcı niteliğinde bulunmakla (Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2021/6703-7141 E-K sayılı ilamı), davacı iddiasını tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebilecektir. Ancak davacı taraf tanık dinletmek istemediklerini beyan etmiştir. Bu durumda dosya kapsamında davacının iddiasını kanıtlamaya yarar dava konusu bonoyu hükümden düşürücü nitelikte başkaca kanıt da bulunmamaktadır. Davacı tarafa HMK’nin 226/1-c maddesi hükmü göz önüne alınarak davalıya yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususu da hatırlatılamamıştır.
Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın tüm istemler yönünden reddine karar vermek gerekmiş, yargılama aşamasında davacı tarafın istemi üzerine icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmekle icra dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı uygulandığından İİK’nin 72/4 maddesi uyarınca davalı yararına %20 oranında tazminata hükmedilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
İİK’nin 72/4 maddesi uyarınca 2.185,90-TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İİK’nin 72/4 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının kalktığının saptanmasına,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 218,63-TL peşin harcın indirilmesi ile kalan 137,93-TL fazla harcın istemi halinde davacıya geri verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 8,50-TL vekalet harcı ve 13,40-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 21,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin (e-duruşma ile) ve davalı vekilinin (e-duruşma ile) yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır