Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/179 E. 2022/1187 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/179 Esas
KARAR NO : 2022/1187

DAVA : Ticari Şirket (Şirketin Feshi, Tasfiyesi, Ortaklıktan Çıkma, Şirket Müdürünün Azli)
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirketin Feshi, Tasfiyesi, Ortaklıktan Çıkma, Şirket Müdürünün Azli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile …’ın; … Ticaret Limited Şirketi’nin her biri %50’şer hisseye malik ortakları oldukları, …’ın ise şirket ortağı …’ın eşi olmakla birlikte müvekkili ile birlikte şirkette müşterek imza yetkisine sahip olduğunu ayrıca …’ın söz konusu şirkette müdür sıfatına haiz olduğunu, müvekkili ile şirket ortağı …’ın, 2015 yılında bir araya gelerek 100.000 TL sermaye ile … şirketini kurdukları, şirket müdürü … ile diğer şirket ortağının eş olması hasebiyle şirket iç ilişkileri ve iş işleyişi ile …’ın daha çok ilgilendiğini, şirketin ilk kurulduğu tarihten beri şirket ortağı …’ın şirketten maddi manevi desteklerini esirgediğini, müvekkili ile birlikte hareket ederek şirketi büyütmek yerine eşi şirket müdürü … ile şirketten bağımsız ve gizli olarak şirket konusuna giren konularda çalışmalarda bulunarak, şirketten bağımsız, illegal şekilde gelir elde etme uğraşına girdiğini, müvekkili tarafından şirkete kazandırılmış işleri de baltalamak ve şirketi zor duruma sokmak için her türlü davranışı sergilediklerini, … ve …’ın bu sorumsuz ve kasıtlı davranışları sebebiyle hem şirket hem de müvekkilinin müşteriler nezdinde çok zor duruma düştüğünü zira ortak …’ın şirkete müşteri kazandırmak gibi bir düşüncesi olmadığı gibi şirkete kazandırdığı tek müşteri dahi bulunmadığını, şirketin aldığı işlerin tümünün müvekkilinin gayretleri ve çalışmaları neticesinde edinildiğini, şirket müdürü vasfına haiz …’ın, illegal yollara başvurarak 13.11.2015 tarihinde müvekkili aleyhine sahte senet düzenlediğini, bu hususa ilişkin kendisi hakkında Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve işbu davanın devam ettiğini, söz konusu senetlerin sahte olduğunun Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E., … K. sayılı kararınca kesinleşmiş olduğunu, bu kesinleşme ardından belirtilen ceza davasının açıldığını, şirket müdürü …’ın hazırlamış olduğu işbu sahte senede istinaden Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip dahi başlattığını, …’ın söz konusu sahte senetlere ilişkin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı aldırmak için başvurduğunu, müdür …’ın, 21.10.2019 tarihinde müvekkili aleyhine haksız yere hakkı olmayan yere tecavüz etme suçlaması ile şikayette bulunduğu, ancak dava dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … – Soruşturma, … K. sayılı kararında da görüleceği üzere müvekkili hakkında söz konusu suça ilişkin kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı verildiğini, yine müşterek imza yetkilisi müdür …’ın, müvekkili aleyhine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunduğu, işbu dosyaya ilişkin de müvekkili hakkında takipsizlik kararı verildiği, müvekkilinin ve şirketin adını kasten lekelemeye gayret gösteren …’ın bu eylemlerinin şirkete olan güvenin sarsılmasına yol açtığı ve müvekkilinin de itibarını ciddi oranda sarstığını ayrıca müvekkili ile …’ın %50’şer pay sahibi oldukları … İlçesi, … Mah., … ada, … nolu parsel üzerine; “düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” düzenlendiği ve bina yapıldığı, söz konusu taşınmaza ilişkin inşaat yapımında inşaatın kaba kısmına 400.000,00-TL masraf yapılmış olup bu masrafın ortaklarca yarı yarıya karşılandığı, ancak kalan masrafın 150.000,00-TL’sinin sadece müvekkili tarafından şahsi çek düzenlenerek yapıldığını, kalan masrafa diğer şirket ortağı …’ın hiçbir nakdi desteğinin olmadığı, tarafların paylarının bir kısmını başka şahıslara satmalarının akabinde; söz konusu taşınmaz üzerinde; …’ın …., müvekkilinin ise … pay oranı kaldığı, taşınmaza ilişkin projenin bağımsız bölüm listesinde … numaralı bağımsız bölümün…’ya, … ve … nolu bağımsız bölümün …’a, … nolu bağımsız bölümün ise yarı oranında hisse ile iki ortak adına olduğu, şirket ortağı ile şirket müdürünün eş olmaları hasebi ile söz konusu bağımsız bölümlerin kira bedellerini şirket müdürü …’ın topladığı, söz konusu taşınmazın kat irtifakı işlemlerini gerçekleştirmek için müvekkilinin tüm masrafları karşılayarak 22.11.2016 tarihinde … sayı numarası ile … Tapu Sicil Müdürlüğü’ne başvurduğu, …’ın, tapuya gelmediği ve gerekli imzayı atmadığı, bu nedenle de taşınmaza ilişkin kat irtifakı işlemlerinin gerçekleşmediği ve inşaata iskan alınamadığı, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 29. maddesi gereğince; yapı ruhsatlarına ilişkin yapılan binanın bitme süresi 5 yıl olup bu süre zarfında inşaatın yapılmaması halinde ruhsatın geçersiz kabul edildiği, söz konusu taşınmaza ilişkin yapı ruhsatının alınabilmesi için 1 aylık süre kalmış olup Mart ayında bu sürenin dolacağı, alınması gereken iskan için Belediye’de işlemleri yapabilmek için tek başına yetkili olmaması hasebiyle; söz konusu taşınmaza ilişkin ruhsatın iptal olmak üzere olduğu, 04.09.2020 tarihinde müvekkilinin, Bakırköy …. Noterliği’nin … nolu ihtarnamesi ile; …’a, söz konusu taşınmaza ilişkin kat irtifakının kendilerinden kaynaklı sebeple gerçekleşmediği ve oluşan olumsuzluklar sebebi ile şirketin tasfiyesine yönelik ihtar çektiği ayrıca yine müvekkili tarafından, 3 kez ortağı …’a, ortaklığın giderilmesi ve aralarındaki sorunların görüşülmesi için ihtar çektiği ancak …’ın mernis adresinin yanlış (yasal merciileri aldatma kastı güdülerek yanlış adres) olması hasebiyle ihtarın tebliğ edilemediği, şirket müdürü …’ın kasıtlı ve kusurlu davranışları nedeni ile … şirketinin uzun süredir çalışamaz, iş alamaz, iş yapamaz halde olduğu, şirket kayıtlarını, müvekkilinin şirket iş ve işlemleri için yapmış olduğu bireysel finansal harcamalarına ilişkin makbuz ve kayıtları ile şirket defterlerini müvekkilinden gizlemekte olduğu, şirketin hem SGK hem de vergi borcu mevcut olup harici olarak da 150.000 TL civarında borcu bulunduğu, şirketin kar edemez duruma geldiği ve sürekli zarar ettiği, diğer ortak …’ın, işbu SGK, vergi, harç vb. borçlara ilişkin hiçbir maddi destek sağlamadığı gibi kasti olarak müvekkilinin mağdur olmasına yol açtığı, bilindiği üzere; limited şirketlerin, ortakların yakın ilişki içerisinde ve karşılıklı güvene dayalı olarak çalışıp faaliyet gösterebilecekleri ortaklıklardan olduğu, şirket ortağı ve yukarıda belirtmeye çalıştığımız tavır ve davranışları sebebiyle; ortakların tekrar bir araya gelmelerinin, şirket müdürünün görevine devam etmesinin ve şirketin faaliyetini sürdürmelerinin imkansız hale geldiği, TTK’nın 549/1-4 maddesi bağlamında doktrin ve Yargıtay kararlarına göre haklı sebep olarak kabul edilebilecek hususların; Limited şirket faaliyetinin tamamen durmuş olması, uzun süre bir ortaklık faaliyetinin bulunmaması ve ortaklık mevcudunun kalmaması, ortaklar arasında ciddi anlaşmazlık, huzursuzluk ve devamlı geçimsizlik yaşanması, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin sona ermesi ve sürekli güvensizlik ortamının oluşması, ortağın esas sermaye borcunu ödemede temerrüdü, şirketin devamlı olarak zarar etmesi ve kar sağlayamaması, şirket yönetimindeki yolsuzluklar, mali hakların ihlali, kişisel çıkarlar uğruna şirketin unvanını ve mal varlığını kötüye kullanmak şeklinde olduğunu; şirket müdürünün eşi ortak …’a şirket yönetiminde fırsat bırakmayarak iş ilişkileri ile ve şirket yönetimi ile tek el olarak yer aldığı ve yukarıda belirtmiş oldukları haksız ve illegal eylemlerde bulunduğu, şirket müdürü ve şirket ortağı …’ın, şirket sözleşmesinden ve kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmedeki kusur ve ihmalinin, müvekkili açısından haklı neden teşkil ettiği, TTK’nın 661 vd. maddelerince, ortaklıktan ayrılan ortağa ödenmesi gereken ayrılma payına karşılık olmak üzere, müvekkilinin esas sermaye payının ayrılma tarihindeki gerçek değerinin tespit edilmesi gerektiği, TTK’nın 531.maddesinin; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” şeklinde olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkiline ait ayrılma payının hesaplanması için müvekkilinin ayrılma tarihindeki esas sermaye payının gerçek değerinin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Şirket ortağı … ve müdür …’ın 6102 sy TTK’nın 66 ve devamı maddeleri uyarınca feri müdahale talepli dilekçeleri sundukları, mahkemenin 28/01/2022 tarihli ara kararı uyarınca müdahale taleplerinin kabulü ve davaya, davalı şirketin yanında feri müdahil olarak katılmalarına karar verilmiştir.
Müdahale talebinde bulunanlar vekilinin 24/01/2022 tarihli dilekçelerinde, davanın arabuluculuk şartı yerine gelmediğinden, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi, şirket müdürüne karşı açılan davanın husumetten reddi ve esasa ilişkin yazılı beyanları ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Limited Şirketin feshi ve tasfiyesi, şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmediği takdirde ortaklıktan çıkma ve çıkma payının hesaplanarak tahsiline, şirket müdürünün azline karar verilmesi taleplerine ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirketin kuruluşunun 02/10/2015 tarihinde tescil edildiği, kurucularının …. ve … olduğu, … ‘nın müştereken yetkili olduğu, davalı şirketin merkez adresine göre mahkememizin yetkili ve davanın konusuna göre de görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin defter ve kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 14/06/2022 tarihli raporda özetle; şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, şirketin kuruluş tarihinden 31.12.2021 tarihine kadar geçen 6 yılı aşkın sürede sadece şirket hissedarları adına kayıtlı bir taşınmazın inşaat yapım işiyle faaliyet yürüttüğü, bu işin de dava dosyasında yer alan 18.02.2016 tarih ve … sayılı Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne dayandırılarak gerçekleştirildiği, herhangi bir hizmet, taahhüt veya ticari faaliyetin bulunmadığı, davalı şirketin feshi için haklı sebeplerin mevcut olduğu, davalı şirketin feshinin duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm olduğu, mahkemece davalı şirketin feshi yerine davacı ortağa payının gerçek değeri ödenmek suretiyle davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesi ihtimalinde, borç ve alacak mutabakatları henüz yapılmadığı, davacıya ödenecek ayrılma payı bakımından bu aşamada herhangi bir hesaplama yapılamadığına ilişkin rapor sunulduğu görülmüştür.
Feri müdahiller vekili, 6102 sy TTK’ya eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi uyarınca, arabuluculuk şartı yerine gelmediğine ilişkin itirazı incelendiğinde, dava dilekçesinde taleplerin şirketin haklı sebeple feshi, olmadığı taktirde davacının pay değerinin tespit edilerek ortaklıktan çıkarılması ve şirket müdürünün azli talebidir. Yani HMK 110.maddesi anlamında talep yığılması söz konusudur. HMK’nın 166.maddesi anlamında, bağlantı bulunan hallerde, parasal olmayan talepler de mevcut ise artık davanın arabulucuğa tabi olduğu söylenemeyeceği, bu sebeple dava şartı yerine gelmediğine ilişkin talep yerinde değildir. Yargıtay 11. HD’nin 2019/3611 Esas, 2020/4734 Karar sayılı, 04.11.2020 tarihli ve aynı dairenin 2020/933 Esas, 2020/5776 Karar sayılı, 09.12.2020 tarihli emsal kararları)
Limited şirketlerde feshi ve tasfiyeyi düzenleyen TTK’nun 636/3. maddesinde haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın mahkemeden şirketin feshini talep edebileceği, mahkemece fesih yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin hesaplanarak şirketten çıkarılmasına ya da duruma uygun olabilecek bir çözüme hükmedebileceğinin belirtildiği ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, şirketin feshini isteyen ortağın fesih koşullarının oluşmasında kusursuz ya da daha az kusurlu olması gerektiği belirtilmiştir.
Doktrinde ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarında “şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması,” “şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkansız olması,” “şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi,” “azınlığa karşı fiili veya manevi güç baskı uygulanması,” “azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi” ve pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması şirketin feshi açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayılmıştır. Mahkeme, sebepleri haklı bulsa bile fesih kararı vermek zorunda değildir. Mahkemenin feshe karar verebilmesi için, ileri sürülen sebeplerin şirketin feshini gerektirecek nitelikte olması da gerekir. Gerçekten de haklı sebeplerin varlığını tespitte dar bir yorumun yapılması ve bu yolun ancak son çare olarak başvurulacak bir yol olduğunun dikkate alınması zorunludur. Görüldüğü üzere, şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru olacağına kanaat getiren mahkeme, şirketi feshetmek yerine, duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Bu sebeple bu dava alternatif çözümlüdür. Kaldı ki sebebin mahkemece haklı görülmesi halinde, şirketin feshine hükmedilmesinden önce mahkemece alternatif çözümlerin araştırılıp incelenmesi gerekir. Zira fesih çok ağır bir sonuçtur.
Dava dilekçesi, feri müdahiller vekilinin dilekçesi, dosyaya gelen kayıtlar ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul Ticaret sicilinin …. sicil numarasına kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin, 02/10/2015 tarihinde ticaret sicile tescil edildiği, şirketin hissedarları adına kayıtlı taşınmaz için 18/02/2016 tarih ve …. sayılı düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaat yapım işi ile faaliyetini yürüttüğü, bu inşaat dışında herhangi bir hizmet, taahhüt veya ticari faaliyetinin bulunmadığı, şirketin diğer ortağı …’ın, şirketin devamına ilişkin herhangi bir katkısı olmadığına karşı beyanlarının aksi, dosyaya yansıyan beyanlar ile ispatlanamadığı, şirket müdürü …’ın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğine ilişkin dosyaya gelen ceza dosyası kayıtları incelendiğinde, şirketin kurulduğu zamandan bu yana hissedarlar adına kayıtlı taşınmazın inşaatının yapımının işiyle faaliyeti olduğu, şirketin başka ticari faaliyeti olmadığı, bilirkişilerin tespitleri ile şirketin aktifine kayıtlı herhangi bir kıymet bulunmadığı ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlığın mevcut olduğu, şirketin feshi dışında alternatif bir çözüme karar verilme ihtimali olmadığı anlaşılmakla, şirketin feshine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde her ne kadar şirket müdürü …’ın görevden azli talep edilmiş ise de şirket müdürüne karşı, dava yöneltilmediğinden, bu talep yönünden pasif husumetten davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu hali ile İstanbul Ticaret sicilinin …. sicil numarasına kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin TTK 636/3. maddesi gereğince haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak SMMM …. ‘in atanmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının şirket müdürü …’ın görevden azli talebinin şirket müdürüne yöneltilmesi gerektiğinden pasif husumetten REDDİNE,
2-Davanın, davalı şirket yönünden KABULÜ ile; İstanbul Ticaret sicilinin … sicil numarasına kayıtlı … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin TTK 636/3. maddesi gereğince haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak SMMM … ‘in atanmasına, tasfiye memuruna 5.000,00 TL ücret takdiri ile kararın tefhimi ile bir haftalık kesin süre içerisinde daha sonra davalı şirketten alınmak üzere davacı tarafça mahkeme veznesine yatırılmasına, yatırıldıktan sonra mahkemece tasfiye memuruna ödeme yapılarak görevin tevdiine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70TL maktu karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar harcının terkin sınırının altında kalması sebebiyle tahsiline yer olmadığına,
4-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 10.606,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyanın dosyamız arasından çıkarılarak sırasına konulmasına,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, davacı asil ve vekilinin, feri müdahiller vekilinin ve feri müdahil …’ın yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.