Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/106 E. 2022/182 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/106 Esas
KARAR NO : 2022/182

DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :29/03/2022
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı dosyasıyla Dava Dışı ….. Hizmetleri A.Ş tarafından Davalı Şirket’e ve Dava dışı cirantalara kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı ….. 26/01/2011 tarihinde menkul haczi için dava dışı cirantalara iş yerine gelindiğinde talimat gereğince haciz işlemlerine başlandığını, o esnada hacze tanık olan müvekkilinin insani duygularla haczin yapılmasını engellemek amacıyla ve borçlunun da borcunu sonradan ödeyeceği inancıyla birlikte borca icra kefili olma iradesi gösterdiğini, dava dışı alacaklının alacağını tahsil edememesi üzerine 23/04/2011 tarihli icra emri müvekkilin gönderildiğini, dava dışı alacaklı tarafından süresinde ödeme yapmayan müvekkilimizin araçlarına 03/08/2016 tarihinde haciz konulduğunu, aracının yakalatılmasını müteakip müvekkilinin 31/08/2016 tarihinde 61.800,00 TL ödeyerek dosya borcunu kapattığını, iş bu davayla ilgili olarak arabulucuya gidildiğini ancak müzakereler sonucunda anlaşmaya varılamadığını, icra Kefili sıfatıyla icra dosyasına borçlu olarak eklenerek asıl borçlunun kambiyo senedine bağlı borcunu ödeyen müvekkilinin, ödedeği bedelin tüm ferileriyle davalıdan rücuen tahsili için Mahkeme nezdinde işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, müvekkilinin yaptığı 61.800,00 TL tutarındaki ödemenin fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile, eğer faiz hususunda Mahkeme aksi kanaatte ise ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talebin zamanaşımına uğradığından, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, huzurdaki davanın, davacı yanın dava dışı-…. Yapı adına dosya borcunu ödeyerek icra kefili olduğu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına dayanak 22.12.2010 tarihli 28.000,00 TL bedelli çek dolayısıyla 17.01.2011 tarihinde müvekkil ve dava dışı …. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti., …. aleyhine başlatılmış bir icra takibine dayanılmak suretiyle iş bu dava ikame edildiğini, alacak iddiasının 22.12.2010 tarihli 28.000,00 TL bedelli çeke dayandığını, çek alacağından kaynaklanan icra kefaleti dolayısıyla alacak iddiası zamanaşımına uğramış olup öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davacı yanın dava dışı-….. Yapı adına dosya borcunu ödeyerek icra kefili olduğu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası 22.12.2010 tarihli 28.000,00 TL bedelli çek dolayısıyla 17.01.2011 tarihinde müvekkil ve dava dışı ….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti., ….. aleyhine başlatılmış bir icra takibi olduğunu, davacı yanın alacak iddiası, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasında dava dışı-….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin “… Cad. … Apt. Eski No:… Yeni Numara …. Şişli/İstanbul” adresinde 26.01.2011 tarihinde gerçekleştirilen haciz dolayısı ile haciz esnasında ….. Yapı’nın borcuna istinaden kefil olmasına dayandığını, yani davacının, ….. Yapı şirketi adına borca icra kefili olduğunu, buna rağmen davacı yanın, müvekkili ve ….. Yapı şirketinin yetkilisi olan ….. aleyhine öncelikle Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olup takibe itirazımız üzerine de iş bu huzurdaki alacak davasını ikame ettiğini, ancak davacı yanın, ….. Yapı şirketi adresinde gerçekleştirilen haciz esnasında ….. Yapı’nın borcuna kefil olmasına rağmen şirket yetkilisi (…..) ve müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatmış ve alacak davası açtığını, bunun sebebinin ….. Yapı firmasının sicil kaydının kapalı olması olup şirket aleyhine herhangi bir icra takibi başlatılamayacak ve dava açılamayacak olmasından olduğunu, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı ve dava dışı cirantalar aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan takipteki borca icra kefili olduğu ve borcu ödediği ve ödediği bedelin davalıdan rücuen tahsilini ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacı tarafından davalı ve dava dışı cirantalar aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan takipteki borca icra kefili olması sebebiyle alacaklıya ödediği borcun davalıdan tahsil edip edemeyeceği, kefaletin geçerli olup olmadığı, davalıdan alacaklı olup olmadığı ve alacaklı ise miktarı hususlarındadır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı …. tarafından davalı …. Granit -Mermer Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı ….. aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyasında ödediği 61.800,00-TL bedel alacak ve 1.051,45-TL işlemiş faiz için ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Bakırköy … İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava dışı alacaklı ….. Hizmetleri A.Ş tarafından dava dışı borçlular … Granit -Mermer Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., ….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti., ….. aleyhine 22/12/2010 tarihli 28.000,00-TL bedelli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takip sırasında İstanbul .. İcra Dairesinin … talimat sayılı dosyası aracılığı ile 26/01/2011 tarihinde dava dışı borçlu ….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti.nin adresine haciz için gelindiğinde iş bu davamızın davacısı … tarafından icra dosyasının tüm borcuna herhangi bir borçluya hasredilmeksizin icra kefili olduğu, icra kefili olması sebebiyle kendisine ödeme emri gönderildiği ve kendisinin alacaklıya 31/08/2016 tarihinde 61.800,00-TL ödeme yaptığı görülmüştür. Davalı vekili tarafından her ne kadar davacının borçlu ….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti.nin lehine icra kefili olduğu ve bu nedenle ödenen miktardan kendilerinin sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de; davacı tarafından icra dosyasının tüm borcuna herhangi bir borçluya hasredilmeksizin icra kefili olduğu ve bu nedenle söz konusu kefaletin tüm borçlular lehine verildiği anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Ayrıca davalı taraf cevap dilekçesinde kefil tarafından icra takibine konu borcun kefil tarafından ödendiği öğrenildikten sonra dava dışı ….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti.ne ödendiği ve bu sebeple borçlarının sona erdiği iddia edilmiş ise de; davalı tarafın kefilin ödeme yaptığını bilmesine rağmen borcu asıl borçluya ödemesinin kötü niyetli olduğu anlaşılmakla geçerli bir kefalet sözleşmesi olması halinde kefile karşı yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Bunun yanında söz konusu borcun ödendiğine dair dava dışı ….. Yapı İnşaat Turizm Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti.nin yetkilisi olmayan bir şahıstan alınan yazılı belgenin de bir hükmü bulunmamaktadır ve dava dışı borçluya karşı ödeme savunmasını ispatlar nitelikte değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına da Mahkememizce itibar edilmemiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 38. maddesine göre, icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hükümlerine tabiidir. Ancak, usulüne uygun olarak verilen icra kefaleti ilam hükmünde sayılır. İcra kefaletlerinin şekli hakkında İcra ve İflas Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmadığından, kefalet tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583 ve 584. maddeleri hükümlerinin göz önünde bulundurulması gerekir. İİK.’nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefaletinin ilamlı icra takibine konu edilebilmesi ve icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinin birinci fıkrasında; ”Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır” hükmüne yer verilmiştir. Yine 6098 sayılı TBK’nun 584/1 maddesinde; Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
” hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununda yukarıda belirtilen hükümler ile somut davamızdaki icra kefaleti incelendiğinde; kefalet sözleşmesinde borçlunun el yazısı ile yazılması gereken kısımların İcra Müdürü tarafından yazıldığı ve 6098 sayılı TBK nun 583. maddesinde yazılı geçerlilik koşulları yerine getirilmediğinden icra kefaleti geçersizdir. Bunun yanında davacının nüfus kaydına göre icra kefaleti verildiği sırada evli olduğu ve kefil olduğu sırada eşinin rızasını almadığı anlaşılmakla bu yönü ile de icra kefaleti geçersizdir.
Somut davada davalı vekili tarafından zamanaşımı definde bulunulmuştur. Kural olarak müteselsil kefalet sebebiyle rücu alacağında 6098 sayılı TBK’nun 146.maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabidir. Ancak yukarıda belirtildiği üzere davacının icra kefaleti geçerli bir kefalet değildir. Dolayısıyla davacı tarafından ödenen bedel kefalet sözleşmesine dayalı olarak davalıya ödenen bedel oranında rücu yolu ile talep edilemez. Davacı geçersiz bir icra kefalet sözleşmesine dayalı olarak ödeme yapmıştır ve bu ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talep edebilecektir. 6098 Sayılı TBK’nun 82. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
” hükmünü içermektedir. Davacı tarafından dava dışı icra dosyası alacaklısına 31/08/2016 tarihinde ödeme yapılmıştır. Söz konusu ödeme sebebiyle 08/11/2016 tarihinde davalı aleyhine icra takibinde bulunulmuş ve bu tarihte zamanaşımı kesilmiştir. İcra takip tarihinde zamanaşımı süresinin kesilmesi sebebiyle yeniden zamanaşımı süresi başlamıştır. İcra takip tarihi olan 08/11/2016 tarihinden itibaren işleyen 2 yıllık zamanaşımı süresi 07/11/2018 tarihinde dolmuştur ve dava tarihi itibariyle davacı vekilinin sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olan dava konusu alacağının zamanaşımına uğradığı tespit edilmiş ve bu sebeple davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70- TL maktu harcın 1.055,39 TL peşin harçtan mahsubu ile 974,69‬‬ TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.834,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
7-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben Bakırköy …İcra Dairesinin ….. esas sayılı dosyası ve Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyaların mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim ….
¸e-imzalıdır.