Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2023/551 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/333 Esas
KARAR NO : 2023/551

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
YAZIM TARİHİ : 15/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup davalı şirketin cari hesap ekstresinin 8.617,40-TL liralık kısmını kötü niyetli olarak ödemediğini, müvekkili şirkete maddi olarak zarar verdiğini, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, davalı şirket aleyhine takip tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı şirketten hak ve alacağı bulunmamakta olduğunu, alacak istemi ve açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, dava ve takibe dayanak yapılan cari hesabı oluşturan faturalara konu hizmetlerin / ürünlerin teslim edildiğinin ve söz konusu işin/hizmetin yapıldığını ve faturaların teslim edildiğinin davacı tarafça ispat edilmesinin gerektiğini, bununla birlikte davacı tarafın sunmuş olduğu belge ve delillerin iddia edilen alacağın varlığını ispat için yeterli olmadığı gibi müvekkili şirketin borcun varlığına ve kabulüne dair bir beyanı ve kabulünün de bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Yapılan açık yargılamada taraf teşkili sağlanmış, İstanbul …. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası UYAP aracılığıyla dosya arasına alınmış, ilgili vergi dairelerinden tarafların B formları, davacı vekilinden dava konusu fatura ve sevk irsaliyeleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Başkanlığından davacı şirketin kayıtları getirtilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, açık hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ile davacının icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
İstanbul …. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, 8.617,40-TL asıl alacak, 69,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.686,46-TL alacak için ilamsız takip yapıldığı, icra takibinin açık hesaba dayalı olduğu, davalının icra takibine 25/06/2019 tarihinde itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazının davacıya tebliğ edildiğini gösterir bir kayda rastlanmadığından davacının davalı tarafından icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali için süresinde dava açtığı anlaşılmıştır.
Davacı davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle ödenmeyen kısmının tahsili için davalıya karşı icra takibine girişmiştir. Davalı taraf ise, faturalara konu işin yapıldığının davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini savunmuştur. Dosya kapsamından taraflar arasındaki işin davacının davalıya iş yeri hekimliği ve güvenliği hizmeti vermesine ilişkindir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğününü yazı yanıtında taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin kayıtlarında yer aldığı bildirilmiş, gönderilen kayıtlarda personel görevlendirme detay raporlarının yer aldığı ve hizmet veren kurumun davacı şirket hizmet alan kurumun davalı şirket olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin davacı şirketten hizmet aldığı belirlenmiş, iş güvenliği uzmanı görevlendirme sözleşmesinin ilk olarak 10/04/2014 tarihinde, iş yeri hekimi görevlendirme sözleşmesinin ilk olarak 20/06/2014 tarihinde yapıldığı, 10/06/2019 tarihinde iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi sözleşmelerinin iptal edildiği, bu tarihte davacı tarafından davalıya verilen iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin yasal olarak sona erdiği saptanmıştır. Bilirkişinin değerlendirmesi dosya arasına alınan kurum yazı yanıtları ile uyumlu olmakla ve aksi dosyadan anlaşılamadığından yerinde bulunmuştur.
Uyuşmazlık noktasında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere, taraflardan ticari defter ve kayıtlarını sunmaları istenmiş, davalı tarafça sunulmamış, davacı tarafça ise 2019 yılı ticari defterleri sunulmuştur.
Davacının sunulan defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, kayıtlarının birbirlerini desteklediği, yöntemine uygun olarak tutuldukları bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Buna göre, davacının sunulan defter kayıtlarıyla davalıdan 5.380,00-TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davacının dosyaya sunmuş olduğu cari hesap ekstreleriyle2018 yılından gelen 3.247,20-TL alacağının göründüğü, ancak 2018 yılı ticari defter kayıtlarını sunmadığı için, bu tutar yönünden defter kayıtlarına göre alacak belirlemesi yapılamamıştır. Bilirkişi raporuyla takip tarihinde davacının davalıdan 5.380,00-TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.
HMK’nin 222/2 maddesi hükmüne bakıldığında, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bilirkişi raporuyla davacının sunulan 2019 yılı ticari defterlerinin bu koşulları sağladığı saptanmış, dolayısıyla davacının sunulan ticari defterlerinin delil niteliğinin olduğu anlaşılmıştır. HMK’nin 222/3 maddesi hükmünde ise, ikinci fıkrada sayılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın ayrı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu durumda, davalı taraf verilen süreye rağmen ticari defterlerini sunmadığından, davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil niteliği bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Davacının bilirkişi raporuyla belirlenen alacağı dışında kalan 3.237,40-TL yönünden ise davacı yemin kanıtına dayanmayacağını beyan etmiştir.
Taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davacı tarafın bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalıdan 5.380,00-TL alacağı bulunduğu, işbu alacağın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, rapordaki saptamaya göre davacının ticari defterlerinin yöntemine uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki bulunduğu ve bunun Bakanlığa bildirildiği, sözleşme ilişkisinin 2014 – 2019 yılları arasında devam ettiği, dolayısıyla davacının fatura konusu işleri yaptığının ve davacının ticari defter kayıtlarıyla ortaya konulan alacağının aksini gösterir dosyaya yansıyan bir kanıt bulunmadığı, bu bağlamda davacının ticari defterleri lehine kanıt niteliğinde olmakla, davalı tarafından davacının ticari defter kayıtlarının aksi yöntemine uygun kesin kanıtlarla ispatlanamadığından HMK’nin 222/3 maddesi gereğince davacı tarafın alacağının varlığını kanıtladığı değerlendirilerek, davacının davasının kabulüne, davacının alacağı yönünden takip tarihinden itibaren davalı temerrüde düştüğünden davacının faiz isteminin yerinde olduğu, davalı açısından bilinebilir ve belirlenebilir nitelikte olan alacağa davalı tarafından yapılan haksız itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının İstanbul …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı icra takip dosyasına itirazının 5.380,00-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu tutar üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İİK’nin 67/2 maddesi uyarınca 1.076,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 367,51-TL harçtan peşin alınan 103,74-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 263,77-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 103,74-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 108,25-TL posta ve davetiye gideri, 2,00-TL dosya sarf gideri olmak üzere toplam 2.569,55-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 1.604,22-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul ret oranına göre 824,10-TL’sinin davalıdan, geriye kalan 495,90-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.380,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.237,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan avansın karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, dava değeri itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır