Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/172 E. 2022/278 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/172 Esas
KARAR NO : 2022/278

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :11/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … Ayakkabı San ve Tic. Ltd Şti. ile davalı şirket arasında 03.10.2019 tarihinde … Fuarı hakkında fuar katılım sözleşmesi akdedildiğini, fuarın sözleşmede kararlaştırlan tarihte gerçekleşmediğini, davalı fuarın ertelenmesi veya iptali hakkında davacı şirkete yazılı, sözlü bir bildirimde bulunmadığını, davalı şirketin 15.09.2020 tarihinde kendisine sözleşme bedeli olarak teslim edilen senedi icra takibine konu ettiğini, sözleşme ile kararlaşnırılmış hizmeti alamayan davacı şirketin cebri icra tehdidi altında İstanbul … İcra Dairesi …. E. sayılı kambiyo senedinden kaynaklanan takip dosyasına 29.09.2020 tarihinde 29.340,42 TL ödeme yaptığım ve istirdadım talep ettiklerini, davacı şirketin davalıya bildirimde bulunarak fuara katılım iradesinin bulunmadığını, sözleşmeden döndüğünü açıkça beyan ettiğini, bahsi geçen fuarın 6 ay sonra 30.09.2020 — 03.10.2020 tarihleri arasında gerçekleştiğini iddia ederek, İstanbul … İcra Dairesi … E. sayılı dosyaya ihtirazı kayırla ödenen 29.340,42 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle davalı yandan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu …. Fuarının 01-04 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirmek üzere planlandığını, ancak Covid-19 pandemisinin ortaya çıkması nedeni ile alınan önlemler gereği 16 Mart 2020-01 Eylül 2020 tarihleri arasında faaliyetin ertelendiğini, bu durumun davalı açısından mücbir sebep teşkil ettiğini, davacımın ertelenme ile ilgili sözlü ya da yazılı bildirimde bulunulmadığımı iddia ettiğini ancak taraflarınca iptal değil Ticaret Bakanlığının 20.03.2020 tarihli yayınlamış olduğu bildirim ile kamuoyuna bildirildiğini, fuarın iptal edilmeyerek ertelendiğini ve 30 Eylül — 3 Ekim tarihleri arasında gerçekleştiğini, Fuar Katılım Sözleşmesinin ikinci maddesinde ; davalı şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkının bulunduğunu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermediğini, davacının fuar katılım sözleşmesini tek taraflı fesih hakkının bulunmadığını, davalının fuarı gerçekleştirerek üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacının fuar katılım bedelinin iadesini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesi kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir.
Mahkememizce İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine 07/01/2020 keşide tarihli 27/03/2020 vade tarihli ve 22.838,02-TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı ve takip sonucunda davacı tarafından davalıya ihtirazi kayıtla icra borcunun ödendiği görülmüştür.
Davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası, taraflar arasındaki sözleşme, ödemeler, mailler, ihtarlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu, fer’i nitelikteki talepleri, faiz türü ve oranı konusundaki talepleri ile birlikte bilirkişiye cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soyisim, imza bilgileri kısmını açıkça liste halinde yazmasının ihtaratına, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, Tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması hususuda irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebi de tespiti için bilirkişi raporu alınması kararı verilmiş olup, 21/02/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalıya teslim edilen bononun tahsili amacıyla başlatılan takibe istinaden İstanbul … İcra Dairesi … E. sayılı dosyaya ödenen 29,340,42 TL’nin istirdadı noktasında toplandığı, Davacının 2020 yılına ait Yevmiye, Kebir ve Envanter defterinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad. 64 hükmü uyarınca açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve lehine delil niteliğinde olduğu, Davalının 2020 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu,davacının 2020 yılı Envanter defteri açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının kendi ticari defterlerine göre, davalı adına …. numaralı iade faturası düzenlendiği ve ticari defterlerine borç kaydı yapıldığı ve işbu fatura Temel E-Fatura olduğu için E-Fatura Sisteminden otomatik davalı tarafından kabul edilmiş olduğu, ancak işbu iade faturasının kabul edilmediğine dair, 8 gün içinde, davalı tarafından davacı yana gönderilmiş bir iade faturasına veya ihtammameye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, bu nedenle, davacının icra takip tarihi olan 28.11.2020 tarihi itibari ile davalı yandan 29.340,42 TI, alacaklı olduğu, Davalının kendi ticari defterlerine göre, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 27.03.2020 vade tarihli 22.838,02 TL tutarlı senedin alacak kaydı yapıldığı, davacı adına düzenlenen 09.10.2020 tarihli ….. numaralı 22.838,02 TL tutarlı fatura ile borç kaydı yapılarak hesabın kapatıldığı, Sayın Mahkeme tarafından davacının talebinin haklı görülmesi halinde, işlemiş faizi ile alacağın ( 29.340,42 * 1.861.11)31.201,53 TL olabileceği, Taraflar araşında yapılan sözleşmenin 2.maddesine göre,katılımcının fuar katılım sözleşmesini imzalayarak fuara katılmayı kabul ettiğini, imzadan sonra fuara katılmayı reddetse dahi katılımcının maddi ve manevi yükümlülüklerinin devam edeceğinin belirlenmiş olduğu, davacının iddiasına göre, dava konusu fuarın, küresel pandemi nedeniyle ertelendiğini ancak taraflarına ertelenme ile ilgili yazılı bildirim yapılmadığını ve 6 ay sonra gerçekleşen fuara katılmadıktarı, bu konudaki hukuki takdirin mahkememizin kanaatinde olduğu bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6098 sayılı TBK’nun İfa imkânsızlığını düzenleyen 136.maddesinde “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nun Kısmi ifa imkânsızlığını içeren 137.maddesinde; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine 6098 Sayılı TBK’nun Aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen 138.maddesinende; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında davacı fuar katılımcısı, davalı ise fuar düzenleyicisidir. Taraflar fuar katılım sözleşmesi kapsamında 03/10/2019 tarihinde yapılacak olan ……Fuarına katılım konusunda sözleşme imzalanmıştır. Ancak söz konusu sözleşme kapsamında kararlaştırılan fuar davalı tarafça covid 19 pandemisi sebebiyle gerçekleştirilmemiş ve 30/09/2020-01/10/2020 tarihleri arasına ertelenmiştir. Ancak davacı tarafa bu durum iletilmemiş, davalı tarafça yeni fuar tarihi müzakere edilmemiştir. Davacı taraf kış sezonu ayakkabı fuarı için hazırlandığından ertelenen tarihteki fuara katılımı hususunda ticari menfaati kalmadığından ödenen bedelin iadesini talep etmiştir. Covid 19 pandemisi sebebiyle Dünya genelinde ve Ülkemizde tüm etkinliklerin kısıtlandığı hususunda ve davalının da kararlaştırılan tarihte edimini elinde olmayan sebeplerle yerine getiremediği hususunda tereddüt yoktur ve bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davacı taraf ayakkabıcılık sektöründe faaliyette bulunduğundan ve sezonluk ayakkabıların taraflar arasında kararlaştırılan sözleşme uyarınca Sonbahar-Kış aylarında gerçekleşecek olan fuarda sergilenmesinde sezon itibariyle hukuki yararı vardır ve bu nedenle yukarıda belirtilen yasal mevzuat gereği de davacının farklı bir tarihte aynı ülkede veya başka bir ülkede düzenlenecek fuara katılmaya zorlanmasının kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Bu nedenlerle davacının sözleşmede belirtilen tarihlerde yapılmayan fuara ilişkin davalı tarafça sözleşmede belirtilen edim yerine getirilmediğinden davacı tarafça ödenen bedelin iadesini talep etmekte hukuken haklı olduğu kanaatine varılmış ve açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının davalıya icra tehdidi altında ödemiş olduğu 29.340,42-TLnin ödeme tarihi olan 29/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.004,24 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 501,07 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.503,17 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 501,07 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 560,37 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 952,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır