Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/289 E. 2022/1032 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/289 Esas
KARAR NO : 2022/1032

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :21/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun ….. Ltd. Şti. ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiye istinaden cari hesap üzerinden alışveriş ve ödeme kaydı tutulduğunu ve cari hesap uyarınca davalı borçlu firmaya satışı yapılan malların bedeli davalı tarafından hem yazılı hem de 35.301,88 TL’nin ödenmediğinden bahisle davalı borçlu aleyhine ticari defter ve faturalara dayalı alacağın tahsili talebi ile İstanbul Anadolu …..İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve örnek 17 ödeme emri usulüne uygun olarak 29.12.2020 tarihinde çalışana teslim edildiğini, ancak borçlu şirketin 29.12.2020 tarihli yetki ve borca itirazı sebebiyle takip durdurulduğunu, davalı, borçlu tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı ile müvekkil şirketin alacağını alma ihtimali şu aşamada mümkün olmamakla dava sonunda alacağını alması konusunda herhangi bir güvencesi de bulunmadığını, dava sürecinde davalı tarafın mal kaçırma veya mal varlığında kötü niyetli olarak eksiltmesi ihtimallerine binaen müvekkili açısından ileride telafisi güç zararlara sebep olunmaması adına davalı şirketin mal varlığı hakkında İİK madde 258 vd. maddeler uyarınca davalının Malvarlığı üzerine ihtiyati haciz kararı vermesini talep ettiklerini, borçlunun itirazları tamamen müvekkilinin alacağını akamete uğratmak için yapılmış haksız ve kötü niyetli bir itiraz olduğunu, zira davalı taraf itirazına herhangi bir gerekçe göstermediğini ve itirazını haklı bir sebebe dayandırmadığını, bu sebeple davalı tarafların borca itirazları kötü niyetli olup somut olayda icra inkâr tazminatının şartlarınında oluştuğunu, Neticeten itirazın iptali ve takibin devamına ve de borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişkiye istinaden cari hesap kaydı tutulmuş olduğunu ve bu hesaba ilişkin ödemenin yapılması, ilgili icra takibinin devamına karar vermesi gerektiğini savunarak huzurdaki davayı ikame ettiklerini, hukuka aykırı olan iş bu davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacı şirketten dezenfektan ürünleri satın aldığını ve ilgili ürünleri Fransa’ya ihraç ettiğini, söz konusu ürünler ile İlgili ülke tarafından yapılan analizler sonucu standartların olmaması tehlikeli olması ve alkol oranının az olması sebebiyle iade edildiğini, bunun üzerine yetkili şirket davacı ile iletişime geçerek ürünleri iade etmek istediğini bildirdiğini ve bakanlık tarafından gönderilen yazıları, analiz sonuçlarını davacı şirket ile paylaştığını, iade faturası keserek durumu bildirdiğini, davacı şirket tarafından 21.10.2020 tarihinde kep üzerinden iade faturalarının kabul edilmediğini, ürünlerde herhangi bir uygunsuzluk olmadığı yönünde ihtarname keşide edildiğini, 06.01.2021 tarihinde Bakırköy ….. Noterliğinden ….. yevmiye numarası ile davacı şirkete taraflarınca yeniden ihtarname keşide edilerek 5.iş günü içerisinde ürünlerini şirket deposundan alınması gerektiği aksi halde hukuki yollara başvurulacağı yönünde bildirimde bulunulduğunu, karşı tarafça 14.01.2001 tarihinde İlgili ihtarnameye cevap verilerek söz konusu ürünlerin farklı firmalara da satıldığı hiçbir ülkeden ya da firmadan bu yönde uygunsuzluk bildirimi yapılmadığı bu sebeple işbu durumu kabul edilmediği yönünde cevap verildiğini, ayrıca davacı şirket ihraç edilen malları ile ilgili vergi dairesinden 20.522 TL tahsil etmiş olup ilgili malların gümrükten çekilebilmesi için müvekkili şirketçe söz konusu bedel gümrük Saymanlık müdürlüğüne ödenmiştir gelinen süreçte müvekkili şirketin davacı şirketten alacağı olması sebebiyle tarafımızca İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, yukarıda arz ve izah edilen ve mahkememizce resen değerlendirilecek sebeplerle müvekkili aleyhine ikame edilen haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki dava ve icra takibine konu faturalardaki dezenfektan ürünlerinin satımına ilişkin satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafça malların teslim edilmesine rağmen davalı tarafça bedellerinin ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Tarafların BA ve BS formları ve ticaret sicil kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 35.301,88 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce celbedilen İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; ….. tarafından …..’e karşı davamızın da konusu olan dezenfektan ürünlerinin ayıplı olması sebebiyle uğradıkları zararın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığı, yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda ürünlerin ayıplı olmadığının ve ayıp ihbar sürelerine uyulmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, 18/06/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan “nakliye” hizmetine ilişkin alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 29.03.2021 tarihinde T.C. Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği, Davacının 2019-2020 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve lehine delil niteliğinde olduğu, Davalının 2019-2020-2021 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve lehine delil niteliğinde olduğu, Davacı yanının kendi ticari defterlerine göre 24.08.2020 tarihi itibari ile davalı yandan 35.301,88 TL alacaklı olduğu, Davalı yanın kendi ticari defterlerine göre 24.08.2020 tarihi itibari ile davacı yana 35.294,60 TL borçlu olduğu. Davalı tarafından düzenlenen 31.12.2020 tarihli ….. numaralı satış faturası ile 134.884,67 TL tutarlı ve 31.12.2020 tarihli ….. numaralı fatura ile “verilen hizmet” açıklamalı 14.990,50 TL tutarında olduğu ve her iki fatura toplamının 149.875,17 TL olarak davacı adına borç kaydı yapıldığı ve davalı yan ticari defterlerinde kayıt edildiği, davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, 2020 yılı davacı ….. Ltd.Şti.’nin karşılaştırmalı BA-BS formlarında, 5.000,00 TL’yi aşan 2 adet KDV hariç 129.004,00 TL tutarlı belgeyi beyanda bulunmadığı, davalı şirketin beyan ettiği, Ürün Üzerinde Konsantrasyonların gösterilmemiş olması, CLP Etiketleme Kurallarına Uyulmadığı nedenlerinden ötürü ürünün bir Kısmının İade Edildiği Anlaşılmaktadır. Davacıdan satın alınarak 10.04.2020 tarihinde ….. nolu …. ile ihracatı gerçekleştirilen ürünlerin 13 kap ve 38016 adet olduğu ve 1824 adedinin 08.07.2020 tarihli ….. nolu …. ile iade geldiği anlaşılmaktadır. ….. laboratuvarında yapılan analiz sonuçları dikkate alındığında, davacıdan satın alınarak ihraç edilen bu ürünlerin iade edilmemesi gerekirken, “İhtisas Uzmanlığı Bölüm Başkanı / ….. imzasını taşıyan yazıda, ….. ortak laboratuvarlar hizmet laboratuvarlarının etiketleme anormallikleri nedeniyle kendisine sunulan numunelerin 12 Haziran 2020 tarihli ….. test raporunda uyumlu olmadığı” “Bu nedenle bu imlere uygun değildir. ….. aktif maddelerin piyasaya sürülmesinin kontrolü ve ….. ürünlerin pazarlama ruhsatının kontrolüne ilişkin 19 Mayıs 2004 tarihli karar: ….. varlığının ve konsantrasyonunun ihraç edilen ürün üzerinde gösterilmemesi; » Madde ve karışımların sınıflandırılması, etiketlenmesi ve ambalajlanması hakkında …. olarak bilinen 16 Aralık 2008 tarihli Avrupa parlamentosu ve Konseyi’nin …. sayılı Tüzüğü:» Tehlikepiktogramı çok küçük çünkü boyutu | em? den az (madde.19) , H226 tehlike beyanının bulunmaması (madde:21), Tedarikçilerinin adresi ve telefon numarası olmaması, (madde 17)” Sonuç olarak İhraç edilen bu el temizleme jellerinin yukardaki bilgiler nedeniyle iade edildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 04/10/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının ayıp ihbarını süresinde yapmadığı, bu nedenle davalının tazminat taleplerinin yerinde olmadığı, Davacının bakiye bedelin tahsiline ilişkin dava konusu talebinin yerinde olduğu, İcra inkar tazminatı talep etme koşullarının da gerçekleştiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Somut davada; taraflar arasında dava ve takibe konu faturalara konu dezenfektan ürünlerinin satımına ilişkin sözleşme olduğuna ve ürünlerin davalıya teslimine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından dava ve takibe konu faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiği, ancak davalı tarafından bedellerinin ödenmediği iddia edilmiştir. Davalı vekili tarafından davacı tarafından teslim edilen ürünleri müşterileri yurtdışı firmasına gönderdiklerini, ancak ürünlerin ayıplı olması sebebiyle iade edildiğini, ürünlerin ayıplı olduğunu, bu durumu davacı tarafa bildirdiklerini, ayıplı ürün sebebiyle zarara uğradıklarını ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından davalıya satılıp teslim edilen dava ve takibe konu faturalara konu ürünlerin ayılı olup olmadığı, bu sebeple davalı tarafın zarara uğrayıp uğramadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları dikkate alınarak dava ve faturalara konu ürünlerin ayıplı olup olmadığının tespiti ve tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Teknik bilirkişi tarafından dava konusu ürünlerden örnek alınmak suretiyle laboratuvar ortamında analiz yapılmış ve ürünler incelenmiştir. Dava konusu ürünlerin teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemesinde ürünlerin içeriğinin ayıplı olmadığı, alkol oranın normal olduğu tespit edilmiştir. Esasında davalının Fransa’da bulunan müşterisi tarafından da ürünün ayıplı olmasından dolayı ürün iade edilmemiş, ürünün ambalajında “….. aktif maddelerin piyasaya sürülmesinin kontrolü ve ….. ürünlerin
pazarlama ruhsatının kontrolüne ilişkin 19 Mayıs 2004 tarihli karar: ….
varlığının ve konsantrasyonunun gösterilmemesi, madde ve karışımların sınıflandırılması, etiketlenmesi ve ambalajlanması hakkında ….
olarak bilinen 16 Aralık 2008 tarihli Avrupa parlamentosu ve Konseyi’nin ….. sayılı Tüzüğü: tehlike piktogramı çok küçük çünkü boyutu 1 cm2 den az (madde.19) , H226tehlike
beyanının bulunmaması (madde:21), tedarikçilerin adresi ve telefon numarası olmaması, (madde 17)
sebebiyle iade edilmiştir. Gerek davalının Fransa’daki müşterisi tarafından bildirilen iade nedenleri, gerekse Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında ürünün içeriğinde herhangi bir ayıp olmadığı sabittir. Yurtdışı firması tarafından ürünün ambalajında belirtilmesi gereken hususların belirtilmemesi sebebiyle iade edilmiştir. Bunun yanında davacı tarafından satın alınarak yurtdışı müşterisine teslim edilen ürünlerin adedinin daha fazla olmasına rağmen iade edilen miktarın daha az olduğu, aynı ürüne ilişkin kısmi iade olduğu ve iade edilmeyen aynı ürüne ilişkin bir ayıp iddiasını ve iadenin söz konusu olmadığı dikkate alındığından da ayıp iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bunun yanında 6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Dava konusu ürünlerin iade sebebi olan ambalaj etiketindeki eksiklikler teslim sırasında anlaşılacak açık ayıp niteliğindedir. Ancak davalı tarafından 09/04/2020 tarihli fatura ile satın alınan ürünlerin ambalajları kontrol edilmeden ürünler yurtdışı firmasına gönderilmiştir. Bunun yanında yurtdışı firmasından ürünler tekrar davalıya iade edilmiş ve iade edilen ürünlerin Gümrük Müdürlüğü’ne 08/07/2020 tarihinde geldiği, davalı tarafça söz konusu yazılar davacı tarafa 14/10/2020 tarihinde bildirildiği ve 31/12/2020 tarihinde iade faturası düzenlediği görülmüştür. Davalı tarafça ürünlerin ambalajları kontrol edilmeden yurtdışı firmasına gönderilmekle ve aynı zamandan ürünler iade edildikten sonra çok uzun bir süre sonra davacıya bildirilmiştir ve davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulmamıştır. Davalı tarafından ayıp iddiası ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı hususları ispat edilememiştir. Bu sebeplerle davalı vekilinin ayıp iddiasına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve taraflar lehine delil niteliğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Davacının defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 35.301,88-TL alacaklı olduğu, davalının defter ve kayıtlarına göre davalının davacıdan 114.580,57-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen tüm faturalar davalının defter ve kayıtlarına alınmış ve BA formlarında bildirilmiştir. Böylelikle ürünlerin teslim alındığı hususu karine olarak kabul edilmiştir. Taraflar arasında bu hususta bir ihtilafta bulunmamaktadır. Tarafların defter ve belgeleri arasındaki farkın davalının davacıya düzenlediği 31/12/2020 tarihli 134.884,67-TL bedelli ve 14.990,50-TL bedelli iki adet iade faturasından kaynaklanmıştır. Söz konusu faturalar davacı tarafça kabul edilmemiş, defter ve kayıtlarına alınmamış ve BA formlarında bildirilmemiştir. Davalı taraf bu faturaları dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu iddiası ile davacı tarafa düzenlemiştir. Ancak yukarıda belirtildiği gibi ayıp iddiasını ve süresinde ayıp ihbarında bulunduğu hususunu ispat edememiştir. Bu sebeple söz konusu faturaların davacının defter ve kayıtlarına alınmaması yerindedir ve bedellerinin davacıdan talep edilmesi mümkün değildir. Davacı tarafından dava ve takibe konu faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiği her iki tarafın kabulündedir ve ihtilaf konusu değildir. Davacı tarafından davalıya teslim edilen dava konusu ürün bedelleri davalı tarafça ödenmemiştir ve ödendiğine dair davalı tarafından geçerli ve kesin bir delil dosyaya sunulmamıştır. Bu sebeple davacının alacağını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, itirazın iptali ve takibin devamına, ayıp savunması ispat edilmediğinden ve alacak fatura, tarafların birbirlerini teyit eden defter ve kayıtları ve BA ve BS formları ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy ….. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.411,47 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 426,36 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.985,11 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 426,36 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 485,66 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.669,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır