Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/987 E. 2022/67 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/987 Esas
KARAR NO : 2022/67

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :21/02/2022
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, Davalı …’a ait … Mh. …. Cd. … Sk. No:… Büyükçekmece/İstanbul adresinde bulunan villada, su sondajı için uygun zemin belirlenmesi, belirlenen alanda sondaj kuyusu açılması, boru montajınını ve çakıllamanın yapılması, ve temizlenmesi işlemleri için diğer davalı … ile 08/11/2018 tarihli ve “Su Sondaj Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzaladığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamına giren tüm iş ve işlemler eksiksiz tamamlanarak iş teslim edildiğini, müvekkili şirketin 22.142,00TL bakiye alacağı halen ödenmediğini, davalılarca, 22.142,00TL bakiye alacağın ödenmemesi üzerine, Bakırköy …. Noterliği’nin 9 Eylül 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı borçlulara “Borç Bakiyenizin Ödenmesi İhtarıdır” konulu ihtarname gönderilerek bakiye alacağın ödenmesi istendiğini, bakiye alacağın tahsili için İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile davalı borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılarca haksız şekilde icra takibine itiraz edildiğini, sonrasında taraflarınca arabuluculuk başvurusu yapıldığını, arabuluculuk sürecinde davalıların ödeme yapmak istemedikleri için anlaşma sağlanamadığını, davalılar, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye aykırı şekilde ödeme yapmaktan imtina etmekte olduklarını, davalıların bu hususta somut ve haklı hiçbir gerekçeleri bulunmadığını, sözleşme konusu iş tümüyle eksiksiz ve ayıpsız şekilde tamamlanarak teslim edildiğini, müvekkilinin sözleşme konusu işten kaynaklanan alacağın tamamını hak ettiğini, davalılar tarafından bu hususların aksini gösterir hiçbir bildirim, ihtar yada ihbar şu zamana kadar müvekkiline yapılmadığını, bu hususun davalıların kötüniyetli hareket ettiğini gösterdiğini, bakiye alacağın ödenmemesi sebebiyle her iki davalı da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, açıklanan sebeplerle davalıların icra takibine itirazları haksız ve mesnetsiz olduğunu, her iki itirazın ayrı ayrı iptali için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, davanın kabulü ile; davalıların haksız ve yersiz olarak yaptıkları itirazların ayrı ayrı iptaline ve takibin devamına, davalıların %20 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya ve icra takibine konu sözleşmeye bakıldığında, sözleşmenin bir eser sözleşmesi olduğunun anlaşıldığını, bir tarafta eseri meydana getirecek yüklenici davacı, diğer tarafta iş sahibi davalı … olduğunu, meydana getirilen eser için önceden belirlenen bedelin ödenmemesi üzerine söz konusu icra takibi başlatıldığını, dolayısıyla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olmadığını, Tüketici Mahkemelerinin olması gerektiğini, bu nedenle görev yönünden itirazlarının olduğunu, mahkemenin görevsizlik ve yetkisizlik kararı vermesine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın hakdüşürücü süre, zamanaşımı, husumet nedenleriyle usulden reddine, davacının tüm taleplerinin ve itirazın iptali talebinin esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu ve davacının edimini yerine getirdiği, ancak davalının para borcu edimini yerine getirmesi iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 22.142,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalıların tacir olup olmadığına ilişkin olarak celbedilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü, Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü, İstanbul Sanayi Odası, Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği, Esnaf Sanatkarlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü yazı cevapları incelenmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
6502 sayılı TKHK’nun 3. maddesine göre “tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” hükmünün düzenlendiği, yine 6502 sayılı TKHK’nun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını hükmünü düzenlemiştir. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir.
Ayrıca 6502 sayılı TKHK’nun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünü içermektedir.
Somut davamızda; taraflar arasında eser sözleşmesi akdedilmiş olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici tacir, davalı iş sahibi Mustafa ve sözleşmede imzası bulunan davalı … ise tacir değildir. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacı, davalı …’nın dava konusu yerdeki villasında su sondajı için uygun zemin belirlemesi, belirlenen alanda sondaj kuyusu açılması, boru montajının ve çakıllamasının yapılması ve temizlenmesi işini üstlenmiş, karşı taraf ise para borcu alına girmiştir. Davalılar tacir olmadığından taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davalılar 6502 sayılı TKHK’nun 3. maddesine göre tüketici konumunda olduğu anlaşılmakla aynı Kanunun 83/2 maddesi uyarınca somut uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerince çözümlenmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle Mahkememizin görevsizliğine ve Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK nun 20. maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.