Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/240 E. 2022/1138 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/240 Esas
KARAR NO : 2022/1138

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 19/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket ticari ilişkisinde, takip konusu fatura ve cari hesap ekstresinde belirtilen malların imal edilmesine ilişkin anlaşılmış, anlaşma konusu ürünler davacı şirketçe hazırlanıp davalı borçluya teslim edilmek istenmiş, söz konusu ürünler teslim alınmamakla beraber bedelleri de ödenmediği, taraflar arasındaki anlaşma konusu ürünler basım ve yayım üzerine olup söz konusu ürünler üzerinde davalı şirket ismi bulunduğu, bu ürünlerin taraflar arasında yapılan anlaşmaya rağmen davalı şirket tarafınca teslim alınmaması ve bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davacı şirketin zarara uğrattığı, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü, taraflar arası sözleşme konusu ürünlerin bulunduğu mahalde konusunda uzman teknik bilirkişi ile birlikte keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak sözleşme konusu ve fatura içeriği işlerin yapılıp yapılmadığı ve faturada yazılı iş bedeline hak kazanılıp kazınılmadığı hususunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmasına, davalı-borçlunun haksız, dayanaksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı şirket ile yapıldığı iddia olunan sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, ancak, taraflar arasında anlaşılan ve davacı tarafından gerçekleştirilen bir kısım işlerin bedellerinin davalı şirket tarafından ödediği, davacı, olmayan bir siparişe ilişkin imalat yapmış ve müvekkilini bu ürünleri satın almaya zorladığı, işletmesindeki hatadan kaynaklı bu üretimden davalı sorumlu tutma gayreti içine girdiği, taraflar arasındaki ticari ilişkide, davalı şirket yetkilisi tarafından siparişe ilişkin teklif formu üzerine imzalı onay alınmadan ticaret gerçekleştirilmediği, bu onay evraklarından da anlaşılacağı üzere davacı şirket 112.100,00 TL’lik bir borç doğuracak işlem için böyle bir onay alınmadan üretime geçilmesi tarafından 5.000,00 TL’lik bir ticaret için bile yazılı, kaşe üzeri imzalı evrak aranırken, basiretsizliktir. Bu onay alınmadan yapıldığı iddia edilen baskı işlemi davacı şirket/davacı şirket çalışanlarının basiretli ve dikkatli davranmamasından kaynaklandığı, davacı taraf, basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğu, bu nedenle, taraflarınca kaşe üzeri şirketi temsile ve borçlandırmaya yetkili kişi imzalı bir onay ve sipariş evrakı olmadan yapılan üretimden davalı sorumlu tutulamayacağı, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü, davacı tarafından, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkin arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmediğinden dolayı davanın usulden reddini, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının esastan reddine, davacının, davalı şirket lehine, dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Tanık … ; Davacı şirkette ürün siparişi maliyet, teyit, onay, teslimata kadar bütün aşamalardan ben sorumluyum. Biz piyasada hızlı ürün teslimatı yaptığımız için tercih edilen firmayız. Davalı taraf ile cari hesap ilişkimiz vardır. Davaya konu üretim ve öncesinde fazlaca ticari ilişkimiz olmuştur. Davalı taraftan …. daha çok muhattap olduğum kişidir ve kendisi satın alma sorumlusudur. Yer yer sipariş geçip davalı tarafa teslimatı yaptığımız ürünlerde olmuştur. Hızlı üretim bazen bunu gerektiriyor. Davalı taraf yeni bir ürün üretmiştir. Yeni bir kolonya ürettiler bizde kutularını ürettik. Davalı taraf daha önce de olduğu gibi ve genel çalışma sistemimiz bu olduğu üzere mail ile sipariş geçti. Bizden 100.000 adet kutu üretmemizi istedi. Karşılıklı birden fazla kez mailleştik. Bu mailler satın alma temsilcisi … şirket sahibinin oğlu …. ve de davalının üretim müdürü … in göndermiş oldukları mail ile biz bu siparişleri hazırladık. Birden fazla mail olma sebebi üretim miktarı, cinsi, grafik tasarımı konusunda onaylaşarak devam ettik. Daha önce yine davalı şirket ile çalışma sistemimiz bu yöndedir. Diğer üretimlerde bir sorun yaşamamıza rağmen bu sipariş tamamlandıktan sonra teslim etmek istediğimizde ki sevkiyat bize aittir. Biz aracı yükleyip ürünleri gönderdik. Davalı taraf ürünleri indirip teslim almadı ve araç döndü. Daha sonra …. satın alma sorumlusu ile iletişime geçtik. Abi bir yanlışlık oldu 10.000 adet sipariş geçmemiz gerekirken 100.000 adet sipariş geçmişiz kabul etmiyorlar. Bende bu bizim sorunumuz olmadığını, ürün adeti ne kadar geçmişse odur dedim. Ayrıca davalının ürettiği yeni tip ürüne yönelik bu 100.000 adet ürettiğimiz kutuların aynı adet 2 defa daha ürettik. Yanlış hatırlamıyor isem 1 parti 5.000 adet civarında diğer parti de 10.000-20.000 arasında olması gerekirdi. Ayrıca bu üretim esnasında davalı şirket sahibinin oğlu …. ile telefon görüşmesi yapmıştık. Benden başkaca bir sipariş talep etti ve hızlıca üretmemizi istedi. Bende sizin verdiğiniz 100.000 adetlik siparişi yetiştirmeye çalışıyoruz onu yapamayız şuan dedim. Yani üretim esnasında …. de bundan ayrıca telefonla haberdardır. Bize karşı taraf ürünleri teslim almayacağını gerekirse mahkeme yoluna başvurmamızı istediler. Biz mahkeme yoluna başvurma taraftarı değildik. Bu üretimden sonra davalı tarafla birkaç parti çalıştık. 100.000 adetlik mailin altında imzamız yoktur dedikleri için ki ondan önceki bütün siparişler mail ortamında ve imzasız yürütülmüştür. 100.000 adet sonrasında birkaç parti üretimi mail ortamında imzalı olarak yapıldı. PDF evrak davalı tarafça sistemden çıkarılıp yine pdf olarak bize gönderildi. Yani imza bu şekilde olmuştur. Ayrıca ürünler teslim alınmadığı için halende depomuzda 100.000 adet mevcutturlar. Davalı vekilinin sorusu üzerine soruldu; Davalı taraf bu üretimden sonra bizden hiçbir suretle 30.000 adet teslim almak istemedik. Kaldı ki böyle bir talepleri olmuş ise idi bazen bizden imzalı olarak teslimat ve onay bekliyorlar onlarda talepleri yazılı olarak getirselerdi şeklinde beyanda bulunmuş;
Tanık …,Ben davacı şirkette grafik tasarım sorumlusu olarak çalışmaktayım. Bizden ürün talep edenler kutunun baskısını en son benimle teyitleşerek karar verirler. Dava konusu ürünlerinde grafik tasarımını kutulara aktardım. Davalı tarafta bunun onayını bana geçti. Bende bunu direk matbaaya götürüyorum. İş basıma dökülüyor. Ayrıca daha önce ki tüm siparişler mail üzerinde yapılıyordu. Davalı tarafla hiçbir zaman ıslak imzalı çalışmadık. Bu siparişten sonra maillerde imzalı usule geçilmiş ise de benim sorumluluk alanımda değildir şeklinde beyanda bulunmuş;
Tanık … ,Davalı şirkette bilgi işlem bölümünde çalışıyorum. Satın alma bize bir ürün ile ilgili neler yapacağımız anlatılır daha sonra piyasada ki şirketlerden fiyat teklifi alınır. Fiyat teklifinden sonra kendi iç birimimizde tasarımdır ebattır, renktir bunların ayarlaması yapılır. En son bunlarda üretilecek firma ile teyitleşilir. En sonunda şu kadar adet üretilsin diye üretecek firmaya teyit mesajı mail e gider. En son teyit mailini satın alma biriminde ki arkadaşlar yapar. Dava konusu üretimin satın alma konusunda hatırladığım konusunda … vardı. Teyit mailini ya … ya da …. yapar sonra üretici firmalar işleme geçerler ancak bu imzalı teyit olması gerekir ama dava konusu uyuşmazlıkta imza olmadığı için biz bu üretimi kabul etmiyoruz. 100.000 adet ve sonraki siparişlerde biz bu şekilde çalıştık bundan önce ki siparişlerde imzalı ya da imzasız olup olmadığını teyitin en son nasıl yapıldığını bilmiyorum. Davacı vekilinin sorusu üzerine soruldu; “27/10/2020 tarihinde tanık tarafından diğer tanık …. e atılan …. Merhaba 0,95 TL’den 100.000 adeti onaylıyorum iyi çalışmalar dilerim mailinden ne anlamamız gerekiyor ?”Bu bir ön talep gibi değerlendirilebir çünkü benim bu mailimden sonra grafik tasarım, ebat, renk hususlarında iki taraf yazışmalarda bulundu zaten yazışmalar dosya da mevcuttur. Bu sadece fiyatın onayıdır. Karşı taraf bana çalışmayı getirir daha sonra onaylanırsa davacının üretime geçmesi gerekir. Yani benim bu mailim davacı tarafa 100.000 adet üretelim anlamına gelmektedir şeklinde beyanda bulunmuş;
Tanık …., Davalı şirkette muhasebe müdürü olarak çalışmaktayım. Tarafları arasında mail yazışmaları olmuştur. Bizim üretimimiz 2 ye ayrılmaktadır. Biri parti sistemi diğer yıllık bazlı üretimdir. Dava konusu 100.000 yıllık bazlı üretime yönelik fiyat sorgusudur. Bu onaylanmış değildir. Zaten 100.000 adetlik üretimin olmayacağını 2 tarafında bilmesi gerekir. Davacının bunu sorgulaması gerekirdi. Zaten bu yıllık bazda bir üretimdir. Siparişin onaylanıp onaylanmadığı benim alanım değildir ancak normalde üretilen mallar firmamıza sevk irsaliyesi ile teslim edilir. Aynı zamanda satın alma olarak girişi yapılır. Bizde parasını öderiz. Dava konusu ürünler satın alma tarafından sisteme düşmediği, sevk irsaliyesi olmadığından dolayı satın alınmadı. Davacı tarafın üretimini hangi onaya yönelik yaptığı, usulüne uygun olup olmadığı benim bilgim dışındadır.Ayrıca üretim yapacak tarafların şirket yetkilisi ….’in kaşeli imzalı onayının olması gerekir. Tanığa soruldu; Dava konusu uyuşmazlık öncesinde taraf şirketlerin parti parti çalıştıkları her ikisininde kabulünde olmakla bu üretimlerin onaylarınında davalı genel müdürü … tarafındanmı yapılıp yapılmadığı soruldu ve tanık cevaben bilmiyorum şeklinde beyanda bulunmuş;
Tanık …., 2016 yılından itibaren davalı şirkette satış müdürü ve fabrika müdürü olarak görev yaptım, benim hatırladığım kadarıyla davacı şirket davalı şirketin tedarikçi firmasıydı. Davacı şirket sipariş üzerine ufak kutular imal ediyordu. Taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme yoktur, taraflar arasındaki alış veriş şirketin ortak mail adresi üzerinden verilen siparişlerin teslim edilmesi şeklinde devam etmekteydi. Ben fabrika müdürü olarak görev yapmaktaydım. Davalı şirket sahibi …. ve oğlu …. tarafından şirket idare edilmektedir. Dava konusu sipariş bildiğim kadarıyla şirket sahibinin şirkette temsil ve borçlandırma yetkisi olmayan grafiker olarak çalışan …. tarafından siparişin verildiği iddia edilmektedir, ancak bu kişinin şirkette böyle bir yetkisi yoktur, hatta ben fabrika müdürü olmama rağmen benim de sipariş verme yetkim yoktur, sipariş verme yetkisi sadece şirket sahibi …. ve oğlu …’a aittir, ayrıca davacı şirkete hiçbir dönemde bu kadar yüklü sayıda sipariş verilmemiştir, bu dava konusu sipariş olağan siparişlerin yaklaşık 10 katıdır. Eğer davacı tarafından imal edilen ürünler teslim alınmış olsaydı bu ambalajlar şirketin yaklaşık 10 yıllık ambalaj ihtiyacını karşılar niteliktedir. Sipariş şirket tarafından verilmiş bir sipariş veya imzalanmış sözleşme bulunmadığından davacı tarafından imal edilen ürünler teslim alınmamıştır. Bu nedenle davalı şirketin davacı şirketine borcu bulunmamaktadır. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir şeklinde beyanda bulunmuş;
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İş bu dava eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebinden ibarettir.
Davacı taraf basım -yayın ile ilgili davalının bilgilerinin yer aldığı bir kısım kutu ları davalının istediği doğrultusunda ürettiği, ancak davalı tarafından teslim alınmadığını ve de bedellerini ödemediğini iddia etmiş, halen uhdelerinde bulunan ürünler üzerinde inceleme yapılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı taraf aralarında sözleşme olmadığı ,davacıya ürün siparişi vermediklerini ,yetkili temsilcinin yazılı onayı olmaksızın sözleşme kurulamayacağını davanın reddini istemiştir.
Dinlenen tanık beyanları ,dosya kapsamında taraflar arasında çalışanları tarafından atılan mailler yer almakla, davacı taraf bu mailler kapsamında sözleşmenin kurulduğunu ve üretim yaptıklarını, davalının ise bu maillerin sözleşme kurulumu için yeterli olmadığını bu sebeple üretimi kabul etmediklerini savunmuştur.
Dava, taraflar arasında geçerli mal satım akdinin kurulup kurulmadığının her iki tarafında edimlerini yerine getirip getirmediği davacının alacaklı olup olmadığı taraflar arasındaki diğer ticari ilişkiler uyarınca anlaşmanın sağlanmasına yönelik teamül olup olmadığının tespiti hususundadır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 113.084,77 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
01/08/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından ibraz edilen 2019-2020 ve 2021 yılı defterlerinin tutulduğu, ticari defterlerinin HMK 222. Mad gereğince 2021 yılında davacı lehine delil niteliğine haiz olduğu, 2020 yılında ise Kapanış tasdikinin ibraz edilmediği için delil niteliği, mahkemenin takdirlerinde olduğu, davalı tarafından ibraz edilen 2019-2020-2021 yılı ticari defterlerinin ticari defterlerinin HMK 222 mad. Gereğince davalı lehine delil niteliğine haiz olduğu, mahkemenin takdirlerinde olduğu, yukarıdaki ayrıntılı tespitler ışığında, yanlar arasında, davacı tarafından üretilen muhtelif kutu ürünlerin davalıya satışı şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davacı ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacı …. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin, davalı …. Ltd. Şti’dan 112.100,00 TL alacaklı gözüktüğü, icra takibinde asıl alacak olarak 112.100,00 TL ‘nin tahsilinin talep edildiği, davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davalıdan 112.100,00 TL Alacaklı gözüktüğü, davalı ticari defterlerinde ise davalı davacıya borçlu gözükmediği, yanlar arasında 112.100,00 TL – 0 TL = 112.100,00 TL ihtilaf bulunduğu, rapor içeriğinde gerekçeleri ile izah edildiği üzere (bknz.syf. 13-14) 112.100,00 TL ihtilafın gerekçeleri ile açıklandığı üzere 83.402,40 TL davacı alacağı olarak ve 28.697,60 TL’nin davalı alacağı olarak değerlendirildiği, teknik bilirkişi yerinde inceleme ve tespitlerinde ve dosya mündericatı e-posta yazışmalarından incelendiği üzere, taraflar arasında 27/10/2020 tarihinde 16:40’da yapılan yazışmada; …. (… adresli e-posta) tarafından …. (… … )’e 0,95 TL’den 100.00 adetin onaylandığı belirtilmiş olup yapılan incelemelerde; dosyaya sunulu e-posta yazışmalarında, …. şirketi e-postalarından sipariş olarak verilen önceki tarihli sipariş onaylarının davacı tarafından faturalandırıldığı ve söz konusu faturaların uyuşmazlık öncesi 2019-2020 yıllarında davalı kayıtlarına işlendiği, ayrıca tarafların kayıtlarının 2019-2020 yıllarında mutabık olduğu görülmüştür. Diğer taraftan siparişlerin davalı beyanında yer aldığı üzere imzalı ve kaşeli olarak verildiğine dair herhangi bir ispat vesikası belge tarafımıza ibraz edilmediği, dava konusu incelenen 100.000,00 adet siparişe ait birim fiyatı 0,95 TL olup yapılan hesaplama ile ((100.000,00*0,95)+17.100 %18 KDV =) sipariş bedeli 112.100,00 TL olarak tespit edilerek taraflar arasındaki ihtilaf tutarına isabet etmektedir. Teknik bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde 28/10/2020 itibarı ile 105.000 adet fabrika içi sipariş imalatı iş emri açıldığı, davacı … Tic. Ltd. Şti fabrika iş akış şemasında Makine baskı raporları incelenmiş konu ürünlerin …. plaka (104.300 adet) 4 renk baskı, selofan kaplama kesim imalatlarının yapıldığı, 35.840 adetinin yan dip yapıştırma işleminin yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı alacağının kabulü halinde, icra takip tarihinden önce her ne kadar işlemiş faiz talep e d ilmiş ise de takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşürmediği, bu nedenle davacının takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceğinin mahkemenini takdirlerinde olduğu, icra takip tarihinden sonra talep edilen %13,75 faiz oranının, 3095 Say. Kanunla tacirler arasında uygulanan faiz oranı olduğu ve dolayısıyla uygun olduğu, inceleme ve tespitlere ulaşılmış olup; hukuki tavsif ve nihai kanaatin tamamen mahkemeye ait olduğu kanaati bildirilmiştir.
Tarafların çalışanları arasında yapılan yazışmalar ;dinlenen tanık beyanları doğrultusunda; e-posta yazışmalarından incelendiği üzere, taraflar arasında 27/10/2020 tarihinde 16:40’da yapılan yazışmada; …. (…. adresli e-posta) tarafından ….(….)’e 0,95 TL’den 100.00 adetin onaylandığı belirtilmiş olup yapılan incelemelerde; dosyaya sunulu e-posta yazışmalarında, …. şirketi e-postalarından sipariş olarak verilen önceki tarihli sipariş onaylarının davacı tarafından faturalandırıldığı ve söz konusu faturaların uyuşmazlık öncesi 2019-2020 yıllarında davalı kayıtlarına işlendiği, ayrıca tarafların kayıtlarının 2019-2020 yıllarında mutabık olduğu görülmüştür. Diğer taraftan siparişlerin davalı beyanında yer aldığı üzere imzalı ve kaşeli olarak verildiğine dair herhangi bir ispat vesikası belge tarafımıza ibraz edilmediği; taraflar arasında sözleşmenin kurulduğuna kanaat edilmiş ise de;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. Maddeleri uyarınca, genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği eseri meydana getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorunda olup, TBK nun 90.maddesi uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç doğumu anında muaccel olur. TBK 117. Maddesinde muaccel bir borcun borçlusunun ,alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağı ; 106 maddesinde yapma veya verme borcu kendisine önerilen alacaklı ,haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden kaçınırısa ,temerrüde düşmüş olduğu ve 107.maddesinde ise; Alacaklının temerrüte düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği düzenlenmiş olup, buna göre borçlunun tevdi mahalli tayinini talep edebilmesi için öncelikle alacaklının temerrüde düşmesi gerekmekle ,yapma borcu altındaki satıcı davacı dava konusu uyuşmazlıkta davacı üretim yaptığı kutuları davalıya teslim etmemiş tevdi mahalli de istemediği anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nca 18.02.2022 tarihinde yapılan toplantıda, ifa zamanı gelmemiş (vadesi gelmemiş, muaccel olmayan, müeccel) bir alacak için açılmış davada mahkemece ifa zamanının henüz gelmediği gerekçesiyle usulden red kararı verilmesi gerektiği oy birliği ile kabul edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davanın erken açıldığından bahisle red kararı verilmiş olup anılan İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davalılar yararına AAÜT’nin 7/2 maddesi hükmü uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış ise de,..(T.C. YARGITAY 11. Hukuk DairesiESAS NO : 2021/5566 KARAR NO : 2022/4083)
Bu hali ile yapma borcunu ifa etmeyen davacının iş bu davayı teslim borcunu yerine getirmeksizin anılı içtihat uyarınca da erken açtığı anlaşılmış, davanın usulden reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Mevsimsiz açılan dava nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 1.348,97 TL harçtan mahsubu ile 1.268,27 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 17.00 -TL vekalet harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır