Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/222 E. 2021/832 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/222 Esas
KARAR NO : 2021/832

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ”… San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin fuarcılık sektöründe fuarlarda stand tasarım ve uygulama hizmetinde tanınmış bir şirket olduğunu, borçlu şirket ile … Otomotiv A.Ş ile müvekkili arasında 03/08/2017 tarihinde, 14-24 Eylül tarihleri arasında Almanya-Frankfurt’da düzenlenmiş olan otomobil fuarında fuar standının kiralık olarak kurulması işi için taraflar arasında sözleşme imzalandığını, müvekkilinin fuar standının kiralık olarak yapılması, kurulması işini fen ve sanat kuralları ile tekniğe ve beklenen amaca uygun olarak tamamlayıp teslim ettiğini, müvekkili şirketin söz konusu fuar standının kurulması işini gereği gibi eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalının fuar standının kurulması işine ilişkin olarak ifa etmesi gereken tek yükümlülüğü olan ödeme yükümlülüğünü eksiksiz bir şekilde yerine getirmekten kaçındığını, müvekkili ile davalı şirket arasındaki fuar standının kurulması işine istinaden oluşturulmuş faturanın 22/09/2017 tarihinde davalı şirkete tebellüğ olduğunu, davalı şirketin 22.400 Euro bakiye borcunu ödemediğini, bu sebeplerle açılan Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ihtilafın özünün davacı ile yapılan sözleşme gereğince davacının ayıplı ve eksik iş yapması sebebiyle müvekkilinin kesmiş bulunduğu reklamasyonun davacı yanca kabul edilmemesi sebebiyle oluşan 94.012,00 TL’nin ödenmemesi olduğunu, davacının sözleşme gereğince yaptığı işin ayıplı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin ”eser sözleşmesi” olduğunu, ayıbın her türlü delil ile ispat edileceği gibi yasal hükümleri ve yerleşik içtihatlara göre ayıp iddiasının makul sürede ileri sürülmesinin yeterli olduğunu, müvekkili tarafından davacının e-posta yolu ile göndermiş olduğu, hatalarını örtbas etmeye, ayıplı işleri gizlemeye yönelik teslim tutanağı imzalanmadığını, davacı yanca yapılan usulüne uygun bir teslimin olmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce verilen … Esas …. Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne dair verilen karar İstinaf denetime tabi tutulmuş olup;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … H.D. … Esas … Karar sayılı ilamı ile ;
Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece öncelikle davacı vekiline takip talebi ve ödeme emrindeki borçlu şirket unvanı ile yanındaki vergi numarasının örtüşmemesinin, takipteki gerçek kast edilen borçlu şirketin hangi şirket olduğunun açıklattırılması, icra dosyasındaki takip talebi, ödeme emri, tebligatlar ve UYAP sistemi üzerindeki borçlu şirket unvanına ilişkin karışık ve çelişkili durumların yapılacak açıklamaya göre imkanı varsa düzeltilmesi için süre verilmesi, bunların sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması yerinde olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Gerekçesi ile ilam kaldırılmış ve yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Davacı taraf yeniden yapılan yargılama esnasında 09/06/2021 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin … OTOMOTİV TİCARET A.Ş.- (VKN:…) olduğunu, sehven vergi numarasının icra takibinde yanlış yazıldığını ancak ünvan ve adresinin doğru olduğu kaldı ki davalı şirketin icra dosyası kapsamında borçlu şirketin kendileri olduğunun kabulü ile takibe itiraz ettikleri bu hali ile icra dosyası ve iş bu dosya açısından davalı sıfatının düzeltilmesini talep ettikleri anlaşılmakla ,davalının … OTOMOTİV TİCARET A.Ş.- (VKN:…) olduğu iş bu sıfatla icra takibine itiraz ettikleri ve de iş bu davaya cevap verdikleri kaldı ki icra dosyası kapsamında da muvafakatlarının olduğunun anlaşıldığı zira davalı tarafın kendi defterlerini de incelemeye ibraz ettikleri iş bu sebeple davalı sıfatında dosya kül halinde değerlendirildiğinde maddi hata yapıldığı anlaşılmakla iş bu dava ve takip dosyasında davalının … OTOMOTİV TİCARET A.Ş.- (VKN:…) olduğu anlaşılmakla uyaptan düzeltilmesine karar verilerek;

29/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna
…..
04.6 ) TEKNİK DEĞERLENDİRME ve KANAAT ;

• Bir adet beyaz renkli, ikili çerçeveye boya bulaşmış olması, 10.00 TL
• Bir adet Tv priz v.b. ile bir adet elektrik prizinin yerlerinin açılmış olmasına karşın, mevcut olmaması 30.00 TL
• Gerek Orta Sehpada .gerekse Büfede kaplama altı malzemenin çizgi şeklinde görünüp açığa çıkması 600.00 TL
• Sıralı Let aydınlatmasındaki ~ 50 cm uzunluğundaki gevşemenin 20.00TL ayıplı ifa bedelinin toplam 660 TL olduğu
Görüş ve kanaatindeyim.
V. MALİ İNCELEME
….
Davacı ticari defterleri ile muhasebe hesap ve kayıtlarına göre; 20.09.2017 tarihinde emri davacının davalıdan, 95.304,02.-TL alacağının olduğu, tespit edilmiştir.
Teknik Bilirkişi tarafından ayıplı ifa bedelinin toplam 660,00 TL tespit edildiği, bu nedenle 95.304,02-660,00=94.644,02.-TL davacı alacağın belirlendiği, ancak davacının icra takibinde 94.012,80. -TL talebinin olduğu, bu nedenle davanın davacı talebiyle sınırlı olacağı gözetildiğinde;
Temerrüde faizine konu asıl alacağın 94.012,80.-TL üzerinden hesaplanacağı,
İhtarname tebliğ tarihi: 11.11.2017 Verilen süre : 3 gün
Temerrüt tarihi : 15.11.2017
Ödeme emri tarihi : 07.12.2017
Geciken gün : 22 gün
Faiz Oranı : %9,75 (Yıl)
Asıl Alacak : 94.012,80.-TL
Hesaplama 94.012,80 x 22 Gün x %9,75/365=552,49.-TL
VI. HUKUKİ DEĞERLENDİRME
1. Dava, davacının hazır hale getirerek montajını yapmayı taahhüt ettiği fuar standından kaynaklanan fatura bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, sözleşmeyle üstlenmiş olduğu işi tam ve gereği gibi yaparak teslim ettiğini buna rağmen sözleşmede kararlaştırılan bedelin ödenmediğini ve başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmektedir. Davalı ise fuar standının ayıplı olarak teslim edildiğini, eski malzeme kullanıldığını, malzemelerin sözleşmede belirtilen şartları taşımadığını ileri sürmüştür. Bu durumda taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problemler, davacının sözleşmede kararlaştırılan sdandı ayıplı olarak ifa edip edmediği ve ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. Taraflar arasındaki sözleşmeyle davacı taraf, fuar standını sözleşmeye uygun olarak hazırlmayı ve montajını yapmayı belirli bir ücret karşılığında, bağımsız olarak üstlendiğinden taraflar arasındaki sözleşme, istisna sözleşmesidir (TBK. m. 470). Ayıplı ifa durumunda alıcının haklarını düzenleyen TBK. m. 475 hükmüne göre: “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eserişsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Görüldüğü üzere, sözkonusu hüküm, ayıba karşı tekeffülde işsahibi lehine seçimlik bazı haklar öngörmüştür. İşsahibi, dilerse, eseri redde hazır olduğunu beyanla eser sözleşmesinin feshini, dilerse eseri alıkoyup kararlaştırılan bedelden indirim yapılmasını talep edebilir. İşsahibinin ayrıca genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
3. İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdürHMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Davalının iddiasının haklı görülebilmesi için, anılan kurallar uyarınca, davacı tarafından üstlenilen işin ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının da süresi içinde yapıldığının geçerli delillerle davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda, teknik inceleme bölümünde, yapılan tespitler dikkate alındığında malların ayıplı olduğu, ayıbın niteliğinin de “kontrolle (muayene sonucu) anlaşılabilen ayıp” niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu durumda ayıbın, ihbar süresi içerisinde bildirilmiş olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
4. Tacirler arasındaki alım-satım sözleşmesinin ayıplı ifasına ilişkin TTK. m. 23/1-c hükmüne göre: “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır
TTK. m. 23/1-c hükmü esasında, ayıplı ifa halinde, ihbar yükümlülüğü sürelerini düzenleyen bir hükümdür. Bu madde kapsamında ayıplar bakımından üçlü bir ayrım yapılmaktadır: Teslim sırasında belli olan yani açık ayıplar, denetim (muayene) sonucu ortaya çıkan ayıplar ve gizli ayıplar. TTK. m. 23/1-c gizli ayıplar bakımından TBK. m. 223 hükmüne yollama yapmaktadır.
Ancak davacı, davalının ihtiyaç duyduğu standı hazırlamayı ve montajını yapmayı belirli bir ücret karşılığında bağımsız olarak üretmeyi taahhüt ettiğinden, bu sözleşmenin niteliği istisna sözleşmesidir. İstisna sözleşmesinin ayıp ihbarına ilişkin TBK. m. 474/1 hükmüne göre: “Işsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır”
Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliği istisna sözleşmesi olduğundan, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilirken TBK. m. 474/1 hükmünün dikkate alınması gerekir. Nitekim Yargıtay da, bu konuda çelişkili kararlar vermekle birlikte, bir kararında bu hususu açıkça şu şekilde dile getirmiştir: “Dosya kapsamından; eserin iş sahibine 4-5- 08.10.1999 tarihlerinde teslim edildiği ve eserin hacimli olduğu görülmektedir. Davalı ise eseri teslim aldıktan sonra 20.10.1999 tarihinde bir kısım mamulleri tamir için davacıya göndermiştir. Borçlar Kanununun 359. maddesi hükmünce imal olunan şeyin teslimden sonra işlerin mutad cereyanına göre iş sahibi tarafından imkan bulunur bulunmaz muayene edilerek, varsa ayıplarının bildirilmesi gerekir. Yasanın 362. maddesi hükmünce eserin kabulünden sonra kasden saklananlar dışında yüklenici sorumluluktan kurtulur. Somut olayda işin hacmine iş sahibine yapılan teslim tarihlerine göre ayıpların işin olağan gidişine uygun sürede ve 20.10.1999 tarihinde bildirildiği açıktır. Burada ticari satıma ilişkin Türk Ticaret Kanununun 25. maddesindeki ayıp ihbarı ile ilgili süre değil, uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından eser sözleşmesiyle ilgili BK.nun 359. maddesindeki süre uygulanır. Bu nedenle 20.10.1999 tarihinde yapılan ayıp ihbarı süresindedir” (Y. 15. H.D.’nin E. 2003/126, K. 2003/2756 sayı ve 27.5.2003 tarihli kararı. Aynı yönde; Y. 15. HD.’nin E. 1997/2104, K. 1997/2491 sayı ve 12.5.1997 tarihli kararı).
5. Ayıp ihbarları TTK. m. 18 hükmünde öngörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığından herhangi bir şekle tabi değildir (ülgen, Ticari İşletme Hukuku, n. 753; Son İçtihatlar Dergisi, 1967, S. 228, s. 71). İş bu dava açısından, yukarıda tespit edildiği üzere, “kontrolle (muayene sonucu) anlaşılabilen ayıp” sözkonusu olduğundan, kontrolle anlaşılabilecen ayıba ilişkin sekiz günlük sürenin uygulanması gerekir. Gerçekten de, kontrolle anlaşılabilen bir ayıbın varlığı durumunda, istisna sözleşmesi olsa dahi, alıcının (davacının) TBK. m. 474 hükmünde öngörülen “…İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek …”yükümlülüğünün bulunduğu, bu yükümlülüğünde, kıyasen, TTK. m. 23 hükmünde öngörülen “sekiz gün içinde” yapılması gerektiği kuşkusuzdur (Aynı yönde; Y. 15.
HD.’nin E. 1998/403, K. 1998/1054 sayı ve 18.3.1998 tarihli kararı; Y. 15. HD.’nin E. 1998/403, K. 1998/1054 sayı ve 18.3.1998 tarihli kararı).
Alıcı, zamanında ayıp bildiriminde bulunmadığı takdirde, teslim edileni kabul etmiş sayılır (TTK. m. 23). Gerçekten de 11. HD’nin 30.4.1991 tarih ve 90-1072/2713 sayılı kararında bu durum şu şekilde ifade edilmiştir: “… Davacı 20.12.1987 tarihinde teslim aldığı zeytinleri (iki ve sekiz günlük) süreler içerisinde muayene edip ayıplı idiyse davalıya ayıp ihbarında bulunması gerekirken bu lazimiye riayet edilmediğinden dolayı artık ayıp nedeniyle ödediğini geri isteyemez. Emtiayı ayıplı hali ile kabul etmiş sayılmak icabeder… ” (Moroğlu/Kendigelen, Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat, İstanbul 2004, s. 59). Yine 19. HD’nin 15.5.1997 tarih ve 7124/4971 sayılı kararda da, “… Davalı malların tesliminden sonra yaptığı … inceleme sonucu malların ayıplı olduğunu kontrol fişleriyle saptadığına göre TK’nın 25. maddesi uyarınca iki gün içinde ayıp ihbarında bulunması gerekirdi. Bu sürede ayıp ihbarında bulunmayan davalı, malları bu haliyle kabul etmiş sayılmalıdır…” hükmüne yer verilmiştir (YKD, C. 23, S. 11, s. 1776).
6. Yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzere, ayıp ihbarları TTK. m. 18 hükmünde öngörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığından herhangi bir şekle tabi değildir (Ülgen, Ticari İşletme Hukuku, n. 753; Son İçtihatlar Dergisi, 1967, S. 228, s. 71). Gerçekten de Yargıtay’ın 01.12.1972 gün ve 4894/5113 sayılı kararında da bu durum “ayıp ihbarı olaya ilişkin bulunduğundan her türlü delille ispat edilebilir…”şeklinde açıkça ifade edilmiştir (Batider, C. VIII, S. 2, s. 176). Ancak, yine Yargıtay’ın 29.04.2002 gün ve 5619/3128 sayılı kararında haklı olarak ifade ettiği gibi, “…ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı tutulmamış ise de, uyuşmazlık halinde yasada öngörülen şekilde yapılmış olduğunun kanıtlanması gerekir. Diğer bir anlatımla bu yön ispat koşuludur…” (YKD, C. 30, S. 3, s. 429).
Dosya kapsamından, davacının hazırlamış olduğu teslim tutanağının davalı tarafından imzalanmadığı, iki gün içerisinde de mail yoluyla ayıp ihtarında bulunulduğu dikkate alındığında, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, bu bakımdan davacının yukarıda, teknik inceleme bölümünde hesaplanan tazminattan sorumlu olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Ayıp ihtarının herhangi bir şekil şartına tabi olmaması ve HMK. m. 199 hükmünde yer alan “uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli… elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir” yönündeki düzenleme de varmış olduğumuz sonucu teyid etmektedir.
7. Davacının diğer bir talebi de icra inkar tazminatına ilişkindir. İİK. m. 67/2 hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması da yasal koşullardan değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı olarak, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir (Y. 13. HD.’nin E. 2003/3743, K. 2003/8165 sayı ve 23.6.2003 tarihli kararı).
Dava konusu alacak, taraflar arasındaki sözleşmeye ve faturaya dayandığından, alacağın likid, icra inkar tazminatı talebinin de, yerinde olduğunun kabul edilmesi gerekir. Yüksek Mahkeme vermiş olduğu bir kararında alacağın faturaya dayanmasını yeterli bulmuştur: “İİK.nun 67/11. maddesine göre icra inkar tazminatının karar altına alınması için borçlunun itirazında haksız olması gerekir. İcra takibi 28.7.1999 tarihli faturaya dayanılarak yapılmıştır. Davalı faturaya itiraz etmediği gibi, ayıp ihbarında da bulunmamıştır. İcra takibi faturaya dayanılarak yapıldığından ödenmeyen miktarda bilinebilecek durumdadır. Bu durumda icra inkar tazminatı verme şartlarının oluştuğunu kabul zorunludurJ’ ifadelerine yer vererek bu hususu açıkça dile getirmiştir (Y. 15. HD.’nin E. 2002/1293, K. 2002/2703 sayı ve 21.5.2002 tarihli kararı). Dolayısıyla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de gerekmektedir.
a) Dava konusu mal ve hizmetin bir kısmının ayıplı olarak ifa edildiği, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı bu bakımdan davacının ayıplı ifa nedeniyle hesaplanan 94.012,80.-TL’lik bedelden sorumlu olması gerektiği,
b) Ayıplı ifadan kaynaklanan tazminat miktarı davacının alacağından mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan;
94.012,80. -TL asıl alacak ve 552,49 TL de faiz olmak üzere toplam 94.565,29.- TL alacağının hesaplanabileceği,
c) Davacı açısından icra inkar tazminatı talep etme şartlarının da oluştuğu, yönünde rapor tanzim edilmiştir.

DAVACI TANIĞI …., “Ben davacı şirkette proje ve tasarım sorumlusu olarak çalışmaktayım, 14-24 Eylül tarihlerinde Almanya’da gerçekleştirilecek davalı müşterimizin fuar için istediği şekilde stand hazırlamak adına oraya gittik, taraflar arasında ki sözleşme uyarınca her şey eksiksiz olarak yerine getirilmiştir, basın açılışı dolayısıyla fazladan çalışma yaparak fuar alanının davalıların istediği gibi tam olarak eksiksiz olarak ifa ettik, fuar yetkilileri standın ön kısmına davalının talep ettiği cam kapıyı güvenlik sebebiyle onaylamadıkları için bu durumu sözlü olarak davalı yetkilisi .. Beye ilettik, karşılıklı sözlü mutabakat ile girişe zincir yapıldı. Bunun dışında herhangi bir aksaklık yoktur. Bu da zaman davalının muvafakati ile yapılmıştır” Malzeme kalitesi yönünde herhangi bir sözleşme yapmadık ancak kullanılan tüm malzemeler kullanılmamış 0 malzemelerdir, malzeme kalitesi konusunda detay konuşulmadı ve bu konuda sözleşme yapılmadı daha önce yaptığımız örnekler üzerinden sözlü olarak anlaşıldı ” demiştir.
DAVACI TANIĞI …, “Ben davacı firmaya danışmanlık yapmaktayım, biz ayın 13 ünde fiili teslim yapacaktık fakat basın açılışı daha erken tarihte olduğu için 11 eylülde biz stand alanını yetiştirdik, stand alanında ki malzemelere yönelik kurulum öncesinde projenin karşı tarafa sunumu sonrası taraflar anlaşmışlardır ancak teknik detaylara yönelik taraflar arasında bir sözleşme yoktur, cam kapı yapılamamasının sebebide fuar alanının güvenliğiyle alakalıdır, bu husus davalı tarafa şifaen iletilmiştir yazılı bir sözleşme yoktur” Bu tür çalışmalarda 1 veya 2 kalite mal kullanılmaktadır, 3 ve 4 kalite olması zaten bu işlerde olağan dışıdır 1.kalite ürün sergileyerek sözleşmeyi ifa ettik dedi beyanı okundu imzası alındı. demiştir.
DAVALI TANIĞI …, ” Ben davalı firmada 2012 yılından itibaren çalışmaktayım, davacı tarafla stand kurulması için yazılı sözleşme yapıldığını biliyorum, standlarda eksik gördüğümüz için teslim alma tutanağı imzalamadık, mobilyalarda ve duvar kağıtlarında çizikler vardı, tv kabloları açıkta bırakılmıştı, duvarlarda ki delikler kapatılmamıştı, istediğimiz gibi bir laoba yapılmadı içerisine tutkal dökülmüştü açtığımızda tıkandı stand girişine cam kapı istemiştik onlar 5 TL lik bir zincirle stand girişini kapattılar, ayrıca halıfleks düzgün yapışmamıştı ve istediğimiz kalınlıkta değildi standın yaklasık her yerinde problemler vardı, biz ayın 10 unda fuar alanına gittiğimizde eksiklikleri davacı tarafa bildirdik onlar fuar alanını tamamlamaya devam ettiler, biz fuar süresince oradaydık, ayın 12 sinde fuar açıldı ayın 12 si sabaha kadar davacı taraf çalışmalarına devam etti, fuar açıldıktan sonra herhangi bir şey yapılamazdı, açıldıktan sonra ayın 10 undan itibaren biz davacı tarafa ayıplı üretimi ihtar ettik ayrıca davacı tarafın cam kapı yapmamasının sebebi olarak fuar yönetiminin güvenlik gerekçesini kabul etmiyoruz tüm fuarlarda cam kapı yapılabilmektedir bu konuda zincir yapılmasına dair mutabakatımız yoktur” Eksikliklerin fotograflarını alarak hatırladığım kadarıyla ayın 12 sinde davac tarafa mail yoluyla hazırladığımız tutanağı gönderdik ayrıca şirket yetkilisine ait bir oda hazırlanması gerekiyordu bu oda hazırlandı ancak belirttiğim çizikler gibi görsele yönelik ayıplardan dolayı bu odayı kullanamadık biz misafirlerimizi hol denilen oturma alanın olduğu yerde ağırladık ki burada da yukarda belirttiğim ayıplar mevcuttur, ayrıca toplantı odasında da yukardda belirtiğim ayıplar nedeniyle çizik ve duvardaki delikler nedeniyle kullanamadık Aramızda teknik detaylara yönelik bir sözleşme yoktur logo ve led ışık sistemi talebimiz gibi yapılmamıştır biz talebimizi ben sözlü olarak … bey ve … Beye ilettik görüşmelerimiz bu iki şahısla olmaktaydı dedi beyanı okundu imzası alındı.”demiştir.
DAVALI TANIĞI … , “Ben davalı firmada satış pozizyonunda çalışmaktayım, Biz Almanya fuarına satış personeli olduğumuz için erkenden gittik, teslim alacağımız tarihde fuarda eksiklikler mevcuttu istediğimiz şekilde olmamasına rağmen fuarı teslim almak zorunda kaldık, fuar alanında eksiklikler vardı, zeminde gıcırdamalar, duvarlarda çizikler vardı, boyalarda kabarmalar vardı, Bize fuar zamanından daha önce proje gönderildi bu görsellerde ki şekilde işin tamamlanacağını düşünerek taraflar anlaştı, cam kapı yapılacaktı zincir kapı yapıldı ancak neden böyle yapıldığına yönelik bir bilgim yoktur, Fuar alanında ki eksiklerin fotograflarını çektik ve bizim şirketin sorumlusu … beye ilettik, fuar esnasında örneğin yerdeki gıcırdama ortaya çıktı bunu o şekilde ilettik” demiştir.
DAVALI TANIĞI …, “Ben davalı firmada dış ilişkiler ve pazarlama alanında çalışmaktayım, kişiye özel otomobil tasarımına yönelik bir firmayız lüks tüketime yönelik olduğu için sunumun da lüks olması gerekmektedir fuar alanına gittiğimizde beklediğimiz standı bulamadık bunu üstüm olan …. beye ilettim bunu davacı tarafa kendisi iletti örneğin mobilyalarda çizikler vardı, yerler gıcırdıyordu, kablolar dışardaydı, halılar istediğimiz kalitede değildi, cam kapı istedik ancak yapılmadı neden yapılmadığını bilmiyorum, detaylara yönelik taraflar arasında bildiğim kadarıyla yazılı bir sözleşme yoktur, ledler ve logolar istediğimiz gibi değildi logoların içerisinden kablolar sarkıyordu buda kötü bir görüntü oluşturdu”Eksikliklerin ne kadar sürede tamamlanacağına dair teknik bilgim yoktur dedi demiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Dava 1 adet bakiye fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 94.012,80 TL fatura 552,49 TL işlemiş faiz toplamı 94.565,29 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının davacının sözleşmeye aykırı olarak eksik/ayıplı ifa sebebi ile borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde ve dava değeri 94.565,29 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla,
Taraflar arasında fuar standının kiralık olarak kullanılması işi için sözleşme akdedildiği ,davacı yanın edimlerini ifa ettiği sebebi ile19/09/2017 tarihli faturadan kaynaklı bakiye alacak talebinde bulunduğu ,ancak davalı tarafın 02/11/2017 tarihinde 99.469,44 TL bedelli reklamasyon bedelli fatura düzenlediği,
Davacı taraf davalı taraf … yevmiye nolu 09/11/2017 tarihli keşide ettiği ihtarname uyarınca reklamasyon faturasına itiraz ederek ödeme için 3 günlük süre belirlenmiş ve iş bu ihtarname davalı tarafa 11/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Dinlenen davalı tanıkları bir bütün halinde değerlendirildiğinde ,davacının edimlerini özensiz ve kalitesiz malzemelerle ifa ettiği bir kısım edimlerin de istenildiği şekilde ifa edilmediğine yönelik beyanda bulundukları,
03.08.2017 tarihli sözleşmeye göre :Yüklenici ve iş sahibinin birbirlerinden olan beklentilerinin 14-24 Eylül 2017 tarihleri arasında Almanya- Frankfurt da düzenlenecek olan … FUARI nda fuar standının kiralık olarak YÜKLENİCİ tarafından kurulması işini kapsadığı şeklinde hizmet ilişkisinin sınırlarının belirlendiği,
Yüklenicinin meydana getirmeyi üstlendiği eser ve / veya eserlerin neleri içerdiği, teknik olarak neleri kapsadığı , sözleşme de detaylandırılmamış olsa da bu eser ve / veya eserlerin karşılığında iş sahibinin ödemeyi üstlendiği , bedel ve / veya bedellerin sözleşmede yazılı olduğu,
İçinde bulunulan, Fuar Standı Kiralama sektörü dikkate alındığında; Kiralayanca / İşi verence .sözleşme kapsamında , aksi belirtilmedikçe ,anılan stantta kiralanacak ürün ve ürünlerin, sıfır, hiç kullanılmamış yeni olmaları yönünde talepleri onay altına alınmadıkça ,kiralanabilir fuar standı ve tamamlayıcı ürünlerinin: kiralamaya uygun / elverişli kiralanabilir ,daha önce kiralanmış, daha sonrada kiralanabilecek , başka bir deyişle kiralayanın kiraladığı, ürünlerin kendisinden önce de , kendisinden sonrada kiralanabilecek, ürünlerden müteşekkil olabileceğinin anlaşıldığı,
Yukarıda yer verilen gerek İHTARNAME gerekse DİLEKÇE incelendiğinde , davalı yanın, davacıdan kiraladığı, fuarstandında .davalıca iddia edilen eksik, ayıplı .hususları SÖZLEŞME GEREĞİ OLMASI GEREKİR İKEN YAPILMAYAN HUSUSLAR ve AYIPLI YAPILANLAR olmak üzere iki başlık altında toplandığı
SÖZLEŞME GEREĞİ OLMASI GEREKİR İKEN YAPILMAYAN HUSUSLAR başlığının altında yer alan iş kalemleri incelendiğinde , bu hususları da içeren .Teknik şartnameler , ürünler .ürünlerde olması gereken malzemeler nitelik ve nicelik olarak .taraflarca onaylı SÖZLEŞMEDE yer almadığından sebeple bu konuda tespit yapılamadığı ,davalının bu iddiasını ispat edemediği,
Davalı yanca dava dosyasına sunulan , davacı tarafa gönderilen 13.09.2017 tarihli e-mail uyarınca gerek davacı, gerekse davalı ve tespiti yaptığı iddia edilenlerce de imza, kaşe .paraf v.b. ile onay altına alınmamış ,13.09.2017 tarihli STAND DURUM TESPİT TUTANAĞIve davalı taraf tanık beyanları bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Anılan tutanakta yer alan ve tespiti yapılan hususlardan :
• Bir adet beyaz renkli, ikili çerçeveye boya bulaşmış olması,
• Bir adet Tv priz v.b. ile bir adet elektrik prizinin yerlerinin açılmış olmasına karşın, mevcut olmaması
• Gerek Orta Sehpada .gerekse Büfede kaplama altı malzemenin çizgi şeklinde görünüp açığa çıkması
• Sıralı Let aydınlatmasındaki – 50 cm uzunluğundaki gevşemenin Acık Ayıp Olduğu,
Taraflarca kabul görüp onaylanmış, SÖZLEŞME MADDELERİ DİKKATE ALINDIĞINDA, kiralanan fuar standının ; 14-24 Eylül 2017 tarihleri arasında, Almanya- Frankfurt da kurulu olup, ziyarete açık olduğu, stantta tespit edilen açık ayıp niteliğindeki hususların, ziyarete engel durum teşkil etmediği, ( ziyareti engellediği yönünde yazılı onaylı bir belgenin dosya içeriğinde mevcut olamadığı ) anlaşıldığından , Davalının Açık Ayıplar haricinde Edimlerini yerine getirdiği,
Ayıplı ifaların ederleri : Tarafların kabulünde olan KİRALIK FUAR STANDINI ,kapsayan SÖZLEŞME de ,ve / veya eklerinde , kiralanan fuar standındaki kiralık ürünlerin tek tek nitelik,nicelik ve kiralama bedellerinin belirtilmediği
İçinde bulunulan, Fuar Standı Kiralama sektörü içindeki benzer ürünlerdeki kiralama bedelleri dikkate alınıp, 14-24 Eylül 2017 tarihi (Fuar standının kurulacağı tarih) baz alındığında;
• Bir adet beyaz renkli, ikili çerçeveye boya bulaşmış olması, 10.00 TL
• Bir adet Tv priz v.b. ile bir adet elektrik prizinin yerlerinin açılmış olmasına karşın, mevcut olmaması 30.00 TL
• Gerek Orta Sehpada .gerekse Büfede kaplama altı malzemenin çizgi şeklinde görünüp açığa çıkması 600.00 TL
• Sıralı Let aydınlatmasındaki ~ 50 cm uzunluğundaki gevşemenin 20.00 TL ayıplı ifa bedelinin toplam 660 TL olduğu tespit edilmiş olup,
Teknik Bilirkişi tarafından ayıplı ifa bedelinin toplam 660,00 TL tespit edilmekle,mali bilirkişi tarafından 95.304,02-660,00=94.644,02.-TL davacı alacağın belirlendiği, ancak davacının icra takibinde 94.012,80 TL talebinin olduğu bu miktar üzerinden Temerrüde faizine konu asıl alacağın 94.012,80.-TL üzerinden hesaplanacağı,İhtarname tebliğ tarihi: 11.11.2017 uyarınca yukarıda teknik hesaplaması yapılmakla; 94.012,80 x 22 Gün x %9,75/365=552,49.-TL olduğu ,Dava konusu mal ve hizmetin bir kısmının ayıplı olarak ifa edildiği, ayıp ihbarının süresinde yapıldığı bu bakımdan davacının ayıplı ifa nedeniyle hesaplanan 94.012,80.-TL’lik bedelden sorumlu olması gerektiği,Ayıplı ifadan kaynaklanan tazminat miktarı davacının alacağından mahsup edildiğinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 94.012,80 TL asıl alacak ve 552,49 TL de faiz olmak üzere toplam 94.565,29.- TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacak yönünden (94.565,29 TL) üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4- 492 Sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 6.460,00 TL karar harcı peşin alınan 1.142,11- TL harcın mahsubu ile 5.318,89‬- TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı 5,20- TL vekalet harcı ve 1.142,11 TL peşin harç olmak üzere 1.183,21-TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere,bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.400,00- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 12.933,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır