Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/972 E. 2022/541 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/972 Esas
KARAR NO : 2022/541

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/06/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ile müvekkili arasında açık hesaba dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğunu, İş bu ticari ilişki sebebi ile takip tarihinde davalı borçlunun 138.993,56 TL borcu bulunduğunu, müvekkili tarafından Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 138.993,56 TL asıl borç ile 8.034,97 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 147.028,53 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yetiye ve borca itiraz edilmiştir. Alacaklı müvekkili 2017 yılından beri davalı borçluya medikal ürünler sattığını, 2019 yılında davalı borçlunun ekonomik sıkıntılara girdiğini ve borçlarını ödeyemez duruma düştüğünü, 2019 yılında davalı alacaklı, davalı borçluya 21.06.2019 tarihinde son satışını yaptığını, bir daha ürün satışı yapmamaya karar verdiğini ve davalı borçlunun 379.664,31 TL alacağı için icra takibi başlatmaya karar verdiğini, 04.07.2019 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası ile 189.654,31 TL açık hesap alacağının tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, 04.07.2019 tarihinde yine borca karşılık olarak verilen senetlerin vadesi geldiği halde ödenmediği için 09.10.2018 tanzim tarihli 27.12.2018 vade tarihi 40000 TL bedelli senet, 22.08.2018 tanzim tarihli 15.01.2019 vade tarihli 35000 TL bedelli senet, 09.10.2018 tanzim tarihli 15.01.2019 vade tarihli 40000 TL bedelli senet, 10.12.2018 tanzim tarihli 24.05.2021 vade tarihli 40000 TL bedelli senet, 10.12.2018 tanzim tarihli 30.05.2019 vade tarihli 40000 TL bedelli senetler için toplam 190.010,00 TL alacak için İstanbul Anadolu …. İcra Müdünr iğünün … E. sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Davalı borçlu zor durumda kaldığını, acil mala ihtiyacı olduğunu, aralarında uzun yıllara dayalı bulunan ticari ilişkiyi kullanarak müvekkilinden 08.07.2020 tarihinde itibaren ürün satın almayı başardığını, ancak iş bu ürünlerin ödemesi yapılmadığını, 22.09.2020 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası 138.993,56 TL alacak için icra takibi başlatıldığını, yalvar yakar alınan ürünlerin ödemesi istenince borca itiraz edildiğini, 21.06.2019 tarihine kadar yapılan satışlara ilişkin herhangi bir ihtilafın olmadığını, 21.06.2019 tarihine kadar yapılan satışlara ilişkin alacak tutarı icra kanalı ile istenmiş herhangi bir itirazda bulunulmadığını, bu nedenle ihtilaf 21.06.2019 tarihinden sonra 08.07.2019 tarihinde başlayan faturalara ilişkin olduğunu, hastane ile yapılan görüşmelerde ise ekonomik şartların elvermediği gerekçesi ile ödeme yapılmadığı cevabının alındığını, Alacaklı müvekkilin sattığı ürünlerin bedelini tahsil edemediği takdirde alacaklı müvekkilinde ekonomik olarak zor durumda kaldığını, davalı borçlu tarafından kötü niyet ile haciz baskısı altında kalmamak, alacağın tahsilini geciktirmek, hatta mal kaçırarak alacağın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla, borca itiraz edildiğini, davacı alacaklının Türkiye genelinde medikal ürün satışı yaptığını, Türkiye genelinde bulunan hastanelerin ekonomik durumları hakkında bilgiye sahip ya da bilgi sahibi olabilecek konumda olduğunu, Davalı borçlu hakkında yapmış oldukları araştırmalar neticesinde de maddi sıkıntıda olduğunu bu nedenle borçlardan kaçmak haciz baskısı altında kalmamak amacı ile hakkında başlatılan bütün icra takiplerine itiraz ettiği bilgisine ulaşıldığını, kaldı ki davalı borçlunun da bizzat bu durumu beyan ettiğini, Davalı tarafça yapılan itiraz haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnet: Yargılama aşamasında incelenecek olan ticari defterleri ile davalı borçlunun davacı müvekkiline takip tarihi itibari ile 138.993,56 TL borçlu olduğunun görüleceğini, bu sebeple davalı borçlunun asıl alacak ile asıl alacağa vade tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmesini, Dava dilekçelerine eklemiş oldukları hesap ekstresi, e faturalar, sevk irsaliyeleri, kargo gönderi takip bilgi ekran görüntüleri, yargılama esnasında sunulacak ticari kayıt ve ticari defterler incelendiğinde davalı tarafın iş bu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu, alacaklarının likit olduğunun sabit hal alacağını, bu nedenle borçlu davalının %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, kartal vergi dairesinden …. vergi numaralı davalı borçlunun ve müvekkilinin 2019-2020 yıllarına ait AB ve BA formları istediği takdirde borcun dayanağını oluşturan faturaların davalı borçlu tarafından teslim alındığını, Davalı taraf ile arabulucuk yoluna başvurulduğunu ancak bir anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu, davacı müvekkilinin alacağını geciktirmek, haciz baskısı altında kalmamak ve alacağın tahsiline engel olmak hatta mal kaçırarak alacağı imkansız hale sokmak amacıyla kötü niyet ile iş bu haksız itirazda bulunduğunu, öğrendikleri kadarıyla yukarıda açıkladıkları üzere davalı borçlu kaçma ve mallarını kaçırma hazırlığı içerisinde olduğunu, alacağın rehin ile teminat altına alınmadığını, Sayın Mahkememiz tarafından davalı borçlunun menkul ve gayrımenkul mallarıyla 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz işlenmesine karar verilmesini, davalı borçlular ne yazık ki yargılamanın uzun sürmesini fırsata çevirerek yargılama boyunca tüm mal varlıkarını kaçrımayı başarmakta olduklarını, böylelikle haciz baskısını önlediğini, olduklarından alacağın tahsilini imkansız hale sokmayı da başardıklarını, ne yazık ki yargılama bitene kadar borç ödemek zorunda olmayacaklarından rahat edeceklerini düşünerek en basit olan borca itiraz etmeyi tercih etmekte olduklarını, Ancak itirazın iptali ile birlikte talep ettikleri ihtiyati haciz taleplerinin kabul edildiği durumda alacaklı herhangi bir zarara uğramadan en kısa sürede alacağına kavuşacağını, İtirazın iptali davalarında ihtiyati haciz taleplerinin kabulü yönünde karar verilmesi halinde; davalı tarafın kötü niyet ile hukuk kurallarını kullanması engellemiş olup; müvekkilinin telafisi imkansız bir zarara uğramadan alacağına bir an evvel kavuşması sağlanacağını, Usul ekonomisi açısından da müvekkiline ayrıca bir külfet yüklenmeyeceğini, borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğ’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı, Asıl alacağa temerrüd tarihi itibariyle ticari reeskont avans faizi işletilmesi, İcra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, davalı vekili duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,t taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında davacının cari hesap alacağının ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 138.993,56 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari sicil kayıtları, BA ve BS formları, İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası, Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası celbedilerek incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmış, davalı şirket yetkilisi Mahkememizin 24/05/2022 tarihli duruşmasındaki yemininde; “Davacı şirketin alacaklı olduğu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarındaki davacı şirketin icra vekalet alacağının davalı şirket yetkilisi olan benim isteğim üzerine davacı şirket tarafından ödenmediğine, benim böyle bir isteğim olmadığına ve benim isteğim üzerine 29.500 TL bedelli faturanın düzenlenmediğine, davacı şirketten bu paranın yatırılması için elden para almadığıma, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” demiştir.

Davacının iddiası, davalının savunması, icra dosyası ve tüm dosya kapsamına davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu, fer’i nitelikteki talepleri, faiz türü ve oranı konusundaki talepleri ile birlikte bilirkişiye cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soyisim, imza bilgileri kısmının açıkça liste halinde yazılması, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta teamül olup olmadığı, tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması hususu da irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebi de tespit edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, 02/02/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalı şirketlere ait ticari defterlerinin TTK. 64/3 hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğu, Düzenlenen faturalardan (25.000,00 + KDV 🙂 29.500,00 TL tutarındaki 27.08.2019 tarih ve …. nolu vade farkı faturası dışında, iade faturaları dahil olmak üzere bütün faturaların hem davalı hem de davacı defterlerinde kaydedildiği, anılan faturanın davacı tarafından kaydedildiği, ancak davalı tarafından kaydedilmediği, bu faturanın açıklama kısmında sözleşmede “avukat ücreti + çek” ibaresi yer aldığı, faturaya ilişkin değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu, Davacının BS formlarında 2019/07-08-09-10-11 dönemlerinde yaptığı – satışların tamamını beyan ettiği, davalının BA formunda davacı tarafından düzenlenen (25.000,00 KDV-) 29.500,00 TL tutarındaki 27.08.2019 tarih ve … nolu vade farkı olarak düzenlenen fatura dışında diğer tüm faturaları beyan ettiği, Takip tarihi olan 22.09.2020 tarihi itibariyle Davacının cari hesabında görünen alacak bakiyesi 108.993,46 TL, 31.12.2020 sonu itibariyle ise 229.701,46 TL olduğu, Takip tarihi olan 22.09.2020 tarihi itibariyle davalının cari hesabında görünen alacak bakiyesi 350.861,34 TL, 31.12.2020 sonu itibariyle ise 350.153,34 TL’dir. Tarafların cari hesaplar yönünden karşı taraftan alacaklı olarak Defterler, belgeler ve dava dosyasında yer alan bilgiler doğrultusunda temel mutabakatsızlığın senet ve senet ödemelerinden kaynaklandığı, cari hesapta görünen senet ve senet ödemelerine ait ödeme dekontlarının davalı tarafça ibraz edilemediği, Netice itibariyle satış faturaların (1 tanesi hariç) tarafların defterlerinde kayıtlı olması, davacının 31.12.2020 tarihi itibariyle kümülatif olarak 229.701,46 TL tutarında davalıdan alacaklı olarak görünmesi, davalı tarafın verdiği senetler ile senet ödemelerine ait ödeme makbuzlarını ibraz edememesi nedenleriyle, davacının takip tutarı olan 138.993,56 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, Davalı tarafından ödeme belgelerinin Sayın Mahkemeye sunulması halinde, bu husustaki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirlerinde olacağı, Tarafların gecikme faizi, tazminat v.b. taleplerinin mahkememizin takdirinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” Hükmü düzenlenmiştir.
Davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, ancak dDosya kapsamı itibariyle taraflar arasında mal alım satımına ilişkin açık cari hesap ilişkisinin bulunduğu ve bu sözleşme kapsamında davalının ifa borcunun para borcu olduğu, sözleşmede ifa yeri belirtilmediği ve ifa yeri belirtilmemesi sebebiyle para borcunun götürülecek borç olması sebebiyle davacı alacaklının ikametgahının ifa yeri olduğu 6100 Sayılı HMK’nun 10. maddesi ve 2004 Sayılı İİK’nun 50/1 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı alacaklının ikametgah icra dairesi de yetkili olduğundan icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Somut davada; davacı vekili tarafından taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, cari hesaba konu faturalara konu malların davalıya teslim edildiğini, ancak davalı tarafından bakiye bedelin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi olduğuna dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının talep ettiği alacak miktarı oranında davalının davacıya borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, taraf şirketlerin defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve kendi lehlerine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalından 108.993,46-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 350.861,34-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları ve tarafların BA ve BS formlarına göre davacı tarafından düzenlenen faturalar davalı tarafça kabul edilip itiraz edilmeksizin defter ve kayıtlarına alınmış ve BA larında bildirilmiştir. Bu durumda davacı tarafından faturalara konu malların davalıya teslim edildiği hususu karine olarak ispatlanmıştır. Davacı tarafından düzenlenen 29.500,00-TL bedelli “avukat ücreti ve çek” açıklamalı vade farkı faturası davalı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı değildir. Davacı vekili tarafından söz konusu faturanın davalı şirket yetkilisinin isteği üzerine davacı şirket yetkilisi tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve Küçükçekmece… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarındaki alacağı için sonradan davalı tarafça ödenmek üzere kendileri tarafından ödendiğini, bu sebeple söz konusu faturanın düzenlendiğini iddia etmiştir. Ancak davalı tarafça bu iddia kabul edilmemiş ve davacının yemin teklifi üzerine davalı şirket yetkilisi söz konusu faturanın kendi isteği üzerine düzenlenmediği konusunda yemin eda etmiştir. Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki ihtilaflı söz konusu fatura alacağı geçerli ve kesin bir delil ile ispatlanamadığından davacı alacağı olarak hüküm altına alınmamıştır. Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle108.993,46-TL alacaklı olduğu taraf şirketlerinin ticari defter ve kayıtları ve tarafların BA ve BS formları ile sabittir. Davalı tarafça söz konusu borcun ödendiğine dair geçerli ve kesin bir delil dosyaya sunulmamıştır. Davacının davalıdan alacaklı olduğu taraf şirketlerinin defter ve belgeleri ve tarafların BA ve BS formları ile sabit olduğundan bilirkişi raporunda tespit edilen bedel üzerinden açılan davanın kısmen kabulüne, davacı icra takibinden önce temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, davacının alacağı tarafların ticari defter ve kayıtları, faturalar ve BA ve BS formları ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 108.993,46-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin ve işlemiş faiz talebinin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (21.798,69-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 7.445,34 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.815,91 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.629,43 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.304,37 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.705,26 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.815,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.870,31 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 851,88 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır