Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/223 E. 2022/601 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/223 Esas
KARAR NO : 2022/601

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :07/07/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı/borçlu şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı ve faturaya dayanan cari hesap alacağı mevcut olduğunu, takip konusu faturalarda yazılı malların satışı yapılmış ve malların davalıya teslim edilmiş ancak davalı/borçlu tarafça hiçbir gerekçe gösterilmeden ve haklı bir neden olmadan ödemelerinin yapılmamış olduğunu, bunun üzerine de borçlu/davalıya karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı/borçlunun, davacının alacağını sürüncemede bırakmak maksadıyla icra takibine haksız olarak itiraz etmiş ve takibin durmasına sebebiyet vermiş olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle; Haksız itirazın iptali ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin devamına, Davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı adına dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış ve davalı duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 57.122,25 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların BA ve BS formları celbedilerek incelenmiştir.
Davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu, fer’i nitelikteki talepleri, faiz türü ve oranı konusundaki talepleri ile birlikte bilirkişi cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soy isim, imza bilgileri kısmını açıkça liste halinde yazmasının ihtaratına, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, Tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması hususunda irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebi de tespit edilmesi için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ve rapor alınmasına karar verilmiş, 15/03/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan 2019 ve 2020 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı Ticari defterleri HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliğinin sayın mahkemenizin takdirlerinde olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 25.09.2020 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 53.872,81 TL alacaklı oldukları, Davalı yanın TI. sınıf tüccar olduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, bu nedenle, davalı yanın BA BS Bildirgeleri verme yükümlülüğünde olmadığından ve ticari defterlerini incelemeye sunmamış olduğundan, davacı tarafından davalı yana düzenlenmiş faturaların hangilerini kabul ettiği, hangilerini ticari defterlerine kayıt etmiş olduğu tespit edilememiş olduğu, Davacı tarafından davalı yana 2019 yılında 7 Adet fatura karşılığı 18.596,80 TL’lik 2020 yılında 41 Adet fatura karşılığı 133.163,01 TL’lik olmak üzere toplam olarak 48 Adet Matbu Fatura ve E-Arşiv fatura karşılığı 151.759, fatura düzenlenmiş olduğu görülmekte, ancak işbu faturaların ve davalı yana teslimine ait belgeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, inceleme sırasında talebim üzerine, gönderilerin …. kargo ile yapılmış olduğuna dair birkaç gönderiye ait ekran görüntüsünün davacı tarafından gönderilmiş olduğu ancak, bu gönderilerin ekran görüntüsü olduğu, ve tüm faturalar ait olmadığı, Sayın Mahkeme tarafından ihtiyaç duyulması halinde, davacı tarafın 2019 ve 2020 yılında düzenlemiş olduğu faturaların ve dayanağı irsaliyelerin ve içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğine dair imzalı belgeler veya kargo teslim belgelerini temin edip, belgeleri fatura ve irsaliyeler ile eşleştirip dosyaya sunması gerekmekte olduğu, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, 3095 sayılı yasaya istinaden davacı yan icra takip tarihi olan 25.09.2020 tarihinden itibaren, Davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi, %13,75 ve değişen oranlarda ticari (avans) faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı vekili tarafından dava konusu ve cari hesapta yer alan faturadaki ürünlerin davalıya teslim edildiği, ancak davalı tarafından bedelinin ödenmediği iddia edilmiştir. Davalı tarafından ise takibe itiraz edilmek suretiyle ve davaya cevap verilmemek suretiyle iddialar inkar edilmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı şirketin defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve kendi lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça defter ve kayıtlar bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 53.872,81-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında tek başına fatura düzenlenmesi fatura konusu ürünlerin davalı tarafa teslim edildiği ve alacağın varlığını ispatlamak için yeterli değildir. Faturaya dayalı alacak talep eden tarafın faturaya konu ürünleri karşı tarafa teslim edildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Somut davamızda davacı tarafça fatura konusu ürünlerin davalıya teslimine ilişkin sevk irsaliyesi sunulmamıştır. Ancak davacı tarafından düzenlenen fatura tarihlerinden sonra davalı tarafça itiraz edilmeksizin bir kısım fatura bedelleri için ödeme yapılmıştır. Davalı taraf faturalara itiraz etmeksizin ödeme yapmış olmakla faturaya konu ürünlerin teslim edildiğini kabul etmiş sayılmaktadır. Ayrıca fatura konusu ürünlerin teslimine ilişkin davacı tarafça davalıya yemin teklif edilmiş, davalıya yemin metnini içerir meşruhatlı davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça yemin davetine icabet edilmemek suretiyle yeminin konusunu oluşturan mal teslimi vakıası ikrar edilmiş sayılmıştır. Davacı tarafça dava konusu faturalara konu malların davacıya teslim edildiği ve davalıdan bilirkişi raporunda belirtilen miktarda alacaklı olduğu ispat edildiğinden açılan davanın kısmen kabulüne, davacı icra takibinden önce temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, davacının alacağı davacının ticari defter ve kayıtları ve faturalar ile sabit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 53.872,81-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (10.774,56-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 3.680,05 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 653,75 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.026,30 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 7.803,47 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 653,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 713,05 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.076,312 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
8-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır