Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/319 E. 2021/934 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/319
KARAR NO : 2021/934

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı borçlu ile davacı müvekkili arasında açık hesaba dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, iş bu ticari ilişki sebebi ile takip tarihinde davalı borçlunun vadesi dolmuş 1.070,446,19 TL borcu bulunduğunu, davacı müvekkili tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile 1.070.446,19 TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğini, davacı müvekkilinin 2016 yılından itibaren davalı borçluya medikal ürünler sattığını, 2019 yılında davalı borçlunun ekonomik sıkıntılara girdiğini ve borçlarını ödeyemez duruma düştüğünü, 2019 yılında davacı alacaklının, davalı borçluya 07.08.2019 tarihinde son satışını yaptığını, bir daha ürün satışı yapmamaya karar verdiğini ve davalı borçludan 222.336,49 TL alacağı için icra takibi başlatmaya karar verdiğini, 09.08.2019 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı icra dosyası ile 222.336,49 TL açık hesap alacağının tahsili amacı ile icra takibi başlattığını, davalı borçlu tarafça iş bu icra takibine de itiraz edildiğini, ancak 29.08.2019 tarihinde taraflar arasında borç tasfiye ve sulh protokolü imzalandığını ve borcun taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı borçlu zor durumda kaldığı, acil mala ihtiyacı olduğu, aralarında uzun yıllara dayalı bulunan ticari ilişkiyi kullanarak müvekkilinden 04.09.2019 tarihinde itibaren tekrar ürün satın almayı başardığını, ancak iş bu ürünlerin ödemesinin yapılmadığını, 25.12.2020 tarihinde Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile vadesi gelen faturalara ilişkin 1.070.446,19 TL alacak için icra takibi başlatıldığını, ürünlerin ödemesi istenince borca itiraz edildiğini, 07.08.2019 tarihine kadar yapılan satışlara ilişkin herhangi bir ihtilaf olmadığını, 07.08.2019 tarihine kadar yapılan satışlara ilişkin alacak tutarı icra kanalı ile istendiği ve taksitler halinde ödendiğini, bu nedenle ihtilafın 04.09.2019 tarihinde başlayan faturalara ilişkin olduğunu, davalı borçlu ile yapılan görüşmelerde ise ekonomik şartların elvermediği gerekçesi ile ödeme yapılamadığı cevabı alındığını, davalı borçlu tarafından kötü niyet ile haciz baskısı altında kalmamak, alacağın tahsilini geciktirmek, hatta mal kaçırarak alacağın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla, borca itiraz edildiğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle, mahkemeden davalı borçlunun menkul ve gayrı menkul mallarıyla 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, davalı borçlu aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile asıl alacağa takip tarihten itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile davalı borçludan tahsili ile müvekkili davacıya verilmesine, davalı borçlunun %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının icra takibini yetkisiz icra müdürlüğünde yaptığını, yetkili icra dairesinin HMK 5 .md. uyarınca İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesi doğduğunu, yoksa faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımayacağını, davacı tarafın sunduğu sevk irsaliyelerinde malın teslim edildiğine dair müvekkili şirketin ne çalışanının imzası ne de yetkilisinin imzasının mevcut olduğunu, faturaların ise tek taraflı düzenlenmiş e-faturalar olduğunu, davacı davasını yazılı delil ile ispat etmek zorunda olduğunu, davacı şirkete borçlarının bulunmadığı gibi, istenilen faiz oranının da fahiş olduğunu, alacak likit olmadığından %20 icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, müvekkili kurumun yargı harçlarından muafiyeti olduğunu, bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle, görev itirazı nedeniyle davanın usulden reddine, neticede esasa ilişkin açıklamalarımız nedeniyle haksız ve kötü niyetli davanın reddine ve takip konusu alacağın yargılamaya muhtaç olması bakımından da icra inkar tazminatı talebinin reddi ile esas yönüyle davacının tüm talepleriyle birlikte reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için davanın her iki tarafının tacir ve uyuşmazlığın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir.
Somut olayda davalının özel üniversite (vakıf üniversitesi) olup tacir olmadığı, sözleşmenin tarafı davalı üniversite olup, üniversitenin iktisadi işletmesinin taraf olmasının da söz konusu olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmadığı, satım sözleşmesine ilişkin bu davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı; bu nedenlerle mahkememizin görevli olmadığı, iş bu davada genel görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, bu durumda somut davada göreve ilişkin dava şartı eksikliği bulunduğu anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2- HMK’nin 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri hususunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2021 10:10

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.