Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/102 E. 2022/1124 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/102 Esas
KARAR NO : 2022/1124

DAVA : Şirket Müdür Yetkisinin Kısıtlanması ve Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 05.02.2021 tarihli Genel Kurulun 2. ve 6. maddelerinin tedbiren durdurulmasına, şirket müdürlerinin şirketteki temsil yetkilerinin alınarak, öncelikle müvekkili …’e verilmesine ve şirkete denetleme kayyımı atanmasına, mahkeme aksi kanaatte ise atanacak kayyım ile birlikte müvekkili …’e yetki verilmesine, mahkemece şirket müdürlerinin görevlerine devam etmesi yönünde karar olması durumunda ihtiyati tedbir olarak davalı şirkete kayyım atanarak ödemeler yönünden denetlenmesini ve kayyım ücretinin şirket bünyesinden karşılanmasına, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sermaye artırımı ile ilgili olarak; şirketin ödenmiş sermayesinin 2/3 oranın özvarlık içerisinde mevcut olup olmadığına ilişkin yaptırılan incelemelerde Özvarlık tutarının 2.500.000,00 TL ödenmiş sermaye tutarı olan 2/3 oranının altında olduğunun anlaşıldığını, bu çerçevede şirket hakim hissedarları olarak sermaye artırıma gidilerek şirketin ödenmiş sermayesinin özvarlık tutarının içerisindeki 2/3 oranının altında kalmamasının sağlandığını, sermaye artırımının müvekkili şirkete sağladığı bir diğer yararın ise sermaye artırımı neticesinde nakit artırım yapılan sermaye bedellerine ödeme tarihinden sonraki süreçte T.C. Merkez Bankasında bankalarca açılan kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranlarından Ticari Krediler faiz oranı üzerinden sermaye gider indirimi yazma imkanı getirilmiş olup, 1 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 10.6. sermaye artırımında indirim başlıklı bölümde sermaye bedelinin artırılması neticesinde şirketin kanunda değişiklik olana kadar her yıl için ödenmiş sermaye üzerinden gider yazarak vergi öncesi kar üzerinden sermayeden dolayı yazılan giderin %22 oranına isabet eden kurumlar vergisi oranı kadar daha az vergi ödenmesi imkanı sağlandığını, görüleceği üzere TTK hükümlerine uygun olarak yapılan sermaye artırımının her yönüyle kanunun amir hükümlerine uygun olarak yapıldığını ve şirketin menfaatlerini gözetilerek gerçekleştirildiğini, yapılan ortaklar genel kurul toplantısı ile her bir şirket müdürüne gelir vergisi diliminin 2. dilimi geçmeyecek şekilde huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini, huzur hakkı alınmaması halinde kurumlar vergisi haricinde ayrıca kâr dağıtım anında da vergilendirme söz konusu olup bu yönüyle de daha az vergilendirme ile şirketin menfaatlerini ve şirketin menfaatlerine yönelik çaba sarfeden şirket ortakların huzur hakkı ödenmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, takdir edilen huzur hakkı bedelinin yıllık her müdür başına 53.000,0 TL olup gelinen tarihte asgari ücret 3.577,50 TL olup 12 aylık karşılık (53.000,00/12) – 4.416,66 TL olduğunu, davacının iddia ettiği gibi parasız yapacağına yönelik talebi eşyanın tabiyetine aykırı olduğunu, müvekkil şirket bünyesinde hem ortak olan hem de müdür olarak yer alan dava dışı …. ve …’in şirketi yönettikleri dönem boyunca şirkete hukuka aykırı işlem ve fiilleri ile zarar vermediklerini, şirketin özvarlıklarında artış olduğunu ve bu artış için gerektiğinde şirkete borç para verdiklerini ve an itibariyle şirketin herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davacı…’in, eşi …’in vefat etmesinden sonra, mirasçı olması nedeniyle müvekkil şirkette ortak olarak yer aldığını, eşinin vefatı sonrasında dava dışı …’e şirket işlemlerini takip etmesi amacıyla çocukları adına velayeten, kendi adına asaleten vekaletname çıkardığını ve vekaletname iptal edilene kadar dava dışı … tarafından takip edildiğini, bu 5 yıllık süreçte şirket zarar etmesine rağmen davacı … ve çocuklarının mağdur edilmediğini, her türlü ihtiyaçlarının karşılandığını, ancak …’in müteveffa eşinden kendisine ve çocuklarına kalan hususta kanun gereği Aile Mahkemesinden izin alması gerekmesine rağmen izin veya bildirimde bulunmadan, kendisine ait malvarlığı da olmasına rağmen, değerinin altında elden çıkarmaya başladığını, neticeten; davanın reddine, tedbir talebinin reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, Limited Şirket müdürünün azli ve şirkete kayyım atanması talebine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nun 150/1 maddesinde “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
Yine 6100 Sayılı HMK’nun 320/4 maddesinde “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacılar vekilinin 29/09/2021 tarihli duruşma gün ve saatinden haberdar olmasına rağmen duruşmaya katılmaması ve geçerli bir mazerette bildirmemesi sebebiyle taraflarca takip edilmeyen dosya işlemden kaldırılmıştır. Dosyanın işlemden kaldırılmasından sonra davacılar vekili tarafından yenileme dilekçesi sunulmak suretiyle dosya yenilenmiş ve Mahkememizce işleme alınarak yenileme tensip tutanağı düzenlenmiş ve duruşma günü verilmiştir. Dosyanın yenilenmesinden sonra davacılar vekili tarafından hiç bir duruşmaya katılım sağlanmamış ve sürekli mazeret sunulmak suretiyle dosya sürüncemede bırakılmıştır. Mahkememizin 23/11/2022 tarihli duruşmasında davacılar vekiline mazeretinin son kez kabul edildiğine ve bir daha mazeret sunulması halinde mazeretin kabul edilmeyeceğine dair ihtaratlı duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmiş, ancak davacı vekili tarafından yine Mahkememizin 14/12/2022 tarihli duruşmasına mazeret gönderilmiştir. Dosyaya sürekli mazeret vererek dosyayı sürüncemede bırakması sebebiyle davacılar vekilinin mazereti Mahkememizce kabul edilmemiş ve davalı vekili tarafından da dosyanın takip edilmediği beyan edilmiş ve dosya taraflarca iki kez takipsiz bırakılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılacağından davacı tarafça iki kez takipsiz bırakılan iş bu basit yargılama usulüne tabi davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 320/4 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70TL maktu karar harcından peşin alınan 59,30 harcın mahsubu ile 21,40-TL bakiye harcın terkin sınırının altında kalması sebebiyle tahsiline yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 2.000,00 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacılar vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.