Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/235 E. 2022/1117 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/235 Esas
KARAR NO : 2022/1117

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :10/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasındaki fatura alacaklarının kaydedildiği cari hesaptan kaynaklı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalı yanca ödeme emrinde yazılı olduğu şekilde bir borç bulunmadığından bahisle, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak kısmi itirazda bulunulmuş olduğunu, İcra takibinde talep edilen miktar olan 40.530,46 TL’lik alacaklarının itiraz edilmeyerek kesinleşen 16.682,38 TL’lik kısmı icra dosyasına ödendiğini, 23.848,08 TL’lik kısmına ise borçlu vekilince 27.01.2021 tarihinde itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili ile davalı …. San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında ticari alım-satım ilişkisi olduğunu, davacı şirket, davalıya farklı tarihlerde ürün satışları yapmış ve cari hesaba kaydedilen irsaliyeli faturalarla da bu durumun sabit olduğunu, Davalı tarafın borcun 23.848,08 TL. lik kısmına haksız ve hukuka aykırı olarak kısmi itiraz etmiş olması nedeniyle, itiraz üzerine 23.848,08 TL. lik kısım yönünden duran icra takibinin, devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğunun doğmuş olduğunu, Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle; Davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline ve takibin takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 S.K. gereği Avans Faizi ile devamına, Davalının İİK 67. maddesi gereği %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili hakkında 40.530,46 TL Takip çıkışlı ödeme emri gönderilerek icra takibi yapılmış olduğunu, İşbu icra takibi üzerine, müvekkilinin, davacı şirkete olan 16.682,38 TL cari hesaba dayalı borcunu icra dosyasına yatırarak ödemiş ve kendisinden haksız yere ve fazladan talep edilen 23.848,08 TL kısmına/miktarına ise yasal süresi içinde itiraz etmiş olduklarını, Tekstil ve hazır giyim alanında faaliyet gösteren ve iş yapan müvekkili , davacı şirkete kg bazında fason ücreti ödeyip ham kumaşlar vererek yıkama veya beyaz renk kumaş yaptırmış, bu şekilde müvekkili ile davacı şirket arsında fason çalışması ve ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda müvekkilince davacı şirkete fason işi yapılmak üzere gönderilen kumaşların bir kısmının müvekkiline eksik gönderilmiş olduğunu, davalı şirket eksik teslim aldığı kumaşlar için davacı şirket ile karşılıklı konuşup teyitleştikten sonra kumaşların maliyet fiyatı üzerinden davacı şirkete fatura keserek satış yapmış olduklarını, davacı şirketçe bu kapsamda teslim alınan 29.12.2020 tarihli, 365 numaralı 1.516,32 TL tutarlı ve 30.12.2020 tarihli … numaralı 2.222,64 TL tutarlı iki adet faturaya karşı da herhangi bir itirazda bulunulmamış, çünkü davacı şirket ile konuşularak ve mutabık kalınarak faturaların kesilmiş olduğunu, Yine müvekkilinin ihtiyacı olan 1050 kg.+%10 fireli bir şekilde ZMM örgüde ördürdükten sonra yıkama için davacı şirkete gönderilmiş ve davacı şirket tarafından ise 824 kg kumaşın müvekkiline sevk edilmiş olduğunu, bu durum üzerine davacı şirket kumaşın kalan kısmının işletmelerinde bozulduğunu ve bu durumun kendilerine fatura edilmesini istemiş olduklarını, Davacı şirketçe müvekkiline yıkanarak gönderdiklerini ve içinde bozuk kumaş olmadığı söyleyen 824 kg kumaş içinde ü kesim ve dikimi yapıldıktan sonra 550 adet kumaşın lekeli ve bozuk (ayıplı ürün) olduğu için ürün ayrılmış ve müşteriye satışı yapılamamış olduğunu, bu konuda davacı şirkete kesilen 18.387,00 TL tutarlı 20.01.2021 tarihli 37 sayılı fatura da mevcut olduğunu, davacı şirket bu noktada kesip üretilen ve 550 adet hatalı ürünün maliyetini yani 8.250,00 TL. bedeli kabul etmediği için davacı şirket ile müvekkili arasında davacıdan kaynaklı anlaşmazlık ve problem ortaya çıkmış olduğunu, Ayrıca davacı iş yerinde bozulan müvekkiline ait 194 kg kumaşın bedelini de davacı şirket daha sonra kabul etmemiş ve kumaşı da müvekkiline teslim etmemiş olduklarını, üstelik daha önce kabul ettikleri faturaları da müvekkiline geri iade faturası kesmiş olduklarını, müvekkili iyi niyetli olarak davacı tarafa olan borcunu icra dosyasına ödemiş, müvekkili kendisinden haksız yere ve fazladan talep edilen miktara ise itiraz etmiş, yani davacı tarafından davalı şirket aleyhine yapılan icra takibine kısmen itiraz edilmiş ve kısmen de gerçek borç miktarı kabul edilerek icra dairesine ödenmiş, müvekkilinin kötü niyetli hareket etmiş olsaydı kendisinden talep edilen miktarın/alacağın tümüne itiraz eder olabileceği, bu durum da davalı şirketin haklı ve iyi niyetli olduğunu göstermekte olduğunu, yukarıda arz edilen ve yargılama sırasında ortaya çıkacak durumlar karşısında, Açılan davanın reddi ile icra takibinin iptaline, Davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar/kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, Tüm yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki davalı tarafından davacıya teslim edilen kumaşların davacı tarafından yıkanıp ve beyaz kumaş haline getirilip davalıya teslimine ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davacının faturalara konusu işi yapmasına rağmen davalının fatura bedellerini ve cari hesap alacağını ödemediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 40.530,46 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların SGK kayıtları ve BA ve BS formları celbedilerek incelenmiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Ben davalı şirkette toplam 2 yıl çalıştım. 2018 yılında 1 yıl ve 2020 yılındada 1 yıl çalıştım. Kumaş satın almaya bakıyordum. Biz kotondan sipariş aldık. Bu sipariş nedeniyle dava konusu kumaşları davacıya yıkatmak için verdik. Tam miktarlarını hatırlamıyorum. Davacıya verdiğimiz kumaşlar geri eksik olarak bize döndü. Bizim depocu kumaşın eksik olduğunu söyleyince ben davalı şirket sahibi özkanı aradım. Kumaşların eksik geldiğini ve davacı şirketin deposuna bakmaya gittiğimi söyledim. Bu sırada davacı şirkette çalışan ve yıkamayı yapan …de arayıp kumaşların eksik teslim edildiğini söyledim. …. bana buraya gel dedi. Ben gittiğimde de bana kendilerinde kalan kumaşların lekeli olduğunu, lekeyi çıkaramadıklarını söyledi ve kumaşları gösterdi. Ben davacının deposunda lekeli kumaşları bizzat bir arabanın içinde gördüm. Fotoğrafını çektim. Kırmızı lekeler vardı. … bu lekeleri çıkaramadıklarını söyledi. Kaldı ki bize teslim edilen kumaşlarda da lekeler vardı. Ancak biz bunu karşı tarafa yansıtmadık. Kendimiz hallettik ve kotona ürünleri yapıp teslim ettik. Ben mallar teslim edildiği gün karşı tarafın deposuna gittim. Ancak 2 gün sonrada gitmiş olabilirim tam hatırlamıyorum. Mallar tam teslim edilmeyince davacı şirket yetkilisi …. bey ile davalı şirket yetkilisi …an fark faturası düzenlenmesi hususunda konuştular. Bunun üzerine bizim şirket fark faturası düzenledi. …. beyle ilk ben konuşmuştum. Ancak … bey kabul etmeyince …. konuştu. Kumaşların yıkanması sırasında %5 civarı fire vermesi normaldir. Ancak davacı taraf bize normal fireden daha fazla kumaş iade etmedi. Ayrıca davacı taraf tarafından teslim edilen mallarda da dikim sonrası lekeli mal çıktı. Bu malların depoda olduğunu biliyorum. Bu fark faturasının içerisinde bu mallarda vardır. Adedini hatırlamıyorum.” demiştir.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalı vekilinin savunmaları, tarafların BA ve BS formları, icra dosyası, ayıplı olduğu iddia edilen ürünler, tanık beyanları, taraflar tarafından sunulan belgeler, ayıplı olduğu iddia edilen ürünler, faturalar ve sevk irsaliyeleri, tarafların defter ve belgeleri ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle; taraflar arasındaki – ilişkinin niteliği, tarafların edimleri, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacak miktarı, davalı vekilinin iddia ettiği gibi davalı tarafça davacıya teslim edilip davacı tarafça geri eksik mal teslim edilip edilmediği, edilmiş ise miktarı ve fiyatı, davacı tarafça teslim edilen ürünlerde ayıp olup olmadığı, var ise miktarı ve bedeli, ayıbın niteliği, gizli mi açık mı ayıp olduğu, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, ayıp ihbarına bulunulup bulunulmadığı, ne şekilde bulunulduğu, davalı tarafça iade faturası düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda taraflar arasında anlaşma olup olmadığı, tarafların tüm iddia, savunma ve talepleri hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 18/10/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın 2020 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğu, 2021 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davalı yanın 2020 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2021 yılı Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğu, Tarafların ticari defterlerine göre, icra takip tarihi olan 19.01.2021 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 40.530,36 TL alacaklı oldukları, İcra takip tarihinden 1 gün sonra tarafların birbirlerine aynı tutarda toplam tutarları 23.848,08 TL olan 4 Adet İade Faturaları düzenlemeye başlamış oldukları ve davalı tarafından davacı yan için İcra Müdürlüğü’ne 08.02.2021 tarihinde 16.682,38 TL asıl borç için 20.148,27 TL ödeme yapmış oldukları, Davacı yanın işbu ödeme sonrası davalı yandan (40.530,36 TL-16.682,38 TL) 23.847,98 TL Alacağının kalmış olduğu, ancak taraflar arasındaki ihtilafın 23.848,08 TL olduğu aradaki 0,10 TL farkın kuruş farkı olduğu, Davacının 52 kg ve 49 kg kumaşı eksik teslim ettiğine dair davalının davacıya teslimatını ve davacının fason yıkama / kasar işlemi sonrası davalıya teslimatını gösteren irsaliyeler sunulmadığından davalının davacının 52 kg ve 49 kg kumaşı eksik teslim ettiği iddiasının ispata muhtaç olduğu, eksik teslim edildiği ispata muhtaç olan 52 kg ve 49 kg kumaş nedeniyle davalının 1.516,32 TL tutarındaki 29.12.2020 tarihli … no.lu fatura ve 2.222,64 TL tutarındaki 30.12.2020 tarihli … no.lu fatura bedellerini davacıdan talep edemeyeceği, Davalını fason örme yaptırmış olduğu … Tekstil San.ve Tic.Ltd.Şti. tarafından davalı adına davacıya teslim edilen 307 kg 30/1 çizgili petek süprem kumaşın davalıya teslim edilmediği, davacının teslim etmediği 307 kg kumaş için davalının 14.920,20 TL reklamasyon yansıtabileceği, ancak davalı tarafından davacıya 20.01.2021 tarihli … no.lu reklamasyon faturasıyla 9.477,00 TL reklamasyon yansıtıldığından talebe bağlılık ilkesi gereği 9.477,00 TL tutarı davacıdan talep edebileceği, 95 adet tişört davacının kusurlu yıkama hizmeti nedeniyle ayıplı hale geldiği, ayıplı olan ürün miktarının imal edilen ürüne oranı tekstilde kabul edilen fire oranının altında kaldığından davalının 18.387,00 TL tutarındaki 20.01.2021 tarihli …. no.lu reklamasyon faturasının 8.910,00 TL kısmını davacıdan talep edemeyeceği, Bu durumda davalının eksik ifa nedeniyle talep edebileceği alacak tutarının 9477-TL olabileceği dikkate alındığında; davacının ödenmeyen 23.848,08 TL’lik alacağının 14.371-TL’lik kısmına haksız olarak itiraz edildiği, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 19.01.2021 tarihinden itibaren asıl alacağına, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, yıllık 9613,75 ve değişen oranlarda reeskont avans faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı vekili taraflar arasındaki davalı tarafından kendilerine teslim edilen kumaşların davacı tarafından yıkanıp ve beyaz kumaş haline getirilip davalıya teslimine ilişkin sözleşme kapsamında faturalara konu işi yapmasına rağmen davalının fatura bedellerini ve cari hesap alacağını ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili taraflar arasındaki kendileri tarafından davacıya teslim edilen kumaşların davacı tarafından yıkanıp ve beyaz kumaş haline getirilip kendilerine teslimine ilişkin sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme kapsamında kendileri tarafından hammadde olarak davacıya teslim edilen kumaşların yıkandıktan ve beyaz kumaş haline getirildikten sonra teslim ettikleri kumaştan daha az kumaş teslim edildiğini, teslim edilen bir kısım kumaşların da kendileri tarafından kesim ve dikimi yapıldıktan sonra ayıplı olduğu için müşterilerine tespit edilmediğini, davacıya olan borçlarının ödendiğini ve kendilerine eksik teslim edilen kumaşlar ve ayıplı kumaşlar dikkate alındığında dava davacı tarafa borçlarının kalmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında davalı tarafından davacıya teslim edilen kumaşların davacı tarafından yıkanıp ve beyaz kumaş haline getirilip davalıya teslimine ilişkin eser sözleşmesi akdedildiğine ve bu sözleşme kapsamında davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davalı tarafından davacıya yıkanması ve beyaz kumaş haline getirilmesi için teslim edilen kumaşların davacı tarafından işlem yapıldıktan sonra eksik teslim edilip edilmediği, davacının yaptığı işlerde ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususlarındadır.
6098 Sayılı TBK’nun 470. maddesinde; Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleme olduğu şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca da somut davamıza konu taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu hususunda kuşku yoktur. Bu nedenle somut olayımıza 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Aynı Kanunun 471 ve devamı maddelerinde yüklenicinin borçları hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler uyarınca yüklenicinin borçlarından kurtulması için üzerine düşen edimi zamanında, ayıpsız ve eksiksiz olarak yerine getirmesi ve bu hususu ispat etmesi gerekmekte olup, somut davamızda ispat yükü davacı üzerindedir.
6098 Sayılı 474. Maddesi uyarınca, işsahibi eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Eserin ayıplı olduğu hususunu ve yasal ihbar sürelerine uyulduğu hususunu ispat yükü bunu iddia eden üzerinde olup, somut davamızda ise davalı üzerindedir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar ve sevk irsaliyeleri üzerinde ve ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve taraflar lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 40.530,36-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davacıya 40.530,46-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. İcra takibinden sonra tarafların birbirlerine dört adet iade faturası düzenlendikleri, davalının icra takip tarihinden sonra davacıya 16.682,38-TL ödeme yaptığı, bu ödeme sonrasında davalının davacıya 23.848,08-TL borçlu kaldığı tespit edilmiştir. Tarafların icra takibinden sonraki defter ve kayıtları arasındaki bu farkın davalı tarafından davacıya düzenlenen dört adet iade ve reklamasyon faturalarından ve bu faturaların davacı tarafından kabul edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Davacı tarafından söz konusu iade faturaları BA formlarında da beyan edilmemiştir. Davalı tarafından söz konusu iade ve reklamasyon faturaları davacının eksik ürün teslimi ve ayıplı ürün teslimi iddiası ile düzenlenmiştir.
Mahkememizce tekstil mühendisi bilirkişiye yaptırılan incelemede; davalı tarafından davacıya hammadde olarak teslim edilen ve işlem yapıldıktan sonra davalıya teslim edilen ürünlerden davalı tarafından ispat edilen ve olağan fire oranı düştükten sonra tespit edilen 307 kg kumaşın davacı tarafından davalıya teslim edilmdiği, bu miktar kumaşın bedelinin 14.920,20-TL olduğunun tespit edildiği, ancak bunlar için davalının 9.477,00-TL reklamasyon faturası düzenlediğini ve taleple bağlılık ilkesi gereğince davalının ancak bu bedeli talep edebileceği tespit edilmiş ve Mahkememizce davacının alacağından eksik iş bedeli olan bu bedelin mahsubuna karar verilmiştir. Davalı tarafından davacının 550 adet ürünü ayıplı teslim ettiği savunmasında bulunmuş, ancak bilirkişi incelemesine 95 adet kesilmiş ve dikilmiş halde ayıplı olduğu savunmasında bulunulan ürün sunmuştur. Davacının yaptığı toplam iş dikkate alındığından söz konusu 95 adet ürünün tekstilde olağan fire oranı kapsamında kaldığı tespit edilmiştir. Bunun yanında davalı tarafından kendisine teslim edilen ürünler işlerin olağan akışına göre gözden geçirilerek ayıp varsa karşı tarafa bildirilmeden kesim ve dikim işine tabi tutulmuş ve kesim ve dikim işlemi yapıldıktan sonra ayıp ihbarında bulunulmuş ve bu sebeple bu ürünler yönünden ayıp ihbarı süresinde yapılmamıştır. Bu sebeple davalının ayıp ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı savunmalarına itibar edilmemiş ve davacı alacağından mahsup yapılmamıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce hükme esas alınmış ve taraf vekillerinin yerinde olmayan itirazlarına itibar edilmemiştir. Tarafların birbirleri ile uyumlu defter ve kayıtlarına ve BA ve BS formlarına göre davacının alacaklı olduğu miktar olan 23.848,08-TL alacak miktarından, teslim etmediği ve davalı tarafça davacıya yansıtılan 9.477,00-TL bedel mahsup edildiğinde davacının davalıdan 14.371,08-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş ve Mahkememizce bu bedel üzerinden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne, icra takibinin bu bedel üzerinden devamına, hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 14.371,08-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 981,69TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 204,62 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 777,07 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 204,62 TL peşin harç olmak üzere toplam 263,92 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 936,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 24,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin 462 TL sinin davacıdan tahsili ile, 858 TL sinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır