Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/314 E. 2022/238 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/314 Esas
KARAR NO : 2022/238

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekel bayisi sahibi olan davacı, içkili restoran işleten davalı borçluya tekel ürünü satışı yaptığını, Davacı asilin, davalı/borçluya karşı keşide ettiği ihtarnamesinde, alacağını küsuratsız olarak talep ettiğini, işbu ihtar davalı/borçluya 01/10/2020 Tarihinde tebliğ edilmiş ancak karşı tarafın cevap vermediğini, davacının fatura alacağı için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı/borçlu vekili tarafından itiraz edilerek takibin durduğunu belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
23/06/2021 Tarihli İhbar Dilekçesinde özetle; Davaya konu faturalara konu mallar davalının işletmeyi devrettiği tarihe ait olduğunu, bu kapalı faturalara konu mallar da davalı tarafından teslim alınmadığını takibe ve davaya konu fatura münderecatları da maddi gerçekliği yansıtmadığını, davalı davacı tarafın mal teslim ettiğini iddia ettiği bu işletmeyi 12.12.2017 tarihinde dava dışı kiracılara devretmiş olduğunu belirterek davanın …, …, …. isimli kiracılara -işletmecilere ihbarını arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava ticari alım-satım ilişkisine dayanan fatura karşılığı bakiye alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Dairesinin …. E. Sayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 47.423,44 TL asıl alacak 6.750,64 TL işlemiş faiz toplamı 54.174,08 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 57.171,08 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
İş bu Küçükçekmece …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası incelendiğinde ;Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasına yapılan yetki itirazı sonrasında yeniden ödeme emri gönderildiği ,yetki itirazı öncesi yapılan takipte 57.171,08 TL toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı görülmüştür.
Davacı taraf her ne kadar ikinci icra dosyasında ödeme emri maddi hata ile tebliğ edildiğini dava değerinin 57.171,08 TL olduğunu belirtmiş ise de aşağıda anılan içtihat gibi yetkili icra dairesi tarafından gönderilen ödem emrindeki toplam 54.174,08 TL üzerinden iş bu davada yargılama yapılmakla;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun… 42. maddede yer alan “Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın verilmesine dair olan cebri icralar takip talebiyle başlar ve haciz yoliyle veya rehnin paraya çevrilmesi yahut iflas suretiyle cereyan eder.” düzenlemesinden de açıkça anlaşıldığı gibi ilamsız icra yolu ile takip yalnız para ve teminat alacakları için kabul edilmiştir. Bu takip yolunda alacaklının icra takibine başvurabilmesi için elinde mahkeme ilamına ihtiyacı olmadığı gibi, alacağın yazılı bir belgeye ya da senede dayandırılması zorunluluğu da yoktur. Bütün takip yollarında olduğu gibi yapılacak olan takip, alacaklının icra dairesine yazılı, sözlü ya da elektronik ortamda yaptığı takip talebi ile başlamaktadır. Takip talebi; Kanun’un 58, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 20. maddesindeki geçerlilik şartlarını taşıdığı takdirde bu talebi alan icra dairesi, borçluya Kanun’un 60. maddesine uygun olarak bir ödeme emri gönderir. Takip talebi alacaklı tarafından yapılır ve icra dairesinin takip işlemleri ödeme emri aşaması ile başlar. Geçerli bir takip talebini alan icra dairesi; genel haciz yolu ile takipte, istenen alacağın mevcut ya da muaccel olup olmadığını veya zamanaşımına uğrayıp uğramadığını araştıramaz. Bu itirazlar ancak; kendisine gönderilen ödeme emri ile hakkında icra takibi başlatıldığını öğrenen borçlu tarafından ileri sürülebilir. Yeri gelmişken hemen belirtilmelidir ki; ödeme emri takip talebine uygun olarak düzenlenmelidir. 60. maddede belirtildiği üzere, ödeme emri iki nüsha olarak düzenlenir. Borçluya takip talebi değil ödeme emri gönderilmektedir. Yani ödeme emrinin nüshası borçluya gönderilir, diğeri icra dosyasına konulur. Alacaklı isterse kendisine ayrıca tasdikli bir nüsha verilir. Nüshalar arasında fark bulunduğu takdirde borçludaki muteber sayılır. Takip talebinde bulunan alacaklı yapmış olduğu takibin içeriğini ve alacağın kaynağını usulüne uygun olarak belirtmelidir. Eş söyleyişle alacaklı yapmış olduğu takip talebini kontrol yükümlülüğü altındadır.” ( T.C.YARGITAY Hukuk Genel KuruluESAS NO : 2017/19-919 KARAR NO: 2019/886 )

Davalı taraf,halen ruhsatı kendi adına olan iş yerini devrettiğini aktif olarak işletmediğini, davacının sattığı ürünlerin kendisi tarafından satın ve teslim alınmadığını iş bu sebeple taraf sıfatı ve borçlu olmadığını savunmuştur.
Davacı ve davalı tarafın defter ve belgeler ile tarafların ba-bs formları üzerinde yapılan inceleme neticesinde ;

06/08/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda;
c-) Davacının ticari defterlerine göre; davacı ile davalı arasındaki ilişkinin önceki yıllardan devir geldiği, 01.01.2019 tarihi itibariyle geçmiş dönemden gelen devir alacağının 28.856,90 TL olduğu, davacı tarafın davalı adına düzenlediği faturaları yevmiye defterlerine kaydettiği, davalı tarafın faturalara karşılık kredi kartı ve nakit olarak ödemeler yaptığı, tahsilatların davacı tarafından defterlerine kaydedildiği, 2019 yılı defterler ve belgelerine göre davacının 31.12.2019 itibariyle davalıdan 50.420,44 TL alacaklı gözüktüğü, Davacı satışlarının bir kısmını … nolu Diğer Ticari Alacaklar Hesabında kredili satış olarak bir kısmını ise … Alıcılar Hesabında takip etmiştir. Davacının defterlerinde kayıtlı olan satış tutarı KDV dahil 228.030,50 TL olduğu,
d-) Davalının incelenen ticari defterlerine göre; davacı ile davalı arasındaki ilişkinin önceki yıllardan devir geldiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların ticari defterlere 153-Ticari Mallar Hesabına kaydedildiği, karşılığında da 100-Kasa Hesabına kayıt yapıldığı ve fatura bedellerinin tamamının nakden ödenmiş gözüktüğü, dolayısıyla davalının davacıya herhangi bir borcu gözükmediği, davalının ticari defterlerine göre davacıdan 2019 yılında KDV hariç 193.245,60 TL tutarında mal alımı yapıldığı, bu tutarın KDV dahil halinin ise 228.029,80 TL olduğu, bu alımlara ilişkin ödemelerin tamamının ise kasa hesabından nakden ödenmiş şekilde defterlere kaydedildiği,
ı-) Neticeten; Davacı ve davalı taraf ticari defterleri ile cari hesap hareketlerini incelemeye sunmuştur. Davacı tarafın ve davalı tarafın ticari defterlerine göre 2017 ve 2018 yılları defter kayıtlarının birbiri ile mutabakat içinde olduğu, dava dilekçesi ve dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere bu yıllarla ilgili üzerinde anlaşılamayan bir husus bulunmadığı anlaşılmıştır. Tarafların üzerinde anlaşamadığı hususun 2019 yılı mal satışları ve bunların tahsilat/ödemelerine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların defter kayıtları tetkik edildiğinde iki tarafın da defter kayıtlarında alış/satış tutarının KDV hariç 193.245,60 TL(KDV dahil 228.030,50 TL) olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla tarafların ticari defter kayıtlarına göre alım satımı yapılan malın miktarı ve tutarına ilişkin de bir farklılık bulunmamaktadır.Davacı taraf yukarıda yer verilen defter dökümlerinde bulunan cari hesap alacağı 50.420,44 TL’nin davalı tarafça ödenmediğini iddia etmekte ve defter kayıtları da bu şekilde göstermektedir. Ancak davalı tarafın defter kayıtlarına göre ise davacının düzenlediği ve davalının da kabulünde olduğu anlaşılan fatura bedellerinin ise nakden kasa hesabından ödendiği gözükmektedir. Davacının iddiaları ve davalının beyanları ticari defterler kayıtları ile birlikte değerlendirildiğinde sadece defter kayıtları üzerinden iddia olunan hususların doğruluğunun tespiti mümkün olmamaktadır. Çünkü iki tarafın defter kayıtları da beyanlarını destekler niteliktedir.
Bahsi geçen ticari defter kayıtlarında yer alan hususlar dışında alış-satış faturaları incelemeye ibraz edilmiştir. İncelemeye ibraz edilen faturalar tetkik edildiğinde ise faturaların tamamının alt kısmı kaşe edilen, yani kapalı fatura, bedeli ödenmiş fatura olarak tabir edilen faturalar olduğu görülmüştür.Niha-i karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davalı taraf kayıtları ve faturaların kapalı fatura olarak tabir edilen faturalar olması borcun ödendiğini gösterdiğinden, davacı taraf defter kayıtları dışında başka bir yazılı delil sunmadığından, nihai karar sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan alacaklı olmadığı kanaati ile rapor düzenlenmiş,

Davalı tarafın ödeme savına yönelik ….bank’ a müzekkere yazılmış taraflar arasında hesap hareketliği gönderilmiş ,…. Bankasına, … Bankasına yazılan müzekkerenin geldiği görülmekle dosya ek rapora gönderilmiştir.

22/01/2022 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda;
Davacı taraf banka bilgileri vererek karşı taraf ile arasındaki hesap hareketlerinin istenildiği, müzekkere sonrası ….bank’ın CD gönderdiği, …. Bankasına yazılan müzekkerenin geldiği, …. Bankasına yazılan müzekkereye cevap geldiği,
Gelen cevabi müzekkereler doğrultusunda her 3 bankadan gelen cevapların birlikte değerlendirilerek ödemelerin var ise analizi ile davacının alacağına yönelik ek rapor istenildiği,Tarafımızca banka hesap hareketlerinin incelendiği; davacının hesap hareketleri incelendiğinde yapılan işlem ve tahsilat açıklamalarının hiçbirinde … ismine rastlanmadığı, yani hesap hareketlerinde …’ dan kredi kartı veya nakit olarak tahsilat yapıldığını gösteren bir bilgiye rastlanmadığı,
Davacının hesap hareketlerinde gözüken satışların ‘’…’’ ve ‘’…’’ açıklamalarıyla banka hesap kayıtlarında yer aldığı, dolayısıyla davacının alacağına ilişkin ek bir tespit yapılamadığı, kanaati ile rapor düzenlenmiş,
Bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda taraflar arasında ticari alım-satım ilişkisinin doğrulandığı ,ba-bs formları ile vergi dairesine bildirim yapıldığı her iki tarafın defterlerinde de davacı alacağının rapor düzenlenme tarihinde 228.029,80 TL olarak kaydı yapıldığı davalının yaptığı bir kısım ödemeler mahsup edilmekle bakiye 50.420,44 TL borç kaldığının ve bu tutar içeriğinin takibe konu edildiğinin anlaşıldığı ancak davalı tarafın iş bu tutarı ödediği savında bulunduğu ,ödeme savına yönelik yapılan araştırma doğrultusunda ödemelerin ispatlanmadığı bu hali ile takip tarihinde davacının davalı taraftan 50.420,44 TL alacaklı olduğu ancak takibe asıl alacak 47.423,44 TL nin konu edildiği ,asıl alacak üzerinden işlemiş faiz hesabı usul ekonomisi ilkesi gereği resen yapılarak;
Davacı taraf davalı tarafa , Bakırköy …. Noterliği’nin …. yevmiye numaralı ihtarname keşide etmiş 01.10.2020 tarihinde tebliğ alınan ihtarname doğrultusunda davalının 17.10.2020 tarihinde temerrüde düştüğü görülmekle;
265,05-TL hesaplanarak (17.10.2020-02.11.2020 – 21.08.2015 tarihleri arasında 16 gün için 47.423,44 TL x %12.75 / 365 x 16 = 265,05-TL) bu miktar üzerinden işlemiş faiz alacağı kabulü ile ;
Davacının asıl alacak 47.423,44 TL asıl alacak + 265,05 TL işlemiş faiz toplamı = 47.688,49 TL üzerinden alacaklı olduğunun ispatı ile davanın kısmen kabulüne ve de İİK 67/2 uyarınca alacağın likit oluşu ve borçlunun itirazında haksız çıkması sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
2-Davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak 47.423,44 TL asıl alacak + 265,05 TL işlemiş faiz toplamı = 47.688,49 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davalının asıl alacak 47.423,44 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.257,60 TL karar harcından peşin alınan 690,48- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.567,12‬- TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 59,30 -TL başvurma harcı, 690,48- TL peşin harç, 1.146,20- TL yargılama gideri ve 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.904,48‬ – TL yargılama giderinin kabul (% 83,41) red (% 16,59) oranına göre hesaplanan 1.588,53- TL’nin davalıdan tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 6.999,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen maktu 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin e-duruşma ile yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır