Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/424 E. 2022/527 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/424 Esas
KARAR NO : 2022/527

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ortağı olduğu şirketin, 26.04.2021 tarihinde Olağan Genel Kurul toplantısı yaptığını, toplantı tutanağına bakıldığında 8 maddeden oluşan kararların alındığını, bu kararlardan 7. maddede belirtilen unvan değişikliği kararının kanunda aranan gerekli çoğunluk sağlanmadan kabul edildiğini, kanunda aranan çoğunluk sağlanmadan sicil gazetesine başvuruda bulunularak şirketin unvanının; …. Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirildiğini ancak itirazlarına konu kararın; 196 pay ret, 204 pay kabul oyu ile kabul edildiğini, toplam 400 pay hisseye sahip şirketin unvan değişikliği önerisinin kabul edilmesi için %51 basit çoğunluğun yeterli olmadığını, şirket sözleşmesinde farklı bir nisap oranı da belirlenmediğinden unvan değişikliğinin şirketin esas sermayesinin 2/3’ünün onayı ile karara bağlanması gerektiğini, genel kurul toplantısında, % 51’lik oran ile karar alınıp bu oranın doğru ve yeterli olduğu kabul edilerek unvan değişikliği gerçekleştirildiğini, yapılmış olan bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, genel kurul üyelerinin, 2/3 (%66.6) kabul oy oranı aranması gerekiyorken, % 51’lik oran ile kabul edilmesinin, yapılan işlemin hiç doğmadığına karine olduğunu bu sebeple işbu davanın ikame edilmesi zaruretinin hasıl olduğunu; kanunda düzenlenmemiş olsa da kanunda öngörülen asgari toplantı ve karar yeter sayılarına aykırı karar alınmasının alınan kararın yok hükmünde olduğunu, işbu davada da genel kurula katılanların 2/3’ü oranında oy çoğunluğu ile alınması gereken bir kararın, daha az oy oranı ile karara bağlandığını, kurucu unsur olan nisap oranı sağlanmadığından, unvan değişikliğine ilişkin olarak 7.Madde ile alınan karar ve sonuçların yok hükmünde olduğunu, tespit kararı verilinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesinin olası ticari ve ekonomik sebeplerle şirket menfaatleri gereği olduğunu, Yargıtay …. H.D. … E., .. K. ilamında; toplantı ile karar yeter sayısı olmadan alınan kararların yok hükmünde olduğunun ifade edildiğini, mahkememiz aksi kanaatte olur ve işbu davayı TTK m.589 kapsamında değerlendirmez ise bu kez terdiden, TTK m.445’ten hareketle alınan kararın iptal edilmesini talep ettiklerini, TTK m.445; “446 ncı maddede belirtilen hükümler gereği” yokluğun tespit edilememesi durumunda alınan hukuka aykırı kararın iptal edilmesini talep ettiklerini, usule aykırı olarak yapılan işbu değişiklik ile, davalı hastanenin kamuoyu önünde yıllardır mevcut ve devam eden bilinirliği, ilgili bakanlıklar düzeyindeki tanımlamalarına yönelik kurumsal tanınırlığına yönelik oluşabilecek ciddi kayıpların, hissedar olan müvekkilinin de maddi olarak önemli kayıplar yaşamasına neden olabileceğini, her ne kadar unvan değişikliği yapılmış ve sicil gazetesine bildirilmiş ise de yapılan bu işlemin yok hükmünde olduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı şirketin ve dahi müvekkilinin uğrayacağı zararlar göz önüne alınarak, olağan genel kurulda alınan, 7. maddeye ilişkin kararın işleme alınmaması için öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, akabinde 26.04.2021 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan ve unvan değişikliği kararını içeren 7.Maddde’nin, TTK m. 589’da belirlenen 2/3 oy çoğunluğunun kabulü sağlanmadan karara bağlandığı için, sadece 7.Maddeyi içeren kararın yok hükmünde olduğunun tespit edilmesini, bu talepleri kabul görmediği takdirde terdiden, 26.04.2021 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan ve unvan değişikliği kararının içeren 7.Maddde’nin TTK m.445 gereğince alınan kararın iptalini, şirketin zarara uğramasını engellemek adına, 7. maddeye ilişkin kararın işleme alınmaması için ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü, 26.04.2021 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında unvan değişikliğini içeren ve 7.Madde’de alınan kararın, karar yeter sayısı sağlanmadan alınmış olması sebebiyle yok hükmünde olduğunun tespitini, bu talepleri kabul görmediği takdirde terdiden TTK 445.maddesi gereğince 7. madde ile alınan kararın iptal edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, müdürler kurulu tarafından 30.03.2021 tarihinde alınan karara istinaden 07.04.2021 tarih ve …. sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde şirket genel kurul toplantısına davet usulüne uygun olarak yapıldığını, TTK.nun Limited şirketlerde genel kurul toplantılarına çağrıda anonim şirketlere ilişkin hükümlere atıfta bulunduğunu, anonim şirketlerin genel kurul toplantılarına çağrı şeklinin hükme bağlandığı TTK 414. Maddesinin, “Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır” hükmünü içerdiğini, genel kurul toplantı tutanağında belirtildiği üzere şirket paylarının 10.000.000 TL toplam itibari değerinin; toplam itibari değeri 8.000.000 TL olan 320.000 pay temsilen, toplam itibari değeri 2.000.000 olan 80.000 pay asaleten olacak şekilde tüm payların toplantıda temsil edildiğini ve kanun ve esas sözleşmede öngörülen asgari toplantı nisabının sağlanmış olduğunun sabit olduğunu, dava konusu 7.maddenin genel kurul toplantı gündeminde bulunan şirket unvanının değiştirilmesi hususunda olduğunu, toplantıda paydaşlar tarafından görüşüldüğünü ve 196 pay ret oyuna karşılık 204 pay kabul oyu ile kabul edildiğini, işbu kararın şirket esas sözleşmesinin değişmesine yol açtığından TTK 589/2 maddesi gereği 30.04.2021 tarihinde tescil edildiğini, davaya konu kararın tüm ortakların katıldığı genel kurul toplantısında %51 kabul oy oranı mevzuat gereği oyçokluğu sağlanarak kabul edildiğini, dava konusu unvan değişikliği önerisine oyçokluğu ile karar verildiğini, toplantı yöneticisi tarafından kabul olunduğunun toplantı tutanağına geçirildiğini ve hatta bu kararın tescil olunduğunu, karara konu öneri ve kararın geçerliliğinin birden fazla kez denetimden geçtiğini, unvan değişikliğinin herhangi bir engele takılmadan yapıldığını, bu hususun ticaret sicili tüzüğünden de anlaşıldığını, TST 26. Maddesinin, “Tescilin şartlarının yerine getirilmiş bulunduğu anlaşılır anlaşılmaz tescili gerekli vakıa sicile tescil olunur. ” şeklinde olduğunu dava konusu husumete bakıldığında usulüne uygun olarak alınmış bir genel kurul kararının tescil şartı olacağını, aynı tüzüğün Memurun İnceleme Mükellefıyeti ve Tescil İsteğinin Reddi Hali üst madde başlıklı 28.maddesi, Sicil memuru, tescili istenilen vakıanın tescili için kanun ve tüzüğün derpiş ettiği bütün şartların yerine getirilmiş olup olmadığını re’sen araştırır. Memur, tescil edilecek vakıaların gerçeğe uygun olup olmadığı veya üçüncü şahıslarda yanlış düşünceler uyandırabilecek mahiyette bulunup bulunmadığı… bilhassa araştırmakla mükelleftir. Memurun yaptığı inceleme sonunda kanunun veya tüzüğün tescil için aradığı şartlardan bazılarının eksik olduğunu anlaması halinde bunların yazı ile ilgiliye bildirmesi ve bu cihetlerin kanuna veya tüzüğe uygun bir şekle konulması veya şartlara ait eksiklerin veya delillerin tamamlanması için uygun bir mehil vermesi lazımdır, şeklinde olduğunu, ticaret siciline tescili yaptırılmak istenen ve hatta esas sözleşme değişikliğine sebep olacak bir kararın re’sen araştırma ilkesi gereğince ticaret sicili memurunca araştırıldığının kabul edilmesi gerektiğini, ilgili tüzüğün 28/2 bendinde yer aldığı gibi müvekkili şirkete kanuna veya tüzüğe aykırılık yahut eksiklik hususunda yazılı bir bildirim yapılmadığını aksine unvan değişikliğinin tescil edildiğini, dilekçeleri ekinde sunulan görüntülerden şu anda şirket unvanının MERSİS ve İTO sistemlerinde “… Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi” şeklinde yer aldığını, bu durum muvacehesinde, Mahkememiz dava konusu genel kurul kararının yokluğu kanaatinde ise kararın tescil edilmiş olma noktasına kadar gelmesi nedeniyle denetimde bir ihmalin olduğunu, davacı vekilinin terdiden talep etmiş olduğu dava konusu kararın iptali için ise TTK’da limited şirketlere ilişkin genel kurul kararları iptali hükümlerinde anonim şirket hükümlerine atıf yapıldığından bu hükümlere bakılması gerektiğini, TTK’ya göre anonim şirketlerde genel kurul kararının iptalini talep edilebilecek kişilerin 446. maddede gösterildiğini, müvekkili şirkete ait genel kurul toplantı tutanağında dava konusu öneriye ret kararı veren pay sahiplerinin açıkça yazmadığını, davacı ortağın ret kararı vermiş ise kararın kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptalini isteyebileceğinin sabit olup unvan değişikliğine ilişkin kararın kanunda sayılı nedenlerden hiçbirine ilişkin olmadığını, açıklanmış olan tüm bu sebeplerden dolayı müvekkili şirketin usulüne uygun yapılan genel kurul toplantısının davaya konu maddesinin geçerli kabul edilmesini, Mahkememizce geçerli kabul edildiği takdirde davacı yanın terdiden talep etmiş olduğu, işbu kararın iptaline ilişkin talebin kanunda açıkça sayılan iptal nedenlerinden biri olmaması nedeniyle reddedilmesine karar verilmesini, davacının dava konusu genel kurul kararının yok hükmünde olduğuna ilişkin iddiasının reddini ve işbu kararın geçerli sayılmasını, dava konusu karar geçerli sayıldığı takdirde davacı yanın kararın iptaline ilişkin talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arasındaki, davalı şirketin 26/04/2021 tarihli olağan genel kurulunun 7. Gündem maddesinde alınan kararın yok hükmünde olup olmadığı veya iptali şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındandır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temelinde, davalı …. Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin (“….” ya da “Şirket” olarak anılacaktır) 26.04.2021 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararlardan 7 numaralı kararın hukuka uygun olarak alınıp alınmadığı yer almaktadır. Davacı …, söz konusu kararın gerekli nisap sağlanmadan alınması hasebiyle kanuna aykırı alındığını iddia etmek suretiyle söz konusu kararın yokluğunun – tespitine, bu mümkün olmadığı takdirde iptalini talep etmektedir.
Taraflar dayanmış oldukları delillerini dosyaya ibraz etmiş, davalı şirketin ticaret sicil kaydı ve ekleri dosyaya celbedilmiştir.
Mahkememiz ilk celsesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Prof. Dr. …. ve Bağımsız Denetçi ….’dan alınan 22/02/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, dava konusu kararın kanunda (TTK m. 589) aranan gerekli nisaba aykırı olduğundan bahisle yoklukla malul olduğu, mahkememizce dava konusu genel kurul kararının yoklukla malul olmadığı kanaatine varılması halinde; davacının iptal davası açabilmek için kanunda öngörülen dava şartını sağlamadığı ve bu sebeple dava konusu genel kurul kararının iptalinin istenemeyeceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilindiği üzere; TTK 622. maddesinin yollaması ile limited şirketlerde de uygulanması gereken anonim şirket genel kurul kararlarının butlan ve iptaline ilişkin TTK 445 vd maddeleri hükümlerine göre toplantıya katılıp da olumsuz oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri ile toplantıya katılsın veya katılmasın, olumsuz oy kullansın veya kullanmasın çağrının usulüne uygun yapılmadığı, gündemin gereği gibi ilan edilmediği, katılma yetkisi olmayanların toplantıya katılıp oy kullandığı, toplantıya katılmasına veya oy kullanmasına haksız şekilde izin verilmediği ve bunların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu iddia eden her pay sahibi genel kurul kararları aleyhine kararın alındığı tarihten itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesine dava açıp iptal veya butlan talebinde bulunabilirler.
İptal davasının, genel kurul kararının alınmasından itibaren üç ay içerisinde açılması zorunlu olup, kanunda öngörülen bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Üç aylık sürenin başlangıcı kararın alındığı gün olup, üçüncü ayın sonunda bu güne tekabül eden gün davanın açılması için son gündür. Dava konusu genel kurul kararı 26.04.2021 tarihinde alınmış olup, dava dilekçesi 17.05.2021 tarihli olduğundan davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Limited şirketlerde genel kurul kararlarının hukuka aykırı şekilde alınması sonucunda genel olarak yokluk, butlan ve iptal edilebilirlik yaptırımları gündeme gelmektedir. Bir hukuki işlemin kurucu unsurlarında eksiklik bulunması halinde, ilgili işlem varlık kazanamaz ve yok hükmündedir, yani hukuk dünyasında bu işlem hiçbir zaman mevcudiyet kazanamamıştır. Bir genel kurulun mevcudiyeti için toplantı çağrısının yetkili kişi ya da organ tarafından yapılması, çağrının içermesi gereken hususları içermesi ve çağrının tüm pay sahiplerine yapılması ve toplantının kanunda ya da esas sözleşmede aranan nisaplara uygun olarak yapılması gerekmektedir. Genel kurul usulüne uygun olarak toplandıktan sonra bir kararın alınabilmesi için ise yine kanunda ya da esas sözleşmede öngörülen miktarda olumlu oyun bulunması gerekmektedir. İşte bu unsurların bulunmadığı genel kurul toplantılarında alınan kararların yok hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan kurucu unsurları tamamlanarak hukuken mevcudiyet kazanmış olan bir hukuki işlemin, konusu, içeriği ve şekli gibi geçerlilik şartlarından kamu düzenini ilgilendirecek düzeyde önem arz eden hususların kanuna aykırı olması halinde ise işlemin batıl (kesin hükümsüz) olduğu kabul edilmektedir. Bir hukuki işlem olan genel kurul kararının butlanı TK m. 447 hükmünde düzenlenmiştir. Bu hükme göre, (i) pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, (ii) pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, (iii) anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan genel kurul kararları batıldır. TK m. 447 hükmünde yer alan butlan sebepleri, madde metninde yer alan “özellikle” ifadesinden de açıkça anlaşıldığı üzere sınırlı sayıda değildir. TK’nın diğer hükümlerinde düzenlenen bir hüküm butlana neden olabileceği gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 27 hükmü ekseninde de genel kurul kararlarının butlanından bahsedilebilecektir. Yokluk halinde karar hukuken hiç mevcut olmadığından, karara karşı açılacak olan dava hukuken bir tespit davası niteliğindedir. Kararın butlanla malul olması halinde karar mevcut olmasına rağmen hiç geçerlilik kazanmamış olduğundan açılacak olan dava yine bir tespit davasıdır. Kararın yok ya da batıl olduğu hallerde tespit davası açabilmek için genel kurula katılmak, muhalefet şerhi koymak, pay sahibi olmak gibi şartlar bulunmamakta, menfaatini ispat eden herkesin bu davayı ikame edebileceği kabul edilmektedir. Tespit davasına ilişkin olarak kanunda herhangi bir süre öngörülmemiş olup, bu davanın açılması herhangi bir süreye tabi değildir.
Dava konusu (7) nolu genel kurul kararı unvan değişikliğine ilişkindir. Davacı taraf, söz konusu kararın kanunda aranan gerekli nisap sağlanmadan alındığını iddia etmektedir. Unvan değişikliği şirket sözleşmesi değişikliğini gerektirmekte olup, TTK m. 589/1 uyarınca aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği takdirde, şirket sözleşmesi, esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir. 621 inci madde hükmü saklıdır.” Görüldüğü üzere TTK m. 621/1 hükmünde düzenlenmiş olan ve özellik arz eden durumlarda, TTK m. 589/1 değil, “Önemli kararlar” üst başlıklı TTK m. 621/1 hükmünde düzenlenen yetersayı aranacaktır. Bu suretle kanun koyucu esas sözleşme değişikliği ile önemli karar arasında ayrım yapılmıştır, 589 hükmünde saklı tutulan TTK m. 621 önemli kararlara ilişkin nisapları düzenlemekte olup, unvan değişikliği önemli kararlar arasında sayılmamaktadır. TTK m. 589/1 hükmü, oy sayısını değil de esas sermaye oranını dikkate aldığından şirket sözleşmesi değişikliğine ilişkin oylamalarda, oy hakkında imtiyazlar kullanılamayacaktır. Davalı şirket sözleşmesinde, şirket sözleşmesi değişiklikleri için farklı bir nisap öngörülmediğinden, somut olaydaki unvan değişikliği bakımından TTK m. 589/1 hükmündeki nisap uygulanmalıdır. Oysa dosya içeriğindeki genel kurul toplantı tutanağından, dava konusu (7) nolu kararın 196.000 pay ret oyuna karşılık 204.000 pay kabul oyu ile yani oy çoğunluğu ile kabul edildiği görülmektedir. Bu durumda dava konusu kararın kanunda (TTK m. 589) aranan gerekli nisaba aykırı olduğundan bahisle yoklukla malul olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanını kabulü ile dava konusu genel kurulun 7 nolu gündem maddesinde alınan kararın yeterli karar nisabı bulunmadığından yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davalı şirketin 26.04.2021 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında unvan değişikliğini içeren ve 7.madde’de alınan kararın, yeterli karar nisabı bulunmadığından yoklukla malul olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 59,30- TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına.
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 başvurma harcı ile 59,30 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.148,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
18/05/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.