Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1093 E. 2021/1212 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1093
KARAR NO : 2021/1212

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun, …. Danışmanlık Ve Uluslararası Ticaret A.Ş.nin %50 payına sahip, yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirket kuruluşu olan 22.06.2020 tarihinde müvekkili ortak ile dava dışı …’ün ilk yönetim kurulu üyesi olarak esas sözleşme ile atanmış olduğunu, davalı …’ün, aynı zamanda kurucu ortak ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, usulsüz işlemlerin tespiti sonrasında, yönetim kurulu başkanı davalı …’ün şirketle ve müvekkili yönetim kurulu üyesi … ile iletişimini keserek, şirketi yönetme görevini yerine getirmemeye başladığını, Nisan 2021 tarihinden bu yana, iki ortaklı ve iki kişilik yönetim kurulu olan şirkette, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamadığını ve karar alamadığını, müvekkili yönetim kurulu üyesi …’nun tek başına toplantı nisabını oluşturmasının mümkün olmadığını, şirketin yönetim kurulu başkanı tarafından toplantıya çağırılarak toplanılmadığı hususunun davalı şirket yönetim kurulu karar defterinin incelenmesi suretiyle de görüleceğini, dolayısıyla organ eksikliği gibi fiili durum ortaya çıkmıştığını ve şirket genel kurulunun da yapılamadığını, organ eksikliğinin giderilememesi halinde TTK m. 530 gereği şirketin feshine karar verilmesi tehlikesi doğacağını, şirketin halihazırda 2 ortaktan oluşması ve diğer ortak …’ün müvekkili ile bir araya gelerek karar alma ihtimallerinin bulunmadığını, …’ün şirketle iş yapan ve/veya yapmak isteyen müşterilerden ve diğer kişilerden fatura keserek paraları aldığını, ancak paraların karşılığında işlerin yapılmadığını, bu durumun müşteriler tarafından müvekkili ortağa iletilmesi üzerine, şirket muhasebesiyle görüşme sonrasında da yönetim kurulu başkanı olan diğer ortağın söz konusu davranışlarda bulunduğunun teyit edilmesi üzerine, yönetim kurulu başkanı ortak şirkete uğramamaya ve telefonlara cevap vermemeye başladığını, hali hazırda başkan olan yönetim kurulu üyesi ortak … tarafından yönetim kurulunun toplantıya çağrılmadığını ve şirketin olağan yönetim işleri dahi sekteye uğradığını, şirketin yönetim kurulunun iki üyeden oluşması sebebiyle, tek üye müvekkilince toplantı ve karar alma imkanı da bulunmadığını, şirketin fiili olarak yönetim kurulunun ortadan kalktığını ve yönetim kurulunda bulunan müvekkili ile davalı yönetim kurulu üyesi ortak … arasındaki husumet nedeniyle bir araya gelerek karar alma ihtimallerininde kalmadığını, yönetim kurulu …’ün sorumsuzca ve kötü niyetli fiil ve davranışları nedeniyle toplanamadığını, bu nedenle de şirketin genel kurulu toplantıya çağırılamamakta ve birçok zarar ve hak kaybı meydana gelmekte olduğunu, bu nedenlerle öncelikle TTK m. 553 gereği Genel kurulda yeni yönetim kurulu seçilip ticaret siciline tesciline kadar, yönetim kurulu başkanı davalının (…) yönetimi temsil yetkisinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesine, davanın kabul edilerek TTK m. 410/2 gereği, müvekkili ortağa, mevcut yönetim kurulunun görevine son verilmesi ve yenisinin seçimi gündemli genel kurulu toplantıya çağırma izni’ verilmesine, vekalet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, anonim şirkete kayyım atanması ve genel kurul toplantısının yapılması görevinin atanacak kayyıma verilmesi talebine ilişkindir.
Bilindiği üzere genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi ister olağan isterse de olağanüstü genel kurul toplantısı söz konusu olsun, yönetim kurulundadır. TTK 411. maddesi gereğince azınlık pay sahiplerinin yönetim kurulundan genel kurulu toplantıya çağrılmasını isteme hakları bulunmaktadır. TTK 411. maddesinde toplantının niteliği belirtilmediğinden bu talebin her iki toplantı türü için de geçerli olduğu söylenebilir. Ancak dikkat edilirse azınlık pay sahiplerinin yönetim kurulu gibi genel kurulu doğrudan toplantıya çağırma yetkisi yoktur. Bu husustaki yetki, yönetim kurulundan genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep etme yetkisidir.
Somut olayda davalı şirket yönetim kurulu üyelerinden birinin davacı konumunda bulunduğu, diğerinin yönetim kurulu başkanı olan … ‘ün şirketle iş yapan ve/veya yapmak isteyen müşterilerden ve diğer kişilerden fatura keserek paraları aldığını, ancak paraların karşılığında işlerin yapılmadığını, bu durumun müşteriler tarafından müvekkili ortağa iletilmesi üzerine, şirket muhasebesiyle görüşme sonrasında da yönetim kurulu başkanı olan diğer ortağın söz konusu davranışlarda bulunduğunun teyit edilmesi üzerine, yönetim kurulu başkanı ortak şirkete uğramamaya ve telefonlara cevap vermemeye başladığını, hali hazırda başkan olan yönetim kurulu üyesi ortak … tarafından yönetim kurulunun toplantıya çağrılmadığını ve şirketin olağan yönetim işleri dahi sekteye uğradığını, şirketin yönetim kurulunun iki üyeden oluşması sebebiyle, tek üye müvekkilince toplantı ve karar alma imkanı da bulunmadığını, şirket genel kurulunun toplantıya çağrılması isteği ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, TTK 411. maddenin öngördüğü şekilde yönetim kurulundan genel kurulu toplantıya çağrılmasını talep ettiği, yönetim kurulu toplanamadığından genel kurulunun toplantıya çağrılmadığı sonucuna varılmıştır.
Yöneticilerin münferit yetkili olmaları itibariyle mevcut durumu dikkate alındığında birlikte hareket etmeyen yöneticilerin, şirket adına gerekli bilgi ve belgeleri sunması, toplantıya katılmalarının sağlanması için çağrının mahkemenin atayacağı kayyım tarafından yapılmasını istemede hukuki yararları bulunduğu sonucuna varılmıştır.
TTK 412. maddesinin azlığın şirket genel kurulunu toplantıya çağrılması için kayyım atanması isteği ile açılan davaların zorunluluk bulunmadıkça dosya üzerinden karara bağlanmasını öngörmesi nedeniyle ve bu hususta bir zorunluluk bulunmadığı görüldüğünden talep dosya üzerinde incelenerek karara bağlanabileceği sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicil numarasına kayıtlı …’nin gündem maddelerini görüşmek üzere genel kurul toplantısına çağırmak ve genel kurul toplantısı için gerekli tüm iş ve işlemleri yapmak ve alınan kararı tescil ettirmek hususunda görevli ve yetkili olmak üzere TTK 412. maddesi gereğince …’in DENETİM KAYYIMI olarak atanmasına,
2-Davacının yönetim kurulu başkanı davalının yönetimi temsil yetkisinin tedbiren durdurulması talebinin; iş bu davada yöneticinin azli veya şirketin feshi vb bir talep bulunmayıp iş bu davanını niteliğine göre tedbir talebi yerinde olmadığından talebin reddine,
3-Atanan kayyıma 4.000,00 TL ücret takdirine ve bu ücretin daha sonra davalı şirketten alınmak üzere davacı tarafından yatırılmasına,
4-Alınması gereken 59,30 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan A. A. Ü. Tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda TTK 412. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.