Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/216 E. 2022/526 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/216 Esas
KARAR NO : 2022/526

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle : Şirket hissedarlardan; …, … ve … Davalı Şirket yönetim kurulunda görev yapmakta olduğu, Davalı Şirket hissedarlarından … ise dava konusu 8.12.2020 tarihli genel kuruluna kadar Davalı Şirket yönetim kurulunda görev yaptığını ancak söz konusu genel kurulda görevinden azledildiğini, yeniden yönetim kurulu üyeliğine aday olduklarını belirtmelerine rağmen üyeliğe seçilmediklerini, Davalı Şirket hissedarları arasında gruplaşma söz konusu olduğunu; …, …, … ve … çoğunluk pay sahipleri olduğunu, …, …, …, …, …, … ve … ise azınlık pay sahipleri olduğunu, müvekkiller’in de aralarında bulunduğu azınlık pay sahipleri’nin çoğunluk pay sahipleri ile ilişkisi, Davalı Şirket bünyesindeki ilişkileri ile sınırlı olmadığını; Öyle ki Müvekkiller’in de aralarında bulunduğu Azınlık Pay Sahipleri ile birlikte veya ayrı ayrı olarak doğrudan veya dolaylı şekilde azınlık pay sahibi oldukları … Taahhüt İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Isı Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi, …. Malzeme Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, …. İnşaat Anonim Şirketi, …, … Ekmek ve Unlu Mamuller Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, …. Tesisleri İmalat ve Montaj Taahhüt Anonim Şirketi, …. Turizm ve İnşaat Yatırımları Anonim Şirketi, … Tatil Köyü İşletmeleri Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi, …. Turizm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, … Turizm ve İnşaat Yatırımları Anonim Şirketi, …. Kâğıt ve Ambalaj Sanayi Anonim Şirketi ve …. Ambalaj Kağıt Değerlendirme Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nde bir süredir Çoğunluk Pay Sahipleri ile Şirketler’in yönetimine dair ciddi problemler yaşadıklarını, Davacı Müvekkiller, Şirketler’in sağlıklı bir şekilde yönetilmesini sağlamak ve daha fazla zarara uğramasını önlemek amacıyla, tüm pay sahiplerinin katılımı ile bu problemlerin sağlıklı ve kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını arzu ettiklerini ancak bunu defalarca ifade etmelerine karşılık Çoğunluk Pay Sahipleri keyfi ve hukuka aykırı yaklaşımlarını sürdürdüklerini, Yönetim çoğunluğunu ellerinde bulunduran Çoğunluk Pay Sahipleri, Davacı Müvekkiller ile sağlıklı bir bilgi paylaşımını tercih etmediklerini ve hatalarını başka hatalarla düzeltmeye çalıştıkları için Davalı Şirket’in de aralarında bulunduğu Şirketler’in tamamını çoğunluk pay sahiplerinin kötü yönetimleri altında bu duruma sürüklendiklerini, Davalı Şirket’in 08.12.2020 tarihinde gerçekleşen 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında faaliyet raporlarının müzakeresine ve finansal tabloların onaylanmasına ilişkin olarak alınan 2, 3 ve 4 numaralı kararlar açıkça kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan, Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) m. 445 uyarınca dava açma ve Sayın Mahkemenizden bu kararların iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu, Davalı Şirketin 2019 yılı olağan genel kurulu toplantısı ilk olarak 9 Kasım 2020 tarihinde toplandığını, Müvekkillerin bu toplantıda Davalı Şirket gidişatı hakkında bilgi talebinde bulundukları için toplantı, finansal tabloların değerlendirilmesi amacıyla TTK m. 420 uyarınca ertelendiği, Erteleme üzerine, olağan genel kurul toplantısı 8 Aralık 2020 tarihinde gerçekleştiğini,Davalı Şirket’in 50.000-TL’lik (Ellibin TL) sermayesine tekabül eden 41.600 adet pay asaleten, 8.400 adet pay ise vekaleten olmak üzere toplamda 50.000 adet payın toplantıda temsil edildiğini, Kanunda düzenlenen yeter sayılarına uyulduğunu, 8 Aralık 2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan ve huzurdaki davada iptali talep edilen kararların 2 No’lu Karar “Gündemin 2. maddesi uyarınca, Şirket Yönetim Kurulunca hazırlanan 2019 yılına ait Faaliyet Raporu okundu ve müzakere edildi.” 3 No’lu Karar “Gündemin 3. maddesi uyarınca, Şirket’in 2019 yılına ait finansal tabloları okundu, müzakereye açıldı” Gündemin 3. maddesine ilişkin müzakerelerin sona ermesini müteakip, finansal tabloların oylamaya sunulduğunu, Şirket’in 2019 yılına ait finansal tablolarını, … ve … temsilcisi ….’in, …, …, …, … ve …’in toplam 20.500 adet paya ilişkin olumsuz oyuna karşılık, … temsilcisi …., …, … ve …’nun toplam 29.500 adet paya ilişkin olumlu oyu ile oy çokluguyla tasdik edildiğini, 4 No’lu Kararın ” Şirket Yönetim Kurulu üyelerinden … … ve … temsilcisi …’in, …, …, … ve …’in toplam 14.500 adet paya ilişkin olumsuz oyuna karşılık, …, … ve …’nun toplam 24.500 adet paya ilişkin olumlu oyu ile oyçokluğuyla ibra edildiğini, Şirket Yönetim Kurulu üyelerinden …’in, … ve … temsilcisi ….in, …, …, … ve …’in toplam 14.500 adet paya ilişkin olumlu oyuna karşılık, …, … ve …’nun toplam 24.500 adet paya ilişkin olumsuz oyu ile oyçokluğuyla ibra edilmemesine karar verildiğini, Şirket Yönetim Kurulu üyelerinden …., … ve … temsilcisi ….’in, …, …, … ve …’in, …, … ve …’nun toplam 39.000 adet paya ilişkin olumlu oyu ile oybirliğiyle ibra edildiğini, Bu kararların Çoğunluk Pay Sahipleri’nin Davalı Şirket’teki çoğunluk konumunu kötüye kullandığının net bir göstergesi olduğunu, alınan kararlar sonucunda ortaya çıkan durumda, faaliyet raporu usulüne uygun olmadığını ve gereği gibi müzakere edilmediği halde müzakere edilmiş gibi gösterildiğini, finansal tablolar gerekli şartları taşımadığı halde onaylanmış ve Azınlık Pay Sahipleri arasından seçilmiş yönetim kurulu üyesi olan … hiçbir gerekçe göstermeksizin ibra edilmezken Çoğunluk Pay Sahipleri arasından seçilen …’nun ibra edildiğini, alınan 2, 3 ve 4 numaralı genel kurul kararları kanuna ve dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğundan bu kararların TTK m. 445 kapsamında ıptali gerektiğini, Müvekkiller 8.12.2020 tarihli genel kurulda hazır bulunmuş ve huzurdaki davada iptali istenen kararlar bakımından muhalefet şerhlerini tutanağa geçirdikleri, Bu doğrultuda Müvekkiller’in ilgili kararların iptali davası açma hakları olduğu konusunda bir şüphe olmadığını, TTK m. 445’te “kanuna aykırılık” ve “özellikle dürüstlük kuralına aykırılık” halleri iptal sebebi olarak sayıldığını, Bu madde uyarınca oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız ve yersiz kararlarıyla azınlık pay sahiplerini “ezmesinin” engellenmesi amaçlandığını, dava konusu olayda iptali istenen genel kurul kararlarındaki usulsüzlükler esasen çoğunluk pay sahipleri’nin kendi konumlarını kötüye kullanmalarından kaynaklandığını, çoğunluk pay sahipleri arasında yer alan ve … ailesine mensup olan …, …, … ve … Davalı Şirket’i ve yukarıda isimleri geçen tüm Şirketler’i kendi tasarrufları doğrultusunda yönlendirdiğini, genel kurullarda istedikleri kararları geçirdiklerini, 2 numaralı kararda faaliyet raporlarının okunduğunu ve müzakere edildiği belirtildiğini ancak bu ifadenin gerçeği yansıtmadığını, Davacı Müvekkiller toplantı sırasında bu rapor hakkında tartışmak ve raporu müzakere etmek istemişlerse de, çoğunluk pay sahiplerini hakim durumda olmalarını kullanarak buna engel olduklarını, müzakere olunduğu iddia edilen faaliyet raporunun kanuni şartları taşımadığını, raporda yer alan eksiklere ilişkin detaylı itirazlar 08.12.2020 tarihli genel kurul tutanağında yer aldığını, şirketlerin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında yönetmeliğin 16. maddesi uyarınca, faaliyet raporu şirketin yönetim organı başkanı ve üyeleri tarafından imzalanarak onaylanır, Yönetim organı üyelerinden herhangi birinin yıllık faaliyet raporunda yer alan bilgilerle ilgili farklı görüşte olması halinde, itiraz ettiği hususlar gerekçeleri ile birlikte yıllık faaliyet raporunda belirtilir.” dendiği ancak dava konusu olayda, pay sahiplerinin onayına sunulan yıllık faaliyet raporunun, yönetim kurulu üyelerinin tamamının onayını ve buna bağlı olarak imzasını içermediği, bunun yanında davaya konu genel kurul toplantısı tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmış olan …, faaliyet raporunu, “Şirket’in 2019 yılına ilişkin finansal durumunu her yönüyle doğru, dolambaçsız ve gerçeğe uygun bir şekilde ortaya koyması nedeniyle uygun bulmayıp raporun revize edilmesini talep ettiğini, ancak bu talebin reddedildiği ve …’in bu talebine ilişkin olarak raporda herhangi bir ibareye de yer verilmediğini, Raporda, yukarıda adı belirtilen Şirketler’in doğrudan veya dolaylı bir şekilde birbirinin iştiraki olduğu ve … Ailesi’nin bu Şirketler üzerinde hakimiyeti olduğu hususu da eksik bırakıldığını, … Ailesi’nin Şirketler’in bazılarında doğrudan bazılarında da dolaylı olarak hakimiyeti bulunduğunu , ancak şirketler topluluğunun ve dolaylı iştiraklerin mevcut olduğunu net olarak ortaya koyan verilerin rapor kapsamında yer almasından bilinçli olarak kaçınıldığını, bu bağlamda davalı şirket, şirketler topluluğuna bağlı bir şirket olmasına rağmen, yıllık faaliyet raporunda yer alan “şirketler topluluğuna bağlı bir şirketse, hâkim şirketle hâkim şirkete bağlı bir şirketle, hâkim şirketin yönlendirmesiyle onun ya da ona bağlı bir şirketin yararına yaptığı hukuki işlemler ve geçmiş faaliyet yılında hâkim şirketin ya da ona bağlı bir şirketin yararına alınan veya alınmasından kaçınılan tüm diğer önlemler” başlıklı bölümde herhangi bir işlem olmadığının belirtilmesi gerçeğe ve dürüstlük ilkesine aykırı olduğu, Bu sebeple, faaliyet raporu, şirketin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında doğru bilgiye ulaşmasını sağlamaktan oldukça uzak olduğunu, faaliyet raporu önemli eksiklikler içerdiğini, tek pay sahipli şirket anlayışı ile hareket edilerek azınlığı temsil eden yönetim kurulu üyelerinin hem imzasını hem de itiraz ve görüşlerini görmezden gelen tutumla hazırlanmış ve içeriği her bakımdan eksik ve yanıltıcı olan yıllık faaliyet raporunun onaya sunularak müzakere edilmesi hukuki açıdan doğru olmadığının belirtildiğini, Bu eksikliklerin tamamlatılması ve raporun usulüne uygun bir hale getirilmesi amacıyla davacı müvekkiller arasında yer alan …, gerekli tüm çabaları gösterdiği ancak diğer yönetim kurulu üyeleri bu çabaları dikkate almadığını, hazırladıkları raporu müzakere edilmiş gibi gösterip, sonucunda bunu Davalı Şirket genel kuruluna dayattıklarını, bu haliyle faaliyet raporu, pay sahiplerinin haklarını kullanabilmesi için bilmeleri gereken bilgilere yer vermediği ve genel kurulda müzakere edilmesi için yeterli içeriğe sahip olmadığını, sonuç olarak, 2 Numaralı kararın kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptali gerektiğini, 3 numaralı karar ile finansal tabloların onaylanmasına karar verildiğini ancak bu karar da, hem kanuna hem de dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, finansal tablolarda yer verilen borç/alacak rakamları Davalı Şirket ile yukarıda adı geçen Şirketler arasındaki borç ilişkilerini doğru ve açık bir şekilde ortaya koymadığını, finansal tablolar, Şirket’in grup şirketleri ile borç/alacak işlemleri hakkında pay sahiplerinin doğru bilgiye ulaşmasını sağlamaktan çok uzak olduğunu, davalı Şirket’in faaliyet raporunda yer alan “yeniden yapılandırma önerisi” öncesinde şirketin tüm finansal durumunu ve bilançosunda yer alan borç/alacak hesaplarının tahsil kabiliyetinin çok iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ancak ne yazık ki, finansal tablolar bu nitelendirmeye imkan tanıyacak nitelikte olmadığını, finansal tabloların hem anlaşılır olmadığını, hem de eksik olduğunu, çoğunluk pay sahipleri’nin bu tablolar ile davalı şirket’in gerçek finansal durumunu dürüst resim ilkesine aykırı bir şekilde gizlediği anlaşıldığını, bu doğrultuda, finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 3 numaralı genel kurul kararının kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunun ortada olduğunu ve kararın iptali gerektiği 4 Numaralı Karara İlişkin İptal Gerekçelerinin ise çoğunluk pay sahipleri kendi aralarından seçilen yönetim kurulu üyesi olan …’nun ibrası için olumlu oy kullandıklarını ancak aynı çoğunluk pay sahipleri, hiçbir gerekçe göstermeksizin, davacı müvekkiller’in de aralarında bulunduğu azınlık pay sahipleri arasından seçilen yönetim kurulu üyesi olan …’in ibrası için yapılan oylamada olumsuz oy kullandıkları ve bunun neticesinde … ibra edilirken …’in ibra edilemediğini, …’i haksız yere ibra etmeyen pay sahiplerini , asıl ibra edilmemesi gereken yönetim kurulu üyesi olan …’nu haksız bir şekilde ibra ettiklerini, zira fiiliyatta davalı şirket’i yöneten ve şirketi büyük bir zarara doğru sürükleyen bizatihi çoğunluk pay sahipleri olduğunu, özellikle bu kişiler arasından seçilen, … olduğunu, Bu kişilerin dava konusu genel kurul toplantısına kadar görev yapan diğer yönetim kurulu üyesi …’e şirket gidişatı ve icraatları konusunda hiçbir bilgi vermeksizin ve tamamen kendi tasarruflarıyla Davalı Şirket menfaatine aykırı sonuçlar doğurabilecek faaliyetlerde bulunduklarını, şirket genel kurulunun münhasır yetkisinde olan (TTK m. 408) ve şirket adına bir menfi borç ikrarı teşkil eden bir irade beyanı olduğunu, Bir yönetim kurulu üyesi ibraz edilmeyecekse, şirketin bu ibra etmeme kararının gerekçesini ortaya koyması gerektiğini, genel kurul toplantısında hiçbir surette ibra etmeme işlemini haklı kılan sebepler açıklanmadığını, huzurdaki davada da, ibranın koşullarının bulunmadığını, …’in ibraz edilmemesini gerektiren sebepleri kanıtlayacak olan taraf, bizatıhi davalı şirket olduğunu, yıllardır yönetim kurulunda görev yapan …’in, ilgili faaliyet yılında hangi işlem ve eylemleri nedeniyle ibra edilmediğini açıklamak, davalı şirket’in ispat yükü dahilinde olan bir husus olduğunu, davalı şirket’in 8.12.2020 tarihli genel kurul toplantısında alından 2, 3 ve 4 numaralı kararların kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle TTK m. 445 uyarınca iptaline, Yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesini Özetle: davacıların müvekkil davalı şirketin kuruluşundan yönetim kurulunda eksiksiz ve kesintisiz bir şekilde temsil edildiklerini, ayrıca şirket içindeki yönetsel iradenin oluşturulmasında, pay sahibi sıfatıyla da kuruluştan beri aktif katılım sağladıklarını, iptali talep edilen kararlarla ilgili hiçbir iptal sebebi gerçekleşmediğini, iptali talep edilen 2 Nolu genel kurul gündemi açısından; ortada iptali talep edilebilecek bir hukuk işlemin (karar) olmadığını, gündem maddesinin sadece faaliyet raporunun okunması ve müzakeresinden ibaret olduğunu, karar alınmadığı için iptal edilebilecek bir hukuki işlemin de olmadığını, faaliyet raporunun mevzuata ve dürüst resim ilkesine uygun hazırlanmış olduğunu, İptali talep edilen 3 Nolu karar açısından finansal tablolar bütünüyle mevzuata ve finansal raporlama standartlarına uygun olarak hazırlanmış olduğunu, hiçbir gerçek dışı, hatalı, eksik veya müphem kalem bulunmadığını, İptali talep edilen 4 Nolu karar açısından iptali gerektirir hiçbir sebep bulunmadığını, davacılar, …’nun ibrasına ilişkin genel kurul kararı açısından hiçbir gerekçe ileri sürülemediğini, nitekim, anılan yönetim kurulu üyesinin ibra edilmemesini gerektirecek hiçbir husus bulunmamakta, öte yandan, ibra edilmeyen yönetim kurulu üyesi … ise Şirkete karşı özen borcunu ağır şekilde ihlal ettiğini, davalı şirket 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 09/11/2020 tarihinde saat 12.00 de yapılması planlanmış ancak anılan gün ve tarihte azınlık pay sahipleri, TTK m. 420 uyarınca finansal tabloların ve buna bağlı konuların müzakeresinin ertelenmesi talebinde bulunduklarını, bu nedenle toplantının toplantı başkanlığınca ertelendiğini yönetim kurulunun 09/11/2020 tarihli kararı ile erteleme üzerine yapılacak toplantının 08/12/2020 tarihinde yapılması oybirliği ile karara bağlandığını, nihayetinde, 2019 yılı olâğan genel Kurul toplantısı 08/12/2020 tarihinde saat 12.00 de … Cad. … Plaza No:… Şişli/İstanbul adresinde gerçekleştirildiğini, davacılar, ertelenen 09/11/2020 tarihli genel kurul toplantısında, bilgi almak istedikleri hususları ve sorularını içeren bir listeyi toplantı başkanlığına sunduklarını, pay sahiplerinin bu bilgi alma talebi EK-2’deki genel kurul toplantı tutanağının ekinde yer aldığı, yöneltilen soruların bir kısmının bilgi alma hakkının sınırlarını aşmasına rağmen yine de söz konusu sorular eksiksiz biçimde yanıtlandığını, bilgi alma talebine istinaden verilen yanıtlar şirket üst düzey yöneticilerinden elde edilen veriler ışığında, eksiksiz ve dürüst resim ilkesine uygun şekilde yönetim kurulunun kalan üyelerince hazırlandığı ve 07/12/2020 tarihinde hem davacı pay sahipleriyle hem de kendilerini temsil eden yönetim kurulu üyeleriyle e-posta aracılığıyla paylaşıldığını (EK-8). Anılan yanıtların ayrıca EK-İ’deki genel kurul toplantı tutanağının ekinde de yer aldığını, kaldı ki davacılar arasında bulunan ve pay sahibi sıfatı ile bilgi talep eden … aynı zamanda (o dönemde) yönetim kurulu üyesi sıfatını taşıdığından ve bu kişi davacıların ifadesi ile kendilerinin “menfaat temsilcisi” olduğundan, davacılar bu bilgilerin tümüne zaten vakıf olduklarını, 08/12/2020 tarihli toplantıya Şirketin 50.000,00-TLlik sermayesini temsil eden toplamda 50.000 adet payın sahiplerinin katıldığını, 6100 oranında katılımın sağlandığını, Davacıların, 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının üç adet gündem maddesine ilişkin olarak iptal talebinde bulunduklarını, Müvekkil …. Dış Ticaret A.Ş. (“Davalı/Şirket”), İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı, …. Cad No… Bahçelievler/İstanbul adresinde faaliyet gösteren ve 2019 faaliyet döneminde kâr etmiş bir şirket olduğunu,
PAY SAHİBİ PAY ADEDİ %
… 14.500,00 29,00
… 1.700,00 3,40
… 6.000,00 12,00
… 5.000,00 10,00
… 5.000,00 10,00
… 6.000,00 12,00
… 1.700,00 3,40
… 1.700,00 3,40
… 1.700,00 3,40
… 1.700,00 3,40
… 5.000.00 10,00
Toplam 50.000 100

Davacılar tarafından ileri sürülen, Şirket içinde çoğunluk-azınlık gruplaşmasına yönelik açıklamalar tümüyle zorlama ve hukuken mesnetsiz bir yorum olduğunu, hukuki ve fiili durum bu tabloyla hiçbir surette örtüşmediğini, davacıların iddiasının aksine, müvekkil davalı şirket tüm pay sahiplerinin kolektif iradelerini yansıtacak şekilde müştereken yönetileceğini, nitekim kendilerini azınlık olarak tanımlayan davacılar, şirketin kuruluşundan bu yana TTK’nın sağladığı hakların çok ötesinde yönetim, kontrol ve bilgi alma imkanların sahip olduklarını ve bu hakları aktif olarak kullandıklarını, davacılar, davalı şirket yönetim kurulunda davacılardan … tarafından temsil edildiklerini, bizzat kendileri ifade ve ikrar ettiklerini , anılan kişinin davacılar arasında bulunması ve hem pay sahibi hem de -08/12/2020 ye kadar- yönetim kurulu üyesi sıfatını taşıdıklarını, davacılar, yönetimde temsil edilme sistemi çerçevesinde, müvekkil davalı şirketin yönetsel iradesinin oluşumuna aktif olarak katıldıkları ve bu iradeyi müştereken oluşturduklarını, davacıları “temsilen” yönetim kurulunda bulunan üye, geçtiğimiz faaliyet yıllarında alınan yönetim kurulu kararlarının neredeyse tamamına iştirak ettiğini, şirketin ana işleyişini konu alan yönetim ve temsil yetkilerini, genel kurul toplantılarının düzenlenmesi gibi hususlara ilişkin kararların yanı sıra, ….. Sanayii ve Ticaret A.Ş. ve … Isı Sanayii ve Ticaret A.Ş. nin kullandığı kredilere kefalet verilmesi, şirket irtibat bürolarının açılması gibi önemli yönetsel kararların da altında davacı …’ın imzasının bulunduğunu, ayrıca şirketin yönetim kurulu başkan yardımcılığını uzunca bir süre Davacı …’ın yaptığını, işbu davanın amacının, şirket içinde suni ihtilaflar yaratarak davacıların pay sahibi olduklarını şirketlerin finansal yeniden yapılandırma sürecini akamete uğratmak ve bu durumdan haksız şahsi menfaat elde etmek olduğunu, Davacılarca ileri sürülen iddia ve talepler Davacıların ortaklık ilişkisinden duyduklarını, şahsi ve keyfi memnuniyetsizlikten ve ortaklık ilişkisini, paylarını diğer pay sahiplerine fahiş fiyattan devretmek suretiyle sonlandırmak arzularından ileri geldiğini, bu amacın kanunun sağladığı pay sahipliği haklarını (genel kurul kararının iptali davasını açma hakkı) kötüye kullanmak suretiyle, şirkete zarar vermek pahasına gerçekleştirmeyi hedeflediklerini, davacıların huzurdaki davayı ikame etmekteki bir başka amacı ise, özellikle davalı şirketin de içinde bulunduğunu ve alacaklı bankalarla müzakere aşamasında bulunulan finansal yeniden yapılandırma (FYY) sürecinde suni ihtilaflar yaratarak bu süreci akamete uğratmak, kanunun sağladığı hak ve araçları kötüye kullanarak bankalara korku salmak ve muhtelif şirketlerdeki diğer pay sahiplerini sindirerek fahiş fiyatla pay devretmek suretiyle ortaklıktan ayrılmanın zeminini, ve taktiksel biçimde sağlamak olduğu anlaşıldığını, bu hususun, genel kurulların toplanması sürecinde davacılarca gönderilen e-posta mesajları da tereddütsüz biçimde ispatladığını, davacıların pay sahibi oldukları on bir farklı şirket aleyhine birbirine çok yakın tarihlerde kopyala yapıştır gerekçelerle mesnetsiz seri davalar açtıklarını, dayanaktan yoksun ve seri şekilde açılan bu davalar, pay sahipleri arasında derin bir ihtilaf bulunduğu zannını yaratarak bankalar nezdinde olumsuz bir algı oluşturmak maksadıyla, hiç vakit kaybetmeksizin davalı şirketin de bir parçası olduğu FYY sürecinin yürütüldüğü bankalara noter kanalıyla gönderilen bir ihtarname ile bildirildiğini, davacıların, bu şekilde olumsuz algı yaratıp, FYY sürecini baltalamak, borç ödeme kabiliyeti üzerinde olumsuz bir etki yaratmak ve zor kullanarak paylarını devretme imkânı sağlamak istediklerini, buna göre, huzurdaki davaların kullanılma ve alacaklı bankalara yansıtılma şekli, tümüyle davalı şirketin mahvına yol açabilecek bir pervasızlığa ve hak suiistimaline işaret ettiğinin açık olduğunu, huzurdaki davada iptali talep edilenler de dahil olmak üzere, 08/12/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınmış olan kararların tamamı usule ve hukuka uygun biçimde alındığını, davacıların taleplerinin tümüyle reddedilmesi gerektiğini, davacıların haksız, mesnetsiz ve taciz niteliğindeki davası dolayısıyla Şirketin uğraması muhtemel tüm zararlarını karşılaması amacıyla ve bu tutarı karşılayacak miktarda olmak üzere, davacılar aleyhine, davacı başına 500.000 (beşyüz bin) TL’den ve toplamda 3.500.000 (üç milyon beşyüz bin) TL’den az olmamak üzere nakdi teminata hükmedilmesini, sayın mahkemece nakdi teminatın uygun görülmemesi halinde, davacıların müvekkil davalı şirket sermayesindeki tüm paylarının teminata alınmasına, davacıların haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının tümüyle reddine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin 08/12/2020 tarihli 2019 yılı olağan genel kurulunda alınan kararlarının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı tarafça teminat yatırılmasının gerekip gerekmediği hususundadır.
Taraflar dayanmış oldukları delillerinin dosyaya ibraz etmiş, davalı şirketin ticaret sicil kaydı ve ekleri dosyaya celbedilmiştir.
Prof. Dr. …., Bağımsız Denetçi .. ve Mali Müşavir ….’den rapor alınmasına karar verilmiş, 31/05/2021 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; 1- Davalı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu,
2- 2019 yılı mali tablolarında (Bilanço ve Gelir Tablosu) eleştiriyi gerektirecek nitelikte herhangi sıra dışı bir işleme rastlanmadığını, faaliyet raporuna ilişkin (2) nolu gündem maddesi ile ilgili olarak ortada dava konusu yapılabilecek bir genel kurul kararı bulunmadığı, Mahkemece (2) nolu gündem maddesine ilişkin ortada bir genel kurul kararı bulunduğu kanaatine varılması ihtimalinde, bu defa davacıların dava şartı eksikliğinden bu gündem maddesi aleyhine iptal davası açamayacakların Mahkemece (2) nolu gündem maddesine ilişkin bir kararın mevcut olduğu ve her iki dava şartının da (olumsuz oy * muhalefet şerhi) bulunduğu kanaatine varılması ihtimalinde, faaliyet raporunda yönetim kurulu üyesi …’in imzası bulunmadığından (2) nolu gündem maddesine ilişkin kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesi gerektiği, dosya içeriğinde davalı şirketin bir bağlı şirket olup olmadığına dair yeterli veri/delil bulunmadığından, yıllık faaliyet raporunun faaliyet raporu yönetmeliği’nin m. 11/1-(1) hükmüne aykırı olup olmadığı hakkında bir değerlendirme yapılamadığı, ancak Mahkemece davalı şirketin bir bağlı şirket olduğunun kabul edilmesi halinde, (2) nolu gündem maddesine ilişkin kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesi gerektiğini, 5. dava konusu faaliyet raporuna ilişkin davacıların olumsuz oy kullanmamış olmalarının ve faaliyet raporunda yönetim kurulu üyesi …’in imzasının bulunmamasının (yani faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının) tek başına finansal tabloların onaylanmasına dair (3) nolu gündem maddesine ilişkin kararı sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (3) nolu gündem maddesine ilişkin kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilemeyeceği, ancak Mahkemece davalı şirket’in bir bağlı şirket olduğunun kabul edilmesi halinde faaliyet raporu yönetmeliği m. 11/1-(1) hükmündeki bilginin faaliyet raporunda yer almaması davacı pay sahiplerinin bilgi alma hakkını engelleyeceğinden, (3) nolu kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesi gerektiğini, dava konusu faaliyet raporuna ilişkin davacıların olumsuz oy kullanmamış olmalarının ve faaliyet raporunda yönetim kurulu üyesi …’in imzasının bulunmamasının (yani faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının) tek başına ibraya dair (4) nolu kararı sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (4) nolu gündem maddesine ilişkin kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilemeyeceği ancak Mahkemece davalı şirket’in bir bağlı şirket olduğunun kabul edilmesi halinde faaliyet raporu yönetmeliği m. 11/1-(1) hükmündeki bilginin faaliyet raporunda yer almaması davacı pay sahiplerinin bilgi alma hakkını engelleyeceğinden, (4) nolu kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesi gerektiği, İbraya ilişkin (4) nolu kararın dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
TTK’nun 445 maddesinde, 446 ncı maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, 446.maddesi toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceğini düzenleme altına almıştır.
Davacı tarafça yönetim kurulu faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin gündemin 2.maddesi, mali tabloların onaylanmasına ilişkin 3.maddesi ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4.maddesinin iptali talep edilmiştir.
Yönetim Kurulu faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin gündemin 2.maddesi ve mali tabloların onaylanmasına ilişkin 3.maddesinin iptali talebi yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 514. Maddesine göre, yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlayıp genel kurula sunmakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra TTK’nın 437/1. Maddesi uyarınca, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmalıdır. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. Şirketin finansal tablolarının yasanın aradığı şekilde ortakların erişimine sunulduğu ihtilafsızdır. TTK 437/1 madde de , finansal tablolar …yıllık faaliyet raporunun toplantıdan en az 15 gün önce şirket merkezinde hazır bulundurulacağı düzenlenmiştir. Madde de düzenlenen husus yazılı belgelerin pay sahiplerine verilmesi-ortaklarca imzalanması değil, onlar tarafından istendiğinde incelenmek üzere şirket merkezinde ve varsa şubelerinde hazır bulundurulmasıdır. Başka bir deyişle, şirketin TTK 437/1’de sayılan belgeleri toplantıdan önce pay sahiplerine vermesi, teslim etmesi gerekli değildir. Belgelerin hazırlanarak toplantı tarihinden en az 15 gün önce incelemeye hazır tutulması, bu yükümlülüğün yerine getirilmiş sayılması bakımından gereklidir. 2.maddede faaliyet raporu okunmuş ve müzakere edilmiş, bu hususta karar tesis edilmemiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 409.maddesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporuna dair müzakere yapılarak karar alınacağı düzenlemesi yer almışsa da faaliyet raporunun karara bağlanmamasının yaptırımı yönünde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda herhangi bir düzenleme yer almaması, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin 13/1-b hükmünde yönetim kurulunca hazırlanacak yıllık faaliyet raporunun hazırlanması ve müzakeresi şeklinde düzenleme yer almasına rağmen bir karardan söz edilmediği, faaliyet raporuna ilişkin maddenin iptal edilebilir nitelikte taşımadığı anlaşılmış olmakla 2.maddenin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
TTK’nun 68/3. Maddesinde, yıl sonu finansal tabloların, bilanço ile gelir tablosundan oluştuğu düzenlenmiştir. Ayrıca TTK’nın 515. maddesi, Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır, şeklindedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile ticari defterlerin usulüne uygun olduğu, mali tabloların mevzuata uygun şekilde düzenlendiği, dava konusu faaliyet raporuna ilişkin davacıların olumsuz oy kullanmamış olmalarının ve faaliyet raporunda yönetim kurulu üyesi …’in imzasının bulunmamasının (yani faaliyet raporunun gereği gibi düzenlenmemiş olmasının) tek başına finansal tabloların onaylanmasına dair (3) nolu gündem maddesine ilişkin kararı sakat hale getirmeyeceği, zira bu durumun bilgi alma hakkının engellendiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu sebeple (3) nolu gündem maddesine ilişkin kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilemeyeceği anlaşılmakla 3.maddenin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin dava dışı şirketlerle bağlı şirket olduğu iddia edilmişse, dosya kapsamı ve davalı şirketin kayıtlarına göre bu iddia ispatlanamadığından davalı şirketin bağlı şirket olmadığı değerlendirmesiyle yukarıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4.maddesinin iptali talebi yönünden;
Dava konusu genel kurul toplantısının 4. maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibraları oylanmış ve … ibra edilmesine rağmen davacı ve … ibra edilmemiştir. Söz konusu karar henüz uygulanabilir nitelikte değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bunun için, 6102 sayılı TTK’da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün değildir. Davanın açıldığı tarihten sonra davacı hakkında sorumluluk davası açılması için karar alındığına ilişkin tarafların bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır. anonim şirketlerde şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, ibra edilmeyi talep hakları da bulunmaktadır. Genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetki sınırsız olmayıp sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporlarla, faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği, ortada somut nedenler yokken ve diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş iken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği de kabul edilmelidir. Genel kurula sunulmuş olan mali ve finansal tablolar ile faaliyet raporları dahilinde yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı tazmin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun ve zararın bulunduğu da bildirilmemiştir. Bu sebeplerle 4.maddenin iptali talebinin kısmen kabul kısmen reddine, 4 nolu kararda …’in ibra edilmemesine ilişkin kararın iptaline, diğer yönetim kurulu üyesinin ibra edilmesine yönelik kararın iptal edilmesini gerektirir bir aykırılık bulunmadığından bu yöndeki talebin ise reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine,
Davalı şirketin 08/12/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 2 ve 3 nolu gündem maddelerine ilişkin kararların iptali talebinin reddine,
4 nolu gündem maddesine ilişkin kararda …’in ibra edilmemesine ilişkin kararın iptaline, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine yönelik kararın iptali talebinin reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar harcından daha önce peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile 21,40 TL bakiyesinin davalıdan tahsiline,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri 3.192,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
7-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
18/05/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır