Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/348 E. 2021/650 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/348 Esas
KARAR NO : 2021/650

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının kendisine ait … plakalı aracı ile bir trafik kazasına karıştığını, kaza neticesinde aracın oldukça maliyetli olan ses siteminin arıza yaptığını, davalı yetkili servis olarak ses sisteminin tamiri için aracını davacıya bıraktığını, araç tamir bedeli ile araçta değiştirilen parça bedellerinin müvekkili tarafından ödenerek temin edildiğini, davalıya fatura kesildiğini, ancak davalının borcu sigortadan alınmasını talep ederek ödeme yapmadığını, davalının sigorta firmasının davalının kazadaki kusuru nedeniyle hasar dosyasını reddettiğini, bu nedenle davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, bu nedenle borçlu tarafından yapılan itirazın kaldırılarak takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu kanaati ile görevsizlik kararı verilmiş, verilen ilamın İstinaf denetime tabi tutulduğu görülmekle;
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

“6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;
Dava, araç tamir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili hususunda girişilen takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafça dava, Ticaret Mahkemesi’nde ikame edilmiş, Ticaret Mahkemesi’nce “uyuş- mazlığın ticari dava niteliği arz etmediği” ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmiştir.
TTK 4.maddesinde
” (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” denilmek suretiyle mutlak ticari davalar sayılmıştır.
TTK 5.maddesinde de Ticaret Mahkemesinin görev alanı “
(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
(2) Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesi’nde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok Asliye Ticaret Mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca, Asliye Ticaret Mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.
(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
(4) (Değişik: 26/6/2012-6335/2 md.) Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” denilerek tanımlanmıştır.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde : “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve
TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargıla- manın her aşamasında re’sen gözetilir.
Bu açıklamalan ışığında somut olay ele alındığında,
İstinaf incelemesine konu dava, TTK 4/2 md de sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir.
Ancak nispi ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafının da tacir olması ve uyuş- mazlığın iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir.
Tarafların ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrah- larının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması,
Tamir sözleşmesine konu araç kaydının celbi ile ticari araç niteliği taşıyıp taşımadığının,
Ayrıca davalının 6502 sayılı yasa anlamında “tüketici ” vasfı taşıyıp taşımadığının değer- lendirilmesi buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması,
Neticede; taraflar tacir ve uyuşmazlık ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahke- mesi olarak devam edilmesi,
Davalının “tüketici” vasfı taşıması halinde Tüketici Mahkemesi’ne, tüketici veya tacir vasfının söz konusu olmaması halinde de Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edildiğinden, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, eksikliği tespit edilen hususlar yeniden inceleme gerektirdiğinden HMK 353/1-a-6 md gereğince dosyanın ilk derece mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir. ”

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
Taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi vasfında olduğu,
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin 1/L bendinde Tüketici İşlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde tanımlanmıştır. Bu madde hükmüne göre davacı ile davalı kurum arasında düzenlenen sigorta sözleşmesi tüketici işlemi niteliğindedir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
İstinaf ilamı doğrultusunda dava konusu aracın ticari nitelikte olmadığı,davacı ve davalı tarafın tacir olmadığı ,anılan işlemin tüketici işlemi vasfında olduğu nazara alınmakla Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır