Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/299 Esas
KARAR NO : 2021/367
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … okullarına benim herhangi bir borcum yoktur. … Bankası Şubesine on taksit olarak ödedim. Senedi almayı unuttum ancak birkaç tane banka dekontlarını sundum. Firmanın muhasebecisi değiştiği için bana haksız yere icra takibi yapılmıştır. Borcu, faizi ve ferilerini kabul etmiyorum. Davacı taraf icra takibinin tedbiren durdurulmasını, bono ve takibin iptaline karar verilmesini ve yapılacak masrafların davalıdan alınmasını arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE;
İş bu dava bonodan kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K .sayılı ilamı ile görevsizlik kararı vermiş ve dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Menfi tespit istenilen bono incelendiğinde davacı tarafından davalı lehinde düzenlendiği görülmüştür.
Davacı yan davalım kuruma taksitler halinde bono bedelini ödediği ancak bonoyu teslim almayı unuttuğunu iddia etmiştir.
Anlaşıldığı üzere davalı kurumun verdiği eğitim hizmeti kapsamında iş bu bono düzenlenmektedir.Yani taraflar arasında temel ilişki söz konusudur.Davacı yan tacir de değildir.
“Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ise zamanaşımına uğramış kambiyo evrakında yazılı alacağın temel ilişki kapsamında talep edilmesine ilişkin değildir. Takibin ilamsız icra takibi olduğu da gözönüne alındığında, davadaki görev konusunun temel ilişkiye göre belirlenmesi zorunludur. Dolayısıyla temel ilişki kapsamında tarafların tacir olup olmadığına ve davanın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına, yani davanın nisbi ticari dava niteliği taşıyıp taşımadığına bakmak gerekmektedir. Dosyaya getirtilen tarafların ticaret sicil kaydı ve vergi dairesi mükellefiyet kayıtlarına göre, davacının tacir sıfatı bulunsa da davalının tacir sıfatı, mükellefiyet kaydı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın TTK madde 4 kapsamında her iki tarafın tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren nisbi ticari dava sayılması mümkün değildir. Bu durumda HMK madde 2’ye göre malvarlığına ilişkin davalarda genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri yargılamada görevli olduğundan, aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik (görev yönünden usulden red) kararı verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;müvekkili ile borçlu davalı arasında yapılan işyeri devir işleminden ve 10/05/2008 vadeli 3.000,00 TL tutarlı senetten kaynaklı alacak nedeniyle İstanbul .. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. O ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü de davacı tarafa aittir. Hukuk Genel Kurulunun 04.04.2007 gün ve …-… E.-… K. sayılı kararında da benimsendiği gibi “Zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir.” Buna göre, zamanaşımına uğramış bir bono, kambiyo senedi vasfını yitireceğinden, eldeki uyuşmazlığın da kambiyo senedinden kaynaklandığı kabul edilemeyecektir. Bu durumda davanın mutlak ticari nitelikte bulunmamasına ve temel ilişkiden kaynaklı olarak alacak talep edildiğine göre uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda anılan içtihat uyarınca davanın taraflarının tacir olmadığı zaman şımına uğrayan bonodan kaynaklı alacağın temel ilişki kapsamında talep edilebileceği ve de Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin yetkili olduğu anlaşılmakla Mahkememizin krşı görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.(T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ : 2019/1565 E. : 2019/2808K.)
“
Somut olayda; Davacı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında hakkında takibe konu bonoya istinaden icra takibi başlatıldığını bononun davalı tarafından düzenlendiği sadece isim ve soy isim ile imza kısmının davacıya ait olduğu, senedin üzerinde ki diğer yazıların davalı tarafından doldurulduğu, davacının 19/01/2015 tarihinde otogalerisi bulunan davalı … ile … plaka sayılı aracı satın almak üzere 19/05/2015 tarihinde anlaştığı, davacının 1.800,00 TL nakit ödeme yaptığı, 14.000,00 TL için senet düzenleyerek teslim ettiği, 20/05/2015 tarihinde aracın noterde devrini ve satışını yapmak üzere müteakabat sağlandığı, ancak 20/05/2015 tarihinde davalının aracı satmaktan vazgeçtiğini ve senedi yırttığını beyan ederek anlaşmayı fesh ettiği, bu itibarla aracın noter devri gerçekleştirilmek üzere verilen senedin karşılıksız kaldığı ileri sürülerek borçlu bulunmadığının tespitiyle icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Buna göre taraflar arasında uyuşmazlık, kambiyo senedinden kaynaklanmayıp, temel ilişki sözleşme ilişkisi olduğundan uyuşmazlığın Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. (T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ 2017/581 E 2017/592 K.)
Somut olayda uyuşmazlığın bonodan kaynaklandığı, bono hakkındaki düzenlemenin de TTK’ da yer aldığından TTK 4. maddesi kapsamında mutlak ticari dava olarak görülmesi gerektiği görüşü, ancak taraflar arasında temel bir hukuki ilişkinin olmaması hali için geçerli olup , taraflar arasında temel bir hukuki ilişki bulunmadığı durumlarda uyuşmazlığın sırf bonodan kaynaklandığı değerlendirilebilir ancak taraflar arasında başka bir hukuki ilişki mevcut ise ve dava konusu bono da bu hukuki ilişki kapsamında verilmiş ise artık uyuşmazlığın sırf bu bonodan kaynaklandığını söylemenin hukuken imkanı bulunmamakla ; Bu durumda uyuşmazlık hakkında ilk olarak temel hukuki ilişkiye ilişkin hükümler uygunlanacağından görevli Mahkeme’nin de temel hukuki ilişkinin tabi olduğu uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme olacağı aşikardır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında taraflar arasında temel bir hukuki ilişki olduğu ve de dava konusu bononun temelde bu hukuki ilişkiden kaynaklı verildiği /alındığı hususu sabit olmakla ,davacının tacir olmadığı uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde görevli mahkeme Tüketici mahkemesi olduğundan aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/04/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır