Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1119 E. 2022/380 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1119 Esas
KARAR NO : 2022/380

DAVA : Alacak ve Menfi Tespit (Fuar Katılım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :27/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin konusu yalnızca bir yer kiralamaya ilişkin olmadığını, sözleşmenin 3. Maddesinde: “….fuar kira ücretine, fuarın tanıtımı ve duyurulması, danışma bürosu, fuarın genel güvenliğinin sağlanması, genel temizlik hizmetleri ve fuar sonunda fuar ile ilgili katalog bastırılması ve dağıtımı dahildir.” şeklinde bir hüküm bulunmakta olduğunu, müvekkil şirket ile davalı … A.Ş arasında 19-24 Ocak 2021 tarihinde gerçekleştirilecek olan …. Fuarı`na katılım sözleşmesi akdedildiğini; anılan fuara katılım için müvekkil şirket 24.01.2020 tarihinde “… ” açıklamasıyla davalı yanın ….bank…. Şube … İban nolu hesabına EFT aracılığıyla 30.000,00 TL katılım peşinatı gönderdiğini, fuara katılım için geriye kalan tutar ise dolar kuru 5.93 TL`den sabitlenmek suretiyle toplamda 28.433,76 USD anlaşıldığını ve ön ödeme olarak yukarıda bildirilen tutar davalı yanın hesabına gönderildiğini, kalan ödemenin de fuar öncesi ödenmesi kararlaştırıltığını; fakat kalan bakiye 11.03.2020 tarihinde pandemi ilan edilmesi sonrasında müvekkil şirket tarafından mücbir sebepler dahilinde ödenmediğini, sözleşmenin akdedildiğini ve peşinatın ödendiği 24.01.2020 tarihinde COVİD-19 salgını ortaya çıkmadığını ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmediğini, bununla birlikte; fuar organizasyonu COVİD-19 hasebiyle planlanan 19-24 Ocak 2021 tarihlerinde gerçekleşmediğini, bu hususa ilişkin olarak da davalı yan tarafından müvekkil şirkete yazılı bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkil şirketin söylentiler üzerine fuarın 3-8 Ağustos 2021 tarihlerinde gerçekleştirileceğini öğrendiğini, bu söylentiler üzerine müvekkil şirketin yaptığı araştırmada anılan fuarın 3-8 Ağustos 2021 tarihinde yapılacağını öğrenince Ankara …. Noterliğinin 23.06.2021 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, keşide edilen ihtarda: “müvekkilin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden döndüğü ve fuar için ödenen katılım peşinatının iadesi” bildirildiğini, davalı yan Beyoğlu …. Noterliğinin 02.07.2021 tarih ve …. yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile: “bedel iadesi yönünde bir talebin mümkün olmadığını ve fuara katılma yükümlülüğünün de devam ettiğini” bildirdiğini, bahse konu fuar organizasyonu da 3-8 Ağustos 2021 tarihlerinde gerçekleştirildiğini; müvekkil şirketin, ihtarname ile davalı yana bildirildiği gerekçeler doğrultusunda fuara katılım sağlamadığını, uluslararası mobilya fuarı geleneksel hale gelmiş ve her yılın Ocak ayında düzenlenen bir fuar olup mobilya firmaları, tasarlayıp ürettikleri ürünleri yıl başında sergilemek amacı ile fuarlara katılım sağlamakta olduğunu, müvekkilinin bir an için o kısa süre içinde fuar hazırlıklarını yetiştirebileceği düşünülse dahi, fuarda sergilenmesi gereken yeni ürünleri tasarlama ve üretme şansı bulunmadığını, pandemi sebebi ile taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtilen tarihte fuarın gerçekleşmemesi sonrasında, davalı … A.Ş sektör temsilcileri ve fuar katılımcılarının görüşü ve fikrini almaksızın tek taraflı planladığını; 2021 yılı Ağustos ayındaki fuara müvekkil şirketin katılım sağlamadığını ve bu hususu da davalı yana ihtarname ile bildirdiğini, müvekkil şirketin davalı yana herhangi bir borcu bulunmadığını ; fuara katılım için ödenen 30.000,00 TL`nin de sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda müvekkil şirkete iadesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kalan bedeli olan 168.612,197 TL yönünden müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitini talep ettiklerini, müvekkil şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki fuara katılım sağlayamadığını ve bu durumun tamamen davalı şirketten kaynaklandığını, müvekkil şirketin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden döndüğünün kabulü ile işbu sözleşme doğrultusunda davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini, Fuar organizasyonu için davalı yanca tahsil edilen 30.000,00 TL katılım peşinatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkil şirkete iadesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesi talep edildiğini, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde görülen Covid-19 vakaları ile birlikte başlayan süreçte sokağa çıkma yasakları nedeniyle ülke genelinde tüm toplantı, gösteri, konser vb. organizasyonların yasaklanmasıyla …. Fuarı da müvekkil şirket tarafından yapılamadığını bu sebeple fuar 19-24 Ocak 2021 tarihinde yapılması planlanan fuar 3-8 Ağustos 2021 tarihine ertelendiğini, 19-24 Ocak 2021 tarihlerinde ülkemizde ve tüm dünyada pandeminin etkilerinin devam etmesi, Amerika, Avrupa ülkeleri ve diğer bazı ülkelerin Türkiye’yi kırmızı listeye alması yani Türkiye’ye seyahat kısıtlaması getirmesi, yine pandemi kaynaklı seyahat prosedürlerinin zorlaşması, aşı zorunluluğunun getirilmesi, karantina süreçleri, bu dönemde bilet fiyatlarının fahiş oranda artması, yurt dışı katılımcıları ve alım gruplarının pandemi sebebiyle ülkelerinden teşvik alamadıklarını bildirmeleri gibi sebeplerden dolayı yurt dışından gelecek birçok katılımcının fuara katılamayacağını bildirmesi üzerine bu durum fuar katılacak şirketlere bildirildiğini; buna mukabil birçok şirketten, tekstil sektörünün yurt dışına hitap etmesi ve dolayısıyla fuara yurt dışından misafirlerin katılmasının çok önemli olduğunu, fuarların yapılış amacın yurt dışından müşteri kazanmak, yurt dışı pazarına açılmak olduğundan yurt dışından misafirlerin gelmemesi halinde fuarın yapılmasının bir anlamı olmayacağı belirtidiğini ve bu nedenle fuarın ertelenmesinin talep edildiğini, davacı yan, istişare edilmeden müvekkil şirketin onayı alınmadan gelişigüzel erteleme yapıldığının ifade edildiğini, davacı taraf, müvekkil şirketin … fuarını her yıl Ocak ayında yapılacağını taahhüt ettiğini, her yıl Ocak ayında yapılmasının gelenek haline geldiğini, Ağustos 2021 tarihinde yapılması halinde Ocak ayınca yapılması muhtemel fuara hazırlanamayacağını,.müvekkil şirketin hiçbir gerek veya tüzel kişiye verdiği böyle bir taahhüdü olmadığını, bu noktada kamuya yapılmış bir açıklamanın da olmadığını, .fuarın ertelenmesinin tamamıyla haklı sebeplere dayandığını, bu durum yalnızca müvekkil şirketin yapmış olduğu fuarlarda değil, ülke ve hatta tüm uluslararası fuarlarda söz konusu olduğunu, müvekkil şirketin dava konusu fuarı ertelemede haklı olduğunu, davalı yan, sözleşme konusunun TBK madde 136 ve vd. Maddeleri gereğince “İfa İmkansızlığı” hükümlerine dayandığını, ancak ortada ifa imkansızlığı söz konusu olmadığını, müvekkil şirketin sözleşmeyle yüklenmiş olduğu edim, yerine getirilebilir nitelikte olduğunu ve edimini de 3-8 Ağustos 2021 tarihlerinde gerçekleştirdiğini, hem fuarın yapıldığını beyan ve ikrar edip hem de ifa imkansızlığına dayanmak çelişkili olduğunu, davacı her yıl ….. fuarının yapıldığını, bir sonraki fuarın da muhtemelen Ocak 2022’de yapılacağını ifade ederken, bir yandan da edimin imkansızlaştığını iddia ettiğini, davacı şirket dava konusu fuara katılmasa bile bir sonraki fuara katılacağını, dolayısıyla fuarın imkansız hale gelmediğini, meşru sebeplerle ertelendiğini, her yıl yapılabilen fuarın imkansız hale geldiği iddiası haksız ve kötüniyetli bir iddia olduğunu, sözleşmeye bağlılık ilkesi (ahde vefa ilkesi) gereğince müvekkil şirketin erteleme sebeplerinin hafiflemesi ve fuarın yapılabilir hale geldiği ilk fırsatta fuarı yaptığını, yine aynı ilke gereğince davacı yanın da sözleşmeye bağlı kalarak edimlerini yerine getirmesi gerektiğini, müvekkil şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, tüm bu beyan ve itirazları baki kalmak kaydıyla, bir an için davacı yanın haklı olduğu kabul edilse bile, müvekkil şirkete ödemiş olduğu tutarın ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faiz ile istenilebilmesinin mümkün olmadığını, davacı yanın artık sözleşmeyle bağlı olmak istemediğini beyan ettiği yani sözleşmeden döndüğü tarihten itibaren faiz işletilebileceğini, haksız ve kötüniyetli olan huzurdaki davanın reddini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesinden dönülmesi sebebiyle ödenen bedelin iadesi ve ödenmeyen bedel yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6098 sayılı TBK’nun İfa imkânsızlığını düzenleyen 136.maddesinde “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nun Kısmi ifa imkânsızlığını içeren 137.maddesinde; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine 6098 Sayılı TBK’nun Aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen 138.maddesinende; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında davacı fuar katılımcısı, davalı ise fuar düzenleyicisidir. Taraflar fuar katılım sözleşmesi kapsamında 19-24 Ocak 2021 tarihlerinde yapılacak olan …. Fuarı’na katılım konusunda sözleşme imzalanmıştır. Ancak söz konusu sözleşme kapsamında kararlaştırılan fuar davalı tarafça covid 19 pandemisi sebebiyle gerçekleştirilmemiş ve 03-08 Ağustos 2021 tarihleri arasına ertelenmiştir. Ancak davacı tarafa bu durum iletilmemiş, davalı tarafça yeni fuar tarihi davacı ile müzakere edilmemiştir. Covid 19 pandemisi sebebiyle Dünya genelinde ve Ülkemizde tüm etkinliklerin kısıtlandığı hususunda ve davalının da kararlaştırılan tarihte edimini elinde olmayan sebeplerle yerine getiremediği hususunda tereddüt yoktur ve bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Ancak davacı taraf 19-24 Ocak 2021 tarihlerinde gerçekleşecek olan fuara katılım için davalı ile sözleşme imzalamıştır ve yeni fuar tarihine hazırlanmasının zor olduğunu ve söz konusu fuarın uluslararası fuar olup Ocak ayında yapılmasının geleneksel hale geldiğini, bu nedenle Ağustos ayında yapılan fuara katılımda hukuki ve ticari yararlarının bulunmadığını ileri sürmüş ve bu nedenle yukarıda belirtilen yasal mevzuat gereği de davacının kendisi ile müzakere edilmeden farklı bir tarihte aynı ülkede veya başka bir ülkede düzenlenecek fuara katılmaya zorlanmasının kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Bu nedenlerle davacının sözleşmede belirtilen tarihlerde yapılmayan fuara ilişkin davalı tarafça sözleşmede belirtilen edim yerine getirilmediğinden davacı tarafça ödenen bedelin iadesini ve ödenmeyen bedel yönünden borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuken haklı olduğu kanaatine varılmış ve açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi kapsamında davalıya 168.612,19-TL borçlu olmadığının tespitine,
-Davacının taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi kapsamında sözleşmeden dönülmesi sebebiyle davalı tarafa ödenen 30.000,00-TL bedelin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren üç iş günü sonrası olan 30/06/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 13.567,19 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 3.391,80 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10.175,39 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 22.352,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 3.391,80 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.451,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 50,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır