Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/98 E. 2021/761 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/98 Esas
KARAR NO : 2021/761

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ : 06/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların murisi ve oğlu olan …’nun …’deki arsası üzerine, ekte sunulan noter sözleşmesi gereği kal karşılığı inşaat yaptığı» İnşaat, sözleşmeye uygun şartlarla ve süresinde bitirildiği, Nitekim sözleşmedeki payîaşıma göre, inşaat ilerledikçe müvekkile ait dairelerin tapu ferağı verilmiş ve bina kullanıma başlanıldığı, Sözleşme yapılırken davalı, sözleşmenin teminatı olan 75.000,00 TL bedelli bir adet senet aldığı, Senetteki Borcun Karşılığı olmadığı, İnşaat süresinde vc sözleşmeye uygun bitirildiğinde davalı senedi iade edeccği. Ancak aralarındaki iyi niyet müteveffa Mustafa tarafından istismar edilmiş ve bina bitirilmesine rağmen senet iade edilmediği, teminat senedi olarak düzenlenen senet icra ile işleme koyulduğu. Bu sırada müvekkil başka işler peşinde koşarken açılan icra takibine gerekli itirazı yapamadığı, müvekkilin hissedar ve ya malik olduğu tapular satılmış ve alacaklıya tapuların bir kısmı geçtiği, davalıların oğlu alacaklı … vefat ettiği, Anne ve babası ile de anlaşmak mümkün olmadığı, Mirasçılar bu arada murisin mirasım reddetmemişler ve haklarına halef olarak takibi sürdürdüğü, nedeni en ile davalılara hiçbir borcunun olmadığının tespitine, Açılmış bulunan icra takibinin durdurulmasına, Davalıların kötü niyetli oluşundan dolayı %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, Mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davalılara aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilleri murisi … ile davacı arasında Üsküdar … Noterliğinin 09.01.2007 tarih ve … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, Bu sözleşmeye göre davacı müvekkile ait arsa üzerine 4 katlı bir Bina yapmayı vaad etmiş,yapılacak binadaki depolu dükkan,zemin kat 1 nolu daire ve 1 kattaki 2 no lu daire müvekkilime ait olacak, 3 ve 4 nolu daire ile 5 no hı dubleks daire davacıya ait olacağı, Davacı taraf sözleşmeyi yaptıktan sonra inşaata başlayamadığı ve inşaatı süresinde teslim edemeyeceğinden müvekkili murisi ile Üsküdar … noteri iğinin 03,09,2007 tarih ve … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi tadıl sözleşmesi imza etmiş ve inşaatın bilim süresi 01.04.2008 tarihi olarak kabul edildiği, Davacı inşaatı süresinde bitiremediği gibi , parasızlıktan yakındığı için zaman zaman talepleri doğrultusunda henüz inşaata yeni başlandığı ve temel halinde iken kendisine düşen dairelerden dubleks hariç kalan iki tanesinin tapuları yine kendisini belirttiği kişilere devredildiği, Son olarak 5 no lu dubleks dairenin tapusunu isteyen davacıya inşaatın teslim süresinin geçtiği ve hala daha bitmediği ,bu şartlarda tapusunu veremeyecekleri beyan edildiği, ise de davacı daireyi sattığı zaman binayı bitireceğini söylediği, Bu defa taraflar arasında 21 04.2008 tarihinde ekli sözleşme ve davaya konu senet yapılmış ve taraflarca müştereken imza altına alındığı, sözleşme ile davacıdan davaya konu 75,000,00 TL lik senedi artık müteahhide düşen tüm tapuları verdiğinden inşaatın bitirilmesinin teminatı olarak alındığı, davacı tapusunu aldıktan sonra sırra kadem bastığı, piyasadan kaybolduğu, davacı binayı tamamlayamamış ekmk bırakıp kaçtığı, Yapılan son sözleşme zaten davacının binayı lamamlayamadığınmen büyük ispatı olduğu,, O tarihe ilişkin çekilen fotoğraflar ekte sunulduğu, Binada Asansör takılmamış ,asansör kapıları boşlukları kapatmak için kapıya öylesine bırakılmış ,merdiven boşluklarında mermerler yanm kalmış ,merdiven boyalan yapılmamış ,merdiven korkulukları takılmamış ,müvekkile bırakılan dükkânına tamam inşaat halde, cam pencere alüminyum doğramaları takılmamış halde bırakılmış .dükkanın alüminyum doğramları .zeminlen müvekkili tarafından yapılmış .dairelerin petekleri müvekkili tarafından takılmış ,binaya dış kapı dahi yapılmadığı, Sözleşmede Anahtar teslim kararlaştırıldığı halde davacı taraf anahtar teslim ini herhalde daireye kapıyı taktıktan sonra, anahtarını mal sahibine teslim etmek olarak anlamış olacak ki Kalen daha bina yanm yamalak ucube halde asansörü takılmamış merdiven korkuluktan yapılmamış iş bitirim verilmemiş ,dış cephe yalıtımı yapılmamış ,kat mülkiyetine geçilmemiş ,iskanı alınmamış bahçe düzenlemesi yapılmamış halde bulunmaktadır. Oysa sayın mahkemenizce de malum olduğu üzere anahtar teslimi demek Binaya iskan alınmasını kapsamakta olduğu, Davacı müvekkili kendi ımkanlan ile giderebildiği kadar eksiklikten giderdiği. Hatta binanın giderlerim îski rögarına bağlamadığı için binayı atık su ve pislik basması sonucu müvekkili … ye başvurduğu .proje yaptırdığı, harçlandırmış ve masraflarını yaparak binanın ana rögar bağlantısını yaptırdığı, Binadaki eksikliklerden dolayı müvekkili dairelerini de ucuza satmak zorunda kaldığı, Müvekkilinin oluşan zararlarından dolayı aynca dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile huzurdaki iş bu davanın reddine karar venlmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen … Esas … Karar sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen karar Yargıtay … H.D. … Esas … K sayılı ilamı ile bozulmuş olup;

“Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yapılacak işlerin eksik bırakılmasını teminat altına alan senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Dava konusu senedin sözleşmenin eksik bırakılan işlerin teminatı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Senet, teminat senedi olduğuna göre ancak eksik bırakılan iş bedeli kadar lehtar alacaklı olacaktır.
Bu durumda mahkemece konusunda uzman inşaat mühendisi ve mimarlardan oluşan 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturularak inşaatta bulunan eksikliklerin belirlenip herbir eksikliğin giderilme bedelleri de gösterilen rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. “

Yukarıdaki bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esasa alınmış ve de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılmış olup;

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKÇE;
Dava, TBK’nun 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında verilen bono nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Davalı yan davacı aleyhine Bakırköy … cra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile bonodan kaynaklı icra takibi başlatmış olup takibe konu bono incelendiğinde; keşidecesinin …, lehtarın davalıların murisi oğlu … olduğu, 75.000,00 TL bedelli, 21/04/2008 tarihli 15/05/2008 vadeli olduğu, senedin arkasında “Bu senet, … ile … arasında yapılan inşaat sözleşmesine göre, inşaatın tamamlanmaması durumunda geçerlidir imza: …, imza : …”, yazılı olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakla ,davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir.
Davacı yan edimini ayıp ve eksikten ari olarak yerine getirip sözleşmesel edimini yerine getirdiğini bu sebeple teminat senedi olarak verildiği açıkça belli olan senede karşı menfi tespit isteminde bulunmuş ,davalı yan ise davacının edimini ayıplı ve de eksik ifa ettiğini bu sebeple iş bu kalemler sebebi ile teminat senedinin hükümsüz olmadığını ,davacının menfi tespit isteminin reddi gerektiğini savunmuştur.
Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 474/I. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıbı öğrenir öğrenmez gecikmeksizin yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Öte yandan ayıplı işlere ilişkin ihbar mükellefiyeti getiren kanun koyucu eksik işler yönünden iş sahibine böyle bir yükümlülük yüklememiştir. Bir başka deyişle, eksik işlerde ihbara gerek olmaksızın zamanaşımı süresi içerisinde eksik işler bedeli her zaman talep edilebilir. ( T.C. ANKARABÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/118 Esas KARAR NO : 2021/298)
Eksik iş kavramı; eser sözleşmelerinde yapılıp teslim edilen eserde yapılması kararlaştırılan bazı iş ve işlemlerin yapılmamış ya da olması gereken bazı işlerin yapılmamış olmasıdır. Gerek BK’nın gerekse TBK’nın eser sözleşmesine ilişkin özel maddeleri arasında, eksik işlere ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. BK’nın 359-363. maddeleri (TBK’nın 474-478. maddeleri) ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz.
Somut olayda taraflar arasında 09/01/2007 tarihinde noter huzurunda ve de kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olup yine noter huzurunda 03/07/2007 tarihinde tadil sözleşmesi düzenlenmiştir.
Taraflar arasında sözleşmeye göre tapu devirlerinin yapıldığı ancak tadil sözleşmesi ile dava konusu senedin eksik işler karşılığı teminat amacı ile alındığı sabittir.
Davalı yan asansörlerin takılmadığı,merdiven boşluklarının mermerlerinin yarım bırakıldığı ,merdiven boyalarının yapılmadığı ve korkuluklarının takılmadığı,dükkanın tamamen inşaat halinde bırakıldığını kendisinin tamamladığını,daire peteklerinin takılmadığı ,dış cephe yalıtımının yapılmadığı,iskan alınmadığı ,bahçe düzenlemesinin yapılmadığını vs. bir kısım işlerin eksik olduğunu iddia etmiştir.
Davalı yanın iddiası üzere davacının edimlerini eksik ayıplı ifa edip etmediği tespit edilmek üzere bozma ilamındaki husular da nazara alınarak mahallinde keşif icrası ile rapor tanzimi istenilmiş;
07/02/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
Keşif tarihinde yapı kullanım izin belgesi alınmadığı, asansördeki eksiklikler ve bodrum kattaki projeye aykırı inşaat nedeni ile yapı kullanım izin belgesi alması mümkün olmadığı ve aradan geçen yaklaşık 12 yıllık süre nedeni ile yapı tadilat ruhsatının alınarak eksikliklerinin giderilip yapı kullanım izin belgesinin alınmasının mümkün olmadığı, fakat Yargıtay içtihatları gereği yapı kullanım izin belgesinin alınması için belediyeye başvurulması, mümkün ise projesine uygun haîe getirilesi ve yapı kullanım izin belgesinin alınarak kat mülkiyetine geçilmesi işlemleri için 4 aylık sürenin yeterli olacağı, dosya kapsamında, davacı beyan, davalı beyan, bilirkişi raporları tespit edilen eksik işlerin İmalat tarihi 2009 yılı itibari ile KDV dahil 55.363,97 TL. dava tarihi 15.12.2014 tarihi itibari ile 80.751,12 TL olacağı, Davalının sunduğu fatura toplamının 6.032,20 TL olduğu,kanaati ile rapor düzenlenmiş ;30/07/2021 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda da aynı kanat rapor edilmiştir.
Davalının cevap dilekçesinde belirttiği eksiklikler üzerinde , bilirkişiler tarafından sözleşme ,tadil sözleşmesi ve de mimari projeler mukayese edilerek tespitler yapılmış olup,(asansör eksik işleri,merdiven boya,merdiven korkuluk,dükan cam ve pencere,dükkan zemin,daire petekleri,bina dış kapı doğrama,dış cephe yalıtım,iskan alınabilmesi için bir kısım tadilat işleri,bahçe düzenlemesi ,,ski rögar bağlantısı ,yapı denetim ücreti ) eksik işler olarak tanımlanmıştır.
Taraflarca eksik işlere yönelik ayrıca delil tespiti yaptırıldığına yönelik dosyada delil bulunmamakta olup ,tadil sözleşmesi uyarınca işin bitim tarihi 01/04/2018 tarihi olup ,tarafların kabulünde olan henüz inşaat bitmediğinden dolayı eksik işler karşılığı dava konusu 75.000 TL lik senedin davacı tarafından 09/01/2017 tarihinde davalılara verildiği anlaşılmakta olup eksik işlerin ve henüz inşaatın bitmediği davacının açık kabulünde olduğundan bilirkişi tarafından yapılan tespitler dava dosyası ile uyumlu olup dava tarihine göre hesaplanan rayiçler üzerinden değerlendirme yapıldığında dava konusu senedi teminat senedi hükmünden düşmediği,davacının eksik işler sebebi ile borçlu olduğunun anlaşıldığı iş bu sebeple ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30- TL harcın 1.280,85 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 1.221,55‬‬ TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 10.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/09/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır