Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1087 E. 2022/813 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1087 Esas
KARAR NO : 2022/813

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, plastik boyar madde imalatı yapmakta olup yurtiçi ve yurtdışı ihracat ve satışı ile iştigal etmekte olduğunu, davacı şirketle davalı arasında kurulan ticari ilişki kapsamında davalı uzun süredir davacı şirketten mal satın almakta olduğunu, ancak devam eden süreçte davalının, davacıdan mal satın almasına rağmen kendisine fatura edilen bedelleri ödemeyi aksatmaya başlamış olduğunu, son olarak da satın almış ve 30/04/2021 tarihinde teslim almış olduğu toplam 9.450 metre kare malın Ödemesini süresinde yapmamış, bunun üzerine işbu malın bedelinin 18/06/2021 tarihli, …. no.lu ve 99.466,92 TL bedelli fatura ile kendisine fatura edilmiş olduğunu, ödemelerin aksatılması üzerine davalının, davacı şirkete vermiş olduğu çek bozdurularak cari hesap borcundan düşülmüş, davalının davacı şirkete 20.262,29 TL bakiye borcu kalmış olduğunu, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatılmış olup, gönderilen ödeme emrine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmuş olduğunu, Davalı ” …” ticari unvanıyla ticari faaliyette bulunmakta olup, davaya konu bakiye borcun dayanağı olan 9.450 metrekare malın 30/04/2021 tarihinde ticari işletmesinin adresi olan “… Mah. … Bey Cad. No:146 Kepez/ANTALYA” adresinde …. isimli çalışanına teslim edilmiş olduğunu, ayrıca 30/04/2021 tarihinde kendisine teslim edilen malın bedeli için keşide edilen 18/06/2021 tarihli, … no.lu ve 99.466,92 TL bedelli faturaya herhangi bir itirazda da bulunmamış olduklarını, yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemece resen gözetilecek nedenlerle, Davalı borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile her türlü hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, Davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, İİK 67/2. Maddesi uyarınca ve davalı tarafın icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamış, süresinden sonra dosyaya sunulan beyanlarında özetle; Davacı şirketten 30/04/2021 tarihinde teslim almış olduğu toplam 9.450 metre kare malın faturasını istemesine rağmen tarafına yedi gün içerisinde satın almış olduğu malın fatura edilmemiş olduğunu, davalının davacı şirkete mal karşılığında çek vermiş ve hesabını kapatmışken, davacı şirketin, davalıya malın alındığı tarihten çok zaman sonra, fatura tarihindeki (18/06/2021) metrekare fiyatı üzerinden fatura kesmiş olduklarını, davalının, söz konusu faturadan haberdar olur olmaz, fatura içeriğini ve cari hesabı kabul etmediğine dair ekte sunulan iade faturasını kesmiş olduğunu, akabinde davacı şirket ile görüşme yapmış, malın teslim alındığı tarih üzerinden metrekare fiyatının hesaplanmasını talep etmesine rağmen, davacı şirket iade faturasını kabul etmeyerek haksız ve kötü niyetle davaya konu icra takibini başlatmış olduklarını, Davacı şirketin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, işbu malın bedeli 18/06/2021 tarihli, …. nolu ve 99.466,92 TL bedelli fatura ile davalıya malın teslim alındığı tarihteki metrekare fiyatının çok üzerinden fatura edilmiş olduğunu, söz konusu mallarda da metrekare fiyatı döviz kuruna bağlı olarak değişmekte olup, yaklaşık bir buçuk ayda, müvekkilin malı satın almış olduğu tarih ile fatura tarihi arasında davaya konu olan icra takibi tutarı olan 20.262,29 TL bir fark oluştuğundan, davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına böyle bir borcu bulunmadığına dair haklı ve yerinde bir itirazda bulunmuş olduğunu, Vergi Usul Kanunu’nun 231 ‘inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Hazine ve Maliye Bakanlığı; mal veya hizmetin nev’i, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak, bu süreyi indirmeye ya da faturanın malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenlenmesi zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Bu süreler içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş- sayılır.” şeklindeki kanuni düzenlemeler de dikkate alındığında, davacı tarafın bir şirket olması nedeniyle basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, malın tesliminden çok uzun bir süre sonra tamamen niyetli bir şekilde hareket ettiğini, kanuni düzenleme kapsamında da faturanın hiç kesilmemiş sayılacağı dikkate alındığında, borca dayanak olan faturanın hiç kesilmemiş sayılması halinde, davaya konu icra takibinin dayanaksız ve mesnetsiz olduğunun görülmekte olduğunu, Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, davalı hakkında açılmış işbu itirazın iptali Davasının Esastan reddine, takibinde kötü niyetli ve haksız olan alacaklı hakkında takip Konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin bakiye bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 20.262,29 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların BA ve BS formları ve Düden Vergi Dairesi tarafından …’in 2020 ve 2021 takvim yıllarında 213 Sayılı V.U.K. 177. Maddesinde belirtilen 1. Sınıf tüccar olduğu ,bu nedenle bilanço esasına göre defter tutuğu tespit edildiği, davalının dairelerine vermiş olduğu 2020/Takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesi ile 2021/Temmuz-Eylül dönemine ait geçici vergi beyannamesi,2020/Aralık ve 2021/Kasım dönemlerine ait KDV beyannameleri, ile mükellef sicil sorgulama formu ve vergi levhasının onaylı birer sureti mahkememize gönderilmiş olup, incelenmiştir.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalının itirazları, dava konusu faturalar, sevk irsaliyeleri, BA ve BS formları, SGK kayıtları, icra dosyası ve tarafların ticari defter ve belgeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, tarafların edimleri, dava konusu faturalardaki ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği, bedellerinin davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği, davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve tarafların tüm talepleri hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 26/08/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın 2020 ve 2021 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Ticari defterlerinin HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliği mahkememizin takdirlerinde olduğu, Davalı yan tarafından ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 08.10.2021 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 20.262,29 TL alacaklı oldukları, Taraflar arasında ihtilafa sebep 18.06.2021 tarihli … Numaralı 99.466,92 TL’lik toplam 9.450 M2’lik ürün satışına ait E-Arşiv faturasının dayanağı ürünlerin teslimine ilişkin irsaliyenin 30.04.2021 tarihinde düzenlenmiş olduğu ve davalı adresinde …tarafından teslim alınmış olduğu, taraflar arasında ürün miktarı ve teslimi konusunda ihtilaf olmadığı, Taraflar arasında ihtilafa konu 18.06.2021 tarihli 9.450 M2 miktarlı … Numaralı 99.466,92 TL’lik faturanın ürünlerin 30.04.2021 tarihinde, tesliminden yaklaşık 45 gün sonra düzenlenmiş olduğu, V.U.K.231.Maddeye göre, Faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenmesi gerektiği, Davalı tarafından davacı yana, davacı tarafından düzenlenmiş 18.06.2021 tarihli faturanın tarihinden yaklaşık 3,5 ay sonra 01.10.2021 tarihli … Numaralı KDV Hariç 22.869,-TL, KDV Dahil 26.985,42 TL olan E-Arşiv İADE faturasının düzenlenmiş olduğu, işbu fiyat farkı faturasının tarafların M2 başına 6,50 TL+KDV fiyatından anlaşmış oldukları hesaplanarak düzenlenmiş olduğu, Tarafların hangi EUR birim fiyattan veya TL fiyatından anlaşmış olduklarına dair bir belgeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, davacı tarafından faturanın M2 başına 8,92 TL üzerinden düzenlenmiş olduğu, İhtilaf konusu fatura, ürünlerin teslim zamanı olan 30.04.2021 tarihinde düzenlenmiş olsaydı ve davacı tarafından davalı yana düzenlenmiş fatura üzerinde göründüğü gibi 0,86386 EUR üzerinden anlaşılmış olduğu kabul edilirse, fatura tutarının 99.466,92 TL değil, KDV Dahil 95.624,34 TL olarak düzenlenmiş olacağı, dolayısıyla, davacı yan süresinde yani 30.04.2021 tarihinde faturayı düzenlemiş olsaydı şu anda düzenlemiş olduğu faturanın 3.842,58 TL daha düşük olacağı, Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı vekili dava ve takibe konu faturalardaki ürünlerin davalı tarafa teslim edildiği, ancak davalı tarafça bedellerin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı tarafça ürünlerin bedellerinin ödendiği savunmasında bulunulmuştur.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça defter ve belgeler incelemeye sunulmamıştır. Davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre davalıdan 20.262,29-TL alacaklı olduğu, tarafların BA ve BS formlarının birbiri ile uyumlu olduğu ve davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı tarafça BA formlarında bildirildiği tespit edilmiştir. Davalı taraf davacının kendisine düzenlediği tüm faturaları itiraz etmeksizin BA larında bildirmekle davacının faturalara konu ürünleri teslim ettiğini kabul etmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtları ve tarafların BA ve BS formlarının birbiri ile uyuşması sebebiyle davacı tarafından faturalara konu ürünlerin teslim edildiği hususu davacı tarafça karine olarak ispatlanmıştır. Kaldı ki taraflar arasında ürün teslimine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından davalı tarafa faturaya konu ürünlerin 30/04/2021 tarihinde davalıya teslim edilmesine rağmen ürünlerin faturasının yedi gün içerisinde düzenlenmemiş olup, ürünlerin davalıya tesliminden sonra 18/06/2021 tarihinde fatura düzenlendiği ve bu fatura tarihindeki ürünlerin metrekare fiyatı üzerinden fatura düzenlenmesinden ve buna ilişkin davalı tarafça davacıya iade faturası düzenlenmekten kaynaklanmaktadır. Davalı tarafından düzenlenen 01/10/2021 tarihli iade faturası davacı tarafından defter ve kayıtlarına alınmamıştır. Ancak söz konusu faturaya davacı tarafından itiraz edilmeksizin BA bildirimlerinde bildirilmiştir. Davacı tarafça söz konusu iade faturasının BA bildirimlerinde bildirilmesi ile faturanın ve içeriğinin kabul edilmiş karine olarak kabul edilmiştir. Bunun yanında davacı tarafça mal tesliminden yaklaşık 45 gün sonra fatura düzenlemiş ve mal teslimi tarihindeki metre kare fiyat üzerinden düzenlenmesi gereken fatura, fatura tarihindeki metre kare üzerinden düzenlenmiş ve buna ilişkin davalı tarafça düzenlenen iade faturası itiraz edilmeksizin BA formlarına bildirilmiştir. Bu haliyle davacı tarafça davalının düzenlediği iade faturası kabul edilmiş ve davalı savunmaları doğrulanmıştır. Söz konusu iade faturası davacı tarafça BA bildirimlerinde bildirilmekle davacının davalıdan alacağının kalmadığından açılan davanın reddine, kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından ve süresinden cevap dilekçesi ile talep edilmediğinden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
-Kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından ve süresinden cevap dilekçesi ile talep edilmediğinden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 244,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 164,02 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır