Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/37 E. 2023/479 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/37 Esas
KARAR NO : 2023/479

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :04/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile davalı firma arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkili tarafından bu kapsamda 07/10/2020 tarihli 9.484,80 TL ve 02/10/2020 tarihli 74.722,88 TL tutarında fatura tanzim edildiğini, ticari işlem kapsamında fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinin davalı şirkete teslim edildiğini, davalı tarafından TTK 21. Madde ile belirtilen yasal süre içerisinde sözlü veya yazılı olarak faturaya ve içeriğine herhangi bir itirazda bulunulmadığını, 04/11/2020 tarihli 12.000,00 TL bedelli reklamasyon faturası tanzim edilerek müvekkiline gönderildiğini, 10/11/2020 tarihli itibariyle e mail olarak bu faturanın ve içeriğinin hiçbir surette kabul edilmediği belirtilerek, takip konusu alacağın 12.000,00 TL lik kısmına vaki itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve davalının 3. Şahıslardaki hak ve alacakları üzerine teminatsız ihtiyati haciz konulmasına, aksi halde takdir olunacak teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle birlikte ücreti vekaletin de davalı …. tahmiline karar verilmesini” talep ve dava etmiştir .
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
” Davacı firma tarafından üretilen ürünler yurt dışı firmasına gönderildiğinde ürünlerin talep edilen niteliklere haiz olmadığının tespit edildiğini, bu sebeple müvekkiline yurt dışı firmasından 26/10/2020 tarihli 4.094,42 USD ( Dolar kuru 8,0810 TL olup toplam 33.087,08 TL) reklamasyon faturası kesildiğini ve müvekkilinin bu firmaya karşı zor durumda kaldığını, ticari itibarının zarar gördüğünü, bu sebeple müvekkilinin hem ticari örf hem de davacı şirket ile arasındaki ticari ilişkileri gözeterek yurt dışı firması tarafından kesilen 4.094,42 USD bedelindeki reklamasyon fatura ile davacı şirkete yansıttığını belirterek, öncelikle mahkemece davacı tarafça talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine, kötü niyetli olarak açılan davanın reddi ile davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki dava konusu faturalara konu tekstil ürünlerin davacı tarafından dikiminin yapılarak davalıya teslimine ilişkin sözleşme kapsamında davacının faturalara konu ürünlerin dikiminin yapılarak davalıya teslim edilmesine karşılık davalı tarafından bakiye fatura bedelinin ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 12.000,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların sgk kayıtları ve ba-bs formları celbedilerek incelenmiştir.
Davalı tanığı … beyanında; ” Ben davalı şirkette 2 yıldır çalışıyorum. Fason takip elemanı olarak çalışıyorum. Dava konusu işi davacı şirkete de ben verdim. Biz İtalya menşei li olarak yurt dışına ihracat yapıyoruz. Yurt dışından aldığımız siparişleri fasan olarak başka firmalara yaptırıyoruz. Dava konusu ürünleri de yurt dışı şirketinden sipariş aldık. Ürünlerin ütü, paket ve dikim işine davacı şirkete verdik. Davacı şirket ürünleri ürettikten sonra biz davacı şirketten teslim alıp yurt dışına gönderdik. Biz teslim aldığımızda tüm ürünlere bakma imkanımız yoktu. 3-5 ürüne ancak bakabiliyoruz. Bunlarda sorun yoktu. Ancak yurt dışı firması tüm ürünleri inceleyip bize reklamasyon faturası gönderdi. Bizde sorun çıkan firmalara bu faturayı yansıttık. Onlar bize faturayı gönderdiğinde bizde hemen davacı tarafa bildirdik. Ancak davacı buna itiraz etti. Davacının teslim ettiği ürünlerin genelinde sıkıntı çıkmış. ” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında; ” Ben davalı şirkette 2015 yılının sonunda işe başladım halen çalışıyorum. Örgü fason müdürüyüm. Biz yurt dışına ihracat yapıyoruz . Dava konusu ürünleri de yurt dışı firmasından sipariş aldık. Örgü kısmını ben dava dışı firmaya yaptırdım. Adını hatırlamıyorum. Diğer tanık olan arkadaşım nihat da ütü, paket, dikim işini davacı şirkete yaptırdı. Biz malları doğrudan davacıdan teslim alıp yurt dışına gönderdik. Ürünlerin tamamını kontrol etmedik. Böyle bir şansımız da yoktur. Biz ve yurt dışı firması ancak 5-10 tane kontrol etmiştir. Bunlarda bir sıkıntı yoktu. Ancak yurt dışı firması tamamını kontrol edip reklamasyon faturası düzenledi. Ben tüm reklamasyonu davacıya yansıtmamak için örgüyü yaptırdığı firmaya da yansıttım. Ütü, paket, dikim işine ilişkin ise …. arkadaşım davacı firmaya yansıttı. Yurt dışı bize reklamasyon faturası düzenler düzenlemez davacı tarafa bildirdi. Ancak davacı taraf itiraz etti. Benim örgü yaptırdığım firma itiraz etmedi” demiştir.
Tarafların 2020 yılı ticari defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, dosyada mevcut tüm deliller birlikte değrelendirilerek dava konusu alacak hususunda gerekçeli denetime ve hükme elverişli rapor alınmasına karar verilmiş, 08/07/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin davacı şirkete 12.000 TL borçlu olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibariyle ise 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememizin takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 05/05/2023 havale tarihli alınan bilirkişi ek raporunda özetle; Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin mevcut olduğu, Davacının fason dikim ve ütü paket işlemi yaparak davalıya teslim etmiş olduğu ürünlerin model, miktar ve te: davalının sunmuş olduğu kalite kontrol raporundaki ürünle eşleşmediği, kalite kontrol raporu konusu ürünlerin davacının teslimatından 7 gün önce, 25.09.2020 tarihinde davalının yurt dışı müşterisine teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacının fason dikim ve ütü paket işlemi yaparak davalıya teslim ettiği ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu, Davalının sunmuş olduğu kalite kontrol raporu konusu ürünlerin beden ölçülerinin tutmadığının görüldüğü, konfeksiyon ürününün beden ölçüsünün istenen ölçülerde olmaması ayıbının mezurayla ölçülerek anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, Davacı tekstildeki işin olağan akışına göre ürünleri teslim alınca kontrol etmesi gerekirken kontrol etmeden yurt dışı müşterisine ihraç ettiği, davalının ayıp ihbarının ürünleri teslim almasından 24 gün sonra, dava dışı müşterinin kendisine kestiği faturadan da 9 gün sonra olduğu, Davalının süresinde geçerli bir ayıp bildiriminde bulunmadığı, dolayısıyla malı o şekilde kabul ettiği, netice itibariyle davacıdan ayıp oranında indirim talep edemeyeceği, davacının 12.000 TL tutarında alacağının bulunduğu, davacı …. lehine karar alınması durumunda davacı …., icra takip tarihi olan 18/11/2020 tarihinden itibaren asıl alacağına %13,75 ve değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı vekili, taraflar arasındaki faturalara konu tekstil ürünlerinin dikim ve teslimi sözleşmesi kapsamında davacının üzerine düşen edimleri yerine getirerek ürünleri davalı tarafa teslim etmesine rağmen davalının dava konusu faturaların bakiye bedellerini ödemediğini, davalı tarafından iddia edildiği gibi ürünlerde ayıp olmadığını ve süresinde kendilerine ayıp ihbarında bulunulmadığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki faturalara konu tekstil ürünlerinin dikim ve teslimi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından kendilerine teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, bu sebeple davacı tarafa borçlu olmadıklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, davacı tarafından faturalara konu tekstil ürünlerinin dikiminin yapılarak davalıya teslimi ve davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmesine ilişkin eser sözleşmesi olduğu ve davacı tarafından ürünlerin davalıya teslimi hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde davalı tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayıplı olması halinde davalının uğradığı zarar miktarı ve davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususlarındadır.
Mahkememizce davacı şirket ve davalı şirket tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar, raporlar ve tüm dosya kapsamında üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı ve kendi lehine delil niteliğinde olmadığı, davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davalı lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlara göre davacının davalıdan 12.001,03 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun olmadığı tespit edilmiştir. Davalı, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaları ticari defter ve kayıtlarına alarak kaydetmiş, BA formlarında beyan etmiş ve karşılığında davacıya 73.580,56 TL ödeme yapmıştır. Tarafların defter ve kayıtları arasındaki farkın davalı tarafından davacıya düzenlenen 12.000,00 TL tutarındaki reklamasyon faturasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından dava konusu ürünlerin davalıya teslimi hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı vekili, davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu ve söz konusu reklamayon faturasının bu sebeple düzenlendiği savunmasında bulunmuştur. Davalı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürünler bilirkişi incelemesine sunulmadığından Mahkememizce tekstil mühendisi bilirkişisine davalının dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu savunmasına ilişkin yurtdışı müşterisi tarafından düzenlenen raporlar üzerinden inceleme yaptırılmış, söz konusu inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının fason dikim ve ütü paket işlemi yaparak davalıya teslim etmiş olduğu ürünlerin tarihi, model, miktar ve teslim tarihinin davalının sunmuş olduğu kalite kontrol raporundaki ürünle eşleşmediği, kalite kontrol raporu konusu ürünlerin davacının teslimatından 7 gün önce, 25.09.2020 tarihinde davalının yurt dışı müşterisine teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacının fason dikim ve ütü paket işlemi yaparak davalıya teslim ettiği ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu, davalının sunmuş olduğu kalite kontrol raporu konusu ürünlerin beden ölçülerinin tutmadığının görüldüğü, konfeksiyon ürününün beden ölçüsünün istenen ölçülerde olmaması ayıbının mezurayla ölçülerek anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davacı tekstildeki işin olağan akışına göre ürünleri teslim alınca kontrol etmesi gerekirken kontrol etmeden yurt dışı müşterisine ihraç ettiği, davalının ayıp ihbarının ürünleri teslim almasından 24 gün sonra, dava dışı müşterinin kendisine kestiği faturadan da 9 gün sonra olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürünler bilirkişisi incelemesine sunulmamış, ayıp savunmasına ilişkin sunulan raporlar ile davacının davalıya teslim ettiği raporlardaki ürünlerin eşleşmediği ve savunulan ayıbın açık ayıp olmasına rağmen davalı tarafından ürünler kontrol edilmeden yurtdışı müşterisine sevk edildiği ve davacıya süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından ürünlerin ayıplı olduğu, ayıplı ise ayıbın niteliği ve sebebi, ne kadar üründe ayıp bulunduğu, ayıp sebebiyle uğradığı zarar hususları ve buna ilişkin savunmaları somut ve kesin bir şekilde ispat edilemediğinden Mahkememizce davalı vekilinin savunmalarına itibar edilmemiştir. Davacının davalıdan icra dosyasında talep edilen miktarda alacaklı olduğu hususu tarafların defter ve belgeleri, ba-bs formları, faturalar ile sabit olduğundan açılan davanın kabulüne ve alacak likit olduğundan ve davalı tarafından ayıp savunması ispat edilmediğinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 819,72‬ TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 144,93 TL peşin harcın mahsubu ile 674,79‬ TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 144,93 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 204,23 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 912,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
9-Dosyamız arasında bulunan Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır