Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1054 E. 2022/254 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1054 Esas
KARAR NO : 2022/254

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05.04.2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının davacı şirketteki hisselerinin %80’ine gelen kısmını davacı şahıslara limited şirket hisse devri sözleşmesi ile davacı gerek kişi şahıslara devredip devretmediği, hisse bedellerinin ödenip ödenmediği, şirket yetkilerinin devredilip devredilmediği, hisse devrinden dolayı davalının alacağı kalıp kalmadığı, şirket adresinde değişiklik olup olmadığı, davalının hisse devri protokolündeki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı cezai şart ödemekle yükümlü olup olmadığı hususlarının tespitini talep ve dava etmiştir,
CEVAP; Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tespit talebine ilişkindir.
Davacı tarafça; davalının davacı şirketteki hisselerinin %80’ine gelen kısmını davacı şahıslara limited şirket hisse devri sözleşmesi ile davacı gerçek kişi şahıslara devredip devretmediği, hisse bedellerinin ödenip ödenmediği, şirket yetkilerinin devredilip devredilmediği, hisse devrinden dolayı davalının alacağı kalıp kalmadığı, şirket adresinde değişiklik olup olmadığı, davalının hisse devri protokolündeki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı cezai şart ödemekle yükümlü olup olmadığı hususlarının tespitinin talep ve dava edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir.
HMK gereğince öncelikle dava şartlarının incelenmesi gerekmektedir.
HMK nun dava şartları başlıklı 114. maddesi; “(1)Dava şartları şunlardır: a)Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b)Yargı yolunun caiz olması. c)Mahkemenin görevli olması. ç)Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d)Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması. f)Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g)Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ)Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h)Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı)Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i)Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2)Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir.
İş bu dava tespit davası olup tespit davasının düzenlendiği HMK’nın 106. Maddesine göre; (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Davacı tarafın tespit davasına konu ettiği taleplerine bakıldığında; Davalının davacı şirketteki hisselerinin %80’ine gelen kısmını davacı şahıslara limited şirket hisse devri sözleşmesi ile davacı gerek kişi şahıslara devredip devretmediği, şirket yetkilerinin devredilip devredilmediği hususları davacının sunduğu hisse devrine ilişkin sözleşme eli ticaret sicil kayıtlarından açıkça anlaşılabilecek bir husus olup, bu talepler yönünden bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yarar bulunmamamktadır.
Diğer bir talep olan, şirket adresinde değişiklik olup olmadığı hususu bir yönüyle ticaret sicil kayıtlarında anlaşılabilecek bir husus olduğu gibi, fiilen adres değişikliğinini tespiti ise maddi bir vakıa olup tek başına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Hisse bedellerinin ödenip ödenmediği, hisse devrinden dolayı davalının alacağı kalıp kalmadığı, davalının hisse devri protokolündeki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı cezai şart ödemekle yükümlü olup olmadığı hususları ise eda davasına konu olabilecek talepler olup, davacıların bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere davada davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması HMK nun 114/h maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin alınan 54,40 TL’den tahsili ile eksik kalan 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalının yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2022 09:39

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.