Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1075 E. 2022/546 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1075 Esas
KARAR NO : 2022/546

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :14/06/2022
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından dava dışı 3. Kişiler , … San.Tic.A.Ş. Ve … A.Ş. ‘ye karşı Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, İlgili icra dosyasından müvekkiline 15.05.2021 tarihinde İ.İ.K.m. 89/1 ‘ e göre haciz ihbarnamesi e tebligat usulü ile tebliğ edildiğini, Müvekkil şirket tarafından e tebligat adresi kontrol edilmediğinden ilgili ihbarnameden haberdar olunamadığını, bunun üzerine davalı tarafından müvekkil şirkete 05.06.2021 tarihinde İ.İ.K. M.89/2 ‘ye göre haciz ihbarnamesi yine e tebligat usulü ile tebliğ edildiğini, yine müvekkili tarafından e tebligat adresi kontrol edilmediğinden ilgili ihbarnameden haberdar olunamadığını, Son olarak 23.06.2021 tarihinde müvekkil şirkete davalı tarafından İ.İ.K.m. 89/3 ‘e göre haciz ihbarnamesi e tebligat usulü ile gönderildiğini, yine müvekkil şirket tarafından e tebligat adresi kontrol edilmediğinden ilgili ihbarnameden haberdar olunamadığını, Davalı taraf, müvekkil şirket tarafından ilgili ihbarnamelere itiraz edilmemesi nedeni ile müvekkil şirketi yukarıda dosya numarası yazılı icra dosyasına borçlu olarak eklettiğini ve müvekkil şirketin alacaklı olduğu Alaşehir İcra Müdürlüğünün …,..,… E. Sayılı dosyaları ile Akhisar İcra Müdürlüğü’nün …,..,… E. Sayılı dosya alacaklarına haciz uyguladığını, Müvekkil şirketin takip alacaklısı olan davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, Müvekkil şirketin, icra takibi yapıldığı sırada borçlu olmamasına rağmen, müvekkiline tebliğ edilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmediğinden , takip yapıldıktan sonra takip dosyasında borçlu olduğunu, davalı takip alacaklısı, müvekkil şirketin takip borçlularına borcu olmadığını bilmesine rağmen , kötü niyetli olarak haciz ihbarnameleri gönderdiğini ve borcun müvekkilinin zimmetinde sayılmasını sağladığını, Davalarının kabulünü, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesin talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde müvekkilinin dava dışı … San ve Tic Aş ile …. Aş aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında davacıya 15.05.2021 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesinin, 05.06.2021 tarihinde 89/2 haciz ihbarnamesinin, 23.06.2021 tarihinde 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği, ancak davacı şirket tarafından tebligat adresinin kontrol edilmemiş olması sebebiyle ihbarnamelerden haberdar olunmadığı, ihbarnamelere cevap verilmemiş olması sonucunda dosyaya borçlu olarak kaydının yapıldığı ancak takip alacaklısı olan davalı müvekkile borçlu olmamasına dayalı olarak da iş bu davanın açıldığını, ayrıca müvekkilinin kötü niyetli olarak davacının icra dosyası borçlusuna borcu olmadığını bile bile haciz ihbarnamelerini gönderdiğini ve borcun davacının zimmetinde sayılmasını sağladığını, müvekkil tarafından 12.02.2021 tarihinde ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve ardından icra takibinde sırasıyla 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderilmesi talep edildiğini ve ihbarnamelere cevap verilmemesi ve süresinde de menfi tespit davası açılmamış olması sebebiyle davacının dosyaya borçlu sıfatıyla kaydı yapıldığını ve ilgili haciz işlemleri için de talepte bulunulduğunu, müvekkili, davacının dosya borçlusuna borcu olup olmadığını bilmediğini, bu sebeple de müvekkilin kötüniyetli olduğu iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, bu sebepten takip borçlusunun davacıdan alacağı olup olmadığını öğrenmek için haciz ihbarnameleri gönderildiğini ve dosyaya davacı tarafından cevap dönülmediği için de müvekkil kanundan kaynaklanan hakkını kullanarak davacıyı dosya borçlusu olarak dosyaya dahil ettiğini ve haciz işlemlerini yaptığını, müvekkil şirket aleyhine açılmış bulunan işbu mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlular aleyhine başlatılan icra takibi sırasında üçüncü kişi davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz etmemesi ve haciz ihbarnamelerinin kesinleşmesi sebebiyle davalı alacaklıya borçlu olmadığına dair genel hükümlere göre açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Mahkememizce tarafların ve icra takibinin borçlularının BA ve BS formları celbedilerek incelenmiştir.
Bakırköy …. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından dava dışı … Sanayi Ticaret A.Ş. ve … A.Ş. aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığı, takip sırasında davacı üçüncü kişiye 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnamelerinin gönderildiği ve usulüne uygun tebliğ ederek kesinleştiği görülmüştür.
Somut davada; davacı vekili tarafından davacı alacaklının dava dışı borçlular … Sanayi Ticaret A.Ş. ve … A.Ş. Aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde icra takibinin taraflarına borcu olmadığını, haciz ihbarnamelerine itiraz süresinin kaçıldığını ve bu nedenle genel hükümlere göre borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça haciz ihbarnamelerine itiraz süresini kaçırması ve haciz ihbarnamelerinin kesinleşmesi sebebiyle genel hükümlere göre menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Genel hükümlere göre açılan menfi tespit davası ise hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresine tabi değildir. Bu nedenle davalı vekilinin iş bu davanın 2004 Sayılı İİK’nun 89/3 maddesinde düzenlenen 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığına dair savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 72. Maddesine göre açtığı iş bu menfi tespit davasında; davacı üçüncü kişinin, takip borçlusuna borçlu olmadığının yanı sıra, takip alacaklısının, kendisinin takip borçlusuna borçlu olmadığını bildiği halde, kötü niyetle, onu hataya (yanılmaya) veya hile ile aldatmaya düşürerek, borcun kendisinin zimmetinde sayılmasını sağlamış olduğunu da ispat etmesi gerekmektedir. Ancak davacı tarafından davalının kötü niyetli olduğuna dair dosyaya geçerli ve kesin bir delil sunulmamıştır. Taraflarca bilirkişi deliline dayanılmış, ancak bilirkişi incelemesinin davalının kötü niyetini ispatlayacak nitelikte olmaması sebebiyle Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Taraflar tanık deliline dayanmış, ancak davanın değeri itibariyle davacının takip borçlusuna karşı borçlu olmadığı ve davalının kötü niyetli olduğu hususu tanık delili ile ispatlanamayacağından Mahkememizce tanık dinlenilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış, Mahkememizce davacıya yemin delili hatırlatılmasına ve yasaya uygun süre verilmesine rağmen davacı tarafından yemin delili hakkında beyanda bulunulmamış ve yemin deliline dayanılmamıştır. Davacı tarafından davalının kötü niyeti ispatlanamadığından açılan davanın reddine, dava genel hükümlere göre açılan menfi tespit davası olduğundan davalı lehine nispi vekalet ücreti takdirine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın esastan REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının 3.801,34 TL peşin alınan harçtan mahsubu ile 3.720,64‬‬ TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 24.031,51 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır