Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/431 E. 2022/76 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/431 Esas
KARAR NO : 2022/76

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Tasfiye Halinde …’nin, 01.06.2006 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edildiğini, firmanın 4 ortaklı olarak kurulduğunu, ortakların kardeş olduklarını, müvekkilinin, payını şirket ortaklarından olan …’a devrettiğini, devrin 15.02.2010 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğunu, müvekkilinin, daha sonra yeniden 1/4 pay sahibi olduğunu ve 07.04.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde müvekkilinin pay sahipliğinin ilan olunduğunu, …’ın firmanın tek yetkili imzalı müdürü olduğunu, ortakların şirket sermayesinin arttırımına gittiklerini, sermaye arttırımının ise 23.06.2016 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, 19.06.2020 ve 18.09.2020 tarihli ticaret sicil gazetelerinde ise kar dağıtımı ve şirket tasfiyesinin görüşülmesinin ilan edildiğini, 03.11.2020 tarihli resmi gazetede, tasfiyeye giriş ve ortaklardan …’ın tasfiye memuru olarak atanmasının ilan olunduğunu, son olarak ise alacaklılara çağrıların ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, davalı firmanın tasfiye sürecinin devam etmekte olduğunu, tasfiyeye ilişkin genel kurul çağrısının müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin genel kurulu haricen öğrendiğini, tasfiyeye ilişkin genel kurul çağrısına, yanında oğlu … ile birlikte iştirak ettiğini, müvekkilinin, genel kurul neticesinde hazırlanan 08.10.2020 tarihli tasfiyeye giriş tutanağına şerh düştüğünü, müvekkilinin şerhli tutanağın bir örneğinin fotoğrafını çektiğini, tutanakta diğer ortakların da imzasının bulunduğunu, müvekkilinin ortaklarına güvenmediğini ve adına sahte imza atılmış olduğunu düşündüğünü, Nisan 2021 döneminde İTO’ya gittiğini ve şerh ile birlikte imzaladığı tasfiyeye giriş tutanağını incelediğini, İTO kayıtlarına giren tutanağın, müvekkilinin şerh ile imzaladığı tutanak olmadığını, firma ortaklarının, müvekkilinin imzası olmaksızın yeniden tutanak hazırladıklarını ve İTO’ya da bu tutanağın sunulduğunu, diğer 3 ortağın evrakta sahtecilik suçu işleyerek hazırladıkları tasfiyeye giriş tutanağını İTO’ya sunduklarını, müvekkiline, şirket payları ödenmediğini, davalı firmanın diğer 2 ortağı, … ve …’ın, benzer isimli …. Mobilya İnşaat Limited Şirketi’ni, davalı firmanın tasfiye başvurusundan hemen sonra, 27.11.2020 tarihinde kurmuş olduklarını, yeni firmanın unvanı neredeyse davalı firma ile aynı olduğunu, yeni firmanın adresinni …. Mah. …. Sit…. Blok No… Başakşehir olduğunu, davalı firma ile aynı adreste iştigal etmekte olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişin hakları ve diğer ticari davaları açma hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, 08.10.2020 tarihli genel kurul kararının konusunun tasfiye olması nedeniyle ve tasfiyenin tamamlanması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından, özel hukuk tüzel kişisi olan davalı firmanın tasfiyesinin tamamlanması halinde kamu düzenine aykırılık oluşacağından, davalı firmanın korunmasını da sağlamak için genel kurul kararının icrasının tedbiren durdurulmasına ve tedbir kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine, 08.10.2020 tarihli davalı firma genel kurul kararının yokluğuna karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı firmadan alınarak müvekkili davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı cevap dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu 445nci maddeye göre genel kurul kararlarının iptali davasının, karar tarihinden itibaren 3 ay içinde açılması gereken bir dava olduğunu, iptali istenilen kararın 08.10.2020 tarihli olup dava dilekçesinin ise 20.05.2021 tarihli olduğunu, davanın, 3 aylık süre içinde açılmadığından süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının iddialarının gerçeğe aykırı ve dayanaksız olduğunu, davacının, Tasfiyeye Girişin Görüşülmesi gündemli 08.10.2020 tarihli Genel Kurula katıldığını, hazirun cetvelini imzaladığını, ancak her zaman olduğu gibi diğer ortak kardeşleri ile tartışdığını, …,..,… ‘ın Genel Kurul Tutanağını imzaladıklarını, ancak Davacı …’ın, onlara hakaretler ederek toplantı tutanağını imzalamaksızın toplantıdan ayrıldığını, davacının imzası bulunmayan Genel Kurul Tutanağının, Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve 3 ayrı gazetede yayınlanarak … Tasfiye Halinde bir şirkete dönüştüğünü ve tasfiyeye yönelik olarak faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, kararın orjinali, sayfaları numaralı ve mühürlü olan şirketin genel kurul toplantı ve müzakere defterinde bulunmakta olduğunu, dava konusu kararın, temsil edilen oyların ve esas sermayenin tamamının dörtte üçü çoğunluğuyla alındığını, usule uygun ve geçerli bir genel kurul kararı olduğunu, davacı tarafından iddia edilen tutanak değişikliği iddiasının doğru olmadığının, bu işlemin mümkün olmadığını, genel kurul karar defterinde veya söz konusu karar içeriğinde herhangi bir tahrifat veya sahteciliğin söz konusu olmadığını, bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kurul kararlarının batıl veya yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davalı şirketin 08/10/2020 tarihli tasfiye girişi konulu genel kurulunda alınan kararlara ilişkin ticaret sicil müdürlüğüne sunulan örneğinin davalı şirketin diğer ortaklarınca değiştirilip değiştirilmediği, gerçekte davacının muhalefetinin bulunduğu imzalı beyanının bulunup bulunmadığı, buna göre sahtecilik iddiasının yerinde olup olmadığı, davacının ileri sürdüğü hususların genel kurul kararının butlanı veya yokluğu sonucunu doğurup doğurmadığı hususlarındandır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.
Davacının davalı şirketin ortağı olduğu, davalı şirketin 08/10/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebi ile iş bu davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, genel kurul toplantısında alınan kararlara ilişkin ticaret sicil müdürlüğüne sunulan örneğin davalı şirketin diğer ortaklarınca değiştirildiğini, gerçekte davacının muhalefetinin bulunduğu imzalı beyanının bulunmadığını, davalı tarafça sunulan tutanağın sahte olduğunu, bu hususların genel kurul kararının butlanı veya yokluğu sonucunu doğurduğunu ileri sürmektedir.
Dava konusu genel kurul kararı ticaret sicil müdürlüğünden celbedilmiş, ayrıca davalı şirket karar defteri de celbedilerek aslı incelenmiştir. Söz konusu genel kurul kararı incelendiğinde; kararın konusunun tasfiye girişi olduğu, 1. nolu kararla şirketin faaliyetinin devamında fayda görülmediğinden tasfiye haline girmesine, 2 nolu kararında şirket müdürü …’ın tasfiyeye girinceye kadar yaptığı işlemlerden dolayı ibra edilmesine, 3 nolu kararla tasfiye işlemlerini yürütmek üzere …’ın münferit yetkili tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Kararın altında şirketin 4 ortağından …, … ve ….’ın isim ve imzalarının bulunduğu, davacı ortak ….’ın ise adının yazılı olduğu fakat imzasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının fotokopi belge olarak sunduğu karar örneğinde ise yukarıdakinden farklı olarak davacının isminin altında tasfiyeye onay vermediğine ilişkin mühalefet kaydı ve onun altında da imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça davalının sunduğu kaydın sahte olduğu ileri sürülmüşse de, ticaret sicil gazetesinde ilan edilen ve karar defteri aslında bulunan kararda davacının imzası ve mahelefet kaydı bulunmadığından, ayrıca sahtecilik iddiası başkaca bir delil ile de ispatlanamadığından sahtecilik iddiasının ispatlanamadığı değerlendirilmekle, bu durumda sahtecilik iddiasına dayalı genel kurul kararanın yokluğuna karar verilmesi talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Genel kurul kararının butlanının düzenlendiği ; TTK 447. maddesine göre;
(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır.”
Davacının genel kurula katılmış olduğu konusunda taraflar arsında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı sahtecilik iddiasını ispatlayamamış, davalı taraf ise davacının genel kurula katıldığını fakat kararları imzalamadan ayrılıp gittiğini ileri sürmektedir. Bu durumda dava konusu genel kurulda kararların 3/4 oy çokluğu ile alındığının kabulü gerekmektedir.
TTK. 621. maddesine göre tasfiyeye yönelik genel kurul kararlarında “temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması” şeklinde karar yeter sayısı aranmaktadır. Dava konusu karar, bu hükme uygun olarak temsil edilen oyların ve esas sermayenin tamamının dörtte üçü çoğunluğuyla alınmış olup karar yeter sayısı açısından kanuna ve ana sözleşmeye bir aykırılık bulunmamaktadır. Yine TTK 447 de sayılan diğer butlan nedenleri de mevcut değildir.
Diğer taraftan davacı; şirket payları ödenmediği, davalı firmanın diğer 2 ortağı, … ve …’ın, benzer isimli … Mobilya İnşaat Limited Şirketi’ni, davalı firmanın tasfiye başvurusundan hemen sonra, 27.11.2020 tarihinde kurmuş oldukları, yeni firmanın unvanı neredeyse davalı firma ile aynı olduğunu, yeni firmanın adresinni … Mah. …. Sit…. Blok No….Başakşehir olduğu, davalı firma ile aynı adreste iştigal etmekte olduğu iddialarıyla şirketin zarara uğratıldığını ileri sürmüş ve bu kapsamda tasfiye girişine ilişkin genel kurul kararının yoklukla malul olduğu iddiasında bulunmuşsa da; esasen şirketin sarara uğratıldığına ilişkin iddialar şirketini tasfiyeye girişine ilişin genele kurul kararının batıl yada yoklukla malul olmasına neden olabilecek sebepler değillerdir. Bu iddialar yöneticinin sorumluluğu vb. davalara konu olabilecek ise de, tasfiye girişin kararı alınmasına engel hususlar değildir. Şirket yeterli karar yeter sayısı ile tasfiye kararı aldığından, mahkemenin şirket iradesi yerine kaim olarak davacının ileri sürdüğü sebeplerle tasfiye girişine ilişkin kararı batıl sayması da yerinde olmayacaktır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/01/2022 11:02

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.