Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1008 E. 2023/108 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1008 Esas
KARAR NO : 2023/108

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :02/03/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı davalının bir araya gelerek 2011 yılında … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ni kurduğu, şirketin kurulduğu, 2011 yılında müvekkilinin, çeşitli siyasi faaliyetlerde yer alması 102 Kooperatiften oluşan bir Kooperatifler Başkanlığı’na getirilmiş olması sebepleriyle resmi ortak olarak yer almadığı, …. Yapı Kooperatifi Birliği binasının ise uzun yıllar davalı şirketin ofisi olarak kullanıldığı, davalı …’nın … Şirketi’nin resmi kurucusu olarak geçtiği, resmiyette davacı ….’un adının yer almadığı, davacı ile davalı …’nın davalı şirketin kuruluşu aşamasında aralarında bir inançlı akit yaptıkları, buna göre bu inançlı akit gereği öncelikle davacının, davalı şirketin resmi ortağı olabilmesi için gerekli şartlar, oluşana dek davalı …’nın resmiyette kurucu ortak olarak yer alacağı, şirketin iş işlemlerini yürüteceği ve davacının hakkı olan şirket hisselerinin de kendisinin olacağı, davacının da şirketin ortağı gibi davranacağı ancak gizli ortak olacağı, davacının, aynı resmi bir ortak gibi davalıyla aynı şekilde şirketin karına ortak olacağının belirlendiği, davalı şirketi tarafından kullanılan kredilerde davacıdan bankalar tarafından teminat ve kefalet alındığı, davalı şirketin mallarına kredilere teminat olarak ipotek koyulduğu, kefalet şartının ise davacının kefilliği ile sağlandığı, davacının resmiyette ortaklığı olmamasına ve üzerine kayıtlı hiçbir mal bulunmamasına rağmen, davacının davalı şirket için tüm kredilere kefil olduğu, hatta davacının şirket adına her türlü bankacılık işlemini yapmak üzerine resmi vekaletinin olduğu, davalı şirketin finansal işleri ile her daim davacının ilgilendiği ve her gerektiğinde şirketin yüksek meblağlı kredilerine de kefil olduğu, davacının, davalı şirketin banka limitleri ve finansal süreçlerini yürütmenin yanında şirket için sık sık elden borç da aldığı, bu şekilde elden alınan borçlar, yine müvekkilinin eş, dost ve akraba çevresinden alınan borçlardan oluştuğu, bu borçların birçoğunun da ödenmesi gereken zamanda geri ödenmediği, davacının uzun yıllar boyunca dostluk ve kader birliği yaptığı davalı …’ya güvenmiş ve onun kendisine hakkı olan payı ödeyeceğini düşünmüş olduğu, davalı …’nın davacının ona olan güvenini kötüye kullanarak hem aralarındaki ortaklığı kendisine göre sonlandırdığı hem de davacıya, şirketin karından vermesi gereken payı vermediği, hem davalı … hem de davalı şirket davacı aleyhine sebepsiz olarak zenginleştiği, davacının maddi anlamda ciddi bir mağduriyetinin söz konusu olduğu, 2021 yılına gelindiğinde, davacının davalı …’ya artık davalı şirketin resmi ortağı olması için gerekli şartların oluştuğunu söyleyerek hakkı olan hisseleri almak istediği, davalının art niyetli davranışlar sergilemeye başladığı ve davacıya hisseleri devretmekten kaçındığı, davacının hakkı olan, davalı şirketin karından alması gereken payı da ödemediği, davalı …’nın, davacı ile aralarındaki gayriresmi ortaklığı kendisine göre sonlandırdığı ve bunun karşılığında davacıya hiçbir ödeme de yapmadığı, davalı … ve davalı şirket advacı aleyhine olarak sebepsiz zenginleştiği, davacının maddi anlamda ciddi bir mağduriyetinin söz konusu olduğu, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının kabulü ile davacı aleyhine sebepsiz zenginleşen davalılar … ve … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından sebepsiz zenginleştikleri tutarın davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ….’un davalının çok uzun zamandan beri arkadaşı olduğu, davalının davacıyı çok uzun zamandan beri yanında taşıdığı ve kendi imkanlarından yararlandırdığı, uzun zamandan beri davalının arkadaşı olan davacının, davalının vermiş olduğu birtakım iş takiplerini yaptığı, bu iş takiplerinin zaman zaman gerçek kişiler, zaman zaman da kamu kurum ve kuruluşları nezdinde olduğu, davacının hem müvekkilinin arkadaşı olması ve hem de yaptığı bu iş takipleri neticesinde, kendisine birçok para ödendiği ve davalının şirketi olan … Otomotiv’den kendisine araç tahsisi yapıldığı ve rahatça şirkete girip çıkmasının sağlandığı, davacının e son davalının yapmış olduğu … Mah. … Sok. No:…Başakşehir/İstanbul adresli Kat Karşılığı İnşaat İşi kapsamında, bu işi kedisinni bulduğunu iddia ederek davalıdan yüksek bedeller talep ettiği, davalının davacının bu talebini kabul etmemesi üzerine, davacı Sinan Çelikkol’un, davalı ile arasının açıldığı ve davalının yakın arkadaşlarına davalıyı kötülemeye başladığı, İTO da ve şirket kayıtlarında davacının şirkette ortak veya yönetici olduğunu destekler nitelikte bir kayıt bulunmadığı, davacı ile Davalı arasında hiçbir şekilde inançlı işlem yapılmadığı, davalı … Otomotiv Ltd. Şti. Şirketinin Kurucu ortağı ve tek yetkilisinin en başında beri, 11 yıldır davalı … olduğu, davacının davalı şirketin kuruluşundan itibaren çalıştığı bankaların en önemlisi olan, ana banka konumundaki … Bankası A.Ş. Nezdinde hiçbir kefaleti olmadığı, davacının diğer bankalardaki kefaletleri ise ortak veya yönetici sıfatıyla verilmediği, banka kefilliklerinin bir çoğunun davacı ile davalı …’nın … Eğitim Kurumlarındaki ortaklıklarını sistemden gören bankaların, özel talepleri sonucu olduğu, davacı ile davalı …’nın Ortak Olduğu … Eğitim Kurumları Şirketi ile … A.Ş. Otomotiv Şirketi’nin tamamen farklı olduğu, … Eğitim Kurumları A.Ş’nin eğitim alanında faaliyet gösterdiği, Davalı … Otomotiv Şirketi’nin ise, İnşaat Gıda, Otomotiv ve Kuyumculuk alanlarında faaliyet gösterdiği, davacının iddiasının aksine davalı ile davacı ….arasında inançlı işlem olmadığı, davalı şirket her ne kadar yüksek hacimli bir şirket olsa da, yatırım yapan bir şirket olup, henüz bir karının bulunmadığı, bu bakımdan da davacıya verilecek herhangi bir bedel bulunmadığı, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü; davanın öncelikle dava şartı arabuluculuğa başvurulmamış olması sebebi ile usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava inançlı işlemden kaynaklı sebepsiz zenginleşme sebebi ile alacak istemli olup,
30/09/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporu alınmış tarafların beyan ve itirazda bulundukları anlaşılmıştır.
Davacının arabulucuya başvurmadığı anlaşılmakla ;
Bilindiği üzere, 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası ile “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü getirilmiştir.
Yine aynı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanuna eklenen “Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesinde ” (1)İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünün yer almaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere alacak davaları zorunlu arabuluculuğa tabidir. Davacı tarafça dava açılmadan öne arabuluculuk dava şartı yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın dava şartı noksanlığı sebebiyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90- TL maktu karar harcının peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile 673,98‬‬ TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/01/2023

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.