Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1065 E. 2022/848 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1065 Esas
KARAR NO : 2022/848

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
YAZIM TARİHİ : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ….’ın müvekkili şirketin sigortalısı olduğunu, davalıya ait … plakalı aracın … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, davalıya ait aracın 01/04/2020 tarihinde davalının sevk ve idaresinde iken … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, oluşan kaza nedeniyle müvekkili şirketin diğer araç sahibine hasar bedeli olarak 28.842,74-TL ödeme yaptığını, söz konusu kazanın oluşumunda 1,72 promil alkollü olarak araç kullanan davalının kusurlu olduğunu, bu nedenle kaza nedeni ile ödenen bedelin tahsili amacıyla Bakırköy …. icra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın oluşumunda diğer aracın asli kusurlu olduğunu, diğer aracın tır olması ve müvekkilinin aracının bu araç yanında çok küçük konumda olması ve diğer aracın çok hızlı olarak virajdan çıktığını, müvekkilinin aracına vurduktan ancak 200 metre gittikten sonra durabildiğini, dava konusu kaza ile ilgisi olmayan başkaca kısımların da tamamen yaptırıldığını, ayrıca kazanın oluşumunda 3 ay sonra hasar bedeli için başvuru yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davacının zarar gören üçüncü kişiye ödediği tazminatın, sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Aynı yasanın 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bunun yanında yasanın 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer yasalarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı/sağlayıcı olması gerekir.
Somut olayda; davacı sigorta şirketi tacir ise de, davalı sigortalının gerçek kişi olduğu, sigortalı aracın ruhsat/sicil bilgilerine göre de kullanım amacının hususi olduğu, davacının yaptığı işle ilgili faaliyetlerinde aracını kullanmadığı, sigortalının kayıtlarda ücretli çalışan olduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davalının tüketici olduğu sonucuna varılmış, dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın çözüm yerinin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nin 114/1-c ve 115/2 maddeleri hükmü gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2-Karar kesinleştikten sonra iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİ gönderilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususlarının görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 20/1. maddesi gereğince süresinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır