Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/243 E. 2023/473 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/243 Esas
KARAR NO : 2023/473

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :04/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin, 07.12.2018 tarihinde …. Mahallesi …. Bulvarı’nda …. AVM istikametine doğru yaya olarak gitmekte iken, …. AVM kavşağında yayalar için yeşil ışık yandığı esnada karşıya geçmek için yola indiğini, bu sırada araçlara kırmızı ışık yanmasına rağmen, davalı ….’ın sevk ve idaresindeki diğer davalı şirketin uzun dönem olarak kiraladığı …. plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığını ve bilincini kaybettiğini, Kaza sonrası ağır yaralanan müvekkilin yakınlardaki …. Hastanesi (…. Hospital ….)’ne kaldırıldığını burada ilk tedavisinin yapıldığını, çeşitli hastanelerde tedaviler gördüğünü, ameliyat olduğunu ve yoğun bakımda kaldığını, kazanın üzerinden 2,5 yıl geçmesine rağmen tedavilerinin hâlâ devam ettiğini, Müvekkilinin, uğradığı kaza sonrasında fiziksel hareketlerinde zorluklar çektiğini, uzun süre ayakta duramayıp uzun süreli yolculuklara çıkamadığını, kaza tarihinde 21 yaşında olan müvekkilinin maruz kaldığı bedensel zayıflık dolayısıyla çalışma gücünde kayıplar yaşadığını, kaza sonrası Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … soruşturma sayılı dosyası ile başlatılan soruşturmanın, davalı tarafların müvekkilinin maddi ve manevi zararlarını gidereceklerine dair verdikleri ” vaatler üzerine müvekkilince şikâyetten vazgeçildiği, Müvekkilinin uğramış olduğu maddi ve manevi tazminatların ödenmesi için arabulucuya başvurulmuş olduğunu, ancak davalı taraflarla bir anlaşmaya varılamamış olduğunu, Müvekkilinin uğramış olduğu manevi kayıplar için 150.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini, maddi kayıpları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı sigorta şirketinden şimdilik 100,00 TL maddi tazminat, 100,00 TL tedavi masrafları için tahsil edilmesine hükmedilmesini talep ettiklerini, Yukarıda arz ve izah olunan nedenler nezdinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, maddi ve manevi tazminat taleplerinin sorumluluklar çerçevesinde müştereken ve müteselsilen tazminini, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. “
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; “07.12.2018 tarihinde meydana gelen kazada müvekkiline isnat edilmeye çalışılan müvekkilinin kırmızı ışıkta geçtiği, davacıyı çarpmak suretiyle ağır yaraladığı iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, taraflarınca kabul edilebilir olmadığını, davanın hem usul hem esas açısından hukuka aykırı olduğunu, Kaza tarihinde müvekkilin iş yerine ait araç ile işe gitmek için yola çıktığını, …. AVM kavşağı ışıklarında sola dönüş için kırmızı ışık yanmakta iken düz devam edecek araçlar için yeşil ışığın yanıyor olduğunu, müvekkilin uygun şekilde yoluna düz olarak devam ettiğini, bu sırada karşıya geçmek için yeşil ışık yanmasını bekleyen yayalar olmasına rağmen davacının beklemeden yola girdiğini, müvekkilin duramayarak davacı yayaya çarpmış olduğunu, Kaza sonrası müvekkilin ambulans çağırdığını, bu sırada yerde yatan davacının elinde telefon kulağında kulaklık olduğunu gördüğünü, yaralıyı ambulansla birlikte … Hospital’a götürdüklerini, yapılan tetkikler sonrasında yaralı davacının hayati tehlikesi bulunmadığı başka bir hastaneye sevkinin yapılabileceği bilgisinin verildiğini, ancak davacı sürücü ve şirketin masrafların kendilerine ait olacağını, gereken her şeyin yapılmasını talep ettiklerini, Müvekkilinin hastanede ve evde tedavi sürecinde davacı ile yakından ilgilenip gerekli hâllerde hastaneye götürüp getirdiğini, durumunun takibini yaptığını, oluşan masrafların davalı şirket tarafından karşılandığını, fizik tedavi ile ilgili masrafların müvekkil tarafından karşılandığını, Davacı tarafın adli yardım talepli olarak açtığı iş bu davada harçları yatırmamış olması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, Davacının hem 07.12.2018 tarihli ifadesinde şikâyetçi olmadığını beyan etmiş olması hem de dava dilekçesinde bahsi geçen konuların zaman aşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın reddi gerektiğini, Davacının; trafik ışıklarının aksine yola inmesi, üzerinde koyu renk kıyafet bulunması, kulağında kulaklık elinde telefon bulunması yaşanan kazada ağır kusurunun olduğunun delilleri olduğunu, Müvekkilinin trafik lambalarına riayet ederek düz yolda seyir halinde olması, kanında alkol tespit edilmemiş olması, geçerli bir ehliyetinin olması sebepleriyle kusursuz sorumlu olduğunu, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminat talepleri değerlendirilirken, sadece sol ayak bileğinde oluşan zararın epikriz raporuna göre hayati tehlike içermeyen hafifliğinin ve geçiciliğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, Yukarıda belirtilen sebeplerle kazanın oluşumunda davacının kendi kusurunun olduğunu, davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.”
Davalı …. Tekstil Enerji San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “HMK Madde 120’ye aykırı şekilde yasal harç ve masraf avansı ödenmeden açılan davanın dava şartı eksikliği sebebiyle usulen reddi gerektiğini, KTK Madde 109 uyarınca iş bu davanın zaman aşımı süresinin iki yıl olduğunu, bu olayla ilgili verilen takipsizlik kararı gereği ortada ceza zaman aşımını gerektiren bir durumunda olmadığını, 07/12/2020 tarihli kazanın zaman aşımı süresinin 07/12/2020 tarihinde dolduğunu, bu nedenle reddinin gerektiğini, Kazaya karışan müvekkili şirketin işleteni olduğu …. plakalı aracın … Poliçe Nolu Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile diğer davalı …. Sigorta A.Ş.’ye sigortalattırıldığını, poliçe genel şartları gereği davada sözü edilen tüm zararların sorumluluğunun teminatlar kapsamında davalı sigorta şirketinde olduğunu, bu sebeple müvekkil şirketin müşterek ve müteselsil sorumlu olmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkilin davalı taraf sıfatı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın tedavisi için tek kuruş ödeme yapmadığını, tüm tedavi ödemelerinin müvekkili şirketçe yapıldığını, iş bu dava ile davacı tarafın zaten müvekkil şirketçe yapılan ödemeleri Müvekkili şirketten tekrar talep ediyor olduğunu, davacı tarafın haksız zenginleşmeye yönelik kötü niyetli talebinin reddinin gerektiğini, “Yayanın trafik ışıklarına uymadan karşıdan karşıya geçmeye çalışması” ve “yayanın kontrolsüz şekilde yola fırlaması” eylemlerinin gerek Yargıtay içtihatlarında, gerekse doktrinde ağır kusur kabul edildiğini, davacı tarafın kazada ağır kusurlu olduğunu, bu nedenle müvekkil şirkete sorumluluk yükletmenin mümkün olmadığını, davanın esastan reddinin gerektiğini, Davacı tarafın kaza sonrası meydana geldiğini iddia ettiği yaralanmalardan sol ayak bileğindeki kırılma haricinde tümünün asılsız olduğunu, …. Hospital tarafından düzenlenen epikriz raporlarında durumun alenen ortada olduğunu, davacının kafa travması, bilinç kaybı gibi ağır yaralanma durumunun asla oluşmamış olduğunu, bu bağlamdaki beyanların gerçek dışı olduğunu, manevi tazminatta kusur sorumluluğu ilkesinin geçerli olduğunu, Yargıtay içtihatlarında manevi tazminat miktarının tespitinde “ el ağırlığının, zarar verme kastı bulunup bulunmadığının araştırılmasına ” hükmedildiğini, davacı tarafın ağır kusurlu olduğunu, yukarıda belirtilen sebeplerle, davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.”
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davayı kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirketin sorumluluğunun; …. Poliçe Nolu Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe teminatları ile …. Poliçe Nolu Genişletilmiş Kasko İhtiyari Filo Sigortası poliçe teminatları ve sigortalısının kusuru oranında olduğunu, Davacı tarafın KTK Madde 97 uyarınca, iş bu davayı açmadan önce başvuru evrakları eksiksiz olarak müvekkili şirkete tazminat talebi için başvuruda bulunmadığından dava şartı gerçekleşmemiş olup, talebin usulen reddinin gerektiğini, davacı tarafın sağlık raporu sunmaksızın dava açmış olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nca düzenlenecek rapora itibar edilebileceğini, rapor eksikliğinden dolayı davanın esastan reddinin gerektiğini, Geçici iş görmezlik tazminatı, geçici bakım tazminatı, tedavi masrafları ile ilaç masraflarına ilişkin müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, bu sorumluluğun KTK Madde 98 uyarınca kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olduğunu, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafa tazminat ödenmesine kanaat getirilmesi durumunda %1,8 teknik faiz uygulanması gerektiğini, Müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, yukarıda belirtilen sebeplerle, davanın müvekkili şirket açısından reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.”

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu trafik kazasında davacının yaralanması sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Mahkememizce davacının dava konusu kaza sebebiyle gördüğü tedaviye ilişkin tedavi evrakları, sgk kayıtları, hizmet döküm cetveli, davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılmadığına ilişkin kayıtlar, davalı kuruma yapılan başvuru evrakları, tarafların sosyal ekonomik durumuna ilişkin kayıtlar, trafik tescil kayıtları celbedilerek ve aile nüfus kayıtları, sgk kayıtları, malvarlığı kayıtları Uyap ortamından dosya arasına alınarak incelenmiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” Ben kazayı görmedim, kazadan sonra davacıyı sık sık arkadaşı olmam sebebiyle ziyaret ettim, 5 ay davacı yürüyemedi, davacı 2 sene çalışamadı, ayağına platin takıldı, 2 seneden sonra yavaş yavaş koltuk değnekleri ile yürüdü ve çalışmaya başladı, kazadan önce ve halen güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır, ben kendisini evde de sık sık ziyaret ettim, psikolojisi çok kötüydü, ayrıca kazadan sonra davacının ilk ameliyatının parasını davalı …. Bey şirkete karşıladı, … Hastanesindeki fizik tedavisinin yarısını davalı …. Bey şirketi, yarısını da davacının babası karşıladı, tanıklık ücreti istemiyorum” demiştir.
Davacı tanığı … beyanında; ” davacı benim arkadaşım olur, ben kazayı görmedim, kaza haberi gelince hastaneye gittik, davacı 3 kere ameliyat oldu, ilk ameliyatı davalı ….. Bey şirketi karşıladı, hastanede tanık olduğumuz konuşmalarda davalı …. Bey şirketinin yetkilisi tüm masrafları karşılayacaklarını maddi ve manevi olarak yanlarında olacaklarını söyledi, ancak sadece ilk ameliyatın ücretini karşıladılar, fizik tedavinin yarısını karşıladılar, ancak başka bir maddi ve manevi destek göstermediler, davacı 2 yıl çalışamamıştır, ayağına platin takılmıştır, bu sebeple zor yürümektedir, maddi ve manevi zorlanmıştır, tanıklık ücreti talep etmiyorum” demiştir.
Davacı tanığı …. beyanında; ” Davacı kızım olur, ben kazayı görmedim, bizi aramaları üzerine hastaneye gittim, davalı … Bey şirketi tüm hastane masraflarını karşılayacağını söylediler, ancak sadece şirket ilk ameliyat ücretini karşıladı, fizik tedavi ücretinin yarısını davalı … karşıladı, daha sonrada hiçbir ücreti karşılamadılar, kızım yaklaşık 5 ay yatalak kaldı, ben baktım ve 2 yıl çalışamadı, 3 kez ameliyat oldu, ayağına platin takıldı, platin halen durmaktadır, şu an normal yürümektedir, maddi ve manevi olarak yıprandık” demiştir.
Davalı tanığı …. beyanında; ” Ben kazayı görmedim, ben davalı … ın arkadaşım, kaza haberini duyunca hastaneye gittim, daha sonra … Bey şirketinin yetkilisi de hastaneye geldi, hastane davacının ayağında kırık olduğunu söyledi, alçı ile düzelmeyeceğini söyledi, bu nedenle davalı şirket yetkilisi hastane ile görüşüp ameliyat edilmesine karar verildi, ameliyat masrafı davalı şirketçe karşılandı, hastaneden çıktıktan sonra da davalı …. davacı ile ilgilendi, davalı … ve eşi davacının evine gidip yardımcı olmaya çalıştı, ben de bir kere davalı …. ile birlikte davacının evine hemşire götürdük, daha sonra davalı …. hemşire götürüp götürmediğini bilmiyorum, davalı … elden para vermemiştir, davacının fizik tedavi masraflarını …. ın ve eşinin karşıladığını biliyorum, tanıklık ücreti talep etmiyorum ” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında; ” Ben … Bey Tekstil isimli şirkette usta başı olarak çalışıyorum, davalı … da şoför olarak çalışıyordu, olay tarihinde …. sevk ve idaresindeki araç ile işe gidiyorduk, sabah 06:30 civarı idi, hava karanlıktı, bizim ilerlediğimiz yolda, sola dönen kısımda lambalar kırmızı yanıyordu, karşıya gidilecek kısımda ise yeşil yanıyordu, yani bize yeşil ışık yanıyordu, hızımız çok düşüktü, …. 2.vitese yeni atmıştı, bize yeşil yandığı için yolumuzda ilerledik, ancak davacıya yeşil ışık mı kırmızı ışık mı yanıyordu görmedim, davacı yola çıktığı için …. davacıya çarptı, daha sonra ambulans çağırdık, kendisine hareket etmemesini söyledik, davacı yerde yattı ve ambulansı bekledik, ambulans ile hastaneye gittik, biz de arkasından gittik, şirket yetkilisi de hastaneye geldi, ne gerekiyorsa yapılsın, masrafları karşılayacağız dedi, ilk ameliyat masrafının verildiğini biliyorum, daha sonraki masraflardan haberimiz olsun denildi, onlarında şirketten karşılandığını biliyorum, …. da davacı taraf ile ilgilenmiştir, bir kere de birlikte gidip davacıyı hastaneye götürdük” demiştir.
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan dava dosyasında “07.1/2.2018 tarihinde, …. ilçesi … Mahallesi, … Bulvarı üzerinde meydana gelen 2 taraflı (yaya ve araç) yaralanmalı trafik kazasında, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü yönünde dosyanın kusur oranlarının tespiti için rapor alınmasına karar verilmiş, 27/04/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yaya …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu, Davalı sürücü …. ‘ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu, olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 20/12/2022 tarihli alınan Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda özetle; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (yüzdedört) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli veya geçici bir süreliğine bakımına muhtaç durumda olmadığı sonucu bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından …. Sigorta A.Ş. ile davadaki tüm talepleri konusunda sulh oldukları ve sulh nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ayrıca davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığına ve karşı taraf lehine de yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin beyan dilekçesi ve ibraname sunulmuş olduğu ve duruşmadaki beyanları ile söz konusu yazılı beyanların tekrarlandığı görülmüştür.
Davalı Sigorta vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesinin ve lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesinin beyan edildiği görülmüştür.
Davalı ….. vekili duruşmadaki beyanında; Davacı tarafın sulh protokolüne bir diyeceklerinin olmadığı, sulh sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin ve ayrıca davacı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden kendilerinin de talebinin olmadığı beyan edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, davacı vekili tarafından sunulan ibraname ve taraf vekillerinin beyanları incelendiğinde; davacının maddi ve manevi tazminat talepleri davalı sigorta şirketi tarafından tazmin edildiğinden ve dava konusuz kaldığından konusuz kalan maddi tazminat talepli dava ve manevi tazminat talepli dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) Maddi tazminat talepli dava yönünden;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90- TL maktu karar harcından peşin alınan 0,69-TL harcın mahsubu ile 179,21 TL bakiye harcın davacı yargılama gideri talep etmediğinden davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yargılama gideri talep edilmediğinden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı …. ve davalı Sigorta Şirketi tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı …. tarafından yapılan 38,00 TL yargılama giderinin davalı …. üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından talep edilmediğinden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacı yargılama gideri talep etmediğinden davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
B) Manevi tazminat talepli dava yönünden;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu harcın peşin alınan 512,32 TL harçtan mahsubu ile 332,42 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflar tarafından manevi tazminat talepli dava yönünden ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından talep edilmediğinden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili, davalı …. vekilinin yüzlerine karşı, davalı Sigorta vekili ve davalı …. vekilinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır