Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1024 E. 2023/126 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1024 Esas
KARAR NO : 2023/126

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/02/2023

Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında kurulan ticari ilişki neticesinde, davacı şirketin siparişi üzerine davalı … Kuyumculuk tarafından 18 ton 36/1 organik …. kumaşın fason olarak üretilmiş olduğunu, davalı tarafından fason olarak üretilerek davacı şirkete teslim edilen bu kumaşların boyama işleminden geçirilerek davacı şirket müşterisi …. Tekstil San. Ve Tic. A.Ş.’ye gönderilmiş olduğunu, ancak davacı tarafından gönderilen kumaşların …. Tekstil AŞ. tarafından 10.02.2021 tarihli sevk irsaliyesi ve 13.02.2021 tarih …, … ve …. numaralı iade faturalan ile “Kumaş izlerinden dolayı sakat” açıklamasıyla davacı şirkete iade edilmiş olduğunu, davacı şirket müşterisi …. Tekstil AŞ. Tarafından kumaştaki ayıp iddiasıyla iade edilen bu kumaşların, ham ve boyalı haliyle incelenmek üzere bağımsız laboratuvar ….Laboratuvarına gönderilmiş, inceleme sonucu gelen 12/03/2021 tarihli raporda “Boyalı kumaşlarda yağa rastlanmamış sadece ham kumaşta yağ izlenmiş olduğunu, ayrıca ham kumaştaki yağlı izler, şekil/şemal ve yerleşim itibari ile boyalı kumaşlardaki çizgili hatalı görüntülerle örtüşmektedir.” denilerek hatanın ham kumaşın üretimi sırasında yani davalının ürettiği kumaşlarda meydana geldiğinin tespit edilmiş olduğunu, ayrıca, raporda tespit edilen “Kumaşların tamamının boyu doğrultusunda birbirine paralel ince çizgiler şeklinde seyreden hatalı görüntü”nün davalının örme işlemi sırasında kullandığı iğne-platin’den kaynaklı dikine iz hatası olduğunu, böyle bir hatanın boyama İşlemi esnasında oluşmasının mümkün olmadığını, davalı tarafından üretilerek davacı şirket tarafından boyama işlemine tabi tutulan kumaşlardaki hatanın-ayıbın davacı tarafından üretilen ham kumaştan kaynaklandığı bağımsız tekstil laboratuvarı tanırından da tespit edilmesi üzerine davacıya Kadıköy …. Noterliği … yevmiye ihbarı yapılarak emtianın iade alınması, bedelin de davacıya iadesinin ihtar edilmiş olduğunu, davacı şirketin ihtarnamesi üzerine davalı tarafından gönderilen Bakırköy …. Noterliği … yevmiye numaralı 02/04/2021 tarihli cevabi ihtarnamesi ile organik süprem kumaşa işlem yapabilecek sertifikalarının olmadığını, ancak sertifika olmaksızın fason örme işlemi yapıldığını ve toplam 18.668 kg kumaş teslim edildiğini belirtmiş, ancak kumaştaki hataların örme kaynaklı olmadığını iddia ederek emtiadaki ayıpların kabul edilmemiş olduğunu, bunun üzerine davacı şirket tarafından …. Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesi Tekstil ve Konfeksiyon Kalite Kontrol ve Araştırma Laboratuvarı’ndan tekrar rapor alınmış ve yapılan inceleme neticesinde “Sonuç olarak; bölüm elemanlarımızdan oluşan uzman kurulumuzun söz konusu hatanın örme işlemlerinden kaynaklandığı kanaatine varmıştır.” şeklinde tereddüte yer vermeyecek şekilde hatanın davacı tarafından yapılmış olan örme işleminden kaynaklandığının belirtilmiş olduğunu, … Tekstil Fakültesi’nden alınan 12/04/2021 tarihli rapor ile hatanın davalının örme işleminden kaynaklandığının kesinleşmiş olduğunu, … laboratuvarından alınan rapor ile hatanın davalının örme işleminden kaynaklandığının kesinleşmesi ve davacı şirket tarafından davalıya tebliğ edilen Kadıköy … Noterliği … yevmiye numaralı 18/03/2021 tarihli ihtarnamesi ile ihtar edildiği gibi hatalı kumaşların davalı tarafından iade-alınmaması, davacı şirkete bedel iadesinin yapılmaması ve ürettikleri emtiadaki ayıbın cevabi ihtarname ile kabul edilmemesi üzerine, iade alınmayan bu ayıplı kumaşların, öncelikle bilirkişi incelemesinde sunulmak üzere kumaş numunesi alındıktan sonra daha düşük bir bedele üçüncü şahıs …San. Ve Tic. Ltd. ŞTİ.’ye 183.930,48 TL’ye satılarak teslim edilmiş olduğunu, davacı şirket tarafından sipariş edilen kumaşların davalı tarafından hatalı üretilmesi nedeniyle, davacı şirket işlemden geçirdiği 261.384,68 TL değerindeki boyalı kumaşları üçüncü şahıs …. Ltd. ŞTİ.’ye 183.070,84 TL’ye satmak zorunda kalmış olduklarını, bu nedenle davacı şirketin 77.454,02 TL zararı oluşmuş olduğunu, davalının da davacı şirket ile davalı arasında mevcut cari hesap ilişkinden kaynaklanan 2.434,56 TL alacağı bulunmakta olduğunu, tüm bu olaylar neticesinde davacı şirket tarafından davalı şirkete Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 26/05/2021 tarihli ihtarnamesi gönderilerek, davacı şirketin uğramış olduğu 75.059,64 TL zararın ödenmesi ihtar edilmiş ancak sonuç alınamamış olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle ayıplı kumaş nedeniyle uğradıkları 75.059,64 TL zararın, ihtarnamenin tebliğ tarihi olun 31/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte karşı taraftan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi… ” taleplerinde bulunmuşlardır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ayıplı olduğunu, hakkında rapor alındığını iddia ettiği kumaşın davalı tarafından örüldüğünü kabul etmelerinin mümkün olmadığını, zira davacının birçok fason örmeciye iş yaptırmakta olduğunu, bu nedenle öncelikle ayıplı olduğu iddia edilen kumaşın, davalı tarafından örülen kumaşlardan olduğunun davacı tarafça ispatının gerekmekte olduğunu, bir an için ayıplı olduğu iddia edilen kumaşın davalı tarafından örüldüğü kabul edilse dahi kumaştaki ayıbın ne olduğu hususunun da muğlak, izah ve ispata muhtaç olduğunu, davacı tarafça bu hususun açıklanması gerektiğini, davacının, dava dilekçesinin 2. Maddesinin birinci paragrafında -…. Laboratuvarının raporuna göre ‘ham kumaşta yağ izlenmiş olduğunu’ iddia etmiş, 2. Maddenin 2. Paragrafında ise hatalı görüntü davalının örme işlemi sırasında kullandığı iğne-platinden kaynaklı dikine iz hatası’ denilmekte olduğunu, ayıbın, yağ izi mi, yoksa iğne izi mi olduğunu, şayet ayıp yağ izi ise 18 küsür tonluk siparişin sadece 2/3 tonluk kısmında yağ izinin mevcut olup kalanında olmamasının nasıl izah edileceğini, keza iğne izi ise yine bu iğne izinin 18 küsür tonluk siparişin sadece 2/3 tonunda mevcut olup kalan kısmında olmasının nasıl izah edileceğini, yağ izi yada iğne izi varsa malın tamamında aynı hata görünmesi gerektiğini, zira tüm malın aynı makinede örülmüş olduğunu, davacı, davalıya ördürdüğü 18 küsür tonun sadece 2/3 tonluk kısmında yağ iğne izi olduğunu iddia etmekte, davalının ü kumaşların davacının boyahanesinde boyanmakta olduğunu, 18 küsür tonluk kumaşın davacı tarafça boyanan 15 küsür tonunda problem çıkmaması, sadece 2/3 tonluk kısmında ayıp çıkması, ayıbın davacı tarafça boyama işleminin tam veya usulüne uygun yapılmaması nedeninden de kaynaklanabileceğini ortaya koymakta olduğunu, bu ihtimalinde sayın mahkeme ve bilirkişi heyetince nazara alınması gerekmekte olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan laboratuvar analizlerine itibar olunamayacağı, her iki raporda kanaat ifade etmekten ileriye gidememiş, ayıbın sebebini tam olarak ortaya koyamamış nakıs raporlar olduğunu, kaldı ki bu laboratuvarlarda analiz edilen numunelerin davalı tarafından örülen kumaştan alınıp alınmadığının da belli olmadığını, bu nedenle hükme esas alınmaları, delil olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığını, davalının, ilk ayıp iddiası ortaya atıldığında davacının işyerine gitmiş, ancak malın tamamının davalıya gösterilmemiş olduğunu, davalıya gösterilen malda davalının iğne yada yağ izi görmediğini açıkça ifade etmiş, hatta davalının malı davacıya iade eden …. Tekstil’e giderek bu firmadan da bilgi almaya çalışmış ancak firma yetkilileri … Tekstil bir çok malını biz iade ettik, konunun sizinle bir alakası yok, bizim sizinle bir problemimiz yok’ diyerek davalıyı geri göndermiş olduklarını, davacının, davalıya ördürdüğü kumaşın ayıplı olduğunu iddia ettiği 261.384,68.-TL’ lik kısmını 3. Şahsa 183.070,84.-TL.’ye sattığını beyan ederek aradaki farkı zarar olarak talep etmekte olduğunu, bu beyanın da son derece soyut olduğunu, kabul edilemez olduğunu, ayıbı kabul etmiş anlamına gelmemek kaydıyla 3. Şahsa satılan ayıplı malın, davalı tarafından örülen kumaş olduğunun nasıl bileneceğini, yine kabul etmiş anlamına gelmemekle beraber davalının ördüğü kumaşın 261.384,68.-TL.’ lik kısmının ayıplı olduğunun nasıl ispatlanacağını, bunu ortaya koyan bir tespit raporunun var olup olmadığını, bu miktar malın ayıplı olduğunun tanık beyanı ile ispatının da kanaatlerince mümkün olmadığını, ayıplı olduğu iddia olunan malın değeri gibi satış bedelinin de yine davacı tarafça belirlenmiş olduğunu, bu durumun dahi kabul edilemeyeceğini, davacı, ayıplı malı piyasa değerinden daha düşük bir fiyata satmış ise bu durumda hakkaniyet nasıl temin olunacağını, davacının belirlediği 261.384,68.-TL. ile 183.070,84.-TL. arasındaki farkın mutlak zarar olarak kabulünün neye göre olduğunu, davacının, önce yağ izi sonra iğne izi gibi tutarsız iddialarla, kim tarafından örüldüğü de belli olmayan bir kısım ayıplı kumaştan dolayı uğradığını iddia ettiği zararı davalıdan telafi ve tazmin etmeye çalışmakta olduğunu, bu durumun kabul edilemez olduğunu, ayrıca davacının laboratuvara gönderdiği kumaşların da kime ait olduğu, kim tarafından örüldüğünün belli olmadığını, dolayısı ile bu raporlara dayanarak hüküm tesis etmekte kabil olamayacağını, davacının dava konusu ettiği miktarın da afaki ve tek taraflı olarak belirlenmiş rakamlar olduğunu, bu miktarların da kabulünün mümkün olmadığını, yukarıda izah edilen nedenlerle; haksız, mesnetsiz ve mücerret davanın reddine, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesi taleplerinde bulunmuşlardır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İş bu dava eser sözleşmesinden kaynaklı zarar tazmini talebine yönelik olup,
Davacı taraf davalı tarafa 18 ton kumaş örme siparişi vermiş , davalı tarafça örülen kumaşlar davacıya teslim edilmiş, davacı tarafça ham kumaşlar dava dışı …. Tekstile satılmış ,satılan kumaşların ayıplı olduğu iddiası ile davacıya iade edildiği iş bu durum davalı tarafa noter ihtarı ile bildirildiği ve iade edilen kumaşların yine dava dışı … Kumaşçılığa satıldığı ,boyalı hali ile 261.384,68 TL değerindeki kumaşların 183.070,84 TL ye satılmakla 77.454,02 TL zararının oluştuğunu ,davalının cari hesaptan kaynaklı alacağının mahsubu ile bakiye 75.059,64 TL nin davalıdan tahsilini,
Davalı taraf ise ,davacının ayıp iddiasının somut ve denetlenebilir olmadığını ,düşük bedelle satılan kumaşların kendi ördükleri kumaşlar olduğunun bilinemeyeceğini kaldı ki var ise ayıp iddiasının boyama işleminden kaynaklı olabileceğini davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davacı tarafından davalı tarafa verilen sipariş üzere davalı tarafından örülen/üretilen 18 ton kumaşın davacıya teslim edildiği, taraflar arasında uyuşmazlık dışı olmakla davacı tarafından teslim edilen bu kumaşların boyanarak dava dışı müşterisi …. Tekstil’e satıldığı, … Tekstil tarafından reklamasyon faturası kesildiği, ayıplı olduğu iddiası ile …. Tekstil tarafından iade edilen ürünlerin yine dava dışı … Kumaşcılık’a daha uygun fiyat ile satıldığı iddiasından kaynaklı fiyat farkından dolayı davacının zarar iddiası bulunduğu ve netice-i talebine konu olduğu anlaşılmakla, dava dışı …. Tekstil tarafından kesilen reklamasyon ürünlerin davalı tarafından üretilen ürünler olup olmadığı aynı ürünler ise ayıp iddiasının yerinde olup olmadığı, ayıbın üretimden ve kullanımdan açık-gizli ayıp olup olmadığı, davacının ayıp iddiası yerinde kabul edilirse zarar talebinin kadr-i maruf olup olmadığı, davacı tarafın elinde numuneler bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmakla davalıya ürettirilen kumaş numuneleri olup olmadığının tespiti hususları uyuşmazlık konusu olmakla ;
Taraf ticari defterleri,ba-bs formları,ihtarnameler ve davacı tara uhdesinde bulunan ayıba konu ürünler üzerinde bilirkişilere yerinden inceleme yetkisi verilerek ;
HMK 266.maddesi uyarınca Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlar olan alacak hesabı konusunda rapor alınmıştır
30/09/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; yukarıda ayrıntılarıyla arzettiğimiz nedenlerden dolayı bilirkişi kurulumuz, davacı ve davalı … ın 2020 ve 2021 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TIK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalının 25 nolu makinesinde örülen 1.668 kg 36/1 penye süprem ham kumaşın kumaş boyunca kesintisiz devam eden boyuna çizgi hataları nedeniyle ayıplı olduğu, ayıbın davalının yapmış olduğu örme işleminden kaynaklandığı, kumaşta boyuna çizgi hatasının ışıklı kalite kontrol makinesinde gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, işin olağan akışına göre, davacının 1.668 kg ham kumaşı boyatmadan önce ayıbın farkına vardığı ve noter ihbarnamesiyle davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, davacının 07.12.2021 dava tarihi itibariyle ayıplı 1.668 kg 36/1 penye süprem ham kumaş nedeniyle 50.040,00 TL zararının oluştuğu, 3. Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, dava tarihi olan 07.12.2021 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 2.434,56 TL borçlu oldukları, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, dava tarihi olan 07.12.2021 tarihi itibariyle, davalı ….ın davacı …dan 2.434,55 TL alacaklı oldukları, taraflar arasında 0,01 TL kuruş farkı dışında cari hesap farkı olmadığı, davacı yanın ham kumaş nedeniyle tespit edilen zarar olan 50.040,-TL’den bu tutarı düşüm yaptığımızda davacının dava tarihi olan 07.12.2021 tarihi itibariyle (50.040,-TL-2.434,55 TL) 47.565,45 TL Alacaklı olduğu, davacı yan lehine karar alınması durumunda, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden dava tarihi olan 07.12.2021 tarihinden itibaren asıl alacağına, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi, reeskont avans faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.

“… Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenici arasında, davacı tarafından davalı yükleniciye verilecek siparişlerin sözleşmede ve sipariş formunda belirlenen şartlar dahilinde fason olarak üretilmesi hususunda 15.04.2013 tarihli “Fason üretim ve Dolum Sözleşmesi” bulunmaktadır.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser olduğu gibi kabul edilmiş sayılır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında esasları ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı yasal her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. “(T.C.
İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15.HUKUK DAİRESİ 2018/962 E. 2020/1175 K.)
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinde davacı taraf iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Davalı taraf edimini teslim etmiş ancak davacı tarafça ayıp iddiasında bulunulmuştur.Davalı tarafın örme makine numaraları nazara alınarak incelemeye sunulan 1.766 kg 66 top kumaşın 64 topunun mk-25 ,1 top üzerine mk-7 ,1 top üzerinde mk-26 yazılmakla aynı numaralı davalı makinelerinde örüldüğünün ve de mk -7 mk-26 nolu makinelerde örülen kumaşların ayıplı olmadığı ,mk-25 de örülen 1.668 kg ham kumaşın tamamında kumaş boyunca kesintisiz devam eden boyuna çizgi hataları tespit edilmiş söz konusu ayıbın örme işleminden kaynaklandığı anlaşılmış ancak davalının ördüğü tüm kumaşların ayıplı olduğu ispat olunamamış,her ne kadar davacı bağımsız laboratuardan ürünlerin ayıplı olduğuna dair rapor sunmuş ise de ;numuneler üzerinde yapılan inceleme davalı tarafın ördüğü tüm kumaşların ayıplı olduğunu ispata mahir bulunmamıştır.
Bilirkişilerce açık ayıplı olduğu tespit edilen ve de davacı tarafça ayıp ihbarı yapıldığı anlaşılan kumaşların piyasa rayicine göre ayıplı hali ile tenzil bedeli düşülerek davacı zararının 50.040,-TL olarak hesap edildiği , davalının cari hesap alacağı 2.434,55 TL’nin mahsubu ile davacının bakiye 47.565,45 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü- kısmen reddine ,Bakırköy .. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 26/05/2021 tarihli ihtarnamesi davalıya 28/05 /2021 tarihinde tebliğ olunmuş davalı 31/05/2021 tarihinde temerrüde düşmekle 47.565,45 TL’nin 31/05/2021 tarihi itibari ile işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE – KISMEN REDDİNE,
2-47.565,45 TL’nin 31/05/2021 tarihi itibari ile işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.249,19 TL karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.281,84 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.967,35 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini davada vekil olarak temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.281,84 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.341,14‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.298,76 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin 836,484 davalıdan, 483,516‬ TL’si davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
10-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2023
Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.